Yemen’de Eğitim Sistemine Yapılan Darbe 

Araştırmacı Şerife Akca, Yemen'de Husilerin kontrolü ele geçirmesinden sonra yaşanan eğitim sistemi değişikliklerini, İran'ın Yemen üzerindeki etkisini ve Husilerin mezhepçi politikalarını Fokus+ için inceledi.
Şerife Akça
Yemen’de Eğitim Sistemine Yapılan Darbe 
23 Mayıs 2024

21 Eylül 20214’ten bu yana başkent Sanaa’da kontrolü ele geçiren Husiler, siyasi, kültürel ve demografik her türlü dönüşüme yönelik harekete geçti. Öte yandan, özellikle geçtiğimiz yıl itibariyle bugüne kadar İran ve Irak'taki Şii ilahiyat okullarındaki yüzlerce öğrenciye ek olarak İran Cumhuriyeti'nden burs alan Yemenli öğrenci sayısı katlanarak arttı.  

Yemen'deki İran büyükelçiliği ve Yemen'in çeşitli bölgelerindeki vaizler onlarca ortaokul ve lise öğrencisine Sana ve Sada'daki Caferi merkezler vasıtasıyla on iki İmamlık esaslarını benimsetmek üzere altı aydan iki yıla kadar burs imkanı sağlıyor. Birçok Yemenli öğrencinin ise öğrenim görmek için İran'a akın etmesi, ancak bunun resmi burs çerçevelerinin dışında gerçekleştirilmesi, Yemen halkı tarafından tepkiye neden oluyor. İran’ın bu cömertlik karşısında burs alan öğrencilerden Şii propaganda ve maddi destek arayışının yanı sıra daha farklı beklentiler içine girmesi de işin farklı bir boyutu.  

İran projesini temsiliyet    

Doğrudan İran’dan ya da Husi gruplardan burs alan öğrencilere eğitim süreçleri boyunca çeşitli görevler veriliyor ve bu görevler sadece Husi gruplara bağış toplamakla sınırlı kalmıyor. Dini eğitim esaslı okullar ve kişisel temsilciliklerde yapılan çalışmalara göre tüm öğrenciler, İran Devrim Muhafızları'ndaki üst düzey liderler ve Husiler tarafından çeşitli savaş kurslarına tabi tutuluyor. Bu kurslar, sonunda Husi gruplara askeri unsur yetiştirmek hedefleniyor.   

Eylül 2014'te Yemen'in başkenti Sanaa'yı işgal eden İran destekli Husilerin, Arapların dördüncü başkentini ele geçirdiklerini açıkladığı dönemde Uluslararası El-Mustafa Üniversitesi de eğitim gören Yemenli öğrenciler Yemen'e döndü.    

Bu öğrenciler, Faaliyet alanlarından da anlaşılacağı üzere fikirsel aidiyeti Caferilik esaslarına dayanan, "Din Okullarındaki Yemenli Öğrenciler" adı altında kendi derneklerini kurdular.   

Yine aynı dönem İran basınına konuşan dernek üyesi bir öğrenci; ‘’Humeyni Yemen'in kalbindedir ve İran devriminin reformist düşüncesinin güney Yemen'deki devrim üzerinde çok büyük bir etkisi var nitekim o dönem güney Yemen okullarında İmam Humeyni'nin biyografisi okutuluyordu’’ şeklinde açıklamalarda bulundu.    

Ayrıca, aralarında örgütlenen bu öğrenciler, aynı dönem ülkedeki çatışmaların devam etmesine ilişkin yayımladıkları bildiride şu ifadelere yer verdiler:  

‘’Kuzey, güney, doğu ve batıdaki tüm Yemen halkını cephelere silah, teçhizat ve askeri unsur sağlamaya, iç farklılıkları unutup, savaşın başlangıcı sayılan bu varlıkla yüzleşmek için bir arada durmaya çağırıyoruz.’’   

Milis yetiştirme   

İran destekli Husilerin, Yemen'de kendisine bağlı birliklere katmak üzere öğrencilere savaş becerileri kazandırmaya yönelik eğitim faaliyetleri ile ilgili yapılan çalışmalar, söz konusu faaliyetlerin İran Devrim Muhafızları liderleri ve ofis liderleri tarafından kabul edildiğini raporlar ile ortaya koyuyor. Raporlara göre, söz konusu öğrenciler İmam Humeyni'nin ve daha sonra İran Devrim Muhafızları için hizmet veren üç ana kampa dağıtıldı. Bu kamplar İran Devrim Muhafızları ve Humeyni ofisinin milisleri yetiştirmek için Lübnan Hizbullahı ve Arap Yarımadası'ndaki diğer silahlı Şii hareketler ile eğitim kampları kurduğu şehirler ve Afrika kıtasındaki bazı ülkelerde yer alıyor.   

İdeolojik dayatma   

21 Eylül’de Sanaa ele geçirildikten sonra, Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi'nin kardeşi Yahya el-Husi’nin Eğitim Bakanı olarak atanmasıyla Husi grupların, İran’ın eğitim politikasını desteklemek üzere demografik ve fikri temizlik sürecine yönelik yaptığı köklü müfredat değişikliği dikkat çekmiş ve bu adım büyük endişeye yol açmıştı. Yeni bakanın Yüksek müfredat komisyonunu tatil etmesi ve komisyona üye 50 akademisyeni değiştirmesiyle iki aşamalı eğitim sisteminde değişiklik için alternatif bir komisyon belirlenmiş ve endişelerin yersiz olmadığı anlaşılmıştı.  

Öte yandan, öğretmenler sendikası sözcüsü Yahya Al Yanai, katıldığı bir canlı yayında İran destekli Husilerin, Sanaa başta olmak üzere çeşitli vilayetlerde demografik temizlik ve eğitim sistemini değiştirmek üzere faaliyetlerine ve 3 milyon öğrencinin beynini yıkamak üzere harekete geçtiğine işaret etmişti. Bu politika neticesinde öğretmenler periyodik olarak mezhep kurslarına katılmaya zorlanmış ve yönetimden gelen direktifleri uygulamayan eğitimciler yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştı. Bu yaptırımlar sonucu, Sanaa ve civar şehirlerde takriben 1500 öğretmenin infazı ile 100.000 öğretmenin tutuklanıp işkence görmüştü.   

İran’ın Lübnan, Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiği ve Yemen’de de uygulamak istediği müfredat değişikliğini kapsayan ana derslerin başında Kuran-ı kerim, İslami eğitim, Arapça, Vatandaşlık ve Tarih dersleri gelmekte.    

Husilerin kontrolündeki bölgelerde okul müfredatın mezhepselleştirilmesine yönelik öfke resmi çevrelerde de görülmüş, Yemen Enformasyon Kültür ve Turizm Bakanı Muammer El-İryani, İran destekli milislerin davranışlarını ve kontrolleri altındaki bölgelerdeki çeşitli düzeydeki müfredatların bozuk ideolojilerle değiştirilmesini kınamıştı.  

Yemenli bakan yaptığı resmi açıklamalarda, Husi milislerinin eğitim müfredatını bozmasının, gelecek nesillerin farkındalıklarına zarar vererek onları ülkelerine ve topluma yabancı, mezhepçi fikirlerle harekete geçirmeye çalışmak anlamına geldiğini ifade etmişti.   

Ayrıca, Husilerin bu uygulamalarının, yerel barış için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ve Yemenliler arasında diyalog, barış ve bir arada yaşama imkanlarına zarar verdiğini vurgulamıştı.   

Bakan El-İryani’nin şu sözleri ise başından sonuna bütün süreci özetler nitelikteydi:  

“Müfredatın böyle tehlikeli bir şekilde bozulması, Husi milislerin devlete karşı darbesinden bu yana çatışmada eğitim sürecini kullanma, çocukların beyinlerini yıkayıp onları kendi taraflarına çekerek cephedeki milislere katmak üzere tuzağa düşürmenin yanı sıra çocukları Yemenli halkı öldürmek ve bölgede kaos ve terörü yaymak için araçlara dönüştürme yaklaşımının bir uzantısı haline getiriyor.’’   

Öte yandan, Husilerin yönetimde olduğu yıllar boyunca, milisler mezhepçi fikirlerini yücelten ve liderlerinin tarihini kutsal sayan birçok üniversite tezine izin verdi. Meşru hükümet ise, üniversitenin Husi kontrolü altında onayladığı çalışmaları tanımama veya verilen dereceleri onaylama konusunda uyarılarda bulundu.   

Mart 2015’ten bu yana Yemen’de eğitimin geldiği durum göz önünde bulundurulduğunda, Husi idarenin geri adım atmaya yanaşmaması ve ortak bir karara varılamaması bölgede eğitimin sisteminin çökmesine zemin hazırlamıştır.  Yerli sivil toplum kuruluşları mali ve personel kaynaklarını eğitim alanında yoğunlaştırmış, özellikle Türkiye, Malezya, Suudi Arabistan gibi İslam ülkelerinde bulunan Yemen menşeli sivil toplum kuruluşları bu yeni durumun yarattığı gerçeklikle ile yüzleşip her düzeyde öğrenciyi bu ülkelerde burslandırarak onları İran güdümlü eğitim sisteminden koruyup/uzak tutup kendi vatanlarına hizmet etmeleri için niteliklendirme yoluna girmiştir.