Biden’ın Çekilmesi, Trump’ın yükselişi: Harris ile Seçim Yarışı Yeniden Şekilleniyor

Başkanlık seçimlerinde, Biden’ın yarıştan çekilmesi ve Harris’in adaylığı açıklamasıyla birlikte ABD’deki siyasi dengeler değişiyor. Trump’a yönelik suikast girişimi ve Biden’ın sağlık sorunları, seçmen eğilimlerini nasıl etkiledi? Harris’in adaylığı, Demokrat Parti’ye yeni bir umut getirebilir mi?
Fokus+
Biden’ın Çekilmesi, Trump’ın yükselişi Harris ile Seçim Yarışı Yeniden Şekilleniyor
30 Temmuz 2024

ABD’de geçtiğimiz iki haftada, Kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerine ilişkin tabloyu yeniden şekillendiren önemli gelişmeler yaşandı. 

Cumhuriyetçilerin adayı olan eski Başkan Donald Trump, 13 Temmuz’da Pensilvanya'da düzenlenen seçim mitingi sırasında başarısız bir suikast girişimine maruz kaldı. 

Bu olaydan yaklaşık bir hafta sonra da, Demokratların adayı olan Başkan Joe Biden, yardımcısı Kamala Harris’in adaylığına desteğini ilan ederek, seçim yarışından çekildiğini duyurdu. 

Trump’ın yükselişi 

Biden ve Trump'ın 27 Haziran’da Georgia eyaletinin başkenti Atlanta’da bir araya geldiği, 2024 başkanlık seçimine ilişkin televizyonda yayınlanan ilk başkanlık münazarasından bu yana Demokrat Parti içindeki bölünmeler arttı. 

Söz konusu münazarada, Biden’ın performansı yaş faktörüyle konsantre olma ve argümanlarını formüle etme yeteneğindeki zayıflık nedeniyle “felaket olarak” tanımlandı. 

Böylece Demokrat Parti içerisinde, Biden’ın seçimleri kazanamayacağı yönündeki endişelerle adaylıktan çekilmesini isteyenler ile devamında ısrar edenler arasındaki anlaşmazlık büyüdü. 

Öte yandan Cumhuriyetçi Parti içerisindeki kanatları, aylarca tanık olunan tutumlarının aksine, özellikle suikast girişiminin ardından adayları Trump’a yönelik desteklerini artırdı. 

Suikast girişiminden önce, Demokrat Parti üyeleri, adayları olan Biden’a güçlü desteklerini birçok kez ifade etmişti. 

Cumhuriyetçi Parti ise başkan adayını belirlemek için yapılan, kendi içinde bölünmüş ve Trump’ın zaferiyle sonuçlanan sert ve gergin ön seçimlere tanık olmuştu. 

Atlanta’daki münazaranın ardından, başkanlık adaylığını sürdürmekte kararlı olan Biden’ın yarıştan çekilmesi yönünde Demokratlardan gelen baskılar artmaya başladı. 

Kongrenin önde gelen Demokrat üyeleri ve Biden’ın seçim kampanyasına büyük bağış yapanlar da bu yöndeki taleplere katıldı. 

Özellikle Cumhuriyetçiler, suikast girişiminin ardından “Trump’ın yüzünden kan akarken, yumruğunu meydan okurcasına havaya kaldırdığı” sahneyi öne çıkararak onu bir “ulusal kahramana” dönüştürmeye çalıştı. 

Bu bağlamda suikast girişimi, Biden’ın sorunlarını ikiye katladı. 

Kongre üyesi birçok delege, 15-18 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kurultay’ında, Trump’ın suikast girişiminin ardından yaralandığı kulağına taktığı gibi, sağ kulaklarına bandaj takarak adaylarına verdikleri büyük desteği gösterdi. 

Ayrıca, ön seçimlerde Trump’a karşı yarışan, ABD’nin eski Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley ve Florida Valisi Ron DeSantis gibi Cumhuriyetçi Parti’deki rakiplerinin, kurultay sırasında Trump’a desteklerini açıklamaları da oldukça dikkat çekti. 

Trump, geçtiğimiz Mayıs ayında New York’taki bir mahkemede 34 suçlamadan hüküm giydi ve aynı zamanda üçü federal, biri eyalet düzeyinde olmak üzere dört ceza davasıyla da karşı karşıya. 

Cumhuriyetçiler bu olaylar ışığında, Trump’ı, Biden ve Demokratların suçladığı gibi ABD demokrasisine yönelik bir “tehlike” ve “tehdit” olmaktan çıkarmak için başarısız suikast girişiminden yararlanmaya çalıştı. 

Suikast girişimi, aynı zamanda Demokratların da kafasını karıştırdı. 

Trump, 2020 başkanlık seçimlerini kaybettiğinde şiddeti körüklemesine ve birkaç hafta öncesine kadar 2024 seçimlerini kaybetmesi halinde bu kışkırtmayı sürdüreceğinin sinyalini vermesine rağmen, Biden, Trump’ı savunduğu politikalar nedeniyle “hedef” haline getiren daha önceki açıklamalarından dolayı özür diledi. 

Trump, başkanlığı sırasında atadığı üçü Yüksek Mahkeme ve diğeri federal yargıç olan dört yargıç sayesinde, yargılandığı iki mahkemede kararı kendi lehine çevirmeyi başardı. 

İlk davada Yüksek Mahkeme, Trump’ın başkanlık görevlerini yerine getirirken “mutlak dokunulmazlığa” sahip olduğuna hükmetti. 

Her ne kadar bu karar, özellikle destekçilerinin Biden’ın seçim zaferinin belgelenmesini engellemek için 2021’de Kongre binasına baskın yapması konusunda Trump’ın karşı karşıya olduğu suçlamaları kapsamasa da, karşı karşıya olduğu sorunların başkanlık seçimlerinden önce dikkate alınmamasını sağladı. 

Aynı durum, başkanlık dönemine ait gizli belgeleri konutunda sakladığı için Florida eyaletinde yargılandığı dava için de geçerli. 

Federal Yargıç Aileen Cannon, Trump’ın gizli ve hassas belgeleri yasalara aykırı biçimde elinde tutmakla suçlandığı Florida’daki ceza davasını düşürdü. 

Bu kararın gerekçesini, soruşturmayı yürüten özel yetkili savcı Merrick Garland’ın atamasının hukuksuz olmasına dayandırdı. 

Son olarak 17 Temmuz’da Biden’ın yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalandığının açıklanması, başkanın sağlık durumuna da yeni bir ışık tuttu. 

Biden’ın çekilmesi 

Biden’ın geri çekilmesinin arifesinde yaşanan bu gelişmeler, başkanlık kampanyasında Cumhuriyetçilerin yükseldiği, Demokratların ise çalkantıda olduğuna dair duygunun artmasına katkıda bulundu. 

Bu durum, seçimlere ilişkin yapılan kamuoyu yoklamalarına da yansıdı. 

Associated Press’in (AP) NORC Kamuoyu Araştırma Merkezi ile birlikte yürüttüğü ve Biden’a koronavirüs teşhisi konmasından saatler önce yayınlanan bir ankete göre Demokratların yüzde 65’i Biden’ın başkanlık yarışından çekilmesi gerektiğini ifade etti. 

Anket ayrıca, Demokratların yaklaşık 10’da 3’ünün Biden’ın başkan olarak etkili bir şekilde görev yapabilecek zihinsel kapasiteye sahip olduğuna çok güvendiğini ortaya koydu. 

Öte yandan 10 Cumhuriyetçiden 7’si de, Trump’ın seçimleri kazanabileceğine olan güvenini ifade etti. 

NBC News’in Trump'a suikast girişimi öncesinde yaptığı bir diğer anket de, Demokratların yüzde 33’ünün Biden’in partilerinin adayı olmasından memnun olduğunu gösterdi. 

Aynı ankete göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 71’i Trump’ın başkanlık adaylığından duyduğu memnuniyeti ifade etti. 

Biden’ın seçimleri kazanacağına dair şüpheleri olanları arasında siyasi koalisyonunun omurgasını oluşturan siyahi vatandaşlar da var. 

Ankete göre siyahi Demokratların yaklaşık yarısı, Harris’i seçimleri kazanma konusunda Biden’dan daha yetenekli görüyor. 

The Economist/YouGov Poll tarafından 17 Temmuz’da yapılan bir başka ankete göre, ABD’li yetişkinlerin yüzde 49’u Trump’ın seçimi kazanacağına inanıyor. 

Demokratların yüzde 16’sı, bağımsızların yüzde 46’sı ve Cumhuriyetçilerin yüzde 88’i de aynı fikirde olduklarını ifade etti. 

Buna karşılık, ABD’li yetişkinlerin yalnızca yüzde 26’sı Biden’ın seçimleri kazanacağına dair inancını ifade etti. 

Bu faktörler ışığında, partisini bir araya getiremez hale gelen Biden’ın, Trump’ın ortaya attığı popülist “klişelere” güçlü ve kesin bir şekilde karşı çıkamadığı münazara sırasında oluşan izlenim sonucunda adaylıktan çekilmekten başka çaresi kalmadı. 

Bu durum, “geç modernizmin" bu aşamasında gelişmiş ülkelerde yapılan seçimlerdeki “irrasyonel gösteri bileşeninin” ağırlığını gösteriyor. 

Demokrat Parti’nin Biden’a yönelik baskısı, seçim yarışından çekildiğini ve Harris’in adaylığına verdiği desteği duyurmasından önceki günlerde daha arttı. 

Senato Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer, Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries ve Temsilciler Meclisi eski Başkanı Nancy Pelosi, adaylığı sürdürmesinin partinin seçimlerdeki şansını tehlikeye atacağı konusunda Biden’ı uyardı. 

Harris’in adaylığı 

Harris, Trump’a karşı güçlü bir rakip olmasının yanı sıra, Demokrat Parti’nin resmi adayı olma şansını da artıran birçok güçlü noktaya sahip.  

Ancak seçim sürecinde başa çıkmak zorunda kalacağı zorluklar da göz ardı edilemez. 

Harris’in güçlü yönleri 

Harris’in adaylığı, seçmenlere Trump ve Biden dışında birini seçme şansı veriyor. 

Bu, geçtiğimiz aylarda yapılan kamuoyu yoklamalarına göre seçmenlerin istediği bir şeydi. 

Biden’ın seçim savaşını kaybedebileceğinin netleşmesi üzerine, Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a gelmesinden endişe edenler Biden’ın adaylıktan geri çekilmesini bekledi. 

Bu kesim, alternatif adayı desteklemeye hazır olduklarını da belirtti. 

Harris, ortaya çıkan bu durum ve Demokrat Parti içindeki adaylar arasında rekabet için yeterli zaman olmamasından yararlandı. 

59 yaşındaki Harris’in, 81 yaşındaki Biden ve 78 yaşındaki Trump’a göre daha genç olması önemli. 

Bu nedenle, Biden’ın yaşı ve bilişsel yetenekleri hakkındaki tartışmalar, Harris’ten yaşlı olan Trump’a yönelebilir. 

Aynı zamanda kamuoyu yoklamaları, Harris’in Demokratlar arasında Biden’dan daha fazla destek aldığını gösteriyor. 

Ayrıca gençler ve kadınlar arasındaki popülaritesi de halihazırda Biden’dan daha yüksek. 

Siyahiler, gençler ve kadınlar, Harris’in Demokrat seçmen tabanının önemli bir parçasını oluşturuyor. 

Hint bir anne ile Jamaikalı bir babanın kızı olmasının yanı sıra kürtaj haklarına güçlü bir şekilde destek vermesi, Harris’in Demokratlar arasındaki konumunu güçlendiriyor. 

AP/NORC Kamuoyu Araştırma Merkezi’nin anketine göre 10 Demokrattan 6’sı Harris’in başkan olarak iyi bir iş çıkaracağına inanıyor. 

10 Demokrattan 2’si bunun tersini düşünürken, yine aynı oranda Demokrat seçmen bu konuda karar verecek kadar bilgi sahibi olmadığını düşünüyor. 

Biden’ın kendisinin adaylığına yönelik desteğini açıklamasının ardından Harris, partideki delegelerin desteğini alabilecek konuma kavuştu. 

Ayrıca Biden’ın kampanya hesabındaki 91 milyon dolara erişme ve kampanyayı büyük engellerle karşılaşmadan yönetme fırsatına sahip oldu. 

Biden’ın adaylıktan çekilmesi, seçim kampanyası ve Demokrat Parti’ye olan bağışların artmasına neden oldu. 

21 ve 22 Temmuz’da, yani Biden’ın adaylıktan çekilmesinin hemen ardından, Harris’in seçim kampanyası 1,1 milyondan fazla bağışçıdan 100 milyon dolara yakın bağış topladı. Bunlardan yüzde 62’si ilk kez bağış yapanlardı. 

Trump ise partisinin desteğine rağmen, Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kurultayı’nda hazırlanan konuşma metnine bağlı kalmayarak, suikast girişiminin ardından kendisini “ulusal birlik” adayı olarak sunmaya çalıştı. 

Trump konuşmasında 2020 başkanlık seçiminin kendisinden “çalındığı”, Demokratlar ve Adalet Bakanlığı’nın kendisini siyasi olarak hedef aldığı yönündeki iddialarını yineledi. 

Trump’ın bu konulara yeniden girmesi, “hayatına kasteden suikast girişiminin ardından bunu yapmakta tereddüt eden” Demokratlara kendisine yeniden sert eleştiriler yöneltme fırsatı sağladı. 

Eski Kaliforniya Savcısı olan Harris, geçtiğimiz günlerde Wisconsin eyaletinde yaptığı konuşmada, halkın başkanlık seçimlerinde eski bir savcı ve hüküm giymiş bir suçlu arasında tercih yapacağını vurguladı. 

Buna ek olarak, Trump’ın “daha önce kendisini sert bir şekilde eleştiren” Ohio Senatörü Cumhuriyetçi James David Vance’ı başkan yardımcılığına aday olarak göstermesi, Cumhuriyetçi Parti içindeki bölünmeleri artırabilir. 

Ayrıca Trump’ın, Nikki Haley yerine Vance’ı seçmesi de partideki destekçilerini kızdırdı. 

Tüm bunlar Harris’in şansını artırabilecek faktörler olarak görülebilir. 

Harris’in önündeki zorluklar 

Harris başkanlık kampanyasına büyük bir ivmeyle başladı ancak bunu sürdürmek ve kazanma şansına zarar verebilecek hatalara düşmemesi gerekiyor. 

Siyahiler, gençler ve kadınlar arasındaki desteği Biden’dan daha fazla olsa da, Harris’in Bidan’ın sahip olduğu yaşlı beyaz seçmen desteğinden ne kadarını kazanabileceğine yönelik soru hala geçerliliğini koruyor. 

Harris’in etnik kökeni ve kadın olmasının, başkanlık makamını kazanma çabasında avantaj veya dezavantaj olup olmadığı henüz belli değil. 

Aynı zamanda zaman faktörü de, etkili ve güçlü bir başkanlık kampanyası oluşturmak için önünde yalnızca 100 günü olan Harris üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. 

Özellikle Trump’ın kadın düşmanı ve ırkçı söylemiyle tanındığı göz önüne alındığında, Harris’in Cumhuriyetçi Parti’nin bu güçlü adayına karşı koyma yeteneği hakkında soru işaretleri akıllara geliyor. 

Merak edilen bu sorular aynı zamanda, Harris’in Başkan Yardımcısı olarak ABD’nin güney sınırındaki yasadışı göç konusunu yönetme ve Biden’ın başarısızlıklarından dolayı suçlanma konusundaki “zayıf siciline yönelik” Cumhuriyetçilerin beklenen saldırısıyla başa çıkma becerisi için de geçerli. 

Harris, Biden ve üst düzey Demokratların desteğini almış olsa da, Biden’ın 2020 seçimlerinde kazandığı ve kendisini başkanlığa taşıyan bazı “salıncak eyaletleri” koruma becerisine ilişkin sorular da hala devam ediyor.  

Cumhuriyetçilerin adayı olan Harris’in seçim yarışında karşılaştığı ana zorluk budur. 

Sonuç 

Bu ayın 23’ünde yayınlanan iki anket, her iki adayın da şanslarının eşit olduğunu gösterse de, Harris ve Trump’ın seçimlerde ne ölçüde başarılı olacağına dair net bir tablo çizmek için henüz çok erken. 

NPR/PBS News/Marist College tarafından yürütülen bir ankete göre, Trump kayıtlı seçmenlerin yüzde 46’sının desteğini alırken, katılımcıların yüzde 45’i Harris desteklediklerini ifade etti. 

Üç adayın sorulduğu anket bölümünde ise, Trump ve Harris yüzde 42’şer, Robert F. Kennedy Jr. ise yüzde 7 oranında oy aldı. 

Bu ayın başında yapılan bir başka ankette, Trump ve Biden’ın aday olduğu seçimde seçmenlerin yüzde 2’si kararsızdı. 

Ancak NPR/PBS News/Marist College’in anketine göre Harris ile Trump’ın adaylığı karşısında kararsız seçmenlerin oranı yüzde 9’a yükseldi. 

Trump’ın başkan yardımcısı olarak Senatör Vance’ı seçmesine gelince, anket kayıtlı seçmenlerin yüzde 28’inin kendisi hakkında olumlu izlenime sahip olduğunu, buna karşın yüzde 31’inin ise olumsuz görüşe sahip olduğunu ortaya çıkardı. 

Ankete katılanların yüzde 41’i ise Vance’ın adaylığı konusunda emin olmadıklarını söyledi. 

Reuters/Ipsos tarafından yapılan bir başka anket de ise, Harris’in yüzde 2 puan farkla önde olduğu görüldü. 

Ankete göre kayıtlı seçmenler yüzde 44’ü Harris’e, yüzde 42’si ise Trump’a destek vereceklerini ifade etti. 

Bu çalışma için örnekleme hata marjının yüzde 3 olduğu da belirtildi. 

Ancak yaklaşan başkanlık seçimine yönelik olası senaryolara ilişkin daha net bir tablo sağlayan şey, yalnızca kayıtlı değil, potansiyel seçmenlerin de katıldığı kamuoyu 

 

El-Arabi Araştırmalar ve Politika Çalışmaları Merkezi