Hizbullah’ın GKRY’ye Yönelik Tehditlerinin Ardından Gazze Savaşı Avrupa’ya Sıçrar Mı? 

Gazeteci Taha Emin, Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların İsrail ile Lübnan merkezli Hizbullah arasında genişleyerek bölgesel ve uluslararası güvenlik üzerindeki etkilerini, Hizbullah’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) yönelik tehditlerini ve Avrupa’nın bu gelişmelere yönelik tepkilerini Fokus+ için inceledi.
Taha Emin
Hizbullah’ın GKRY’ye Yönelik Tehditlerinin Ardından Gazze Savaşı Avrupa’ya Sıçrar Mı
3 Temmuz 2024

Gazze Şeridi’ndeki savaşın genişleyen yansımaları ve İsrail’in Lübnan’ın güneyini işgal etme yönündeki imalarının ardından, Hizbullah’ın “saldırı için İsrail’e üslerini açması halinde” Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) hedef alma tehdidiyle birlikte Orta Doğu’daki durum tehlikeli bir tırmanışa tanık oluyor.   

Tüm bu gelişmeler, Gazze’de devam eden çatışmanın Avrupa topraklarına yayılma olasılığı konusunda Avrupa’da derin endişelere yol açtı.   

Bu çatışmanın bölgesel ve uluslararası güvenlik üzerindeki yansımalarına ilişkin uyarılar artarken, söz konusu karşılıklı tehditler bölgesel gerilimlerin tırmanması ve GKRY ile İsrail arasında askeri işbirliğinin gündeme gelmesiyle başladı.   

Hizbullah’ın tehditleri   

İsrail ile Lübnan merkezli Hizbullah grubu arasındaki çatışmalar “patlama” noktasına ulaşırken, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah daha önce ortaya çıkarılmamış yeni silahlarla İsrail’i hedef alma tehdidinde bulundu.   

Nasrallah, 19 Haziran’da yaptığı bir konuşmada, Lübnan’a yönelik herhangi bir saldırı için İsrail’e üslerini açması halinde, GKRY’yi savaşın bir parçası kabul edeceklerini dile getirerek tehditte bulundu.   

Hizbullah Genel Sekreteri, havaalanları ve üslerini İsrail’in Lübnan’ı hedef alması için açmasının, GKRY hükümetinin “savaşın bir parçası olacağı” anlamına geleceğini söyledi.   

Nasrallah, bu durumda “direnişin” de GKRY’yi savaşın bir parçası olarak kabul edeceği ve buna göre tutum sergileyeceği tehdidinde bulundu.   

Nasrallah’ın uyarıları, İran yanlısı Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilimin ve iki taraf arasında kapsamlı bir çatışma olasılığına ilişkin endişelerin arttığı bir dönemde geldi.   

Gözlemcilere göre Nasrallah bu uyarıları, İsrail’in GKRY’de, Lübnan’ın güneyinin yakınında yer alan kuzey cephesine yönelik bir saldırıyı simüle eden askeri tatbikatlar yaptığına ilişkin haberlerin yayınladığı bir zamanda yaptı.   

GKRY ise askeri operasyonlar gerçekleştirmek için hiçbir ülkenin topraklarını kullanmasına izin vermeyeceğini ve herhangi bir çatışmaya karışmayacağını önemle belirtti.  

GKRY Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu’na konuya ilişkin verdiği demeçte, “Nasrallah’ın açıklamaları tatsız ve diplomatik düzeyde tüm adımları atacağız” dedi.   

Öte yandan, Hizbullah’ın GKRY’ne yönelik tehditleriyle ilgili olarak Fokus+’a açıklama yapan askeri uzman Abdulcabbar Abbo bu tehditlerin yeni olmadığını, İngiliz kuvvetlerinin GKRY’deki varlığı ve İsrail’in askeri faaliyetleri nedeniyle daha eski dönemlere dayandığını söyledi.   

Abbo, Hizbullah’ın bu tehditleri gerçekleştirebileceğine dikkat çekerek, İngiltere’nin Kızıldeniz’de ticari ve NATO’ya ait askeri gemilere yönelik saldırılar düzenleyen Husi grubunun Yemen’de kontrolü altındaki bölgeleri hedef almak için kullandığı, GKRY’deki İngiliz üslerine grubun balistik füzelerle saldırılar düzenlediğini vurguladı.   

Askeri uzman, bu üslerin ABD’nin yanı sıra İngiltere’nin, İsrail’e askeri, lojistik ve istihbarat desteği sağlamak için de kullandığına dikkat çekti.   

Ayrıca Abbo, “Bu üsler aynı zamanda, İsrail’e İngiliz askeri, lojistik ve istihbarat desteğin yanı sıra, keşif uçakları aracılığıyla İsrail uçakları için uygun bir ortam oluşturma yoluyla ABD desteğinin sağlanması için de kullanılıyor” dedi.   

Öte yandan, İran’ın doğrudan çatışma hattına gireceğine ihtimal vermeyen Abbo, “Ancak İran, Suriye, Irak ve Yemen’de kendisine bağlı grupları, İsrail’e ve bölgedeki ABD ve İngiliz çıkarlarına saldırmak için harekete geçirebilir” diye ekledi.   

Güvenlik ve askeri konularda uzman olan Ekrem Kharief ise, Hizbullah’ın tehditlerinde ciddi olduğunu, başta İngiltere ve ABD olmak üzere NATO kuvvetleri tarafından kullanılan Akrotiri Üssü’nü hedef alabileceğini belirtti. 

Fokus+’a konuşan Kharief, “Bu, İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a karşı geniş çaplı bir savaşa girmesi durumunda, bu güçlere müdahale etmemeleri konusunda bir uyarı mesajıdır” diye konuştu.   

Bu tehditlerin özellikle Avrupa’yı etkilemediğini söyleyen Kharief, ayrıca şunları ekledi;   

“Daha ziyade bu, İran’ın liderlerinden birinin Suriye’nin başkenti Şam'da öldürülmesine yanıt olarak, İsrail’e füzeler ve silahlı insansız hava araçlarıyla başlattığı saldırıyı püskürtmek için müdahale eden ABD ve müttefiklerine bir uyarıdır.”   

Hizbullah, İsrail’in Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana süren savaşına tepki olarak İsrail’in askeri tesislerini hedef alan saldırılar gerçekleştirerek, Gazze’deki savaş bitene kadar operasyonlarının devam edeceğini vurguladı.  

Tel Aviv’in Haziran başlarında üst düzey bir Hizbullah liderine suikast düzenlemesi, grubun İsrail’e yönelik füze saldırılarını artırmasına neden oldu.     

Her iki taraf da uçurumun eşiğine yaklaşırken, olayların daha da tırmanması halinde topyekün savaş tehdidinde bulunuyorlar.   

Stratejiler ve Teknolojiler Analizi Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Yuri Lyamin, Rus gazetesi Nezavisimaya Gazeta’ya konuya ilişkin yaptığı açıklamada, GKRY topraklarının Lübnan’ın kıyı bölgelerine yaklaşık 200-300 kilometre uzaklıkta bulunduğuna dikkat çekti.  

Lyamin, “Yani bu toprakların neredeyse tamamı, Hizbullah’ın uzun yıllardır elinde olduğu söylenen, İran'ın “Fatih-110 ailesinden” taktik operasyonel füzelerin menziline giriyor” diye ekledi.   

Öt yandan, İran destekli Lübnanlı grubun, çoğu hassas güdümlü olan ve İsrail’in büyük bir kısmına ulaşabilen 100 binden fazla füzeden oluşan bir cephaneliğe sahip olduğuna inanılıyor.   

Ayrıca Hizbullah, yıllarca Devlet Başkanı Beşşar Esed’i destekleyerek Suriye savaşına katılan, kara operasyonları konusunda iyi eğitimli askerlere sahip.   

Avrupa’dan gelen tepkiler   

Hasan Nasrallah’ın GKRY’ye yönelik tehditleri AB’de endişelere yol açtı. Avrupalı yetkililer bu tehditleri reddettiklerini ifade etti ve Hizbullah’ı GKRY’yi hedef almaması konusunda uyardı.   

Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis 24 Haziran’da yaptığı açıklamada, AB’nin bu tür tehditlere karşı üye ülkelerin yanında yer alacağını ifade etti.   

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise, Orta Doğu’nun Lübnan ve ötesine uzanan çatışmanın eşiğinde olduğunu söyledi.   

Borrell, 24 Haziran’da AB dışişleri bakanlarının Lüksemburg’daki toplantısı öncesinde gazetecilere verdiği demeçte bölgede gerilimin tırmanma riskine karşı uyarıda bulundu.   

Hizbullah’ın da dahil olduğu tam kapsamlı bir çatışma riski olduğunun altını çizen Borrell, kapsamı genişleyecek bir savaşın eşiğinde olduğumuzu ifade etti.   

Durumu yakından izlemek üzere Lübnan’a giden Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da, İsrail sınırındaki durumun endişe verici olmaktan öte olduğunu söyledi.  

Aynı bağlamda, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Q. Brown, “İsrail’in Lübnan’a yapacağı herhangi bir saldırı, özellikle Hizbullah grubunun varlığının tehdit altında olması halinde, İran’ı ve müttefik milisleri içine sürükleyecek daha geniş bir çatışma riskini artırabilir” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.  

Brown, Botsvana’daki bölgesel savunma görüşmelerine katılmak üzere çıktığı seyahatte Yeşil Burun Adaları’nı da ziyaret etmeden önce gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi;   

“Hizbullah genel yetenekler, füze sayısı ve benzeri açılardan Hamas’tan daha yetenekli ve İran’ı Hizbullah’a daha fazla destek sağlamaya daha yatkın gördüğümü söyleyebilirim.”   

Askeri Uzman Ekrem Kharief, AB’nin, Gazze Şeridi’ndeki operasyonlarını durdurması için İsrail’e baskı yapması ve belki de İran, Lübnan ve İsrail arasında “savaş hayaletinden” uzak siyasi çözümlere ulaşmak için müzakerelere girmesi gerektiğini söyledi.   

Buna karşılık bir diğer askeri Uzman Abdulcabbar Abbo ise Fransızların, Hizbullah’ı ülkenin güneyindeki İsrail sınırındaki bölgelerden çekilmeye ve bölgede ateşkese yönelik Birleşmiş Milletler’in (BM) 2006 tarihli ve 1701 sayılı kararı uyarınca Litani Nehri’nin kuzeyine yönelmeye ikna etmek için Lübnan hükümetini zorlama konusundaki çabalarının başarılı olmadığını belirtti.  

GKRY ve İsrail   

İki ülke arasındaki ilişkilerin iyi olduğu biliniyor. Güvenlik ve enerji alanlarında işbirliğinin yanı sıra taraflar geçtiğimiz yıllarda İsrail özel kuvvetlerinin GKRY topraklarında eğitimini de içeren ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirdi.   

Ancak GKRY’nin Beyrut Büyükelçiliği tarafından 26 Haziran’da yapılan açıklamada, GKRY’nin topraklarının başka hiçbir ülkeye, özellikle de Lübnan’a saldırı amacıyla kullanılmasına izin vermeyeceği ifade edildi.   

İsrail medyasına göre Tel Aviv, son yıllarda arazi yapısı Lübnan’a benzeyen GKRY topraklarını, Hizbullah’la olası bir savaşa karşı kuvvetlerini eğitmek için kullandı.   

İsrail ordusu, 2022 yılında GKRY güçleriyle ortak askeri tatbikat gerçekleştirdi.  

İsrail medyası o dönem yürütülen bazı ortak tatbikatların birden fazla cephede savaşmaya odaklandığını ve Hizbullah’a karşı savaş eğitiminin de yapıldığını bildirmişti. Bu tatbikatlardan sonuncusu ise Mayıs 2023’te yapıldı.  

Gazze savaşına katılımıyla ilgili her türlü şüpheyi ortadan kaldırmak konusunda istekli olan GKRY, Gazze Şeridi’ne bir miktar yardım getirilmesine yardımcı olan insani çabalarına dikkat çekti.   

GKRY geçtiğimiz mart ayında, deniz üzerinden Gazze’ye doğru bir insani yardım rotası oluşturmaya yönelik uluslararası çabaların bir parçası olarak, yardım gemilerinin limanlarından yola çıkmasına izin vermeye başlamıştı.   

Alman Haber Ajansı DPA’ya göre, Kasım 2020’de İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Yunanistan ve GKRY’li mevkidaşlarıyla üç ülke arasındaki askeri iş birliğini yoğunlaştırmak amacıyla bir anlaşma imzalandığını duyurdu.  

Üç bakan yaptıkları ortak açıklamada, söz konusu işbirliğinin ülkelerinin silahlı kuvvetlerini daha hazırlıklı bir durumda tutacağını, daha fazla iş fırsatı sağlanmasına yardımcı olacağını ve gerilimlerle dolu bir bölgede güvenliği artıracağını ifade etti.