Soruşturma: İşgalci İsrail Gazze’de Filistinli Yeteneklere Suikast Düzenliyor 

İşgalci İsrail, Filistin toplumu üzerinde önemli bir etkiye sahip bilim ve edebiyat alanındaki yetenekleri kasıtlı olarak tasfiye ederek, kültürel birikimi yok etmeye çalışıyor.
Fokus+
İşgalci İsrail Gazze’de Filistinli Yeteneklere Suikast Düzenliyor 
8 Şubat 2024

İşgalci İsrail, Filistin toplumu üzerinde önemli bir etkiye sahip olan bilimsel ve edebi yetenekleri, özellikle de uzun yıllar eğitim ve birikim gerektiren nadir uzmanlıklara sahip isimleri kasıtlı olarak tasfiye ediyor.  

Gazze İslam Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi olan Filistinli yazar ve akademisyen Rıfat el-Arir, İsrail’in tehditlerini umursamayarak Gazze’ye yönelik saldırıları, işgalcilerin suçlarını ve katliamlarını gözler önüne seren tweetlerini sosyal medyada İngilizce olarak paylaşmaya devam etti.   

Tehditlere meydan okuyarak bombardıman altındaki hayatın gerçekçi bir panoramasını çizmeyi ve şehitlerin hikayelerini aktarmayı sürdürdü.    

Gazze’deki resmi medya ofisine göre, 7 Aralık 2023 tarihinde hedef alınarak katledilen el-Arir’in şehadetiyle birlikte, İsrail’in son saldırısında hedef alınan bilim ve edebiyat dünyasından toplam kurban sayısı 50’ye yükseldi.  

Bilimsel yetenekler sistematik olarak hedef alınıyor  

Seçkin bilim insanları ile akademik kişiliklerin katledilmesi, Gazze’deki İslam Üniversitesi, El-Ezher Üniversitesi ve Kudüs Üniversitesi kampüslerinin büyük ölçüde tahrip edilmesiyle eş zamanlı gerçekleşti.   

Dr. Adnan Al-Hindi, işgalin Gazze Şeridi’ndeki bilim ve eğitim sistemini baltalamayı amaçladığına dikkat çekiyor. Öte yandan İsrail işgalinin, 2 Aralık’ta Felluce mahallesindeki evini bombalaması sonucu dokuz aile üyesiyle birlikte katledilen Gazze İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sufian Tayeh gibi nadir uzmanlık alanlarına ve seçkin başarılara sahip kişileri hedef aldığına dikkat çekiyor.  

Teorik fizik ve uygulamalı matematik alanında profesör olan Tayeh, Kasım 2021’de Abdul Hameed Shoman Arap Araştırmacılar Ödülü’nü (Arap dünyasında bilimsel araştırmalar için verilen bir ödül) kazandı ve 2021’de Stanford Üniversitesi tarafından dünyadaki araştırmacıların en iyi yüzde 2’lik diliminde yer aldı.   

14 Kasım’da Gazze İslam Üniversitesi’nin eski rektörü ve mikrobiyoloji profesörü Muhammed Eid Beşir, aile üyeleriyle birlikte işgalci savaş uçaklarının hedef alması sonucu şehit edildi.   

Ardından 17 Kasım’da Gazze Şeridi’nin merkezindeki Nusayrat kampına düzenlenen hava saldırısında tüm aile üyeleriyle birlikte şehit olan Gazze İslam Üniversitesi Şeriat ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayseer İbrahim hedef alındı. Geçtiğimiz Ekim ayı başlarında ise İslam Üniversitesi Fen Fakültesi Dekan Yardımcısı, Fizik Profesörü Khitam Al-Wasifi ve aynı üniversitenin Eğitim Fakültesi eski dekanı olan kocası Dr. Mahmud Ebu Daf ile aile üyeleri, Basın Evi Vakfı’nın Yasal Koruma Birimi koordinatörü Avukat Abdullah Şerşera’ya göre, evlerini hedef alan bir hava saldırısında katledildi.   

İşgalci Gazze’de değerli 50 bilim ve edebiyat insanına suikast düzenledi   

İşgalin hedef aldığı en önde gelen seçkinler arasında, 31 Aralık akşamı Gazze’deki El-Zeytun mahallesine düzenlenen bombalı saldırıda ailesinden sekiz kişiyle birlikte şehit olan Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Dr. Said Enver ez-Zubde de vardı.   

Hükümetin medya ofisi, işgalin parlak bilim insanlarını, akademisyenleri ve araştırmacıları hedef alan sistematik bir suikast planı uyguladığını belirtti. Öte yandan, son saldırıda aralarında uluslararası hukuk uzmanı ve İsrail’e Nasıl Dava Açılır kitabının yazarı Saeed Talal Al-Dahshan’ın da bulunduğu 11 araştırmacının şehit edildiğini kaydetti. İsrail bombardımanı Ekim 2023’te Al-Dahshan’ın Gazze’deki evini hedef alarak onu ve ailesini katletti.   

Akademisyenlerin, yazarların ve bilim insanlarının askeri eylemlerle hiçbir ilgisi olmayan siviller olduğu ve işgalci İsrail’in kasıtlı olarak onları hedef aldığı göz önüne alındığında bu cinayetler bir savaş suçu olarak kabul ediliyor.    

Seçkin Doktorların Tasfiyesi: 308 Sağlık Personelini Katledildi  

Saldırının başlangıcından itibaren, işgalci İsrail 11’i mikro cerrahi, böbrek nakli, kısırlık ve yanıklar gibi nadir ve önemli alanlarda uzmanlaşmış 30 doktor da dahil olmak üzere 308 sağlık personelini katletti.   

Al-Arabi Al-Jadeed’e demeç veren Gazze’deki Sağlık Bakanlığı sözcüsü Dr. Ashraf al-Qedra’ya göre, özellikle işgalci İsrail’in Gazze halkına karşı işlediği cinayetlerden sonra, bölgenin halihazırdaki tüm uzmanlık alanlarındaki ihtiyacı da göz önüne alındığında hedef alınan isimler, yerleri zor doldurulacak ve sağlık sektöründe eksiklikleri son derece hissedilecek kişilerdi.   

Al-Qedra’ya göre işgalci İsrail’in, sağlık personelini hedef alması bu suikastlarla da sınırlı kalmadı. Al-Shifa Tıp Kompleksi Müdürü Dr. Muhammed Abu Salmiya, Kamal Adwan Hastanesi Müdürü Dr. Ahmed Al-Kahlout ve Al-Awda Hastanesi Müdürü Dr. Ahmed Muhanna başta olmak üzere 100 sağlık personeli tutuklandı, 138 sağlık kuruluşu hedef alındı ve 23 hastane yıkılarak hizmet dışı bırakıldı.   

Al-Qedra seçkin doktorların doğrudan hedef alındığı olayları hatırlatıyor: İşgalci, saldırının ikinci haftasında evini hedef aldığı bir hava saldırısında Al-Shifa Tıp Kompleksi’nde plastik cerrahi ve yanık uzmanı Medhat Saydam’ı 3 oğluyla birlikte katletti. Jinekolog Razzan Al-Rakhavi ve İmarat Hastahanesi’nde anestezi uzmanı olarak görev yapan kocasını katletti. Yine Tamer Khayat 13 Ekim’de Refah’ta birçok evi hedef alan bir bombalı saldırıda hayatını kaybetti. Ardından geçtiğimiz 30 Aralık günü Gazze’nin önde gelen yetenekli doktorlarından biri olan Endonezya Hastanesi ortopedi uzmanı Muhammed Ahmed Matar hedef alındı ve kendisiyle birlikte üç çocuğu da şehit düştü.   

İsrail’in toplumsal yapıyı değiştirme hedefleri  

“Filistin toplumundaki bilim insanlarının, seçkin isimlerin ve doktorların katledilmesi, rastgele bir askeri harekat olarak görülemez” diyen avukat Abdullah Şerara, bunların Filistinlilerin maruz kaldıkları günlük katliamların ortasında aldıkları kasıtlı ve acı verici darbeler olduğunu ifade ediyor. Ayrıca işgalci İsrail’in Filistin’in milli serveti olan isimlere karşı sistematik olarak suikast düzenlediğine dikkat çekiyor. Üniversiteleri, bilimsel araştırma merkezlerini ve sivil toplum kuruluşlarını kadrolarından mahrum bırakmak ve geri kalanların araçlarını ve platformlarını yok ederek herhangi bir değişim yaratma yeteneğini ortadan kaldırmak istediğini ve bunun da nihayetinde haklarını talep edemeyen bir topluma neden olacağını söylüyor. Bu yöntem ise işgalcinin siyasi ve sosyal değişimi gerçekleştirmek için uyguladığı taktiklerden biri.   

Umman Sultanlığı’ndaki A’Sharqiyah Üniversitesi Edebiyat ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nde eğitim psikolojisi öğretim üyesi olan Doç. Dr. Amjad Juma’ya göre, suikastların etkileri savaşın sona ermesinden sonra sosyal, psikolojik ve ekonomik düzeylerde hissedilecek.    

Juma, bu hedef alma girişiminin seçkin, yetenekli insanlara ve akademisyenlere Gazze Şeridi’nde istenmedikleri konusunda üstü kapalı bir mesaj iletmeyi amaçladığını vurguladı. Öte yandan bu insanları hayati önem taşıyan alanlardan temizlemeyi ve topluma öncülük deneyimini yok ederek ilerlemelerini durdurmak amacıyla eğitimli kesimler arasında göç düşüncesini teşvik etmeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi.   

Juma’ya göre psikolojik açıdan, beşeri sermayeyi temsil eden Filistinli bilim insanları ve seçkinlerin böylesine tasfiye edilmesi, onları rol model alan herkes için bir “dolaylı cezalandırma” ve genç seçkinler arasında bir umut suikastı. Bu yönüyle ise psikolojik etkisi Filistin toplumunun tüm bireylerine yansıyacak.