Fransa’daki Mülteciler Arasında Ayrımcılık Trajedisi: Politikalar Arasındaki Çifte Standart

Fransa'nın mülteci politikalarında Ukraynalılara hızlı ve etkin destek verilirken, diğer ülkelerden gelen mülteciler karmaşık prosedürlerle karşılaşıyor.
Fokus+
Fransa’daki Mülteciler Arasında Ayrımcılık Trajedisi
13 Haziran 2024

Afganistan, Suriye ve Somali’den Fransa’ya gelen mültecilerin durumuna kıyasla daha iyi durumda olduğuna dikkat çeken Ukraynalı Doktor Katerina Karalova, Mart 2022’de geldikten sonra hızlı bir şekilde iş bulduğu için şanslı olduğunu düşünüyor ve şu anda kendisi gibi okula gidebilen kızı Adlina (7) ile yaşıyor. Ancak buna rağmen Katerina, Paris şehir merkezinin batısındaki Versailles kentindeki bir sağlık merkezinde işine yakın bir yerde konut bulmakta zorluk çekiyor.   

Cizvit Mülteci Servisi’nin (mültecilere yardım etmekle ilgilenen uluslararası bir kuruluş) hukuk departmanı başkanı aktivist Iranda’ya göre, Karalova’nın iş bulmasına yardımcı olan şey, diploması Avrupa’da tanınmamasına rağmen kendisinin ve diğer Ukraynalı mültecilerin, savaşlardan ve krizlerden kaçanların başvurduğu geçici korumadan yararlanması. Ancak Fransa, Ukraynalılara bunu hemen verirken, diğer mültecilerin karmaşık ve yorucu bir dizi prosedürden geçmesi ardındansa dosyalarının incelenmesi için beklemeye devam etmesi gerekiyor.    

Fransa Mültecileri ve Vatansız Kişileri Koruma Ofisi’nin (OPRERA) resmi internet sitesine göre, Fransa’ya iltica başvurusunda bulunanların sayısı 2022 yılında yaklaşık 131 bin kişiye ulaşırken, bunların arasında en büyük sayıyı toplam 17 bin başvuru ile Afganlar oluşturdu. Bunu 8.000’den fazla başvuru ile Bangladeş ve Türkiye’den gelen mülteciler izledi.   

Ukraynalılar geçici korumadan yararlandıkları sürece bu istatistiklerin dışında tutuluyor, ancak Fransa Vatandaşlıktan Sorumlu Devlet Bakanı Sonia Backès’in 24 Şubat 2023 tarihinde yaptığı basın açıklamasına göre %80’i kadın olmak üzere sayılarının 115 bin olduğu tahmin ediliyor. Backès’e göre, tüm tarafların ilgisinden yararlanıyorlar, vardıklarında kendilerine konut sağlanıyor ve dil engeline rağmen büyük bir kısmı iş bulabiliyor.   

Ukraynalı mülteciler için 634 milyon avro harcadı   

Fransa Sayıştayı’nın 28 Şubat 2023 tarihinde yayımladığı bir rapora göre Fransa, 2022 yılında Ukraynalı mültecileri ağırlamak için 634 milyon avro harcadı ve kalışlarını güvence altına almak için 253 milyon avro tahsis etti. Valiliklerden Ukrayna’dan gelen mülteci akışı ile ilgilenmeleri ve insan hakları örgütlerini onlara yardım için teşvik etmeleri istendi. Böylece sağlık hizmetleri, reşit olmayan çocukların eğitimi, mesleki ruhsat gibi sosyal haklardan hemen yararlanmaları sağlayan geçici koruma hakkı tanındı.   

Ayrıca sığınma başvurusunda bulunanlara yapılan günlük ödenek 6,80 avrodan 7,40 avroya yükseltildi. Söz konusu Sayıştay raporunda, devlet tarafından ücretsiz barınma imkanı sağlanmayan sığınmacılar için tahsis edilen bu ödeneğin, sığınma başvurusunda bulunmayıp doğrudan geçici korumadan yararlanan Ukraynalılara yapılması eleştiriliyor.   

Ayrımcılık politikası  

Diğer ülkelerden gelen mülteciler ise bu ayrıcalıklardan yararlanamıyor. Al-Arabi Al-Jadeed ile görüşmeye gelen beş mülteciden biri olan Eritreli Davud, 2018 yılında Fransa’ya geldi. Kendisine barınma imkanı sağlanmadı ve iltica dosyasının incelenmesini endişe içinde bekliyor. Bunun, “Afrikalılara karşı açık bir ayrımcılık olduğunu, çünkü kendisine ve arkadaşlarına Ukraynalılar gibi davranılmadığını” düşünüyor. Sığınmacıların maruz kaldığı idari prosedürler ve karmaşık süreçler nedeniyle, beklemekten başka hiçbir şey yapamadığını ve insani yardımlara bağımlı olduğunu belirtiyor.   

Aktivist Iranda, bu prosedürün uzun ve yorucu olduğunu doğruluyor. Sanki Fransız yönetiminin bu karmaşıklık, uzun yasal prosedürler ve sonu gelmeyen hantal talepler yoluyla insanları başvurularından vazgeçmeye zorlamayı amaçladığını ve bunun mültecilerin haklarını savunan birçok Fransız derneği tarafından kınandığını ileri sürüyor.   

“Hepimiz Ukraynalıyız”  

Haziran 2022’de, insan hakları aktivistleri tarafından desteklenen sığınmacılar, “Hepimiz Ukraynalıyız” sloganıyla hükümetin tutumunda kendileriyle Ukraynalılar arasında ayrımcılık yapılması nedeniyle Paris’te protesto gösterileri düzenlediler. Ancak Fransız hükümeti çektikleri sıkıntılar konusunda bir empati göstermedi. Bu bağlamda Yeşiller Partisi üyesi Ferid Husni, mültecilere yönelik muamelede ayrımcılık olduğuna dikkat çekiyor.   

Devletin Ukraynalılara olan ilgisini, Avrupa Birliği’nin onları almak için yardım talebinde bulunmasına bağlıyor. İltica dosyalarının eşit ve hızlı bir şekilde incelenmesi çağrısında bulunan Husni, Fransız yasaları uyarınca mülteciler için insana yakışır iyi bir yaşam koşullarının sağlanması gerektiğini vurguluyor.   

Sınır dışı edilme tehdidi altında olanlar   

Al-Araby Al-Jadeed’e konuşan Fatima isimli Libyalı bir mülteci (yasal sorunlardan kaçınmak için takma ad kullanıyor), Fransa’da yasal oturma izni almasına rağmen, yaşam şartlarının zorluğu nedeniyle iş bulamadığı, konut bulmakta zorlandığı ve hem kendisinin hem de beş yaşındaki kızının hayatını etkilediği için İngiltere’ye gitmeyi düşündüğünü söyledi.   

Savaş halindeki ülkesinden Fransa’ya gelinceye kadar yaşadıklarını anlatan Fatıma, idari ve yasal zorluklara maruz kaldığını, sığınma başvurusunun ilk başta reddedilmesine ve sınır dışı edilme tehdidine rağmen, insan hakları örgütlerinin müdahalesinin bunu engellediğini ve sonunda yargı kararıyla 4 yıllık bir oturma izni almayı başardığını anlatıyor.   

21’den fazla kanun ve prosedür: İkamet hakkı  

Davud, 2018’de siyasi sığınma başvurusunda bulunduğundan beri aynı zorluklarla karşı karşıya. Bir dizi uzun prosedürden sonra başvurusu reddedilmiş ve Fransa’dan ayrılarak ilk kez giriş yaptığı Almanya’ya gitmek zorunda kaldı. Ardından yargıya başvurup karara itiraz etti ve bu süre zarfında Paris’i terk etmek zorunda kaldı. Öte yandan yıllar sonra yargı adaleti yerine getirip siyasi sığınma hakkı verene kadar Paris’in 400 km güneybatısında yer alan Bordeaux şehrinde ikamet etti.   

La Cimade Derneği (göçmenlere ve mültecilere hukuki danışmanlık sağlayan bir sivil toplum kuruluşu), Al-Arabi Al-Jadeed’e verdiği yazılı yanıtta, göç, iltica ve vatandaşlıkla ilgili 21 kanunun yanı sıra bakanlık kararnamelerinin de ikamet hakkının elde edilmesini zorlaştırdığını vurguluyor. Öte yandan yabancılar için adil olmayan ve uzun vadeli yasal prosedürlerin üretilmesine yol açtığını savunuyor.   

Söz konusu durum, yasal statüye ilişkin çözümü kapsıyor. Geçmişte hak olan bir şey bugün istisnai bir durum haline geliyor. Ayrıca Fransız valilikleri tüm sığınmacılardan aynı belgeleri talep etmiyor. Dernek, istek listesinin yerine göre değiştiğini gözlemlerken bazı mültecilerin geldikleri ülkelerde verilen pasaport gibi yasal belgeleri için özel daireler kuruluyor.   

La Cimade Derneği’ne göre, Fransa’da ikameti reddetmek veya yenilemeyi reddetmek kolay değil, çünkü iade, bir kişiye ülkeyi terk etme emri verilmesi ve ülkeyi terk edene kadar yabancılar için bir gözaltı merkezine yerleştirilmesi anlamına geliyor. Devletin eskiden yabancılara 10 yıllık ikamet hakkı verdiğini, bugün ise daha az verdiğini ve süresinin bir yıla kadar indirildiğini belirtiyor.   

Sığınmacı istismarı 

Fransa’daki sığınmacılar, Ukraynalılar hariç, mülteci statüsüne kabul edilene kadar dosyalarının incelenmesini beklerken çalışmaları engelleniyor. Bu güvencesiz yasal statü, karaborsa iş piyasasında istismar edilmelerine neden oluyor. Düşük ücretler alıyorlar ve kolayca işten çıkarılıyorlar. İkamet izinleri olmadığı için iyi bir ev de bulamıyorlar. Kötü evleri yüksek ücretlerle kiralayan ve “uyku tüccarları” adı verilen kesimlerin kurbanı haline geliyorlar.   

Bunları yaşayan Davud şöyle diyor: “Bazen çalışıp para alamıyordum ya da işveren ortadan kayboluyordu. Bazen de bana ödeme yapmamak için polisi aramakla tehdit ediyordu.”   

2018 yılında Mali’den gelen mülteci Abdo Bekay’ın durumu da Davud’a benzer. İnşaatlarda yevmiyesi 40 avroyu geçmeyen düşük ücretler karşılığında çalışmak zorunda kalıyor. Hayat pahalılığı ve saat başına 11,52 avro öngörülen asgari ücretle karşılaştırıldığında küçük bir miktar. Üstelik onlar için fazla mesai ücreti de ödenmiyor. Bazen işveren ortadan kayboluyor, bu da bir veya iki haftalık çalışma ücretini kaybetmek anlamına geliyor.   

Bu ihlallere rağmen, “mülteciler işverenlerine karşı güvenlik makamlarına şikayette bulunamıyorlar, bu da koşullarının sömürülmesini daha da teşvik ediyor. Fransa’da ikametgahı olmayan yarım milyon göçmenin, dosyalarının incelenmesini bekleyen mültecilere ek olarak, Fransız işgücü piyasasına fayda sağlayan ucuz ve uysal bir işgücü oluşturduğu kesin” diye açıklıyor La Cimade.   

Fransa Mültecileri Koruma Ofisi’ne göre, Fransa 2023 yılında 2022 yılına göre %37 artışla 547 bin mülteci kabul etti. Afganlar, 17 bin sığınmacı ile Fransa’da en çok sığınma talebinde bulunan uyruk oldu.  Onları Bangladeş, Türkiye, Gürcistan ve Kongo vatandaşları izledi.   

Fransa İçişleri Bakanlığı, Ukraynalıların Mart 2022’de Avrupa Komisyonu tarafından onaylanan ve kendilerine Avrupa Birliği’nde ikamet etme ve çalışma hakkı veren “geçici koruma” rejiminden yararlandığını bildirdi.   

Fransa, 2022 yılında en çok Ukraynalı mülteci alan Avrupa ülkelerinden biri oldu. Savaşın başlamasından bu yana 200 binden fazla Ukraynalı mülteci Fransa’ya geldi.  

 

 El-Arabi Araştırmalar ve Politika Çalışmaları Merkezi