Sudan Ordusu, Cidde Deklarasyonu Uygulanıncaya Kadar Müzakerelere Katılmayı Reddediyor  

Sudan'daki iç savaşı sona erdirmek için Cenevre'de yapılan görüşmeler, ordu temsilcisinin katılmaması nedeniyle sınırlı sonuçlar verdi ve Hızlı Destek Kuvvetleri ile uluslararası tarafların diplomatik girişimlerine odaklandı.  
Sudan Ordusu, Cidde Deklarasyonu Uygulanıncaya Kadar Müzakerelere Katılmayı Reddediyor  
4 Eylül 2024

Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki iç savaşın sonlandırılması amacıyla Cenevre’de “ordu temsilcisi olmadan” devam eden görüşmeler sona erdi.   

ABD, İsviçre, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler’in (BM) yer aldığı Sudan’da Hayat Kurtarma ve Barışı Geliştirme (ALPS) grubu da görüşmelerde katılımcı olarak yer aldı.   

Sudan krizi konusunda istişarede bulunmak üzere İsviçre’de bir araya gelen bu ülkeler tarafından 24 Ağustos’ta yapılan ortak açıklamada görüşmelerin sonuçları değerlendirildi.   

ALPS grubu adına yapılan ortak açıklamada, tarafların Sudan halkının acılarını hafifletmek, hayat kurtarmak ve çatışmaların kalıcı olarak sona ermesini sağlamak için somut ve acil önlemler almak amacıyla Cenevre’de bir araya geldiği vurgulandı. Ayrıca, Cidde Deklarasyonu’nu temel alarak, son 10 gün içinde kritik insani erişim yollarının yeniden açılması ve genişletilmesinin güvence altına alınabildiği ifade edildi.   

BM’nin açıklamasına göre ülkede yaklaşık 25 milyon kişinin (Sudan nüfusunun yarısı) insani yardım ve korunmaya ihtiyacı var. Ülkede yerinden edilen insanlar yiyecek, su, ilaç ve yakıta ulaşmada sıkıntı çekiyor. Tüm bunların yanı sıra Sudan, ölümcül bir kolera salgınıyla karşı karşıya kaldı.   

Bir grup büyük ülke, Sudan savaşını görüşmek üzere Cenevre’deyken, Sudanlılar milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atan savaşın bitmesini bekliyor. Tüm bu çabaların, herhangi bir miktarda insani yardım ulaştırma konusunda küçük çaplı birkaç girişimle sınırlı kalması hayal kırıklığı yaratıyor.   

Bu bağlamda, ülkede savaşın sona ermemesinde çatışan tarafların takındığı tutum da göz ardı edilemez. Çünkü zaman geçtikçe aralarındaki uçurum artıyor ve uluslararası tarafların onları aynı masada bir araya getirmesi zorlaşıyor.   

Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), müzakere çağrısı yapan uluslararası girişimleri memnuniyetle karşılayarak, diyaloğa açık olduklarını sık sık belirtti.   

Ordu, görüşmeyi “isyancılara meşruiyet kazandırma girişimi” olarak tanımladı  

Söz konusu girişimlerden en sonuncusu, ABD’nin sponsor olduğu Cenevre’deki görüşmeler oldu. Cenevre’de bir araya gelen ülkeler, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin ALPS grubuyla iletişim kurmak üzere İsviçre’ye üst düzey bir heyet gönderme kararını memnuniyetle karşıladı. Ancak orduyu temsil eden bir heyetin mevcut olmamasından duyulan üzüntüyü de ifade ettiler.   

Diğer taraftan, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, bu uluslararası girişimlerin isyancı Hızlı Destek Kuvvetleri’ne “haksız bir meşruiyet kazandırma” girişimlerinden başka bir şey olmadığına inanıyor.   

Geniş popülaritesi olan Burhan, Sudan ordusunun sahip olduğu misyonun, yabancı ülkelerin desteğiyle halka karşı suç işleyen bu güçlere taviz vermeden, halkın birliği ve meşruiyetini korumak olduğunu da düşünüyor.   

ABD’nin ikna çabalarına rağmen, Burhan, görüşmelere katılmayı ve Cenevre’ye heyet göndermeyi reddetti. Sudan ordusu ve hükümeti, görüşmelerin mekanizması ve katılımcılarına ilişkin çekincelerini de ifade etti.   

Cidde Deklarasyonu’nun koşulları   

Orgeneral Burhan’ın tutumu müzakere oturumlarına hiç katılmamak değil, ordunun mesajını uluslararası taraflara iletmek üzere heyetler göndermekti. Bu mesaj, “Ordu, Cidde Deklarasyonu’nun şartları uygulanıncaya kadar müzakere masasına oturmayı reddediyor” şeklindeydi.   

Geçen yıl mayıs ayında, yani savaşın patlak vermesinden bir ay sonra, ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve Suudi Arabistan’ın, Sudan’daki krizi çözmek için Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde başlattığı görüşmelere katıldı.   

Görüşmeler sonucunda, taraflar arasında Cidde Deklarasyonu imzalandı.   

Deklarasyonda, Sudan’daki tüm sivillerin çatışma ve kuşatma altındaki bölgeleri terk etmeleri, tahliyelere izin verilmesi ve tarafların insani gerekçelerle duyurulan ateşkeslere uyması öngörüldü. Ancak o dönemde bu hükümlere uyulmadı ve taraflar karşılıklı olarak birbirlerini deklarasyonu ihlal etmekle suçladı.   

Ordu, Hızlı Destek Kuvvetleri vatandaşların evlerini ve sivil mekanları terk edene kadar müzakere yapmanın mümkün olmadığına inanıyor.   

“İsyancılara meşru bir koruma sağlanmazsa sonları yakın”  

Afrika meseleleri üzerine araştırmalar yapan Sudanlı Dr. Muhammed Torshin, “Orgeneral Burhan pek çok değerlendirme nedeniyle Cenevre’ye gitmedi. Öncelikle, Cenevre girişimi aslında öyle ya da böyle Hızlı Destek Kuvvetleri’ni yeniden canlandırmak için bir fırsattır” dedi.   

Konuya ilişkin Fokus Plus’a konuşan Dr. Torshin, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin sahada uzun süre dayanamayacağını vurgulayarak şunları ekledi:  

“Eğer bu isyancı güçlere meşru bir uluslararası koruma sağlanmazsa, sonları yakın olacaktır. Bunun kanıtı, savaşın başlangıcında sahip oldukları nüfuz alanları ile şu anda yaşadıkları zayıflık arasındaki büyük ve net fark.”   

Dr. Torshin, ordunun müzakereyi reddetmesine neden olan iç faktörlerin yanı sıra başka bir dış faktörün daha olduğunu söyledi.   

Söz konusu dış faktörün, Sudan hükümetinin doğrudan düşman olarak gördüğü, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin büyük bir destekçisi olduğu gerekçesiyle BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) şikayet ettiği BAE’nin varlığı olduğunu belirtti.   

Ayrıca, Sudanlılar bu savaşın bir an önce bitmesini ve geçmişte güney bölgesinin ayrılması konusunda yaşananlara benzer şekilde, Sudan’ı bölmeye yönelik herhangi bir dış planın başarılı olmamasını umuyor.   

Hızlı Destek Kuvvetleri’ni fiili olarak etkili bir güç haline getiren birçok faktörün varlığına rağmen, pek çok kişi hala Sudan ordusunun sahadaki en güçlü konuma sahip olduğuna inanıyor.