Filistin’in Bazı Ülkeler Tarafından Tanınmasının Ardından Brüksel Toplantısı Ne Anlama Geliyor?

Suudi Arabistan ve Norveç’in eş başkanlığında, 20’den fazla ülkenin katılımıyla Brüksel’de düzenlenen toplantıda, Filistin Devleti’nin tanınması ve iki devletli çözüm konuları ele alındı.
Filistin’in Bazı Ülkeler Tarafından Tanınmasının Ardından Brüksel Toplantısı Ne Anlama Geliyor
28 Mayıs 2024

Suudi Arabistan ve Norveç’in eş başkanlığı ve Avrupa Birliği (AB) temsilcisinin işbirliğiyle, Belçika’nın başkenti Brüksel’de, 20’den fazla ülkeden temsilcinin katılımıyla 26 Mayıs’ta Uluslararası Partnerler Toplantısı düzenlendi. 

Toplantıda, Filistin’deki durumla ilgili son gelişmeler, özellikle de iki devletli çözümün uygulanması çerçevesinde Filistin devletinin tanınması tartışıldı. 

Benzer bir diğer toplantı 


Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad, 29 Nisan’da çok sayıda Arap ve İslam ülkesinin yer aldığı, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Ortak Zirvesi’nde görevlendirilen Bakanlar Komitesi üyelerinin yanı sıra bazı AB ülkelerinin katıldığı benzer bir toplantıya ev sahipliği yaptı. 

Bu toplantıda, savaş sonrasında Gazze’nin geleceği ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin tanınması konuları ele alındı. 

Brüksel toplantısından önce ne oldu? 


İİT ve Arap Birliği, 7 Ekim olaylarının ardından Riyad’da olağanüstü ortak zirve düzenledi. 

İİT ve Arap Birliği Ortak Zirvesi’nde, Suudi Arabistan, Katar, Türkiye, Ürdün, Mısır, Endonezya, Nijerya ve Filistin dışişleri bakanlarından oluşan bir Bakanlar Komitesi oluşturuldu. 

Bakanlar Komitesi, Gazze’deki savaşı durdurmak ve onaylanmış uluslararası referanslara uygun olarak kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak için ciddi ve gerçek bir siyasi sürecin başlatılması yönünde baskı yapmak amacıyla uluslararası bir eylem formüle etmek üzere, örgütteki tüm üye ülkeler adına acil uluslararası eylem başlatmakla görevlendirildi. 

O tarihten bu yana komite, Gazze’deki savaşı durdurmak için uluslararası desteği harekete geçirmek amacıyla Çin ve Rusya dahil olmak üzere birçok büyük ülkenin başkentlerine çeşitli turlar düzenledi. 

Brüksel, söz konusu komitenin 12. durağı oldu. 

Bakanlar Komitesi, tüm bu yoğun çabalara rağmen savaşı durdurmaya yönelik uluslararası düzeyde önemli bir atılım gerçekleştiremedi. 

Filistin Devleti’nin tanınması 


İspanya, Norveç ve İrlanda hükümetleri, haftalarca süren görüşmelerin ardından 22 Mayıs’ta Filistin Devleti’ni tanıdıklarını duyurdu. 

Bu adım Filistin Yönetimi ve Hamas’ın yanı sıra Arap ve İslam ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılandı.  

İsrail ise bunu bölgede "terörizm" nüfuzunun yayılmasını güçlendiren bir adım olarak değerlendirdi. 

Öte yandan, Brüksel toplantısına katılan ülkeler başta olmak üzere pek çok ülke tarafından Filistin Devleti’nin tanınması yönünde çağrılar yapıldı. 

Brüksel’de neler oluyor? 


Toplantıya katılan ülkeler, uluslararası topluma Filistin Devleti’ni tanıma konusunda baskı oluşturacak diplomatik yollarla iki devletli çözüm yolunu etkinleştirmeyi umuyor. 

İspanya, Norveç ve İrlanda’nın adımının ardından, Malta ve Slovenya gibi bazı diğer ülkeler de Filistin’i tanımaya hazır olduklarını açıkladı. 

Brüksel’deki toplantıya Arap ve İslam ülkelerinden bakanlar ve temsilciler, Arap Birliği Ortak Zirvesi’nde görevlendirilen Bakanlar Komitesi üyelerinin yanı sıra Fransa, Belçika, Slovenya ve İspanya dahil çok sayıda Avrupa ülkesinden dışişleri bakanları katıldı. 

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de toplantıda hazır bulundu. 

Normalleşmenin koşulu: Filistin için bir devlet 


Suudi Arabistan, İsrail ile normalleşmenin koşulu olarak bağımsız Filistin Devleti’nin kurulmasını öne sürdü. 

Bu koşul, 7 Ekim olaylarından önce de Suudi yetkililerin açıklamalarında defalarca tekrarlandı. 

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından şubat ayında yapılan bir açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

“Suudi Arabistan, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti tanınmadıkça, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları durmadıkça ve tüm İsrail işgal güçleri Gazze Şeridi’nden çekilmedikçe İsrail ile diplomatik ilişki kurulmayacağı yönündeki kesin tutumunu ABD yönetimine iletmiştir.” 

Brüksel toplantısı, Suudi Arabistan’ın iki devletli çözüme yönelik baskı hamleleri ve Riyad’ın bölgesel güç olma çabalarının bir parçası olarak, bu konuda ön planda olmayı amaçladığı diplomatik çabaları çerçevesinde gerçekleşti.