ABD Üniversitelerindeki Gösteriler ya da Bir ‘Makyaj Hatası’ Olarak Özgürlük Söylemi

Veysel Kurt
ABD üniversitelerinde İsrail'e karşı gösteriler, medya ve güvenlik güçlerinin tepkileriyle dikkat çekerken, özgürlük kavramının Batı'daki çelişkilerini gündeme getiriyor. Batı'nın siyasi ve askeri güçler ile bilgi ve söylem arasındaki çelişkilerini Doç. Dr. Veysel Kurt, Fokus+ için kaleme aldı.
ABD-Üniversitelerindeki-Gösteriler-ya-da-Bir-‘Makyaj-Hatası’-Olarak-Özgürlük-Söylemi.jpg
29 Nisan 2024

İsrail'in 7 Ekim sonrasında Gazze'ye yönelik başlattığı şiddetli saldırılar, bölgeyi haritadan silme ve Gazzelileri topraklarından sürme amacıyla yoğunlaşırken, uluslararası tepkiler de ivme kazanıyor. Devletler, İsrail'in eylemlerini durduracak etkili önlemler almakta yetersiz kalırken, sivil toplumun sesi giderek daha fazla dikkat çekiyor ve güçleniyor. 

Bu tepkilerin sonuncusu ve kayda değer etki seviyesine ulaşanlardan birisi, Amerika’nın çeşitli üniversitelerinde gerçekleşen gösteriler oldu. Bu öğrenci merkezli eylemler, bazen akademisyenlerin de katılımıyla Columbia Üniversitesi'nde başladı ve MIT, NYU, University of Texas gibi ülkenin önde gelen diğer üniversitelerine yayıldı. Eylemlerin kendisi sıradan olabilirken, ABD güvenlik güçlerinin tepkileri, eylemleri daha da önemli hale getirdi. Felsefe profesörünün ters kelepçe ile tutuklanması ve sosyal medyada yayılan görüntüleri, Amerikan güvenlik anlayışına yönelik eleştirileri beraberinde getirdi. Bunun yanı sıra, eyleme katıldıkları sanılarak birçok akademisyen ve öğrencinin sert bir şekilde gözaltına alınması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. 

Bu gösteriler birçok açıdan incelenebilir. Öğrencilerin ısrarlı tutumları sonucunda eylemlerin büyümesi ve genelde İsrail yanlısı politikalar izleyen ABD'de birçok üniversiteye yayılması dikkate değerdir. Müslüman öğrencilerle sınırlı kalmayıp, farklı din ve milletlerden öğrencilerin de katılımıyla çeşitlilik kazanan bu gösteriler, geniş bir katılımı ifade eder. İsrail yanlısı medyanın bu olayları "kampüslerin işgali" olarak çerçevelemesi ise, medya çerçevelemesi açısından ele alınabilir bir örnektir. Ancak en fazla üzerinde durulmayı hak edecek nokta kanaatimce bu öğrencilerin ders, seminer ya da akademik toplantılarda en fazla duydukları ve adeta kutsanan “özgürlük” kavramına ilişkin ortaya çıkan paradokslar oldu. 

Özgürlük kavramı, modern düşünceye temel oluşturan ve geniş bir literatürle desteklenen bir anahtar kavramdır. Felsefi, siyasi ve pratik düzeyde en fazla tartışılan bu kavram Amerikan, Fransız ve İngiliz merkezli Evrensel İnsan Hakları Beyannameleri aracılığıyla dokunulmaz bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Bireyin sahip olduğu siyasi, ekonomik, davranışsal özgürlükleri, insanın doğuştan özgür olduğu varsayımının pratikteki yansımalarıdır.  

Batı dünyasının özgürlük kavramını diğer coğrafyalardan kendini ayıran bir özellik olarak öne çıkardığını söylemek de abartı olmayacaktır. Bu bağlamda, demokrasi ve insan hakları gibi kavramların dahi geriden geldiği söylenebilir. Birçok araştırmacı, akademisyen ve düşünür bu argümanı kabul etmese de özgürlük ve bu bağlantılı kavramlar aslında Batılı düşüncenin ürünleri olarak değerlendirilebilir. Tarihsel tecrübeler, Batılı insana atfedilen özgürlük anlayışı ile diğer coğrafyalarda kabul edilen özgürlük arasında bir nitelik farkı olduğunu göstermiştir. Batılılar, özgürlük taşıma misyonu iddiasıyla birçok işgale de girişmiş ve bu süreçte özgürlük, bir işgal söylemine dönüşmüştür. 

Batılı siyasi ve askeri güç ile bilgi ve söylem arasında zaman zaman eleştirel bir tona rastlansa da birbirini besleyen bir döngü oluşturdu. Başka bir deyişle, Batılı bilgi ve söylem üstünlüğü ile siyasi/askeri güç arasında bir beslenme döngüsü mevcut. Bilgi ve söylem alanından askeri gücün kendisine ve yarattığı tahribatlara yönelik eleştiriler yükselse de bu gücün azaltılması gerçekleşmedi. Dahası, siyasetin hizmetine koşulan bilgi, İsrail örneğinde şahit olduğumuz gibi, Batılı değerlerin iddiası ile çelişen işgal ve katliamları dahi meşrulaştırdı. Özellikle İsrail söz konusu olduğunda, dikkat çekici anomalilerin ortaya çıkması kaçınılmaz oldu.  

Özgürlüğün makyaj hatası olarak gösteriler 

Protesto gösterilerine katılan öğrenciler, özellikle Amerika’da üniversite öncesi eğitim almış olanlar, öğrenimleri boyunca sıkça karşılaştıkları 'özgürlük' kavramıyla büyüdüler. Bu kavram hem felsefi ve siyasi öğretinin hem de günlük hayat pratiklerinin merkezinde yer alıyor. Şimdi, sahip oldukları bu özgürlükleri uygulamaya koyduklarında karşılaştıkları şiddet, özellikle siyahiler başta olmak üzere bazı kesimlere yönelik devlet destekli ırkçılık ve ayrımcılıkla birleşince, İsrail konusu gündeme geldiğinde bile farklı formlarda tezahür edebiliyor. Bu tablonun onların zihin dünyalarında nasıl bir değişime yol açacağının muhasebesini onlara bırakalım.  

Bu mesele, iki önemli açıdan dikkatimizi çekiyor. Birincisi, Batılı fikir ve kavramların işgal, ayrımcılık ve katliamları örtecek şekilde kullanışlı söylemlere dönüştüğü, Batı makyajının en çok parladığı yerden aktığını yeniden ve yeniden görmüş olmaktır. İkincisi ise, İsrail’in ABD askeri endüstrisi tarafından domine edilen siyasette nasıl bir istisnai konuma sahip olduğunun yeniden gözler önüne serilmesidir. Bu iki durum, daha önce de birçok kanıtı olan, ancak Batı'nın siyasi hegemonyasının İsrail'i nasıl bir pozisyonda konumlandırdığını daha net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Not: ‘Makyaj Hatası’ ifadesi aynı adla şiir kitabı yayınlayan şair arkadaşım Yavuz Altınışık’a aittir.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Popüler Haberler
Afrika'da Seller Nedeniyle Yaklaşık 1 Milyon Kişi Evini Terk Etti

Mali, Nijerya ve Nijer'de şiddetli yağış ve seller nedeniyle yaklaşık 1 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı.

İsrail'i Boykot ve Yaptırımlarla Durdurma Fikri Gerçekçi Mi

Filistin'de devam eden işgal nedeniyle İsrail'e karşı boykot hareketlerini sürdürülebilir ve etkili hale getirmek, şu an için en umut verici çözümlerden biri olarak görünüyor.

İsrailli Keskin Nişancı Tarafından Öldürülen Eygi'yi Arkadaşları Anlattı

İsrail'in işgaline karşı gittiği Batı Şeria'da barışçıl gösteri sırasında İsrail askerlerince öldürülen Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'yi arkadaşları anlattı.

Türk Aktivist Eygi'nin Otopsi Raporu Çıktı İsrailli Keskin Nişancının Kurşunuyla Öldüğü Kanıtlandı

Batı Şeria'nın Nablus kentinde düzenlenen barışçıl gösteride İsrail güçlerince başından vurularak öldürülen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin otopsi raporu açıklandı.

Türkiye Diyanet Vakfı, 380 Ton Kurban Etini Gazze'ye Ulaştırdı

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, Kurban Bayramı'ndan bu yana 380 ton kurban etini Gazze'ye ulaştırdıklarını söyledi.