Dijital Dünyada Çocuk Olmak

Meryem İlayda Atlas
Birleşmiş Milletler ve UNICEF, çocukların dijital dünyada karşılaştığı tehlikeleri ve fırsatları ele alıyor. Çocukların çevrimiçi ortamda güvende kalmalarını sağlamak için uluslararası iş birlikleri ve yasal düzenlemelerin gerekliliğini Gazeteci Meryem İlayda Atlas Fokus+ için kaleme aldı.
Dijital Dünyada Çocuk Olmak Meryem İlayda Atlas.jpg
23 Mayıs 2024

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi 2021 yılında 86’ncı oturumunda dijital dünyada çocuklara ve gençlere nasıl davranılması gerektiği hakkında bir belge oyladı. Bu belgenin temel çerçevesi ise bütün dünyada çocuklar için güvenilir bir çevrimiçi ortam üretilmesi için irade üretilmesi noktasında. Çevrimiçi ortam bir yandan çocuklara imkânlar ve fırsatlar sunarken bir yandan da tehlikeli bir suyun kapısını aralıyor. 

Gelişmiş ülkelerde çocukların internet ortamı ile ilişkisi ekran sürelerinin fazlalığı üzerinden ilerliyor. İnternete erişmek için belki birden fazla dijital aleti olan, kesintisiz bir internet akışına sahip çocukların ekran karşısında aşırı zaman geçirmesi, bağımlılık, anksiyete ve kaygı bozukluğu, şiddet eğilimi, depresyon, obezite, derslerini ve okulu ihmal etme, arkadaşlarından koparak yalnızlaşmak ve ebeveyn-çocuk çatışması olarak beliriyor. Ekranla karşı karşıya kalan her çocuk için bu risklerin varlığı söz konusu olmakla birlikte ekran başındaki savunmasız çocuklar ebeveyn/okul/arkadaş çatışmasının çok ötesinde organize kötülük ile karşı karşıya ve oldukça savunmasız. Çocuklar bütün dünyada çevrimiçi ortam üzerinden “siber zorbalık, cinsel istismar, kimlik bilgilerinin işlenmesi, mahremiyetin ihlali, şiddet, insan ticareti” gibi ağır suçlarla karşı karşıya. 

UNICEF’in 2017 yılında yayınladığı “Dijital Bir Dünyada Çocuklar” raporuna göre gençlerin yüzde 71’i çevrimiçi ve bütün dünyada tüm internet kullanıcılarının üçte birini ergenler ve daha küçük çocuklar oluşturuyor. Birleşmiş Milletler, 2015 yılında UN WOMEN oturumlarının pek çoğunu Avrupa genelinde, birinci dünya ülkelerinde, kız çocuklarının uğradığı siber tacizlere ve zorbalığa ayırmıştı. İfşa sitelerinin eline düşen çocuklar, önce arkadaşlık ve yakınlık gösterilerek kurulan ilişkiler üzerinden çocuklardan istenen fotoğraflar, şifreler, kimlik bilgileri… Yalnız anne babaların ve eğitimcilerin değil, uluslararası toplumun farkındalık geliştirerek yasal ve teknik çözümler üretmesi gereken bir konular zinciri olarak önümüzde duruyor. Uluslararası toplumun, suç şebekeleri ile mücadele etmek için yaptığı yasal anlaşmaların, ortaklıkların, iş birliklerinin benzerlerini çocukların derin Web’de “çevrimiçi suç şebekelerinin” eline düşmesinin önünü kesecek şekilde acilen düzenlemeleri gerekmektedir. Uluslararası çevrimiçi standartlar belirlenmeli, büyük teknoloji şirketlerinin bu standartları takip etmesi noktasında iş birliğine gidilmelidir. 

Çocuk tacizcileri veya çocuklara zarar vermek isteyen kişiler emellerine ulaşmak için, insanlık tarihi boyunca çevrimiçi ortamdan daha elverişli bir ortam bulamamıştır. En ilgiye muhtaç çocuğu bulmak ve ilgisini çekmek saniyeler sürebiliyor. Çevrimiçi ortamda çocuğun uygunsuz içerikle karşılaşmasının, cinsel pornografik görüntülere maruz kalmasının, ırkçı/ayrımcı/nefret söylemlerini öğrenmesinin, siber zorbalığa maruz kalmasının önüne geçmenin temelde birkaç yolu var: İyi çalışan filtreler, çocuğu bilgisayar dünyası ile baş başa uzun süre izole etmemek, çocuğun içeriklerini takip etmek, çocuğa dijital okuryazarlık kazandırmak gibi. Fakat her ne kadar içerik ve içeriğin tüketimi kontrol altına alınmaya çalışılsa da siber zorbalık, intihara teşvik, kendine zarar verme eğilimi geliştirme, hayata karşı karamsarlık ve nefret tohumları ekme gibi filtrelerle veya takiple çözemeyebileceğimiz kötücül saldırılar hala orada duruyor. Çocuk istismarını özendirmek gibi içerikler yayınlayan sitelerin kaynağından engellenmesi, bu konuda uluslararası iş birliklerine gidilmesi gerekir. Çocukların karşı karşıya olduğu tehditler, insanlığın karşı karşıya olduğu tehditler olarak ele alınmalıdır.  

Dijital adaletsizlik  

Dijital adaletsizlik, Birleşmiş Milletler, UNICEF gibi kurumların 2030 Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerine dâhil edilmiş bir konudur. Dijital teknoloji, gençler ve çocuklar için ürettiği olumsuzlukların yanında fırsatlar ve imkânlar da sunmaktadır. Yaşadığımız çağda internete hiçbir erişimi olmayan milyonlarca çocuk bulunmaktadır. Ailelerinin yanında kabul edilebilir şartlarda yaşayan çocuklar için obezite, depresyon, bağımlılık gibi yan etkiler üreten çevrimiçi kaynaklar, eğitim imkânı olmayan, uzak ve gelişmemiş bölgelerde yaşayan, göç, afet, kriz, çatışma gibi sebeplerle hareket halinde olan çocuklar için dünyayla bağlanma ve kendini geliştirme noktasında büyük imkânlar sunar. 

Yoksulluk, iç savaş gibi sebeplerle dezavantajlı durumlara düşmüş çocukların internete erişimi aslında sınırsız bir dünyaya erişim demektir. UNICEF’in raporuna göre Afrika’nın belli bölgelerindeki çocuklar, uzaktan eğitimle kod yazmayı öğrenmişler ve bu sayede iş bulabilmişlerdir. Yine aynı rapora göre internete bağlı bir notepad sahibi olan serebral palsili Ivan Bakaidov, hayatının bütünüyle değiştiğini belirtmiştir.  

Dezavantajlı bir çocuğun çevrimiçi ortama erişimi, aynı zamanda eğitim alması, çevrimiçi seminer/kurs takip etmesi, kütüphanelere erişimi, film izlemesi, müzik dinlemesi anlamına gelmektedir. Dünyanın bir yerindeki çocuklar için obezite, depresyon, şiddet sebebi olduğu için dikkatle yaklaşılan çevrimiçi ortam, bir başka yerinde fırsat eşitliği açısından desteklenmelidir. Birinci dünyanın çocukları ekrandan uzak tutma politikasının yanında dünyanın ücra köşelerinde dezavantajlı hale getirilmiş çocuklara asla sahip olamayacaklarını sunan bir mecra olarak çevrimiçi ortamın gerçekliği aslında ne olduğu değil, nasıl algılandığıdır.  

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Popüler Haberler
Afrika'da Seller Nedeniyle Yaklaşık 1 Milyon Kişi Evini Terk Etti

Mali, Nijerya ve Nijer'de şiddetli yağış ve seller nedeniyle yaklaşık 1 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı.

İsrail'i Boykot ve Yaptırımlarla Durdurma Fikri Gerçekçi Mi

Filistin'de devam eden işgal nedeniyle İsrail'e karşı boykot hareketlerini sürdürülebilir ve etkili hale getirmek, şu an için en umut verici çözümlerden biri olarak görünüyor.

İsrailli Keskin Nişancı Tarafından Öldürülen Eygi'yi Arkadaşları Anlattı

İsrail'in işgaline karşı gittiği Batı Şeria'da barışçıl gösteri sırasında İsrail askerlerince öldürülen Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'yi arkadaşları anlattı.

Türk Aktivist Eygi'nin Otopsi Raporu Çıktı İsrailli Keskin Nişancının Kurşunuyla Öldüğü Kanıtlandı

Batı Şeria'nın Nablus kentinde düzenlenen barışçıl gösteride İsrail güçlerince başından vurularak öldürülen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin otopsi raporu açıklandı.

Türkiye Diyanet Vakfı, 380 Ton Kurban Etini Gazze'ye Ulaştırdı

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, Kurban Bayramı'ndan bu yana 380 ton kurban etini Gazze'ye ulaştırdıklarını söyledi.