58 Yıllık İktidarın Sonu: Botsvana'da Yeni Dönem
Güney Afrika ülkesi Botsvana’da Kasım ayında yapılan seçimlerde muhalefetin tarihi bir zafer kazanmasıyla, iktidar partisi büyük bir darbe aldı.
Ana muhalefet partisi Demokratik Değişim Şemsiyesi’nin (UDC) lideri olan, Harvard mezunu insan hakları avukatı Duma Boko’nun Devlet Başkanı olmasıyla, eski Devlet Başkanı Mokgweetsi Masisi’nin iktidarı sona erdi.
Seçimlerin ardından, Botsvana Demokratik Partisi’nin (BDP), ülkenin İngiltere’den bağımsızlığını kazandığı 1966’dan bu yana devam eden iktidarı da son buldu.
Boko’nun partisi UDC aynı zamanda, Botsvana parlamentosundaki 61 sandalyenin 36’sını kazanarak parlamentoda büyük zafer elde etti.
Buna karşılık, eski Devlet Başkanı Masisi’nin ülkeyi 58 yıldır yöneten partisi BDP, yalnızca dört sandalye kazanabildi.
Göte yandan, görevden ayrılan Devlet Başkanı Masisi, partisinin seçimler sonucu karşı karşıya kaldığı ağır yenilgiyi kabul etti.
Böylece Botsvana halkının, özellikle de gençlerin ekonomik koşullarını iyileştirmeyi arzuladığı yeni bir dönem başladı.
Ülkenin yeni Devlet Başkanı Boko, seçim zaferinin ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi;
“Başarısız olmamak, başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak ve bu halkın bana verdiği sorumluluğun büyüklüğünü her zaman takdir etmek için elimden gelen her şeyi yapacağıma tüm varlığımla söz veriyorum. Bu onların hükümetidir.”
Afrika kıtasında farkındalık artıyor
Afrika meselelerinde araştırmacı olan Sultan Elban konuya ilişkin Fokus Plus’a yaptığı açıklamada, “Botsvana’da yapılan son seçimlerde gördüğümüz büyük değişim, son yıllarda birçok Afrika hükümetini etkileyen genel değişim durumundan ayrı görülemez” dedi.
Botsvana’daki genel seçimlerde muhalefetin kazanmasına ve iktidar partisinin yaklaşık 58 yıllık hakimiyetinin sona ermesine dikkat çeken Elban şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü;
“Bu değişim, Afrika kıtasında bağımsızlıktan bu yana iktidarda olan ve kalmaya devam etmelerini haklı çıkaracak hiçbir şey başaramayan partilerin değiştirilmesi gerektiğine dair artan farkındalıktır.”
Botsvana halkının, daha önce de 2022 belediye seçimlerinde birçok bölgede muhalefete oy verdiğini dile getiren Elban, “Bu, BDP ve Devlet Başkanı Mokgweetsi Masisi’ye açık bir mesajdı” diye ekledi.
Ayrıca Elban, istihdam, büyüme ve ekonominin çeşitlendirilmesi gibi büyük konularda hiçbir şey değişmediğinin altını çizerek, “Son darbe ise 2024 seçimlerinde geldi ve iktidar partisi kalıcı olarak iktidardan uzaklaştırıldı” dedi.
Bu durumun Botsvana’nın komşusu Güney Afrika’da yaşananlara benzediğini söyleyen Elban, Güney Afrika’da mayıs ayında yapılan seçimlerde, iktidar partisinin 30 yıldır sahip olduğu mutlak çoğunluğu kaybederek kırılgan bir koalisyon hükümeti kurmak zorunda kaldığını vurguladı.
Köklü bir demokrasi
Öte yandan, birçok Afrika ülkesinde yaşananlardan farklı olarak, bu seçimler büyük ölçüde demokratik bir tabloyu yansıttı.
Görevden ayrılan Devlet Başkanı Masisi seçimlerin ardından düzenlediği basın toplasında yaptığı ilk açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Devlet Başkanınız olarak kalmak istesem de halkın iradesine saygı duyuyorum ve seçilen başkanı tebrik ediyorum. Bir kenara çekileceğim ve yeni yönetimi destekleyeceğim.”
Masisi’nin bu açıklamaları, Güney Afrika ülkesinde demokratik sürecin ne kadar ilerlediğini göstermesi bakımından büyük takdir topladı.
Buna karşılık Botsvana’ya yakın bir ülke olan Mozambik’te, iktidar partisinin cumhurbaşkanı adayı Daniel Chapo’nun Ekim ayında düzenlenen seçimlerde şüpheli bir şekilde oyların yüzde 70’inden fazlasını kazanmasının ardından başlayan protestolar sırasında en az 11 kişi öldürüldü.
Bu durum, Botsvana’nın diğer bazı komşu ülkelere göre demokratikleşme açısından önemli adımlar attığını gösteriyor.
Botsvana, parlamentoda en çok sandalyeye sahip olan partinin başında olan liderin devlet başkanı olduğu İngiltere’ye benzer bir parlamenter sisteme sahip.
BDP, beş yıl önceki son seçimde parlamentodaki sandalyelerin dörtte üçünü kazanmıştı, ancak son seçimlerde yarışan dört parti arasında sonuncu sırada yer aldı.
Ekonomi politikalarının yeniden gözden geçirilmesi
Analistler, bağımsızlıktan bu yana yaklaşık 2,5 milyon nüfuslu Botsvana’yı yöneten BDP’nin çöküşünün, özellikle gençler arasında artan ekonomik sıkıntılardan kaynaklandığını öne sürüyor.
Botsvana dünyanın en büyük ikinci elmas üreticisi olduğu için ekonomisi büyük ölçüde elmas ihracatına bağlı.
Dünya Bankası (WB) verilerine göre, Sahra altı Afrika ortalaması olan kişi başına 4 bin 800 dolara kıyasla, Botsvana’da kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) 7 bin 250 dolar olsa da küresel elmas piyasasındaki düşüş bu yıl ekonomik büyümede keskin bir düşüşe yol açtı.
Ülkede ekonomik büyümede beklenilen oran yüzde 1’e gerilerken, işsizlik oranı yüzde 28’e yükseldi.
Botsvana ayrıca değer bakımından dünyanın en büyük elmas üreticisi konumunda.
Hükümet, Birleşik Krallık ve Güney Afrika merkezli madencilik şirketi Anglo American’ın bir yan kuruluşu olan De Beers’in yüzde 15 hissesine sahip.
Ülkenin yeni Devlet Başkanı Boko son açıklamalarından birinde, “Biz elmasa bağımlı bir ekonomiyiz. Bu yüzden bizim için altın yumurtlayan tavuğu en azından kısa ve orta vadede korumaya çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.
Afrika tarihinde hiç askeri darbe yaşamamış ülkelerden biri olan Botsvana, İngiltere’den bağımsızlığını kazandığı 30 Eylül 1966’dan bu yana, 58 yıldır kesintisiz olarak demokrasi ile yönetiliyor.