Rusya-Kuzey Kore Anlaşmasının Doğu Asya’ya Yansımaları 

Araştırmacı Ahmet Vefa Rende, Putin’in Kuzey Kore’yi ziyaretinde imzalanan güvenlik anlaşmasının Doğu Asya’daki etkilerini Fokus+ için inceledi.
Ahmet Vefa Rende
Rusya-Kuzey Kore Anlaşmasının Doğu Asya’ya Yansımaları 
15 Temmuz 2024

eçtiğimiz haftalarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kuzey Kore’yi ziyaret etmesinin ardından iki ülke arasında bir güvenlik anlaşması imzalanmıştı. Soğuk Savaş’tan günümüze kadar yakın ilişkilere sahip olan iki ülkenin imzaladığı anlaşma 1961’de Rusya- Kuzey Kore “Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşması” idi. Daha sonra ise Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte iki ülke arasındaki ilişkiler olumsuz yönde gelişmiş ancak Rusya’da Putin’in iktidarı devralmasıyla birlikte tekrar iki ülke arasında yakınlaşma gerçekleşmişti.  

Son imzalanan güvenlik anlaşması iki ülke ilişkilerinin iyice derinleştiğini göstermektedir. Bu anlaşmayla birlikte taraflardan biri işgal atına düşerse, diğer taraf başta askeri olmak üzere tam anlamıyla diğerini destekleyecektir. Batılı kaynaklar, bu anlaşmayı Ukrayna’da ihtiyaç duyulan mühimmat için Kuzey Kore’ye ekonomik ve güvenlik desteğinin sağlanacağı bir anlaşma olarak tasvir etmektedir.   

İki ülke arasında imzalanan bu anlaşma, Doğu Asya’nın güvenlik dinamiklerini derinden etkileyecektir. Anlaşma bölgede Çin, Japonya ve Güney Kore kanadından farklı tepkilerin yükselmesine neden olurken, bu anlaşma farklı bölgelerde farklı ülkeler arasında muhtemel anlaşmaların ortaya çıkmasını gündeme getirmektedir. ABD’nin de bölgenin güvenlik dinamiklerine müdahalesiyle birlikte Doğu Asya’da güvenlik işbirliği konusunda yeni adımların atılması ve Soğuk Savaş benzeri bir manzaranın oluşması muhtemeldir.   

Çin nüfuz alanını koruma peşinde  

Rusya ile Kuzey Kore arasında imzalanan anlaşmaya iki ülke ile yakın ilişkileri olan Çin, bölgede diğer ülkelere nazaran daha farklı bir tepki göstermiştir. Bazı uzmanlar, Çin’in bu anlaşmayla birlikte Kuzey Kore’deki nüfuzunu kaybedeceğini düşünse de yönetim nazarında anlaşmaya karşı herhangi bir tepki gelmemiştir. Bu noktada, Çin için en önemli çekincelerden bir diğerinin ise Avrupa’da süren savaşın Asya’ya taşınma ihtimali olmaktadır. Nitekim, Asya’da bir savaşın patlak vermesi bölgede Güney Kore ve Japonya gibi Batı yanlısı ülkelerin de savaşa iştirak etmesine yol açabilir. Böylece Çin, ya bir savaşın hizbi olarak sivrilecek ya da bölgede yaşanan gerilimler onun ekonomik çıkarlarını zedeleyecektir. Bu bağlamda, en büyük tehdit Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Kuşak Yol Projesi’ne yönelecektir.  

Batılı ülkeler nazarında tehdit olarak algılanan Rusya ve Kuzey Kore arasındaki güvenlik anlaşmasının meydana gelmesi iki ülkeye karşı tepkileri yükseltirken, iki ülkeyle de yakın ilişkilere sahip olan Çin bu tepkilere maruz kalmamak adına anlaşmaya karşı temkinli yaklaşmıştır. Zira, Çin’in bu koalisyonun ortağı olarak algılanması Çin’in stratejik çıkarlarıyla ters düşmektedir. Çin’in halihazırda bölgede Tayvan sorunuyla uğraşırken böyle bir koalisyonun ortağı olarak algılanması, onun jeopolitik çıkarlarını sekteye uğratabileceği gibi Japonya, Güney Kore ve Avrupa ile ilişkilerini zedelemesine de yol açacaktır. Bu nedenle, Çin, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki anlaşmaya yakın bir tavır almaktan kaçınacaktır.   

Güney Kore’nin güvenlik endişesi artıyor   

Güney Kore, Rusya- Kuzey Kore arasında imzalanan anlaşmaya karşı bölgede açık bir şekilde tepkisini dile getiren ülkelerin başında gelmektedir. Güney Kore Başkanlık Ofisi iki ülke arasındaki anlaşmayı kınarken, uzun süredir aktif çatışmalara silah sağlamama politikasını ve Ukrayna’ya karşı ölümcül olmayan malzeme desteğini sınırlama politikasını yeniden gözden geçireceğini belirtmiştir. 

2022’de Yoon’un göreve gelmesiyle birlikte Kuzey Kore meselesini çözüme kavuşturmak istemiş ve Kuzey Kore-ABD arasındaki diyalogun ilerlemesine yardımcı olarak Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan arınmasına yol açacağını düşünmüştür. Bunun için bölgede Çin de dahil olmak üzere her ülkeyle uzlaşmacı bir tutum benimsemişti. Ancak bu süreçte Kuzey Kore ile sorunlar çözülemediği gibi zaman zaman ilişkiler gerginleşmişti.  

Son olarak ortaya çıkan bu anlaşma ise Güney Kore’nin güvenlik endişelerini yeniden tetiklemiştir. Nitekim, Kore yarımadasındaki gerilimler nedeniyle Rusya ve Kuzey Kore arasındaki karşılıklı savunma anlaşması, bölgede ilk olarak Güney Kore’yi endişelendirmektedir. Zira, iki ülke arasında “soğuk savaş” kendini belli etmektedir.  

Haziran ayı içerisinde Kuzey Kore askerleri üç kez Güney Kore sınırlarını ihlal etmiş, akabinde Güney Kore ordusunun kendi sınırlarını güçlendirmek amacıyla tanksavar bariyerleri inşa etmek, mayın yerleştirmek ve sınır bölgelerinin ileri hattına asker konuşlandırmak üzere bir takım tedbir aldığı görülmektedir.   

Güney Kore söz konusu anlaşmadan en fazla muzdarip olarak kendi güvenliğini sağlamak istemiş, Rusya- Kuzey Kore işbirliğine karşılık benzer bir adım atılmıştır. Geçtiğimiz yılın ağustosunda bir araya gelen taraflar Camp David’de görüşmüşler ve diplomatik, ekonomik ve askeri istişareleri arttırmak, ortak askeri tatbikatların sayısını arttırmak için anlaşmışlardı. Bu işbirliği Güney Kore’nin Kuzey Kore’ye karşı en önemli dayanağı olacaktır. Ayrıca, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki anlaşmanın vuku bulmasıyla birlikte ABD ile Güney Kore bu hafta başında diplomatik istihbarat analizlerinin değişiminde işbirliği yapmak üzere mutabakat zaptı imzaladığını duyurmuştur. 

Anlaşmanın baskısı Japonya’yı güvenlik işbirliğini arttırmaya yöneltiyor 

Rusya ile Kuzey Kore arasında imzalanan anlaşmanın akabinde bölgenin önemli güçlerinden biri olan Japonya yakın çevresindeki güvenlik tehditlerinin artmasından endişelenmektedir. Japonya’nın endişelerinin temelinde Kuzey Kore’nin nükleer gelişimini hızlandırması gelmektedir. Japon hükümet yetkilisi, Rusya’nın teknik işbirliği ile Kuzey Kore’nin nükleer ve füze gelişimini hızlandırabileceğini belirtirken, bu durum bölgede Rusya’nın karşı kampındaki ABD ve müttefikleri için önemli bir tehdit unsuru oluşturmaktadır. Öyle ki, Savunma Bakanlığı bu anlaşmayla Rusya-Kuzey Kore işbirliğinin artmasının Japonya üzerinde askeri baskıyı arttıracağından endişe etmektedir.   

Karşılıklı savunma anlaşmasını kınayan Japonya, ABD ve Güney Kore ile ittifakını geliştirirken, bunun güvenlik harcamalarına nasıl yansıyacağı konusunda bir tahminde bulunmak mümkün değildir. Ancak Japonya bu süreçte başka devletlerle askeri tatbikatlar yaparak Kuzey Kore ve Rusya’ya karşı tepki geliştirmektedir. Bunun yanında, Japonya, Güney Kore ile ilişkileri güçlendirme yolunda bir adım atarak, beş yıldır süregelen radar kilitlenmesi olayının tekrarlanmaması için anlaşmaya vardılar. Güney Kore’de 2022’de Yoon’un yönetimi devralmasından önce gergin ilişkilere sahip olan Japonya ve Güney Kore, bu tarihten sonra ilişkileri ilerletmişti. Son olarak Rusya ile Kuzey Kore arasında imzalanan güvenlik anlaşmasıyla birlikte Japonya ve Güney Kore’nin ilişkilerini özellikle savunma alanında daha da ilerletmesi muhtemeldir. 

Sonuç olarak, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki karşılıklı güvenlik anlaşması Doğu Asya’nın önde gelen ülkeleri Çin, Güney Kore ve Japonya’yı farklı nedenler sebebiyle endişelendirmektedir. Bu anlaşma, bir yandan bölgede güvenlik alarmını arttırırken, bir yanda da ABD kampına yakın ülkeler arasında işbirliğini arttırmasına neden olacaktır. Bölgenin en önemli gücü olan Çin ise kendi nüfuz alanını korumak ve ticari yolların güvenliğini sağlamak için hamleler yapacaktır.