05 Haziran 2024
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çinli mevkidaşı Wang Yi’nin daveti üzerine beraberindeki kalabalık heyetle 3 Haziran’da Çin’e önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Fidan’ın Dışişleri Bakanı olması sonrasında Çin’e gerçekleştirdiği ilk ziyaret olmasının ötesinde, bu ziyareti önemli kılan birçok sebep bulunmaktaydı. Halihazırda Gazze’de devam eden insanlık trajedisinden tutun da Kuşak ve Yol Girişimi, Kalkınma Yolu Projesi, Orta Koridor, Türkiye’nin Çin’e verdiği devasa ticaret açığı ve Uygur meselesi de dahil olmak üzere iki ülke yetkililerinin konuşacak pek çok konusu bulunmaktaydı. Ancak geziyi dikkate değer kılan belki de en önemli konu Fidan’ın Uygur bölgesine gerçekleştireceği ziyaretti. Fidan’ın Uygur bölgesini ziyareti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde bölgeye yaptığı ziyaretten sonraki en üst düzeyli ziyaretti. 12 yıl aradan sonra ilk kez üst düzey bir Türk yetkili bölgeyi ziyaret edecekti.
Ziyarete giden Türk heyet de belli ki özenle seçilmişti. Heyette olan iki isim özellikle dikkat çekiyordu. Bunlardan biri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran, diğeri ise Pekin eski büyükelçimiz A. Emin Önen’di.
Burhanettin Duran’ın Türkiye’yi özellikle Orta Asya ve Afrika’da Çin’e alternatif yapmak ve bunu ABD ile pazarlık unsuru haline getirmek isteyen biri olması açısından Çin’de bulunması önemliydi.
Emin Önen ise her ne kadar hariciye kökenli olmasa da Çin-Türk ilişkilerinin bugünlere gelmesinde oldukça emeği olan ve çok iyi bir büyükelçilik dönemi geçirmiş biriydi. Ayrıca Çin ile ilgili çok ciddi bir müktesebata sahip bir siyasetçimizdi Emin Önen. Bu nedenle Önen’in Çin’e giden Türk heyetine mihmandarlık yapması bence oldukça değerliydi.
Hakan Fidan Çin’de üç önemli isimle bir araya geldi
Urumçi-Kaşgar ziyareti öncesinde Türk heyeti Pekin’de üç önemli isimle görüştü. İlk görüşülen isim ÇKP Politbüro Üyesi ve ÇKP Merkez Komitesi Siyasi ve Hukuki İşler Komisyonu Başkanı Chen Wenqing oldu. Chen tıpkı Fidan gibi eski bir istihbaratçıydı. Çin istihbarat teşkilatı MSS’in eski başkanı olan Chen, Fidan’dan farklı olarak alttan yetişme bir istihbaratçıydı. MSS’in en alt biriminden başlayarak en tepeye kadar çıkmış biri. Kuşak ve Yol ülkelerinin güvenlik konularını ve dış istihbaratın sorumluluğunu yürütmüş biri. Ayrıca Afganistan’da Taliban’ı desteklemede ve Taliban’ın bugünlere gelmesinde bizzat sorumluluk almış en önemli kişiydi. Chen ve Fidan görüşmesinde ön plana çıkan en önemli konu Türkiye ve Çin arasında gerçekleştirilecek muhtemel güvenlik iş birlikleriydi. Konuyla ilgili detay verilmese de ilerleyen yıllarda güvenlik meselelerinde iki ülkenin yakın bir şekilde çalışabileceği anlaşılabiliyordu.
Daha sonra Devlet Başkan Yardımcısı Han Zheng ile ikili bir görüşme gerçekleştirildi. Han Zheng’den sonra ise Dışişleri Bakanı Wang Yi ile oldukça önemli ve neredeyse her konunun konuşulduğu bir toplantı yapıldı. Görüşmede gündeme gelen konular ise yukarıda da ifade ettiğim gibi Filistin ve Uygur meseleleri, Orta Kuşak, Kalkınma Yolu Projesi ve devasa ticaret açığı oldu.
Uygur meselesinde Fidan, Türkiye’nin uzun yıllardır benimsediği söylemin dışına çıkmayarak, “Tek Çin Politikası”na bağlılığını ve Çin’in toprak bütünlüğüne duydukları saygıyı yineledi. Çin Dışişlerine göre Fidan ikili görüşmede aynı zamanda Türk topraklarında Çin'in egemenliğine ve güvenliğine zarar verecek hiçbir eyleme müsaade edilmeyeceğini de söylemişti.
Fidan, Urumçi ve Kaşgar için “kadim Türk-İslam şehirleri” dedi
Fidan, 4 Haziran’da Pekin’deki temaslarını bitirip Urumçi’ye doğru yola çıkmadan önce ise Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında “Urumçi ve Kaşgar kadim Türk-İslam şehirleridir” diyerek iki ülke ilişkilerinin geleceğine dair en önemli ipucunu veriyordu. Öncelikle Fidan’ın bu sözleri Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı’nın yanında ifade edebilmesi dikkate değerdi. Zira bu sözler Çin’in resmi söylemiyle birebir ters düşen ifadeler. Muhtemelen Çinliler arasında oldukça da tepki çekmiştir. Ancak Türkiye’nin mesajının iletilmesi açısından da önemli sözlerdi.
Fidan, Çinli yetkililerle gerçekleştirdiği görüşmelerle ve son olarak bu ifadelerle Çin’e açık açık şu mesajı veriyordu: “Evet, biz Çin ile ilişkilerimizi geliştirmekten yanayız. Sizin toprak bütünlüğünüze ve hassasiyetlerinize saygı duyuyoruz. Sizinle birçok bölgesel ve küresel konuda iş birliğine de hazırız ancak siz de bizim hassasiyetlerimize dikkat etmek zorundasınız. Uygurlara yönelik politikalarınızda daha dikkatli olmalı, ticaretimizin daha dengeli seyretmesi için gerekli adımları atmalısınız.”
Sonuç olarak Hakan Fidan’ın Çin ziyareti belki de son yıllardaki en önemli dış gezilerden biri oldu. Başından sonuna kadar ziyaretin her anı gelecek açısından önemli ipuçları verdi. Çinlilerin Türk heyetine gösterdiği ilgi görüşmelerde kullanılan çiçek seçimlerine kadar çok rahat anlaşılabiliyordu. (Çin diplomatik heyetlere masa düzeninde kullandıkları çiçek seçimleriyle bile mesaj verebiliyor).
Öte yandan uzun süre sonra bir Türk heyetinin Uygur bölgesine ziyaretine izin verilmesi Çin’in Türkiye ile ilişkilerini bir üst aşamaya taşımayı istediğini de gösteriyor. Hakan Fidan’ın da gerekli özenle Türkiye’nin hassasiyetlerini diplomatik bir şekilde dile getirmesi de Çin’in ilerleyen zamanlarda bu konularda daha fazla dikkatli olabileceğini gösteriyor. Uzun sözün kısası önümüzdeki dönem Çin-Türkiye ilişkilerinde farklı gelişmeler olabileceğinin ipuçlarıyla dolu bir ziyarete tanıklık ettik.