Türkiye, BRICS ve Sistemik Kriz

Veysel Kurt
Hakan Fidan’ın Moskova ziyaretiyle birlikte geniş yankı uyandıran Türkiye’nin ‘BRICS’ hamlesini Doç. Dr. Veysel Kurt, Fokus+ için kaleme aldı.
Türkiye, BRICS ve Sistemik Kriz  
14 Haziran 2024

2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kurulan “BRIC”, 2010’da Güney Afrika’nın da katılımı ile “BRICS” adını aldı ve sonrasında genişlemeye devam etti. Mısır, Etiyopya ve BAE ile birlikte katılım için davet alan ülkeler arasında bulunan Suudi Arabistan, topluluğa en son üye olan ülke oldu. Topluluğun hedefi en fazla gelişmekte olan ekonomiler arasında ekonomik iş birliğini geliştirmek. Net bir şekilde ifade edilmese de aslında BRICS+, G7’ye alternatif bir oluşum olma iddiasını da taşıyor. G7’ye nazaran çok yeni olan BRICS+ ülkeleri dünya nüfusunun yüzde 40’ını oluşturmasına rağmen dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 25’ine sahip. Nüfus - ekonomik etki bakımından G7 ile ters bir orana sahip ve dolayısıyla küresel zenginlik bakımından henüz G7’nin çok gerisinde. 

Sistemik kriz alternatif girişimlere alan açıyor

Birçok platform ve tartışmada ABD/Batı merkezli bu sistemin değişiminden söz ediliyorsa, birçok ülke alternatif oluşumlara yöneliyor ve geleneksel Batı ittifakını sorguluyorsa bu durum yalnızca Çin’in ekonomik yükselişinden, ya da Çin ile Rusya’nın olası ittifakından değil, aynı zamanda sistemin içine girdiği meşruiyet krizinden kaynaklanmaktadır.

 

BRICS gibi yeni ve göz hizasında bir ilişki vaad eden oluşumlar da alternatif arayışlar için bir adres haline geliyor. Rusya ve Çin’in etki alanlarını genişletme motivasyonu ile hareket etmesine rağmen topluluğun her yıl daha fazla dikkat çekmesi de sadece kendi çabalarının sonucu değil elbette.

BRICS her zirve toplantısında daha fazla gündem oluyor ve daha fazla ülkenin üyeliği konuşuluyor. Bu durumun temel sebebi ise ABD öncülüğündeki Batı hegemonyasından duyulan rahatsızlıklar. Özellikle, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası sistem içinde daha özerk, küresel ekonomiden daha fazla pay alma talebi, ABD ve Batı ülkeleri ile sahip oldukları ilişkileri gözden geçirmeye ve alternatif iş birliği kanalları aramaya itiyor. Bu tarz arayışlar söz konusu ülkeler için yalnızca bir talep değil, aynı zamanda bir hak. Her alandaki ekonomik ve siyasi adaletsizlik de bu düşüncenin temel kaynağı.

Sistem krizi bir yandan yükselen güçler için önemli fırsat alanları açarken, öte yandan bölgesel oluşumlar için de zemin hazırlamaktadır. Türkiye, Brezilya gibi ülkelerin bu süreçte inişli-çıkışlı da olsa bir yükseliş trendi yakalamaları, Türk Devletler Teşkilatı, Küresel Güney gibi oluşumların ivme kazanması da bu durumla yakından ilgilidir. Sistemin dışladığı ve henüz kurumsallaşma çabası içine giren, kendi ekonomik kaynaklarının farkına varan Afrika başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarındaki ülkeler de bir arayış içerisinde. Afrika ülkelerinin art arda Fransız neo-kolonyalizmine karşı harekete geçmeleri de, Suudi Arabistan’ın BRICS’e katıldığı hafta G7’ye katılımı reddetmesi ve ABD ile 1974’te imzaladığı ‘petrodolar’ olarak bilinen anlaşmayı yenilemeyeceğini ilan etmesi de tesadüf değil.

Türkiye’nin katılımı mümkün mü?

Son 10 yılda her alandaki küresel adaletsizliği en fazla dile getiren ülke olan Türkiye’nin BRICS ile yakınlaşması da sürpriz değil. 10-11 Haziran ‘da Rusya’da düzenlenen Liderler Zirvesi’ne Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Türkiye’yi temsilen katılmış olması ve Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından ağırlanması fazlasıyla yankı buldu.

 

En önemli tartışma ise Türkiye’nin BRICS’e olası üyeliği etrafında gerçekleşti. Türkiye’nin son yıllardaki dış politika çizgisi ve söylemlerine bakıldığında BRICS üyeliği sürpriz olmayacaktır. Yıllardır sistemin çarpıklığına dikkat çeken söylemler, BMGK reformuna yönelik somut öneriler, ABD’nin Türkiye’ye karşı hasmane düzeydeki tavırları, İsrail’in bölgesel kaosa neden olabilecek aymazlığına göz yumulması, Afrika, Orta Doğu, Güney Amerika gibi birçok bölgede önlenmesi mümkün olmasına rağmen göz yumulan iç savaşlar, kuraklık ve katliamlar Türkiye’nin sisteme dair rahatsızlığının başlıca sebepleri. Çok daha önemlisi ise ABD ve sistem üzerinde en fazla etkiye sahip Batı ülkelerinin ne sistem reformuna ne de bu çarpıklığın giderilmesine yönelik herhangi bir adım atmamaları… G7’nin gündeminde bile bu sorunların hiçbirisi yok.

Türkiye’yi öncelikli olarak ilgilendiren şey ise, ABD ve Batı dünyası ile yaşadığı sorunlar. Mülteci krizinden PYD’ye, F-16 meselesinden iç politikaya müdahale girişimlerine kadar bir dizi sorun gün geçtikçe büyüdü ve çözümü zorlaştı. Türkiye’yi kırılgan, edilgen ve dolayısıyla kapı eşiğinde tutmak için uygulanan politikalar Türkiye’yi de alternatif arayışlara itti.

Aslında bu tablo BRICS’e üyelikten bağımsız olarak çok şey anlatıyor. ABD ve Batı dünyasının bu tavrı devam ettikçe Türkiye’nin BRICS’e üyeliği, Çin ve Rusya ile iş birliği seviyesini yükseltmesi bir sorun değil, zamanlama meselesi olacaktır.

İlginç olan şey ise bu durumun doğrudan Türkiye’nin kendi tercihinden ziyade, ABD’nin Türkiye’yi zorlaması sonucunda ortaya çıkmış olmasıdır. Türkiye’nin ise herhangi bir denge gözetmeksizin Rusya ve Çin’e yönelmesi de beklenmemeli. Nitekim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın BRICS, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G7 Zirvesi’ne katılmış olması bile bu bağlamda önemli.   

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Popüler Haberler
Afrika'da Seller Nedeniyle Yaklaşık 1 Milyon Kişi Evini Terk Etti

Mali, Nijerya ve Nijer'de şiddetli yağış ve seller nedeniyle yaklaşık 1 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı.

İsrail'i Boykot ve Yaptırımlarla Durdurma Fikri Gerçekçi Mi

Filistin'de devam eden işgal nedeniyle İsrail'e karşı boykot hareketlerini sürdürülebilir ve etkili hale getirmek, şu an için en umut verici çözümlerden biri olarak görünüyor.

İsrailli Keskin Nişancı Tarafından Öldürülen Eygi'yi Arkadaşları Anlattı

İsrail'in işgaline karşı gittiği Batı Şeria'da barışçıl gösteri sırasında İsrail askerlerince öldürülen Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'yi arkadaşları anlattı.

Türk Aktivist Eygi'nin Otopsi Raporu Çıktı İsrailli Keskin Nişancının Kurşunuyla Öldüğü Kanıtlandı

Batı Şeria'nın Nablus kentinde düzenlenen barışçıl gösteride İsrail güçlerince başından vurularak öldürülen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin otopsi raporu açıklandı.

Türkiye Diyanet Vakfı, 380 Ton Kurban Etini Gazze'ye Ulaştırdı

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, Kurban Bayramı'ndan bu yana 380 ton kurban etini Gazze'ye ulaştırdıklarını söyledi.