Yeni Kaledonya Krizi: Ne Oluyor?

Fransız Parlamentosu'nun Yeni Kaledonya'daki seçim reformlarını kabul etmesinin ardından adada kitlesel protestolar patlak verdi. Kanak milliyetçileri, reformların adanın siyasi denge ve özerkliğine zarar vereceğini savunurken, Paris hükümeti çözüm için müzakereler öneriyor.
Enes Kılıç
Yeni Kaledonya Krizi
27 Mayıs 2024

Fransız parlamentosunun 10 yıldan daha uzun süre Yeni Kaledonya'da yaşayan Fransızların adadaki yerel seçimlerde oy kullanmasına izin veren reformları kabul etmesinin ardından Yeni Kaledonya'da kitlesel protestolar patlak verdi. Şiddetli isyanların ve yaygın çatışmaların başlaması üzerine Paris’teki hükümet, olağanüstü hal ilan etti. Peki, Yeni Kaledonya'nın süregelen anayasal krizi, Macron'un önerdiği reformlar ve yerel yetkililerin iç savaş korkusunun sebebi ne? Baştan alalım. 

Yeni Kaledonya'nın kolonizasyonu ve demografik yapısı 


Yeni Kaledonya, 1853 yılında Fransa tarafından kolonize edilen ve Avustralya'nın doğu kıyısında yer alan bir takımada. 1774 yılında adayı “keşfeden” İngiliz amiral James Cook, adayı İskoçya’ya benzettiği için buraya Yeni Kaledonya adını verdi. Fransızlar adayı hakimiyeti altına alıp binlerce hapishane mahkumu suçlusunu buraya yerleştirirken, aynı zamanda yerli Kanak halkını işgücü piyasasından dışladı.  

Adanın bugünkü demografik yapısı ve oy sistemi, mevcut protestoların anlaşılmasını açısından önemli. 1970'lerdeki nikel patlaması sırasında Paris, Yeni Kaledonya'nın nikel endüstrisini geliştirmek amacıyla anakara Fransa'dan daha fazla göçü teşvik etti. Bu göç, yerli Kanak halkını sayıca aşmak ve Fransız egemenliğini korumak amacıyla da gerçekleştirildi. 

Yeni Kaledonya, Fransa ile olan siyasi birliği ve anakara Fransa'dan aldığı büyük sübvansiyonlar sayesinde bölgede nispeten zengin bir ada haline geldi. Bugün, Yeni Kaledonya'nın kişi başına düşen GSYİH'si yaklaşık 36 bin doları buluyor. Adada yaşayan 145,000 kişinin %42'si Kanak, %37'si Avrupalı ve %21'i diğer Polinezya ve Asya etnik gruplarından oluşmakta.  

Polinezya ve Asya kökenli göçmenler genellikle Fransız yerleşimcilerden iş ve toprak elde etmeleri ve Yeni Kaledonya'nın görece zenginliğini Fransız desteğine bağlı görmeleri sebebiyle “sadık” oy kullanıyor. Bu da adanın yerlileri olmasına rağmen Kanakların istedikleri siyasi hakları elde edememesinin bir başka sebebi. 

Anayasal reformlar ve siyasi gerginlikler 


Kanak milliyetçileri, Fransız göçmenlerin adaya yerleşimi sonucunda kendi nüfuslarının oransal olarak kasten azaltıldığını iddia ederek, oy hakkının yalnızca Kanaklara verilmesini veya yakın zamanda gelen göçmenlerin oy hakkının kısıtlanmasını talep ediyor. Ancak, Paris bu talepleri sürekli olarak reddetme eğiliminde. 1984'te Kanak ve Fransızlar arasındaki çatışmalar o kadar şiddetlendi ki, Fransız hükümeti barışı sağlamak için 6,000'den fazla jandarma göndermek zorunda kaldı.  

Noumea anlaşmaları ve referandumlar  


1998 yılında, taraflar arasında imzalanan Nomea Anlaşması, adaya daha fazla siyasi özerklik tanıyan ve oy kullanma hakkını Kanaklara ve anlaşma öncesinde adada yaşayanlara sınırlayan 20 yıllık bir geçiş sürecini başlattı. Anlaşma, ülkenin geleceğini belirlemek için üç referandum yapılmasını öngörüyordu. 2018 ve 2020'de yapılan ilk iki referandumda, bağımsızlık karşıtı oylar az bir farkla üstün geldi. Oy dağılımı, bağımsızlık lehine oy verenlerin genellikle Kanak nüfusundan oluştuğunu gösteriyordu. 

Son referandum ve güncel durum 


Aralık 2021'de yapılması planlanan üçüncü referandumun, Kanak milliyetçileri tarafından COVID-19 pandemisi nedeniyle ertelenmesi istendi. Ancak, bağımsızlık karşıtları bu talebi reddetti ve referandum boykot edildi. Sonuç olarak, bağımsızlık %96 oranında reddedildi. Paris, mevcut oy hakkı politikasının antidemokratik olduğunu savunarak, seçim listelerini genişletmeyi planladı. Bu değişiklik, adada yaşayan Fransız Avrupalıların yerel seçimlerde oy kullanmasına olanak tanıyacaktı. 

Kanak halkı, bu değişikliğin siyasi etkilerini daha da azaltacağını düşünerek düzenli protestolar düzenlemeye başladı. Son haftalarda şiddetin artmasıyla durum tehlikeli bir hal aldı. Fransız komiserine göre, bu hafta çıkan isyanlarda 54 polis memuru yaralandı, 120'den fazla kişi tutuklandı ve en az üç Kanak ve bir jandarma öldü. İsyanlar esnasında bir Fransız gazetesi, Fransız istihbaratının Kanak sembollerinin yanı sıra Azerbaycan bayraklarının da görülmesi ve farklı sebeplerden üzerine Türkiye ve Azerbaycan casuslarının halkı kışkırttığını düşündüğünü iddia etti. 

Çözüm arayışları 


Macron, her iki tarafı da Paris'te müzakerelere davet ederek, seçim değişikliklerini geri çekmeyi teklif etti. Ancak, tarafların on yıllardır süren anlaşmazlıkları nedeniyle bu sürecin zorlu olacağı düşünülüyor. Anlaşma sağlanamaması halinde, çatışmaların daha da şiddetlenmesi riski yüksek.