Dr. Muneer Alboursh: İşgalci İsrail Filistinlileri Yok Etmek Amacıyla Doktorları Öldürüyor

Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Dr. Muneer Alboursh, İsrail güçlerinin Gazze'deki sağlık sistemini kasıtlı olarak hedef aldığını ve Filistinli doktorları öldürerek Filistinlileri yok etmeye çalıştığını belirtti. Dr. Muneer Alboursh ile İsrail’in hastaneleri hedef almasının nedenlerini, uluslararası toplumun Gazze'ye destek olmasının etkilerini Fokus+’a anlattı.
Dr. Muneer-Alboursh İşgalci İsrail Filistinlileri Yok Etmek Amacıyla Doktorları da Öldürüyor (1).jpg
24 Mayıs 2024

Gazze Şeridi’nin kuzeyinde çalışmalarını yürüten, Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Dr. Muneer Alboursh, işgalci İsrail güçlerinin, savaş başladığı ilk andan itibaren hastaneleri ana hedef haline getirdiğini ve sağlık sistemini ortadan kaldırarak Filistinlileri yok etmek amacıyla Filistinli doktorları ve sağlık personelini hedef aldığını söyledi. 

Fokus +’a verdiği röportajda özel açıklamalarda bulunan Dr. Alboursh, Filistin Sağlık Bakanlığı’nın, İsrail güçleri tarafından Gazze’de gözaltına alınan en az 40 Filistinlinin öldürüldüğüne dair bilgiyi teyit ettiğini bildirdi. Dr. Alboursh, gözaltında öldürülen kişilerin isimlerinin bakanlığın elinde olduğunu, ancak bu bilgiler hapishanedeki tutuklular tarafından sızdırıldığı için bu isimleri şu anda yayınlamak istemediklerini belirtti. 

Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü’nün verdiği röportajın tam metni şöyle: 

-İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ndeki hastaneler ve tüm sağlık sistemini neden kasıtlı olarak hedef alıyor? 

İşgalci İsrail, yoğun saldırılarla evleri yıkılan ve yerinden edilen Filistinli vatandaşlara yönelik güvenli bir sığınak olduğunu bildiği için hastaneleri vuruyor. Şifa Hastanesi’nde 60’tan fazla, Endonezya Hastanesi’nde 30 binden fazla, Nasır’da ise 40 bin yerinden edilmiş kişi vardı. İşgalci güçler oralara giremediği için insanlar hastaneleri güvenli bir sığınak olarak görüyor. Ancak işgalci İsrail’in hiçbir kırmızı çizgiyi kabul etmemesi, hastanelerin uluslararası hukuk tarafından korunduğunu tam olarak belirten Dördüncü Cenevre Sözleşmesi veya uluslararası hukuka saygı göstermemesi nedeniyle halkımız hayal kırıklığına uğradı. İşgalci güçlerin hastanelere girmesi kabul edilemez. Bunu onlar da biliyor, ama işgalciler bu dilden anlamıyor. İşgalci İsrail, hastanelerin Filistin direnişinin kontrol merkezleri olduğunu iddia ederek buralara giriyor ve ancak hiçbir şey bulamıyor. Bütün iddiaları yalan ve uydurma, biz de onun bu uydurmalarını çok iyi anlıyoruz. İsrail ordusu, kuşatma yaptıkları gece uluslararası basını Şifa Hastanesi’ne davet ederek, orada direniş için bir komuta kontrol karargahı bulunduğunu iddia etti. Ancak uluslararası basın bu konuyu yalanladı ve “Bir şey bulamadık” şeklinde haber yaptı. Böylece yalanları ortaya çıktı. Hastanelerin her zaman Filistin halkına hizmet etmek ve sağlık hizmeti vermek için bulunduğunu teyit ediyorum. Bu hastanelerde bulunan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi uluslararası kuruluşlar, tüm sağlık personeli ve Şifa Hastanesi’ndeki diğer kişiler, Filistin hastanelerinde sadece hastalar, doktorlar, ameliyathaneler ve diğer tüm tıbbi, insani ve sağlık hizmetleri bulunduğunu ve hiçbir zaman herhangi bir askeri duruma tanık olmadıklarını söylüyor. 

-İşgalci İsrail’in buradaki tüm hastaneler ve tıp merkezlerini hedef alması sonrasında Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki sağlık sisteminde durum nedir? 

İşgalci İsrail, Gazze Şeridi’ni ikiye bölerek kuzeyde zaten çökmüş olan sağlık hizmetlerini neredeyse yok etti. Gazze’nin kuzeyine ilaç ve tıbbi malzeme sağlanmadığını teyit ediyoruz. Bağışlar, geçiş kapılarından doğrudan Gazze’nin güneyine yapılıyor ve 7 Ekim’den bu yana ilaç ve tıbbi malzemelerin bölgeye girişine izin verilmiyor. İhtiyacımız olan ilaç ve malzemelerin hiçbiri Gazze ve kuzeyindeki hastanelere ulaşmadı. Büyük bir ilaç kıtlığı var ve bu giderek arttı. Ameliyathanelere anestezi ilacı sağlamada sıklıkla sorun yaşıyoruz. Bu nedenle bize gelen sağlık heyetlerinin, İsrail’in izin vermesi halinde operasyonlarını gerçekleştirebilmeleri için ilaç, ekipman ve malzemelerini yanlarında getirmelerini şart koşuyoruz. Çünkü Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerde bunların hiçbiri yok. 

-Dr. Adnan Berş’in Gazze Şeridi’ndeki Endonezya Hastanesi’nde gözaltına alınmasının ardından İsrail hapishanelerinde şehit edilmesi ne anlama geliyor? 

İşgalci İsrail, bu hastanelerde bulunan Filistinlileri yok etmek için sağlık personelini de hedef haline getirdi. Sağlık personeli arasında şehit sayısı 492’ye ulaştı ve bunların 340’ından fazlası İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunuyor. Dr. Adnan, siyonist soruşturmaların merkezi olan Ofer Hapishanesi ve öncesinde de Aşkelon Hapishanesi’ndeki bodrumlarda gördüğü işkencelerle öldürüldü. Gözaltına alındığından itibaren onun akibetini araştırdık ve gözaltına alındığı 17 Aralık 2023 gününden itibaren sorguya alındığını ve oradan ayrılmadığını öğrendik. Dr. Adnan 120 gün boyunca sistematik işkence altında kaldı. Kendisi yüzme ve futbolda başarılı, Filistin’deki futbol tıbbi komitesinin başkanı olan sağlıklı biriydi ve herhangi bir hastalığı yoktu. Ancak işgalci güçlerin doktora uyguladığı bu vahşi işkence, onun sağlığının bozulmasına ve ölümüne sebep oldu. Siyonist işkencesi altında hayatını kaybetti. İşgal güçleri sağlık personelimizi gözaltına aldığında doktor-işçi ayrımı yapmıyor. Hiçbir uluslararası yasaya uymuyor. Bu hapishaneler şu ana kadar İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Kızılhaç’tan gizlendi. Şimdi Dr. Adnan’ın katilleri hakkında Lahey Mahkemesi’nde dava açıyoruz. Davanın açılması için Paris’ten avukatlar ve insan hakları aktivistleri yardımda bulundu ve bununla ilgili resmi prosedürler tamamlandı. Bu konuda çalışmalara devam edeceğiz ve hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz, önemli insani bir konu olduğu için bunu savunacağız. Bilimsel ve sanatsal yetenekleri tüm medya tarafından konuşulan bu bilim insanı ve profesör öldürüldü. Dr. Adnan’ı öldüren işgalci İsrail, tüm Filistinlileri ortadan kaldırmaya çalışıyor ve eğitimli insanlardan ve yaratıcı kişiliğe sahip insanlardan nefret ediyor. Doktorun davasıyla işgalcilere karşı yeni bir zafer kazanacağız, çünkü işgalci İsrail insan haklarına ve sağlık personelimize saygı duymuyor. 

-İsrail ordusunun Refah’a saldırısının sağlık ve insani açıdan yansımaları nelerdir? 

Ne yazık ki insanlar, ateşkesin yakın olduğunu ve ateşkesin yaklaştığını duyuyordu. İşgalci İsrail, Refah’ın doğusundan batısına doğru birçok sakinin yer değiştirmesine neden olan bu ani saldırıyla bizi şaşırttı. Aslında Refah kentindeki büyük nüfus ve özellikle işgalci güçlerin doğrudan Refah'ta faaliyet gösteren hastaneleri hedef alması sağlık personeli üzerinde ek bir yük oluşturuyor. İsrail güçleri hastaneleri kuşatmaya başladığında, Siyonist işgalcinin şehirlere yönelik bu eylemlerine artık alıştık. Gazze şehrine girdiğinde Şifa Hastanesi’ni, Han Yunus’a girdiğinde de Nasser Hastanesi’ni hedef aldı. Ebu Yusuf El Neccar Hastanesi’ni ve Refah şehrinde faaliyet gösteren hastaneleri de hedef alacağını düşünüyorum. Bu durum, özellikle kent Refah kara geçişiyle tıbbi yardımın girdiği bir yer olduğundan, sağlık sistemi üzerindeki yükü artıracaktır. Aynı zamanda tıbbi yardımlara yönelik daha büyük bir tehdit oluşturacak ve dünyanın gözünde bize ve Filistin halkına yönelik baskılar artacaktır. 

-İsrail’in 7 aydan fazla süredir devam eden savaş ve Gazze Şeridi halkının maruz kaldığı sağlık ve insani koşullar ışığında dünyaya mesajınız nedir? 

Dünyaya mesajım, Gazze’ye destek olmaya devam ederek kararlılığı güçlendirmemiz, Gazze halkına yönelik bu katliamlar ve soykırımı durdurmamız, meşru ve ebedi haklarımızı almak için işgalci İsrail'e baskı yapmamızdır. Dünyaya ve tüm Türk milletine mesajım şudur; Filistin halkı hepinizi seviyor, desteğinizi ve savunmanızı bekliyor. Bu aşamada Filistin ve Gazze halkının da bu kadar çok sayıda yaralının tedavisi için tıbbi heyetlerin bölgeye girmesine, ilaca, tıbbi malzemeye, sahra hastanelerinin kurulmasına ihtiyacı var. Filistin dışında tedaviye ihtiyaç duyan 10 bin Filistinliden bahsediyoruz. Bu acıların durması için Arap ve İslam ülkeleri ile Türkiye sınırları içerisindeki hastanelerde bunların tedavi edilmesine çok ihtiyacımız var. Bu savaş nedeniyle acımız çok şiddetli, şu ana kadar 77 binden fazla yaralımız, 34 binden fazla şehidimiz var. 

Popüler Haberler
Berçelan Yaylası 3 Bin 300 Metrede Doğaseverlerin Cenneti

Hakkari'de yaz ve kışın bir arada yaşandığı Berçelan Yaylası, 3 bin 300 metre rakımda yer alan buzul gölleri ve eşsiz manzarasıyla doğaseverlerin gözde rotası haline geldi.

2040'a adım adım Türk Devletleri Teşkilatı

Marmara Üniversitesinden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Cengiz Tomar, 5-6 Temmuz'da gerçekleşecek Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Liderler Zirvesi öncesi 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi'ndeki son gelişmeleri AA Analiz için kaleme…

EURO 2024'e siyasi müdahale UEFA neden Türkiye'yi hedef aldı

Hukukçu Dr. Abdullah Musab Şahin, UEFA'nın Milli Futbolcu Merih Demiral'a verdiği 2 maç ceza kararının perde arkasını AA Analiz için kaleme aldı.

Gazze'deki Sivil Kayıplara Rağmen ABD'nin İsrail'e Silah Yardımı Devam Ediyor

ABD, Hamas’ın 7 Ekim 2023 saldırısı sonrası İsrail ordusunun Gazze’de başlattığı operasyonlara koşulsuz destek vermeye devam ediyor. Washington yönetimi, sivil kayıplara ve savaş hukuku ihlallerine rağmen İsrail'e silah yardımlarını sürdürüyor.

Bakan Uraloğlu Türkiye'de Yollara Akıllı Ulaşım Sistemleri Kuruluyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yollara akıllı ulaşım sistemlerinin kurulacağını bildirdi.