Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki Güvenlik Boşluğu Halkı Endişelendiriyor

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ordu ve silahlı gruplar arasındaki çatışmalar nedeniyle yaşanan insani krizin boyutunu araştırmacı Sultan Elban, Fokus+ için kaleme aldı.
Sultan Elban
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki Güvenlik Boşluğu Halkı Endişelendiriyor
13 Haziran 2024

Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afrika’nın en büyük ikinci ülkesi olmasının yanı sıra maden kaynakları açısından da zengin ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Buna rağmen, dünyanın en fakir ülkelerinden biri olmasının temel nedeni, son 20 yılda ülkeyi parçalayan ve tüketen çatışmalardır. 

Ülkenin doğusundaki Kuzey ve Güney Kivu ile Ituri eyaletleri, sınır ötesi siyasi, ekonomik ve etnik motiflerin karıştığı bir çatışmanın merkez üssü konumunda. Doğal kaynaklar açısından zengin olan üç sınır bölgesi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin komşuları arasındaki yoğun jeopolitik rekabet için uygun bir saha haline geldi. Bu da ülkenin komşularında yaşanan son krizlerin karmaşıklığına doğrudan katkıda bulundu. 

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusu, Ruanda ve müttefikleri tarafından desteklenen "23 Mart Hareketi” (M23) milisleri ile Güney Afrika Devletleri Örgütü güçleri ve "Ruanda Kurtuluş Kuvvetleri" olarak bilinen isyancılar tarafından desteklenen Kongo ordusu arasındaki çatışmaların tırmanmasıyla eşi benzeri görülmemiş ciddi bir insani krizle karşı karşıya kaldı. 

Bu çatışmalar, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine ve oldukça zor insani durumlara maruz kalmalarına yol açtı. 

Birleşmiş Milletler’in (BM) tahminlere göre, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 7,1 milyondan fazla insan yerinden edildi. Bunların büyük çoğunluğu, çatışmaların yaşandığı ülkenin doğu illerine yöneldi. Bu sayı, ülke genelinde yerinden edilen toplam nüfusun yaklaşık yüzde 10’unu temsil ediyor. 

Tüm bunlar yaşanırken, ülkede barış güçlerinin hâlâ konuşlu olduğu son üç eyaletten biri olan Kuzey Kivu eyaletindeki durumun kötüleştiğine ilişkin endişelerin ortasında, BM İstikrar Misyonu (MONUSCO) en geç 30 Haziran’a kadar ülkeden ayrılmaya hazırlanıyor. 

MONUSCO, Ocak ayında geri çekilme planına başladı ve böylece Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde istikrarı sağlamayı amaçlayan misyonun 25 yıllık varlığına son verildi. 

 

Boşluğun doldurulması 

Kivu Eyaleti, MONUSCO birimlerinin geri çekilme sürecini başlatan, doğudaki üç bölgeden ilki oldu. 

Geri çekilme süreci, uzun süredir bunu talep eden Kongolu yetkililer için gerçek bir sınav olarak değerlendiriliyor. 

MONUSCO, yetkililerin bu çağrısına yanıt olarak güvensizliği, yerli ve yabancı silahlı grupların varlığını ve artan şiddeti geride bırakarak “yanan bölgeyi” terk ediyor. Ancak bu korkutucu güvenlik boşluğunu telafi etmek amacıyla MONUSCO, Demokratik Kongo Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri (FARDC) ve Kongo Ulusal Polisi (PNC) için yoğun eğitim kursları sağlama konusunda istekliydi. 

Eğitim kursları, ana idari karargâh ve üssün nasıl korunacağının yanı sıra gerektiğinde muharebe operasyonlarında bulunabilme becerisi üzerinde yoğunlaştı. 

Lakin genişleyen şiddet çemberinin ortasında, ordu ve polisin bu karmaşık güvenlik görevlerini yerine getirme becerisine ilişkin birçok askeri tahmin farklılık gösteriyor. 

 

Olası yansımalar 

Öte yandan, Mai-Mai grupları ile muhalif Albay Makanika’nın Twigwaneho hareketi gibi Banyamulenge milisleri arasındaki çatışmalar neredeyse durmadan sürüyor. 

Ölümden kaçmak için köylerini terk edip tepelere yerleşen ve pek de yakın gibi görünmeyen bir dönüş için bekleyen yerinden edilmiş insanlar, bugün çatışmalar nedeniyle bölgeyi çevreleyen olası kuşatmanın ağırlığı altında kalıyor. 

Kaçan köylüler, bazen MONUSCO misyonunun korumasından yararlanarak, komşu köylere gidip gıda tedarik etti. Ancak MONUSCO askerlerinin ülkeden ayrılmasından sonra, bu “yorgun” vatandaşlar gıda temini için o köylere gidemeyecek. Bu da onları şiddetten kaçmak için tekrar köylerinden ayrılmak zorunda bırakabilir. 

MONUSCO’daki askeri kaynaklara göre, çoğu Banyamulenge olmak üzere yaklaşık 3 bin yerinden edilmiş kişi, 2019’dan bu yana gittikçe artan şiddetten kaçmak için misyonun tepelerdeki üssünün çevresini geçici de olsa sığınma alanı olarak kullandı.

 

MUNOSCO misyonunun ayrılışı 

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki MONUSCO’ya yönelik “çatışmaları durduramaması ve hedeflerine ulaşamaması” nedeniyle yapılan sert eleştiriler, geri çekilmenin en önemli nedenleri arasında yer aldı. 

MONUSCO’nun ülkeden ayrılması, eski Devlet Başkanı Joseph Kabila döneminde başlayıp, Temmuz ayında ülkenin doğusundaki birçok şehirde düzenlenen gösteri dalgasının ardından mevcut Devlet Başkanı Felix Tshisekedi’nin tekrarladığı tarihi bir talep oldu. 

Her ne kadar bazıları, yerel çabaların güvenlik boşluğunu doldurmada başarılı olmaması durumunda yaratabileceği sonuçlar nedeniyle bu adımın akıllıca olup olmadığını sorgulasa da Tshisekedi, gösterilerin ardından BM’ye, “MONUSCO’yu çekme planını yeniden değerlendirme” çağrısında bulundu. 

Resmi bir talep olduğu için MONUSCO ülkeden çekildi. Ancak diğer taraftan komşu eyalet Kuzey Kivu’da yaşanan şiddet nedeniyle bu durum halk ve uluslararası toplum için endişeye neden oluyor. 

Örneğin, Ruanda ordusu tarafından desteklenen M23 isyancıları, geçtiğimiz Şubat ayında Shasha kasabasını kontrol altına almayı başardı ve çatışmanın başlamasından bu yana ilk kez Goma’yı Bukavu’ya bağlayan yolu kesti. Bu da halkın, çatışmanın komşu Güney Kivu eyaletine yayılma riskine ilişkin endişelerini artırdı. 

Bu endişeler, Burundi yetkililerinin, Kongo hükümetiyle yapılan ikili anlaşmanın bir parçası olarak Kuzey Kivu ve Güney Kivu’da güç bulundurduğu bir dönemde, çatışmayı “bölgeselleştirme” tehdidi oluşturan Ruanda ile Burundi arasındaki diplomatik ilişkilerin bozulmasıyla daha da güçleniyor.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.