Avusturya'da Terör Operasyonu: Taylor Swift Konserine Saldırı Planı

Araştırmacı Fatih Kocaibiş, Viyana'daki Taylor Swift konserini hedef alan bir terör saldırısı planını ve bu olayın arka planındaki detayları Fokus+ için inceledi.
Fatih Kocaibiş
Avusturya'da Büyük Terör Operasyonu Taylor Swift Konserine Saldırı Planı
21 Ağustos 2024

Global ve bölgesel düzeyde savaş tehditleri artarken, terör örgütleri en güvenli olarak kabul edilen metropolleri hedef almaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanından gelen turistlere ev sahipliği yapan bu ışıltılı şehirler, terör nedeniyle yükselen silah ve bomba seslerine artık uzun süredir aşina durumda. Fransa’da Bataclan, İngiltere’de Manchester, Rusya’da Crocus konser saldırısı ve Viyana polisinin Taylor Swift konserinin iptaline neden olan açıklaması, akla gelen ilk olaylar arasında yer aldı. 

Avusturyalı yetkililer, perşembe, cuma ve cumartesi günleri Ernst Happel Stadyumu'nda düzenlenmesi planlanan üç konserden birine saldırı planladıkları gerekçesiyle çarşamba günü iki şüphelinin tutuklandığını açıkladı. 

Taylor Swift'in Viyana konserine terör tehdidi 

Amerikalı sanatçı Taylor Swift, geniş bir hayran kitlesine sahip olup, küresel The Eras Tour kapsamında konserler vermektedir. Bu turun kapsamında Varşova'da üç gece geçirdikten sonra, Viyana'da sahne alması planlanıyordu. Ancak, bir terör eyleminin hedefinin, bu turun Viyana ayağının gerçekleşeceği Happel Stadyumu olduğu anlaşıldı. 

Happel Stadyumu, daha önce askeri ve siyasi faaliyetlerde kullanılmış olup, günümüzde pek çok ünlü grup ve sanatçının konserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Taylor Swift'in bu tur kapsamında 50 bin kapasiteli stadyumda hayranlarıyla buluşmayı planladığı bu konser, Manchester saldırısında konser alanı hedef alınmış olan Ariana Grande ile benzer bir tehlike yaşanması olasılığı taşıyordu. 

Öte yandan Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner, perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, Taylor Swift'in Viyana'daki konserlerinin terör tehdidi nedeniyle iptal edildiğini açıkladı. Tüm terör soruşturmalarında olduğu gibi, bu olayda da saldırının motivasyonu, saldırı planları, failler ve olası işbirlikçilerin yanı sıra saldırıda kullanılabilecek silah, mühimmat ve patlayıcı gibi unsurlar üzerinde Avusturyalı yetkililerin yoğun bir şekilde çalışacağı söylenebilir.  

Planlanan saldırının ana şüphelileri gözaltında 

Soruşturma kapsamında şimdiye kadar 3 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden ikisi, operasyonla gözaltına alınan ana şüpheliler Baren A. (19) ve Luka K. (17) olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, Avusturya vatandaşı olan şüphelilerin köklerinin Balkanlardan gelen göçmen ailelere dayandığı belirtiliyor.  

Şüpheli Beran A. IŞİD’in sık kullandığı sözde sembolü ile poz verirken. 


Yaşı ve faaliyetleri nedeniyle 19 yaşındaki Baren A. ise saldırıyı organize etme ve bu konuda en büyük paydaş olma potansiyeli taşımakta olup, soruşturma şu an onun üzerinden yürütülüyor. Ayrıca, Başkent Viyana’ya yakın Ternitz kentinde ailesiyle yaşayan Baren A.’nın, söz konusu suçları da itiraf ettiği bildiriliyor. 

Baskında İŞİD propaganda materyalleri bulundu  

Viyana'nın güneyindeki Ternitz'teki evine yapılan baskında, araştırmacılar Beran A.’nın evinde bazı kimyasal maddeler ve bomba yapımında kullanılan teknik cihazlar buldu. Ayrıca, evinde bir miktar para ve IŞİD propaganda materyalleri de bulunan 19 yaşındaki gencin, güçlü bir patlayıcı yaparak saldırı etkinliğini artırmayı ve mümkün olan en yüksek zayiatı vermeyi amaçladığı düşünülüyor.  

Potansiyel terör eyleminde birden fazla saldırgan olması nedeniyle bu durum, Crocus ya da Paris’teki birçok terör saldırısına benzetilebilir; ancak bu kez saldırganların daha genç ve amatör bir yapıya sahip olduğu gözler önünde. Bu tespiti destekleyen bir diğer unsur ise, sonradan gözaltına alınan 18 yaşındaki Irak vatandaşı üçüncü bir şüphelidir. 

Bomba yüklü araç kullanacaklardı 

Terör örgütleri, saldırı yöntemlerini şartlara göre belirleyip organize ederler. Bu yöntemler, savaş bölgelerinden oldukça huzurlu Avrupa şehirlerine kadar geniş bir yelpazede uygulanabilir. Örneğin, intihar yeleği ile gerçekleştirilen saldırılara alternatif olarak, kolluk kuvvetlerince VBIED  (Vehicle-Borne Improvised Explosive Device) olarak tanımlanan araçlara yerleştirilen patlayıcılarla geniş bir alanı hedef almayı amaçlayan eylemler mevcuttur.  

Öte yandan, IŞİD’in Fransa’da bir maç sırasında stadyumu hedef alması veya PKK’nın İstanbul’da stadyum yakınında gerçekleştirdiği terör eylemleri de son dönemde akılda kalan örneklerdir.  

Bu vakada ise, Beran A.'nın stadyum çevresinde toplanacak kalabalığı sadece ateşli silah ya da kesici aletle değil, ev yapımı bir bomba ile hedef almayı planladığı ortaya çıktı. 

DNI tarafından hazırlanan bir grafikte, bir otomobile sığacak olan patlayıcı miktarı (226kg) ve potansiyel etki haritası simüle edilmiş.


Baren A., çalıştığı ve “büyük bir şey planladığını” söyleyip ayrıldığı fabrikada perakende satış elemanı olarak çalışmaktaydı. Daha sonra Avusturya polisinin baskını sonrası çeşitli kimyasallar da dahil olmak üzere fabrikanın laboratuvarına erişimi olan 19 yaşındaki gencin, IŞİD başta olmak üzere terör örgütlerinin özellikle büyükşehir eylemlerinde tercih ettiği “TATP” üretmek adına bazı kimyasalları çaldığı anlaşıldı.  

Ayrıca, ailesi Kuzey Makedonya’da tatilde olduğu bildirilen Baren A.’ın, tek başına olmasını fırsat bilip patlayıcı üretimi için kendisine alan açmış olduğu söylenebilir.  

Diğer patlayıcı bileşenlerine nazaran malzemelerine ulaşım kolaylığı nedeniyle büyük bir organizasyon gerektirmeyen TATP’a, özellikle Avrupa ve ABD istihbarat camiası aşina. Toz ve kristal bir formda kendini gösteren bu patlayıcı maddeyi oluşturmak için özel gözlük, buz banyosu, karıştırıcı, kimyasal damıtıcılar ve filtreler gerekmekte olup, Beran A.’nın evinde de bu ürünlerden olduğu görülmüştür.


Paris ve Belçika terör saldırılarında IŞİD tarafından istikrarlı bir şekilde kullanıldığı görülen TATP’ın üretimi için, asiton, hidrojen peroksit ve güçlü asit gibi kimyasallar gerekiyor. Nitekim bu durum Beran A. gibi 19 yaşında, interneti doğru şekilde kullanmayı bilen pek çok kişinin üretim yapma şansının olması nedeniyle endişe verici olarak kabul edilmektedir. Devletler tarafından takibi sıkı yapılmaya çalışılsa bile bu kimyasalları ve söz konusu laboratuvar malzemelerine gerek örgüt organizasyonu ile gerek bireysel çabalarla erişim imkanı hala bulunmaktadır. 

Çok sayıda can kaybına yol açabilirdi 

Kitlesel toplanmayı gerektiren etkinlikler, terörist saldırılar için "yumuşak hedef" olarak görülmektedir. Konserler, festivaller ve benzeri etkinlikler belirli bir zamanda ve mekanda büyük insan kalabalıkları oluşturur. Bu tür etkinlikler askeri üsler gibi yüksek güvenlik önlemleriyle korunmadığından, güvenlik zafiyetlerine maruz kalmaktadır. Ayrıca terör örgütleri, sivillere yönelik saldırılar düzenlerken, güvenlik güçlerine veya devlet kurumlarına kıyasla daha düşük bir bedel ödemektedirler. 

Terörün kelime kökeni bizi Fransızlara götürse de, Roma devletine karşı da “terör faaliyeti” olarak nitelendirilebilecek örnekler mevcuttur. Sicarii üyelerinin Romalıları kitlesel toplantılarda hançer ile öldürme eylemlerinden bugüne, terör eylemi konseptinde değişmeyen en önemli nokta “ölümcül şiddet” kullanımı iken, en önemli farklarından biri ise etkinlik hacmidir. Bu etkin olma hacmi, yaratılmaya çalışılan “korku dalgasının” günümüzde kıtalararası etkileşimin daha kolay olmasından dolayı daha güçlüdür.  

Viyana’da patlayan bir bomba sadece Avusturya’yı ilgilendirmeyip Brüksel, Berlin, Paris ve Madrid gibi pek çok Avrupa ülkesinin halkını, güvenlik bürokrasisini, iç ve dış politikalarını, borsalarını hatta turist akışlarını da etkilemektedir. Dolayısıyla dinlenme rekorları kırmış olan bir sanatçının kendisinin ya da konser alanın hedef alınmasının ciddi etkilerinin olması kaçınılmazdır.  

IŞİD’in, sempatizanlarına yönelik online olarak bomba yapım aşamalarını anlattığı bir videoya ait kesit. Beran A.’nın, online propaganda sonucu terör faaliyetine motive olmasının yanında, söz konusu patlayıcıları kullanma ile ilgili de yine online bilgilerden esinlendiğinden şüpheleniliyor.


Avusturya istihbaratının bu vakada üzerinde durduğu “IŞİD”, halihazırda diğer örgütlerine göre çok daha etkili olduğu online propaganda faaliyetlerini genişletirken “teşvik yahut korku” anlamında etkilemeye yoğun mesai harcamıştır.  

Bu faaliyetlerin sonucunda, 2014’ten bu yana örgüte bağlı hücreler ve “yalnız kurtlar” tarafından gerçekleştirilen saldırılar ses getirmeye devam etmekte olup, Viyana’da engellenen bu saldırı da bu durumun yansımasıdır.  

IŞİD-H tehdidi büyüyor  

IŞİD, Suriye ve Iraktaki kazanımlarının ve kayıplarının ardından elde ettiği maddi gücü, silahları ve insan güçleriyle farklı ülkelerde kanatlar oluşturmuş, bunların birçoğu ciddi etkiler elde edip ses getirmiştir.  

Ayrıca IŞİD-Horasan kolu da, 2015’te Afganistan’ın Horasan vilayetinde kuvvetini stabilize ettikten sonra saldırı çapını, yine aynı topraklardan olan El Kaide’nin mirası “küresel cihat” kapsamında genişletmeye başlamıştı. 

2022’de Tirmiz’de askeri noktaya Kathusyalar ile saldırması, aynı roketlerle yine sınır avantajını kullanarak Tacikistan topraklarını hedef alması, İran Kerman’daki bombalı saldırılar ve son olarak Rusya’da Crocus saldırısında IŞİD-H’nin pek çok ülke için tehdit olabileceği yeniden tartışılmıştı.  

Ayrıca, 2021’de Afganistan’dan çekilme sırasında gerçekleşen Kabil Havaalanı yakınındaki saldırısında ABD, hem asker kaybetmiş hem de iç siyaset malzemesi olacak kadar eleştirilen çekilme sürecinde bir darbe daha almıştı.  

Ek olarak, IŞİD-H’nin eylemlerini Afganistan dışına taşıma eğiliminin giderek yükseldiğini ve farklı ülkelerde terör eylemleri planlama kapasiteleriyle ABD içerisini dahi hedef alabileceklerini, ABD İstihbarat Topluluğu’nun 2021 değerlendirmelerinde bulunabilir.  

ABD istihbaratı üç vakada da önceden uyarmıştı  

ABD, rakip devlet dahil terör eylemlerine karşı hedef devleti uyarma mekanizması olan “Duty of Warn” kapsamında hem İran’ı, hem Rusya’yı hem de Avusturya’yı istihbarat paylaşımı yaparak uyarmıştır. Bu paylaşımların detayları kamuoyuna açıklanmasa bile, İran ve Rus yetkililer bu paylaşımların yapılmadığına dair net bir resmi ret gelmemişti.  

Şimdi ise Viyana’da, Avusturya’nın terörle mücadelede kullandığı taktik birliği EKO Cobra timlerinin baskınıyla ve saldırganların suçüstü yakalanmasıyla sonuçlanan operasyonun istihbaratında yine ABD’nin katkısının olduğu belirtiliyor. 

Kujtim Fejzulai, Viyana’da 6 farklı noktada silahlı saldırı gerçekleştirmişti. Tüfek ve tabanca ile Viyana sokaklarında hızlı bir hareket halinde -saldırı alanını genişletmek maksadıyla- sivillerle ve polisle çatışma içerisinde girerek kendisi dahil 5 kişinin ölümü, 23 kişinin yaralanmasıyla neticelenen bir terör eylemine imza atmıştı.


Kujtim Fejzulai tüfek, Beran A. ile benzer bir şekilde, Fejzulai bir tüfek, bir tabanca ve kesici alet ile verdiği pozu ve saldırganın örgüte bağlılığına dair çektiği videoyu paylaşarak IŞİD propagandası, 2020’deki saldırının ardından Kujtim Fejzulai üzerinden sürmüş, yeni saldırılara teşvik paylaşımları yapılmıştı.


IŞİD’in Telegram, Hoop, Rocketchat, Zeronet gibi platformları uzun yıllardır yoğun bir şekilde kullandığı bilinmektedir. Bazı vakalarda ise saldırı organize etme ve bu kapsamda militanlarla iletişim, bir saldırı yapıldığı zaman eyleme ait görüntüleri bu platformlar aracılığı ile elde etme ve yayma faaliyetleri, genç kitleyi radikalleştirmeye çalışmak gibi birçok online terör faaliyetini görmekteyiz.  

Öte yandan, Taylor Swift konserini hedef almak isteyen Beran A.’nın da diğer örneklere benzer bir şekilde, temmuz ayında Telegram kanalları üzerinden IŞİD bağlantılı mecralarda varlık ve bağlılık gösterdiği, ABD’nin de Europol ve Avusturyalı yetkilerle buna yönelik istihbarat paylaştığı açıklandı.  

IŞİD’in korku atmosferi ve şiddet sarmalı 

IŞİD’in yaydığı korku atmosferi, mültecilerin ve aşırı sağın gerginliği arttıran karşılıklı saldırıları ABD dahil Avrupa gibi azınlık barındıran ülkeleri şiddet sarmalına sokmakta. 

İstihbarat teşkilatları ve kolluk kuvvetleri terörle sahada mücadele ederken, bazı siyasilerin “kültür savaşını” derinleştirerek, devlet mekanizmasının “bütün potansiyel saldırganları izlemeye alıp önleyici faaliyet” yapamayacağı gerçeğini göz ardı etmekte. Özellikle Sebastian Kurz döneminde Müslüman vatandaşlarına yönelik katı uygulamalar ve ayrıştırıcı bir iklime sahip olan Avusturya, popülist bir çizgide görülmekteydi.  

Avusturya İstatistik Ofisi'nin verilerine göre, 2023 yılında Avusturya'da yabancı nüfusunda kayda değer bir yükseliş görüldü ve ülkedeki yabancı nüfusun dörtte biri göçmen kökenli oldu. Göçmen kökenliler, 2,45 milyona ulaşarak Avusturya'daki toplam nüfusun %27'sinden fazlasını oluştururken, bu verinin 1,81 milyon olduğu 2015 yılına kıyasla %35'lik bir artışı olduğu görülmekte. Ayrıca 2015 yılından bu yana en fazla artış gösteren yabancı uyrukluların başında +83.900 ile Suriyelilerin geldiği de görülmektedir.


Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkeler, aşırıcılık ve terör bileşenine karşı daha duyarlı ve daha yüksek riskler barındırıyor. Ancak bu durum, Avusturya gibi daha düşük nüfuslu ve IŞİD gibi terör örgütleriyle doğrudan savaşmamış ülkelerin gardını düşüreceği anlamına da gelmiyor. IŞİD ve bağlılığı olan kolları, kimi zaman bazı ülkelerin hükümetlerini doğrudan hedef alan açıklamalar yapmasa da, onlar bütün Avrupa’yı “mücadele edilmesi gereken bir savaş alanı” olarak görmekteler.  

Ayrıca Crocus saldırısı sonrası dikkatleri tekrar kendine çeken IŞİD-H, Paris Olimpiyatlarına yönelikte tehditler yapmış, Fransızları güvenliği maksimum seviyeye çıkarmaya zorlamıştı.   

Mülteciler, mülteci kökenli aileler ve bu konuyla ilgili süregelen toplumsal karışıklıkların gölgesinde, terör örgütlerinin bu durumdan yararlanmaya çalışması ve devletlerin de bu tehdidi önlemeye yönelik çabaları devam edecektir.