MGK'nin Yapay Zeka Kararı, Türkiye İçin Devrim Niteliğinde

Yapay Zekâ Politikaları Derneği Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, MGK'nin yapay zekayı gündemine almasını "devrim" niteliğinde bir adım olarak nitelendirdi. Bu kararın, Türkiye'nin yapay zekâ stratejilerini güncellemesi ve uzun vadeli hedefler belirlemesi gerektiğini vurguladı.
Anadolu Ajansı
MGK'nin Yapay Zeka Kararı, Türkiye İçin Devrim Niteliğinde
30 Mayıs 2024

Yapay Zekâ Politikaları Derneği (AIPA) Kurucusu ve Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) gündemine yapay zekayı almasının ve bu konundaki değerlendirmelerin Türkiye için "devrim" niteliğinde olduğunu belirtti.

Küçükşabanoğlu, MGK'de yapay zekanın ele alınması ve basın açıklamasında bu konuya yer verilmesine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Bu gelişmenin, Türkiye'nin yapay zekayı ana gündemine alması anlamına geldiğini vurgulayan Küçükşabanoğlu, bunu "Çok önemli bir adım" olarak niteledi.

Yapay zekâ konusunun MGK kararlarına girmesini çok önemsediğini dile getiren Küçükşabanoğlu, şöyle devam etti:

Dünya artık yepyeni bir sayfaya geçiyor. Bu sayfanın da itici gücü yapay zekâ. Bu sayfada milli güvenliğimiz, ekonomimiz için yapay zekâ olmazsa olmaz teknolojilerden bir tanesi. MGK'nin bildirgesinin özellikle son cümlesinde yapay zekâ çalışmalarının ilmi, askeri, iktisadi ve toplumsal neticelerine hazırlıklı olunması ve bu alanda Türkiye'nin ileri kabiliyetler geliştirmesinin önem ve önceliğine işaret edilmesi çok önemli.

MGK denildiği zaman askeri kanat diye düşünülse de MGK'nin olayı çok yönlü değerlendirerek işin iktisadi ve toplumsal tarafına da değinmesi devletimizin, MGK'nin bu işe bir bütün olarak baktığının göstergesi. O yüzden bu bizi çok daha sevindiriyor. Niye MGK bu kadar kapsamlı değerlendirmiştir? Nasıl enerjinin, sağlığın, dış politikanın, iklimin, medyanın politikası varsa artık günümüzde tüm alanların yapay zekayla ilgili politikaları belirlenmeli ve sıkı şekilde uygulanmalıdır. Yapay zekâ sadece birkaç konuyu değil, her konuyu derinden etkilediği için MGK de buna bütünsel açıdan bakmış ve işin sadece askeri tarafıyla değil her boyutuyla açıklamasını yapmıştır. O yüzden bu karar devrim niteliğindedir, çok önemlidir ve açıkçası artık bu kararla beraber Türkiye'nin ana gündemine yapay zekayı aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz."

"Yapay zekâ çalışmaları Türkiye için lüks değil stratejik gereksinim"

Küçükşabanoğlu, MGK'nin yapay zekaya ilişkin tespit ve değerlendirmelerinin Türkiye'nin Yapay Zekâ Strateji Belgesi'ne de yepyeni bir boyut kazandırdığını söyledi.

Bu belgeyle 2025 yılına kadar bir hedef konulduğuna işaret eden Küçükşabanoğlu, şunları kaydetti:

MGK'nin da yapay zekayı gündeme almasıyla beraber bu strateji yepyeni bir boyut kazandı. Bu kararla beraber Türkiye'nin yeni bir hedef belirlemesi gerekiyor. Çünkü 2025 yılına geldik. Türkiye'nin yapay zekayla ilgili artık daha uzun vadeli, istikrarlı, köklü hedefler belirlemesi lazım. Yapay Zekâ Strateji Belgemizin de güncellenmesi gerektiğinin bir işareti MGK'nin bildirgesi. Özellikle Türkiye'nin işin askeri, iktisadi ve toplumsal neticelerine hazırlıklı olmasının ve bu alanda ileri kabiliyetler geliştirmesinin önem ve önceliğine işaret edilmiştir.

İleri kabiliyetler insanların yetkinliğidir. Yetkinlikleri arttırmak için önce eğitimden başlamalısınız. Yani yapay zekâ liselerinin, üniversitelerinin açılması lazım. Özellikle de 0-21 yaş arası Türkiye'de 27 milyonluk bir kitleye sahibiz. Bu kitlenin yapay zekaya ilgisini bilgiye çevirebilirsek Türkiye bu alanda lokomotif olur. O yüzden yetkinlik vurgulaması da bizi çok mutlu etti."

İşin ekonomik tarafına vurgu yapılmasının da önemli olduğuna değinen Küçükşabanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yapay zekâ 2030'a kadar yaklaşık 16 trilyon dolar ekonomik hacim yaratacak. Yapay zekâ, ekonomik kalkınmanın itici gücü olacak. Türkiye'nin ilk 10 ekonomiye girme hedefi var. Yapay zekadan bu pastadaki payımızı almazsak nasıl ilk 10 ekonomiye gireceğiz?

Aynı zamanda toplumsal açıdan vurgu yapılmış. Toplumsal açıdan da en önemli konu istihdamdır. Yapay zekâ tüm dünyada yakın zamanda yaklaşık 85 milyon istihdam kaybına yol açacak ama 97 milyon da yeni istihdam yaratacak. Yapay zekâ artık geleceğin değil bugünün teknolojisi. Türkiye gibi 100 yılını devirmiş iddialı bir ülke için yapay zekayı gündeme almak artık bir lüks değil bir stratejik gereksinimdir. MGK'nin gündeme almasıyla beraber Türkiye'de yapay zekâ artık mizah ya da magazin konusu olmaktan çıktı. Türkiye, MGK kararlarıyla beraber yapay zekaya artık stratejik gereksinim olarak bakmaya başladı. O yüzden çok kıymetli."

"Türkiye menüde değil, masada olmalı"

Türkiye; Yapay Zekâ Ligi'nde, Devler Ligi'nde, sadece dönüşüme ayak uyduran değil, bizzat dönüşüme yön veren konumda olmalıdır" diyen Küçükşabanoğlu, "Yapay zekâ çalışmalarında Türkiye tabiri caizse menüde değil, masada oturup söz sahibi olacak konumdadır. Türkiye artık geleceğe geç kalmamalı, emin adımlarla koşmalı. O yüzden kıymetli Kurulumuzun bu kadar önemli bildirgede yapay zekaya yer vermesi Türkiye'nin bu konuda artık geride kalmadığını, Devler Ligi'ne önemli bir aday olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Zafer Küçükşabanoğlu, Türkiye'nin, Oxford Insight’ın her yıl açıkladığı Yapay Zekâ Endeksi'nde 2023 yılında 47. sırada yer aldığına işaret ederek, 2025 hedefinin ise ilk 20 olarak belirlendiğini belirtti.

Bu hedeflere yenilerinin eklenmesin önemine işaret eden Küçükşabanoğlu, bunlara ulaşırken de Türkiye'nin tüm kurumlarıyla birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin yapay zekada koordinasyonu sağlayacak yeni adımlara ihtiyacı olduğunu dile getiren Küçükşabanoğlu, "Kurumların ayrı ayrı yürüttüğü tüm çalışmaları koordine edecek, devlet politikası haline getirecek, icraya koyacak yeni kurumların açılması ya da var olan kurumlarımızın güncellenmesi lazım" dedi.

"Türkiye'nin yapay zekadaki en büyük gücü..."

Yapay zekanın çok dinamik, her geçen gün gelişen bir kavram olduğuna işaret eden Küçükşabanoğlu, kurumların da buna ayak uydurması gerektiğini söyledi.

Özellikle eğitim sistemini yapay zekaya entegre etmesinin önemine değinen Küçükşabanoğlu, şunları kaydetti:

Türkiye'nin yapay zekadaki en büyük kozu yapay zekaya heyecan ve merakıyla birlikte 0-21 yaş arası 27 milyonluk kitlesidir. Bu sayı 143 ülkenin bireysel nüfusundan daha fazladır. Eğitim sistemimizi yapay zekayla güncellersek, ilgiyi bilgiye çevirebilirsek Türkiye yapay zekada ilk 20'ye girebilir. Bunun için kurumlarımızın kendini güncellemesi lazım. Tüm kurumların koordinasyonunu sağlayacak bir çatı kuruluşa da ihtiyaç var."

MGK'nin fırsatlar yanında tehditlere de dikkat çektiğini paylaşan Zafer Küçükşabanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

Evet, yapay zekanın faydaları kadar riskleri de var. İnsanoğlu bilmediğinin düşmanıdır. Bilmediğiniz kavramdan uzaklaşırsınız. O yüzden topyekûn Türkiye'de 85 milyonun gündemine yapay zekayı almak lazım. İnsanlara yapay zekayı öğretmek lazım. Bu hukukçuyu da doktoru da medya mensubunu da etkiliyor. O yüzden herkesi dönüştüren bir kavram olduğunu unutmamak lazım. MGK'nin sadece askeri kanattan değil yapay zekanın herkesi etkileyeceğini bildiği için bütünsel bakması bizi çok mutlu etti. Artık yapay zekâ çağındayız. Türkiye'nin yapay zekâ çağında geç kalmaması için ana gündemine yapay zekayı alması gerekiyordu. MGK'nin da bildirgesinde yapay zekaya yer vermesi artık Türkiye'nin bu konuyu ana gündemine aldığının en büyük adımı ve işareti olmuştur."