Biden’ın Seçim Silahı: Proje 2025 Nedir?

Başkan Joe Biden, Heritage Foundation'ın "Proje 2025" girişimine karşı Demokratları uyarıyor. Öte yandan proje, muhafazakar politikaların uygulanmasını amaçlarken, eleştirmenler tarafından otoriter eğilimler ve sivil özgürlüklerin zayıflatılması konusunda endişe yaratıyor.
Enes Kılıç
Biden’ın Seçim Silahı
12 Temmuz 2024

Dün, Başkan Joe Biden’ın X hesabından kısa bir tweet atıldı. “Google’a Proje 2025 yazın”.  

Tartışma, iki tarafın da paylaştığı derin bağlantılara ve insan kaynağına rağmen, Trump'ı ve kampanya yetkililerini uzun süredir rahatsız eden Heritage Foundation’dan kendini uzaklaştırmasıyla başladı. Köklü bir muhafazakar düşünce kuruluşu olan ve geçmişte Trump da dahil birçok Cumhuriyetçi başkanın konuşmalarına da ev sahipliği yapmış Heritage Foundation’ın 2025 Projesi olarak adlandırdığı politika kitabı, rakipleri tarafından seçim malzemesi olarak kullanılıyor. Son zamanlarda ise başta Biden olmak üzere Demokratlar, "MAGA Cumhuriyetçilerini" mağlup etmenin bir aracı olarak Proje 2025'e saldırıyor. 

Project 2025, Heritage Foundation tarafından başlatılan ve Ocak 2025'te potansiyel bir muhafazakar yönetim için hazırlık yapmayı amaçlayan kapsamlı bir girişim. Dört ana sütun etrafında yapılandırılan proje, politika geliştirme, personel işe alımı, eğitim ve yeni yönetimin ilk günleri için stratejik planlama üzerinde yoğunlaşıyor.  

Politika ajandası 

Project 2025'in ilk bileşeni, ana federal ajansların yönetimi için spesifik tavsiyeler sunan muhafazakar bir politika rehberi. Bu rehber, ekonomi politikaları, sağlık hizmetleri, eğitim ve ulusal güvenlik gibi çeşitli konulara muhafazakar çözümler içeriyor. Amacı, bir sonraki muhafazakar yönetimin, temel muhafazakar değerleri ve stratejilerini etkin bir şekilde uygulamasını sağlamak. 

Personel veri tabanı 

Project 2025, federal hükümetteki çeşitli pozisyonlar için potansiyel adayları belirlemek ve değerlendirmek amacıyla kapsamlı bir personel veri tabanı içeriyor. Bu veri tabanı, gelecekteki muhafazakar yönetimin, nitelikli ve ideolojik olarak uyumlu bireylerden oluşan bir havuza sahip olmasını hedefliyor. İşe alım çabaları, farklı sektörler ve geçmişlerden gelen deneyimli profesyonelleri listeliyor. 

Öte yandan organizasyon sahibi vakıf, aynı zamanda belirlenen personelin görevlerine hazırlanması için Başkanlık Yönetim Akademisi'ni çoktan kurmuş durumda. Bu akademi, atölye çalışmaları, seminerler, çevrimiçi kurslar ve önceki yönetim yetkililerinden mentorluk gibi çeşitli eğitim programları sunuyor. Eğitim programları, gelecekteki yöneticilerin muhafazakar politikaları etkin bir şekilde uygulayabilmeleri için gerekli beceri ve bilgileri kazanmalarını hedefliyor. 

180 günlük el kitabı 

Project 2025'in bir diğer önemli bileşeni, yeni yönetimin ilk 180 günü içinde yapılacak acil eylemleri belirleyen stratejik bir belge. El kitabı, her alanda muhafazakar önceliklerin uygulanması için spesifik eylemler içeriyor ve halihazırdaki “liberal politikalara” tersine çevirmek adına alternatif hazırlıyor. Amaç, önceki yönetimin politikalarını geriye sararak uzun vadeli muhafazakar yönetimler için zemin hazırlamak. 

Koalisyon ve organizasyon yapısı 

Project 2025, düşünce kuruluşları, savunma grupları ve akademik kurumlar dahil olmak üzere 100'den fazla muhafazakar organizasyon tarafından destekleniyor. Bu geniş koalisyon, projeye deneyim ve bilgi birikimlerini sunan önemli katılımcıları içeriyor. Eski Trump yönetiminin yetkilileri de bu projeye katkıda bulunuyor. 

Odak alanları 

Project 2025, üreme sağlığı politikalarında önemli değişiklikler öneriyor. Federal yasalardan ve düzenlemelerden kürtaja atıfların kaldırılması, kürtaj haplarının onayının geri alınması ve kürtaj veya doğum kontrol hizmetleri sunan kliniklerin fonlarının kesilmesi gibi değişiklikler bu kapsamda yer alıyor. Bu girişim, Medicaid'in kürtaj içeren üreme sağlığı hizmetlerini finanse etmemesini sağlamak ve kürtaj hakkında bilgi ve materyal “postalanmasını” yasaklayan 1873 COMSTOCK Ahlak Yasası'nı yeniden eski haliyle yürürlüğe koymayı hedefliyor. 

El kitabı, ayrıca kültürel ve sosyal konularda geleneksel aile değerlerinin ve dini prensiplerin yeniden tesis edilmesini vurguluyor. “Kültürel Marksizmi” desteklediği düşünülen politikalara karşı çıkarken ve kürtaj karşıtı gündemi teşvik ediyor. Çekirdek aileyi, dini özgürlüğü ve geleneksel cinsiyet rollerini destekleyen politikalar öneriyor. 

Eleştiriler 

Project 2025, çeşitli kaynaklardan önemli eleştiriler alıyor. Birinci eleştiri, projenin federal bürokrasiyi kontrol altına alarak başkanlık yetkisini genişletmeyi amaçladığı yönünde yapılan hukuki eleştiri. Trump, ilk döneminde başkanın binlerce sivil hizmet çalışanını siyasi atamalarla değiştirmesine olanak tanıyan Schedule F sınıflandırması emrini imzalamıştı. Organizasyon, Biden’ın iptal ettiği bu yürütmeyi canlandırmayı öneriyor. Eleştirmenler, bunun sivil hizmetin tarafsız doğasını zayıflatacağını ve federal ajansları bağımsız varlıklar yerine yürütme organının araçları haline getireceğini savunuyor. 

İkinci eleştiri, projenin planında Adalet Bakanlığı'nın fonlarının kesilmesi ve FBI gibi kilit demokratik kurumların zayıflatılması veya dağıtılması önerilerinin bulunmasına. Bu tür hamleler, hukukun üstünlüğünü zayıflatma ve yürütme organının az denetim ve hesap verebilirlikle çalışmasını sağlama çabaları olarak görülüyor. 

Üçüncü eleştiri, projenin hükümet yetkisini kullanarak siyasi rakiplere ve eleştirel medya kuruluşlarına karşı yasal işlem yapma potansiyeli taşıması. Bu, muhalefetin devlet mekanizmaları aracılığıyla bastırıldığı otoriter rejimlere benzetiliyor. Özellikle bu yönüyle karşıtları tarafından “Amerika’yı Diktatörlüğe Çevirme Rehberi” olarak adlandırılıyor. 

Dördüncü eleştiri, Project 2025'in sosyal konulardaki güçlü muhafazakar duruşunun, çeşitli gruplar için hak ve korumaların geri çekilebileceği endişesine dair. Belge, karşıtlarına göre LGBTQ+ haklarının kısıtlanmasını, katı kürtaj karşıtı önlemlerin uygulanmasını ve Hristiyan milliyetçi prensiplerin hükümet politikasına entegre edilmesini içeriyor. Bu gündem, sivil özgürlüklerin zayıflayacağı ve belirli bir dini ve ideolojik çerçevenin tüm ulusa dayatılacağı endişelerini artırıyor. 

Son olarak, projenin çevre düzenlemeleri konusundaki tutumu da tartışmalı. İklim politikalarında önemli geri çekilmeler öneren belgenin iklim değişikliğiyle mücadele çabalarına ve çevre koruma çalışmalarına zarar verebileceği savunuluyor. Bu planın, uzun vadeli ekolojik sürdürülebilirlik pahasına sermayenin çıkarlarına hizmet ettiği düşünülüyor. 

Bir bağlantısı olmadığını açıkladıktan sonra daha önce vakfa yaptığı bağış yaptığı ortaya çıkan Trump, rakipleri tarafından eleştirilmeye devam edilse de projenin Demokrat seçmen tabanını konsolide edip etmeyeceğini ise önümüzdeki Kasım ayı gösterecek.