Afrika ve diğer Karayip ülkelerinin Birleşik Krallık’ın transatlantik köle ticaretindeki rolü nedeniyle tazminat talep ettiği bir dönemde, İngiltere Kralı 3. Charles, İngiliz Milletler Topluluğu’nun “acı dolu” tarihini kabul etmesi gerektiğini söyledi.   

Avrupa, Britanya İmparatorluğu’nun dünya çapında birçok ülkeyi kontrol ederek, siyasi ve ekonomik kontrolünü dayattığı sömürgecilik dönemlerinde köle ticaretini içeren karanlık tarihiyle biliniyor. 

Bu bağlamda Afrika ülkeleri, yıllardır Avrupa ülkelerinden tazminat talep ediyor. 

Birleşik Krallık ve diğer 14 İngiliz Milletler Topluluğu bölgesinin Kralı olan 3. Charles, 21 Ekim’de düzenlenen İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanlar Toplantısı’nda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; 

“İngiliz Milletler Topluluğu’nun dört bir yanındaki insanları dinlediğimde, geçmişimizin en acı verici yönlerinin nasıl yankılanmaya devam ettiğini anlıyorum.” 

Afrika ülkelerinin, Birleşik Krallık’ın transatlantik köle ticareti için tazminat ödemesi yönündeki talep yeni değil. 

Ancak bu talep son zamanlarda dünya çapında, özellikle de Karayip Topluluğu (CARICOM) ve Afrika Birliği (AfB) arasında ivme kazandı. 

İngiliz Milletler Topluluğu nedir? 


İngiliz Milletler Topluluğu, tarihsel olarak Britanya İmparatorluğu ile ilişkili olan ülkelerin oluşturduğu bir birliktir. 

Şu anda, topraklarında İngiliz işgali geçmişi olmasa bile herhangi bir ülkenin bu gruba katılmasına izin veriliyor. 

Encyclopaedia Britannica’ya göre İngiltere ile işbirliği ve dostluk ilişkilerini sürdürmeyi seçen birçok egemen devletten oluşan bu birlik, Birleşik Krallık Kralı’nı sembolik bir devlet başkanı olarak tanıyor. 

Transatlantik köle ticareti 


Özellikle şeker kamışı ve tütün gibi mahsullerin yetiştirilmesi için Amerika’da artan işgücü talebi sonucunda transatlantik köle ticareti gerçekleştirildi. 

Portekizliler, Yeşil Burun Adaları ve Madeira’daki plantasyonlarda çalıştırmak üzere Afrikalıları bölgeye getirmeye başladı. 

Ancak, Avrupalı güçler Amerika’ya doğru genişledikçe bu yöndeki talep arttı. 17. ve 18. yüzyıllarda köle ticaretinde keskin bir artış yaşandı. 

Transatlantik köle ticareti kapsamında yapılan bu yolculuklarda yaşam koşulları sert ve insanlık dışıydı. 

Köleleştirilen Afrikalılar gemilerin ambarlarına tıka basa konuluyor, genellikle birbirlerine zincirleniyor ve dik oturamayacak kadar dar yerlerde yolculuk yapmak zorunda bırakılıyordu. 

Her bir kişiye ayrılan alan çok küçüktü, yaklaşık 6 feet (182 cm) uzunluğunda, 16 inç genişliğinde (40 cm) ve 3 feet (91,44 cm) yüksekliğindeydi. Bu da ayakta durmayı veya hareket etmeyi imkansız hale getiriyordu.   

Bu ortamlardaki sağlıksız koşullar ve aşırı kalabalık hastalıkların yayılmasına yol açtı. Boğucu sıcak ve zehirli dumanlar hastalık, yetersiz beslenme veya kötü muamele nedeniyle köleleştirilen bu kişiler arasında yüzde 13 ila 25 oranında ölümler yaşandı. 

Uzun bir trajedi tarihi 


Afrika, transatlantik köle ticaretinden uzun vadede derin bir şekilde etkilendi. 

Ekonomileri ve geleneksel sektörleri kölelerin ele geçirilmesi ve satılmasına odaklanılması nedeniyle zarar gördü. Bu durum kaosa yol açtı ve kalkınmayı engelledi. 

Nüfus artışının azalması ve sosyal yapının zayıflaması da başta gençler olmak üzere milyonlarca insanın kaybına neden oldu. 

Öte yandan, siyasi olarak bazı Afrikalı liderler nüfuz kazandı, yeni devletler ortaya çıktı ve diğerleri geriledi.  

Söz konusu köle ticaretinin psikolojik etkileri bugün hala hissedilirken, bu uygulama kimliği; sosyal birliği ve ekonomik eşitsizliği etkilemeye devam ediyor. 

10 milyondan fazla Afrikalının zorla Amerika’ya taşındığı, dünya tarihinde trajik bir eylem olan köle ticareti, 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar sürdü. 

Bu dönemde İngiliz sömürgesi altında olan halklar, doğal kaynakların sömürülmesi, zorla çalıştırma ve bazen de kitlesel insan hakları ihlalleri ile yaygın bir sömürüyle karşı karşıya kaldı. 

Tüm bu sonuçlar, sistemik ırkçılık, kültürel kimlik ve ekonomik eşitsizlikler de dahil olmak üzere bu tarihin etkileriyle uğraşan İngiliz Milletler Topluluğu’nu etkilemeye devam ediyor. 

Sömürgeciliğin etkilerinin ele alınması 


İngiliz Milletler Topluluğu’nda bu konuda uzlaşma ve tazminata ilişkin tartışmalar devam ederken, köle ticareti kaynaklı tarihsel adaletsizliklerle yüzleşmek hayati önem taşıyor. 

Bu acı dolu geçmişi kabul etmek, iyileşmek ve daha adil bir geleceği teşvik etmek için oldukça önemli. 

Bu konuda devam eden diyaloglar, sömürgecilik ve köleliğin süregelen etkilerini ele almayı amaçlıyor, aynı zamanda anlayış ve onarıcı adalet ihtiyacının altını çiziyor. 

Peki tüm bu suçların kabul edilmesi geçmişi değiştirir mi? Tarih hata yapanlara merhamet eder mi? Yeni nesiller geçmişi unutur mu?