Oxford Profesörü Filistin’e Destek Eylemlerini Değerlendirdi
Oxford Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Avi Shlaim, İngiltere'ye de yayılan Filistin destekçisi öğrencilerin protestolarının barışçıl olduğunu, Yahudi öğrencilerin de katıldığını belirterek, üniversitelerde antisemitizmin arttığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Yahudi kökenli İngiliz tarihçi Shlaim, ABD'deki üniversitelerde başlayıp İngiltere'ye de yayılan öğrenci protestoları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ateşkes önerilerini kabul etmemesinin nedenleri ve Gazze'deki insani kriz hakkında değerlendirmelerde bulundu.
ABD'deki üniversitelerin ardından dünyaya yayılan öğrenci protestolarının, 1968'de Cambridge'te öğrenci olduğu dönemi hatırlattığını dile getiren Shlaim, o dönem öğrencilerin Vietnam'daki savaşa karşı protesto başlattıklarını ve bu hareketin Berkeley'den Berlin'e kadar kampüslere yayıldığını anlattı.
Shlaim, bu öğrenci hareketinin çok önemli olduğuna ve ABD'nin Vietnam'dan çekilme politikasını etkilediğine dikkati çekti.
İsrail'in Gazze'ye saldırıları nedeniyle benzer öğrenci hareketinin şimdilerde küresel olarak yayıldığını ve büyümeye devam ettiğini söyleyen Shlaim, bu protestolara 6 Mayıs Pazartesi günü Oxford Üniversitesi öğrencilerinin de katıldığını hatırlattı.
Üniversite öğrencilerinin Doğa Tarihi Müzesi'nin dışında kamp kurduklarını belirten Shlaim, "Öğrencilerin kampını ziyarete gittim ve gördüklerimden çok etkilendim. Öğrenciler, son derece iyi organize olmuşlardı" dedi.
Shlaim, öğrencilerin kaldıkları çadırların olduğunu, medya çadırı da kurduklarını ve çalışma alanlarının bulunduğunu dile getirerek, "Her şey son derece dostane, barışçıl ve düzenliydi. Herhangi bir gerginlik yok ve kimse kendisini tehdit altında hissetmiyor" diye konuştu.
"İngiliz hükümeti, Filistinlilerin haklarına kayıtsız kalıyor"
Shlaim, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'ın kampüslerde antisemitizmde kabul edilemez artış olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
"Rishi Sunak'ın söylediklerine katılmıyorum. İngiliz hükümetinin Filistinlilerin haklarına kayıtsız kaldığını düşünüyoruz" diyen Shlaim, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İslamofobi'ye (Müslüman karşılığı) karşı da kayıtsız. İslamofobi, İngiltere'de antisemitizmden çok daha büyük sorun. Bu hükümet, İsrail'i körü körüne destekliyor ve antisemitizmin boyutunu büyük ölçüde şişiriyor ve abartıyor. Bunu siyasi amaç için yapıyorlar. Oxford Üniversitesindeki kampta en ufak antisemitizm dalgasının olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. Dahası, protestoya katılan çok sayıda Yahudi öğrenci de var. Mesele şu ki İsrail, Yahudilerden ibaret değil. İsrail, Yahudileri temsil etmiyor. İsrail dışındaki Yahudiler, İsrail'in yaptıklarından sorumlu değil."
Shlaim, giderek daha fazla sayıda Yahudi öğrencinin İsrail'le bağını kopardığına ve İsrail'i Gazze'deki eylemlerinden ötürü kınadığına dikkati çekerek, "Dolayısıyla Oxford Üniversitesi söz konusu olduğunda antisemitizm iddialarının ya da öğrencilerin tehdit edilmek bir yana, kendilerini rahatsız hissetmelerinin hiçbir dayanağının olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Öğrenci protestolarının, İngiltere'nin seçkin okullarından Cambridge Üniversitesine de yayıldığına işaret eden Shlaim, iki üniversitedeki öğrencilerin yakın iş birliği yaparak ortak bildiri yayımladıklarını anlattı.
Yahudi tarihçi Shlaim, "Sanırım ilk kez Oxford ve Cambridge öğrencileri, Gazze'deki İsrail zulmüne karşı kampanyada birlikte hareket ettiler" dedi.
"Netanyahu, kendi bencil sebepleri için Gazze'de uzun savaş istiyor"
Avi Shlaim, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ateşkes önerilerini kabul etmemesinin bazı nedenlerinin bulunduğunu söyledi.
"Binyamin Netanyahu, kendi bencil sebepleri için Gazze'de uzun savaş istiyor ve buna ihtiyaç duyuyor" diyen Shlaim, şunları kaydetti:
"Kendisi çok ciddi üç yolsuzluk suçlamasıyla yargılanıyor ve biliyor ki Gazze'deki savaş sona erdiğinde görev süresinin sonu sayılmaya başlayacak çünkü İsraillilerin yüzde 80'i onu suçluyor ve gitmesini istiyor yani bir seçim olacak ve o seçimi kaybedecek. Siyasi açıdan ölü bir adam ve o kadar bencil ki bu savaşı uzatarak sadece Filistinlilere değil İsraillilere de verdiği zararı umursamıyor."
Shlaim, İsrail'de hükümete karşı güçlü protesto hareketinin olduğunu ve protestocuların esirlerin serbest bırakılmasını istediklerini anlatarak, "Şimdi de arabulucular tarafından önerilen ve Hamas'ın kabul ettiği ateşkes önerisi var ve Netanyahu, üzerinde büyük uzlaşı olan bu çok makul öneriyi reddetti. Dolayısıyla, bugün Gazze'de ateşkes olmamasının tek sorumlusu kendisi" diye konuştu.
"İsrail, her gün savaş suçu işliyor"
Amerika dahil İsrail'in tüm müttefiklerinin, Refah'ta kara harekatı başlatılmaması konusunda uyarılarda bulunduğunu hatırlatan Shlaim, "Bu, halihazırda çok büyük olan mevcut durumdan çok daha büyük ölçekte gerçek insani felakete yol açacak ancak Netanyahu, şu ana kadar Hamas'a karşı savaş hedefini sürdürmek için tüm uluslararası topluma meydan okudu" ifadelerini kullandı.
Shlaim, Netanyahu'nun kesinlikle başarılı olamayacağının altını çizerek, "Netanyahu'nun amacı, Hamas'ın tamamen yenilgiye uğratılması ve ortadan kaldırılmasıdır. Bu, ulaşılamaz bir hedef çünkü Hamas, sadece askeri bir kanat değil. Filistin toplumunun ayrılmaz bir parçası. Dolayısıyla ortadan kaldırılamaz" değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu'nun Gazze'de büyük ölçekli ölüm ve yıkıma neden olduğunu vurgulayan Shlaim, İsrail ordusunun 34 binden fazla insanı öldürdüğünü, ölenlerin yüzde 70'inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu ifade etti.
Shlaim, İsrail ordusunun Gazze'deki konutların yüzde 65'ini yıktığını ve 2,3 milyonluk Gazze halkının 1,9 milyonunu yerinden ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Sivillerin zorla yerlerinden edilmesi savaş suçudur. Dolayısıyla İsrail, her gün savaş suçu işliyor. İngiltere ve ABD de İsrail'in savaş suçlarına ortak oluyor. İsrail, Gazze'de soykırımın eşiğindeyken Batılı hükümetlerin İsrail'i desteklemesi ve İsrail'e silah tedarik etmesi korkunç bir durum. İşte bu nedenle öğrenciler, Oxford Üniversitesi dahil her yerde protesto gösterileri düzenliyor ve işte bu nedenle Oxford Üniversitesi'nde 305 personel, öğrencilerin taleplerini destekleyen mektubu imzaladı. Ben de bu 305 personelden biriyim yani protesto edenler sadece öğrenciler değil. İsrail'e, apartheid rejimine, İsrail'in Gazze'de her gün gerçekleştirdiği katliam ve yıkıma karşı çok güçlü bir kanaat var."