29 Mayıs 2024
Güney Afrika’daki seçmenler, Batı sömürgeciliğinin yaklaşık 300 yıl önce ülkeye girmesinden bu yana “tarihi ve dönüm noktası” olarak tanımlanan seçimlerde oylarını kullanmak üzere bugün sandık başına gidiyor.
Seçimlerin önemi, apartheid rejiminin 1994 yılında yıkılmasından sonraki 30 yılın hasadını temsil etmesi ve Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) bu 30 yıl boyunca ülkenin yönetimini tek başına ve kesintisiz olarak kontrol etmesinden kaynaklanıyor. Siyahi Güney Afrika vatandaşları, ANC yönetimi öncesinde, eğitim ve sağlıktan mahrum bırakıldı, yoksul yerleşim alanlarında tecrit edildi.
Eğitim, sağlık, ulaşım ve iyi altyapı dahil olmak üzere kapsamlı hizmet ve refahın bulunduğu “beyazların alanlarına” erişimleri engellediği, onlarca yıl süren apartheid döneminde maruz kaldıkları yoksunluk ve zulmün “mükafatını” beklediler. Ancak olan biten, beklentilerinin tam tersiydi.
Vatandaşlar, birbirini izleyen Afrika Ulusal Kongresi hükümetlerinin kötü yönetimi ve yolsuzluğu nedeniyle birçok sorunla karşı karşıya kaldı. Ülkede eğitim bedava değil, sağlık hizmetleri imkanı olanlara veriliyor ve elektrikte art arda günde 12 saati aşan kesintiler yaşanıyor. Vatandaşların korunmalarını sağlamak için güvenlik şirketlerine para ödemesi gerekiyor.
Ülkedeki suç oranları, günde 84 ölüm ve her 11 dakikada bir tecavüz oranıyla dünyadaki en yüksek seviyede.
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2022 tarihli raporuna göre, ülkede işsizlik oranı yüzde 32,9. ANC partisi iktidarı döneminde doğan gençler arasında bu oran yüzde 45,5’e ulaşıyor. Ülkede 10 öğrenciden sekizi okuduklarını anlamakta zorlanıyor ve Güney Afrika’nın 62 milyon sakininden 28 milyonu hayatta kalabilmek için sosyal yardımlara muhtaç durumda.
Yüksek işsizlik oranlarına rağmen, Güney Afrika, yasadışı olarak yaşayan birkaç milyonun yanı sıra, ülkede resmi olarak kayıtlı yaklaşık 2,4 milyon yabancıyı kendine çekiyor.
Gözlemciler, iktidardaki Afrika Ulusal Kongresi’nin, hükümeti kuracak ülkenin devlet başkanını seçmek için gereken oyların yüzde 51’ini alamayacağını düşünerek, partinin ülkede 1994 yılında yapılan ilk genel seçimlerden bu yana ilk kez diğer partilerle siyasi koalisyon kurmasını bekliyor.
Siyasi güçlerin haritası
Ülkede ilk kez 52 siyasi parti ve yüzlerce bağımsız aday seçimlere katılıyor. Ulusal Meclis’teki 400 sandalye ve eyalet meclislerindeki toplam 430 sandalye için 14 bin 600 aday yarışıyor. Meclisten daha sonra dokuz eyaletin yerel ve bölgesel meclislerini ve il başbakanını seçecek seçimler yapılacak. Oylar sabah 07.00’dan akşam 17.00’a kadar verilecek ve sayım işlemleri üç ila dört gün sürecek.
Afrika Ulusal Kongre Partisi
Parti yaklaşık 110 yıl önce kuruldu ve önce sömürgeciliğe, ardından da apartheid rejimine karşı ulusal mücadele hareketine öncülük etti. 2022 tarihli parti organizasyon raporuna göre parti üyeliği son beş yılda yüzde 30’dan fazla azaldı.
Gözlemciler, iktidar partisinin popülaritesindeki bu düşüşün, mevcut Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ve Parlamento Başkanı da dahil olmak üzere bazı üst düzey liderlerinin yolsuzluk skandallarına karışmasına bağlıyor.
Parti, tarihinde ilk kez parlamento çoğunluğunu kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı.
Kamuoyu yoklamaları, partinin oyların yüzde 40 ila 46’sını alarak iktidarda kalabilmek için ittifaklar kurmak zorunda kalacağını gösteriyor.
Demokratik İttifak Partisi
Ana muhalefetteki Demokratik İttifak Partisi (DA) İsrail’le yakından bağlantılı bir parti ve beyaz nüfusu temsil ediyor.
Parti, yaklaşık 10 küçük siyasi hareketin yer aldığı bir koalisyona liderlik ediyor ve kamu sektörünün özelleştirilmesi gibi liberal reformlar yapılması yönünde çağrıda bulunuyor.
Partinin, kamuoyu yoklamalarına göre yaklaşık yüzde 25 oy alması bekleniyor.
Demokratik İttifak Partisi, Western Cape eyaletinin kontrolünü elinde tutuyor.
MK Partisi
Eski Devlet Başkanı Jacob Zuma, Afrika Ulusal Kongresi’nden ayrıldıktan sonra genel seçimlere katılmak üzere MK Partisi'ni kurdu. 2023’te kurulan partinin gücü, iktidardaki Afrika Ulusal Kongresi partisinin tarihi tabanı olan KwaZulu-Natal eyaletinde yoğunlaşıyor.
Ancak Zuma’nın seçim tarihinden günler önce, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bir yargı kararıyla aday olması yasaklandı. Fakat aday listesi seçimlerden önce basıldığı için listede ismi ve fotoğrafı yer alıyor ve partinin seçmenlerin yüzde 10 ila 14’ünden oy alması bekleniyor.
Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF)
Afrika Ulusal Kongresi’nden ayrılan gençlik lideri Julius Malema tarafından kurulan partinin, oylarının yüzde 7,3’ünü alması bekleniyor. Tamamen siyahilerden oluşan radikal bir parti olan EFF, tarım arazilerinin beyazlardan devlete iadesini talep ediyor.
Filistin’e destek konusunda önemli bir değişim yaşanması beklenmiyor
Parti programlarındaki farklılığa rağmen, Güney Afrika dış politikasının merkezini oluşturan Filistin meselesinde önemli bir değişim yaşanması beklenmiyor.
Rakip tarafların çoğu Filistin’i destekliyor ve gelecekte herhangi bir hükümetin Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e karşı açtığı davayı geri çekmesi beklenmiyor.
Bu sınırsız destek İsrail’i, yerli halka karşı suçlar işleyen ve lider Nelson Mandela’nın savaştığı, Güney Afrika’daki eski apartheid rejimiyle karşılaştıran siyasi sistemden kaynaklanıyor.
Güney Afrika’daki genel seçimlerde en öne çıkan isimler
Cyril Ramaphosa
Ülkenin mevcut Devlet Başkanı olan Ramaphosa, Nelson Mandela tarafından “neslinin en yetenekli liderlerinden biri” olarak nitelendirildi. Ramaphosa, apartheid rejimini sona erdiren müzakerelerde, ülkenin anayasasının yazılmasında, Madenciler Birliği’nin kurulmasında ve örgütlenmesinde öncü rol oynadı.
Mandela’nın halefi olmayı başaramayan Ramaphosa, ticaret yapma uğruna siyaseti bıraktı. 2018’de ise ANC’nin dizginlerini Jacob Zuma’dan devralarak, 71 yaşında bir milyoner olarak siyasete geri döndü.
Jacob Zuma
Ülkenin eski Devlet Başkanı olan Zuma, apartheid’a karşı mücadele yıllarında Afrika Ulusal Kongresi’nin gizli istihbarat başkanıydı. 2009’da devlet başkanı seçildi, ancak 2018’de bir dizi yolsuzluk iddiası nedeniyle istifaya zorlandı.
Görevden alınmasından dolayı uzun süren bir öfke döneminin ardından Afrika Ulusal Kongresi’nden ayrıldı ve Umkhonto we Sizwe (MK) partisini kurdu. 82 yaşındaki Zuma, özellikle memleketi KwaZulu-Natal’da hâlâ güçlü bir halk desteğine sahip.
Temmuz 2021’de mahkemeye itaatsizlik nedeniyle hapsedilmesi, 350’den fazla kişinin ölümüne neden olan huzursuzluğa yol açtı. Güney Afrika Anayasa Mahkemesi, 10 Mayıs’ta Jacob Zuma’nın parlamento seçimlerine katılma hakkının reddedilmesine karar verdi.
Bu yasal engel nedeniyle Zuma, parlamentoya üye olamıyor ancak partisinin etkili lideri olmaya devam ediyor.
John Steenhuisen
John Steenhuisen, 2020’de ülkenin Avrupa kökenli beyaz azınlığının çıkarlarını temsil eden ana muhalefet partisi Liberal Demokratik İttifak Partisi’nin (DA) liderliğini üstlendi.
1999’da 22 yaşındayken, Durban’ın en genç meclis üyelerinden biri oldu. Şu an 48 yaşında olan Steenhusien, partisinin beyaz, orta sınıf kimliğini değiştirmek ve cazibesini siyahları içerecek şekilde genişletmek için mücadele ediyor.
Julius Malema
Tartışmalı politikacı Julius Malema, sol görüşlü Ekonomik Özgürlük Savaşçıları (EFF) partisine liderlik ediyor. 43 yaşındaki Malema, 2013 yılında Afrika Ulusal Kongresi’nden ihraç edildikten sonra Ekonomik Özgürlük Savaşçıları partisini kurdu.
Parti, ülkedeki derin eşitsizlikleri gidermek için radikal reformlar, toprakların yeniden dağıtımı ve kilit ekonomik sektörlerin millileştirilmesi çağrısında bulunarak ün kazandı. Toplumdaki en dezavantajlı kesimlerin savunucusu olan Malema, Johannesburg’un en pahalı bölgelerinden birinde mutlu bir şekilde yaşıyor ve bunu da gizlemiyor.
Bu seçimler, 1990’larda apartheid rejiminin çöküşünden bu yana iktidardaki Afrika Ulusal Kongre Partisi için en büyük zorluk olarak tanımlanıyor. Seçimlerden sonra ülkenin siyasi sahnesinin nasıl şekilleneceği hakkında tahminde bulunmak için henüz çok erken olabilir, ancak bazı istatistik merkezleri bu konuda bazı tahminlerde bulunmaya başladı.
Küresel Pazar Araştırması ve Kamuoyu Uzmanı Ipsos, mevcut seçimleri "milletin 27 Nisan 1994’te yaşadığı duyguları yansıtan 2024 seçimleri" olarak nitelendirdi.
Ipsos bu ifadelerle, apartheid rejiminin sona ermesinin ardından Güney Afrika’da gerçekleşen ilk seçimlere atıfta bulundu.