Avrupa Savunma Sanayisinin Dönüşümü

Ukrayna savaşının 900. günü yaklaşırken, Avrupa'nın savunma kapasitesindeki zayıflıklar gün yüzüne çıkıyor. İngiltere, Fransa ve Almanya gibi büyük ülkelerde bile silah ve mühimmat eksiklikleri ciddi endişe yaratıyor.
Enes Kılıç
Avrupa Savunma Sanayisinin Dönüşümü
6 Ağustos 2024

Savaşın 900. günü yaklaşırken, Ukrayna'ya yapılmaya çalışılan askeri destek, Avrupa'nın savunma gücünün ciddi zayıflıklarını gösterirken bir yanda da onu zayıflatıyor. Hızla tükenen stoklar, yeni silah ve mühimmat üretiminin yetersizliği, yaşanan paradigma değişimi için Avrupa tarafından geç üretilen yeni projeksiyonların gerekliliğine işaret ediyor.  

Örneğin İngiltere'de, sadece 150 adet operasyonel Challenger 2 tankı ve bir düzine uzun menzilli topçu parçası mevcut. Fransa'da hareket etmeye hazır 90'dan az ağır topçu aracı var ki bu, Rusya'nın birkaç ayda savaşta kaybettiği miktarla aynı.  

Öte yandan Danimarka'da ağır topçu, denizaltı veya hava savunma sistemleri yok. Almanya ordusu, sadece birkaç gün sürecek bir savaş için yeterli mühimmata sahip. Tablo ise her açıdan Avrupa'nın yüksek yoğunluklu ve uzun süreli bir çatışmaya hazırlıksız olduğunu gösteriyor. 

Avrupa'nın savunma endüstrisini yeniden inşa etme planı 

Amerikan güvenlik şemsiyesi altında yaşayan Avrupa, savunma konularında tembelleşti. Ancak, Washington'un daha izole bir politika izlemeye başlamasıyla Brüksel'de alarm zilleri çalıyor. Şu an için Avrupa'ya doğrudan bir tehdit yok, zira Ruslar Ukrayna'daki yıpratma savaşı ile meşgul. Ancak, Rusya Ukrayna'da galip gelirse, Moskova’nın 3-4 yıl içinde yeniden silahlanıp başka bir bölgede çatışma başlatmayacağına dair kimsenin verebileceği bir garanti yok. 

Yeniden Avrupa Komisyonu Başkanı seçilen Ursula von der Leyen, Avrupa'nın ilk “askeri endüstriyel kompleksini” geliştirmek için hazırladığı yol haritasını paylaştı. Plan, üye devletlerin silah stoklarını yenilemeyi ve üretim kapasitelerini artırmayı hedefliyor. Amerikan modelinden esinlenilen bazı politikalarla, Avrupa'da da askeri, politik ve ticari çıkarların birleştiği bir sistem oluşturulmak isteniyor. 

Amerikan modeli ve Avrupa savunmasının durumu 

Amerika'da devlet kurumları, özel savunma şirketlerine askeri ekipman üretmeleri için sözleşmeler veriyor. Bu şirketler, savunma harcamalarını ve güvenlik politikalarını etkilemek için politikacılara lobi yapıyor. Bu, eyaletlerde iş ve ekonomik büyüme yaratıyor ve savunma projelerini destekleyen milletvekillerinin sayısını artırıyor. Ancak savunma sanayisinin Avrupa ayağında hikaye böyle bir sistemle gelişmedi, yenisi oluşturulmak isteniyor. 

Avrupa savunma şirketleri, parayla alınabilecek en kaliteli silahları üretiyor, dolayısıyla konu teknolojik kapasite değil. Ancak, üretilen ekipmanlar ekonomik olarak rekabetçi değil. Üretim kapasitesinde de zaman ve hacim açısından boşluklar var. Silahlı çatışma, özellikle uzun süreli olduğunda, lojistik ve tedarik zincirleri üzerine kurulu olduğundan, silah ve mühimmat bakımından diğerinden daha fazla üreten tarafın savaşı kazanma olasılığı daha yüksektir. Rus tarafının baskın olduğu noktalardan biri ise bu denebilir. 

Avrupa Komisyonu’nun güçlenmesi 

2023'te AB üye devletlerinin savunma harcamaları 295 milyar dolara ulaştı. Birliğin ekonomik ve endüstriyel kapasitesi, Rusya'nınkini gölgede bıraksa da, Avrupa hala mühimmat, istihbarat, gözetim ve keşif yeteneklerinden yoksun. AB, egemen devletlerin bireysel politikalarını tasarladığı bir koleksiyon ve bu nedenle etkili iş birliğini engelleyen ulusal çıkarlar, korumacılık ve bürokrasi gibi sorunlarla karşı karşıya. 

Covid pandemisi, Avrupa Komisyonu'nun daha önce mümkün olmayan şekillerde otorite kullanmasını sağladı. Komisyon, 27 üye devlette önleyici tedbirler alarak, toprakları genelinde güçlü bir yasama organı haline geldi. Şimdi, Avrupa Komisyonu, savunma politikalarını yeniden düzenlemek için yeni mekanizmalar tanıtarak, bir “askeri-endüstriyel kompleksi” oluşturmayı hedefliyor. 

5 Mart'ta Avrupa Komisyonu, Avrupa Savunma Endüstrisi Stratejisi (Edis) ve Avrupa Savunma Fonu (EDP) olmak üzere iki yeni program açıkladı. Bu programlar, silah üretimi için sınır ötesi iş birliğini teşvik ederken, Birliğin savunma teknolojik ve endüstriyel temelini güçlendirmeyi amaçlıyor. Amaç, AB'de bir savunma piyasası oluşturmak ve üye devletlerin daha fazla yerel tedarikçiden alım yapmasını sağlamak. 

Ulusal egemenlik ve savunmanın finansmanı 

Avrupa Komisyonu'nun savunma politikası uygulanmadan önce, Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor. Ancak, üye devletler finansman konusunda ve Komisyon'un askeri endüstriyel kompleksin koordinasyonunda ne rol oynayacağı konusunda anlaşmazlık yaşıyor. AB ülkeleri, özellikle savunma konularında egemenliklerini koruma eğiliminde. 

Büyük AB oyuncuları, kendi endüstrileri için sözleşmeler kazanmaya çalışıyor. Örneğin, Fransa'nın İtalyan silahlarını satın almayı kabul etmesi siyasi olarak sürdürülemez gözüküyor. Aynı ilke, Rusya'yı bir tehdit olarak gören ve nereden geldiğine bakılmaksızın silah arayan Baltık Devletleri için de geçerli. Ayrıca, Avrupa'nın askeri endüstriyel kompleksi oluşturma planı, üretim operasyonlarının olabildiğince çok ülkeye yayılması konusunda yetersiz kalıyor. 

Birçok AB üyesi hükümetin öncelikleri ise tamamen farklı. Yavaş ekonomik büyüme ve yaşlanan nüfuslarla uğraşan, bütçe kısıtlamalarıyla mücadele eden devletler, doğal olarak kendi stratejik öncelikleri ve yerel çıkarlarını önceliklendiriyor. Örneğin, çiftçi protestolarıyla karşı karşıya olan üye devletleri, savunma lehine tarımsal harcamaları kesmeye ikna etmek zor. Aynı şekilde, büyük savunma firmaları olmayan ülkeleri, ortak bir kredi almanın kendilerine fayda sağlayacağına inandırmak kolay değil. 

Ayrıca birçok Avrupa ordusu, NATO'nun standartlarına ve ekipmanlarına entegre. Bu nedenle, AB'de yeni standartların geliştirilmesi, Amerikan sistemleriyle uyumluluğu bozabilir. Ayrıca, birçok Avrupa hükümeti, Amerikan silahlarını sadece daha hızlı ve kolay olduğu için değil, aynı zamanda Pentagon'da siyasi müttefikler kazanmak için satın alıyor. Silah anlaşmaları sadece silah satın almakla ilgili değil, aynı zamanda nüfuz satın almakla da ilgili. Amerika, Avrupa’nın ortak savunmaya katkısını artırmak istiyor, ama istediği yöntem tam olarak bu şekilde de olmayabilir. 

Finansman sorunları 

Tasarıların finansal ayağına bakıldığında, AB ülkelerinin halihazırda Rusya’nın iki katından daha fazla askeri harcama yaptığı görülüyor. Dolayısıyla problem finans yokluğu değil, yönetişimsel ve yapısal düzeyde. Bir örnekle göstermek gerekirse, 2011 yılında Libya'ya yönelik NATO müdahalesi sırasında, Fransız Rafale'ları, İngiliz Eurofighter'ları ve İtalyan Tornado'ları gibi farklı uçakların özel bakıma ihtiyaç duyması nedeniyle Avrupa hava kuvvetleri birçok problemle karşılaştı. Yakıt ikmali ve saldırılar gibi ortak operasyonlarda sorun yaşanması Avrupa askeri uçaklarında daha fazla standardizasyona ihtiyaç olduğunu gösterdi.  

Bugün ise AB orduları toplamda 17'den fazla farklı tank türü, yaklaşık 20 farklı savaş uçağı türü ve 10'dan fazla tanker uçağı türü kullanıyor. Ekipman çeşitliliği, farklı birliklerin çeşitli yedek parça ve bileşenlere erişim gerektirdiği için ortak eğitim ve operasyonları zorlaştırıyor. AB üyeleri, Amerika Birleşik Devletleri'nin 30 büyük silah sistemine kıyasla şaşırtıcı bir şekilde 178 farklı büyük silah sistemi kullanıyor. McKinsey raporlarına göre, sadece bu durumu kotarmak adına ortak ekipman alımları yöntemi kullanılırsa, Avrupa yıllık yaklaşık 15 milyar dolar tasarruf sağlıyor. 

Büyük umutlarla savaştan sonra başlatılan ortak fona ise ayrılabilen (EDP) bütçe, 2027'ye kadar yaklaşık 8 milyar Euro ile sınırlı, ancak uzmanlar Avrupa'nın gerekli askeri endüstriyel tabanı oluşturmak için bu miktarın 100 milyar Euro'ya kadar çıkması gerektiğini söylüyor. Tek bir devlet tarafından karşılanamayacak kadar büyük olan bu tutarın Avrupa platformunda ortak borçlanmayı gerektireceği açık. Ancak, bu tür bir borçlanmanın mali açıdan temkinli olan ülkelerce kabul edilmeyecek olması çıkmaz yaratıyor. 

Sonuç 

Birliğe şüpheyle bakanların desteğinin arttığı bir dönemde “Birleşik bir Avrupa” hayali gittikçe zorlaşsa da, çıkacak herhangi bir kararın kaynakları verimli kullanmak açısından hep beraber alınmasına ihtiyaç var. Avrupa'nın müstakbel askeri endüstriyel kompleksinin başarısı, ulusal egemenlik, finansman ve stratejik önceliklerin dengelenmesi gibi uzun süredir devam eden sorunların üstesinden gelmeye bağlı. Hazır olunması gereken savaşın şartlarını belirlemek için barışın yükünü taşımak gerekiyor.