Libya Merkez Bankası Krizi Yeni Bir Silahlı Çatışmaya Neden Olur Mu? 

Libya'daki Merkez Bankası Başkanı Sadık el-Kebir’in görevden alınması, ülkenin batı ve doğu bölgeleri arasındaki gerilimi tırmandırdı. Ulusal Birlik Hükümeti'nin bu hamlesi, doğudaki Temsilciler Meclisi tarafından petrol akışının kesileceği tehdidine yol açarak, Libya'nın siyasi ve ekonomik krizini derinleştirdi.
F_IKON
Libya Merkez Bankası Krizi Yeni Bir Silahlı Çatışmaya Neden Olur Mu
5 Eylül 2024

Libya Merkez Bankası Başkanı’nı görevden almaya yönelik kararın ardından ülkedeki siyasi kriz yeniden gündeme geldi.  

Bu kriz, uluslararası alanda tanınan, ülkenin batısındaki Ulusal Birlik Hükümeti ile emekli General Halife Hafter’in kontrolündeki doğu bölgesinde bulunan Ulusal İstikrar Hükümeti’ne bağlı güçler arasında olası bir silahlı çatışmanın yeniden patlak vermesinin de kapısını açıyor.  

Ülkenin batısındaki Abdulhamid Dibeybe hükümeti, General Halife Hafter’e yakın olan ve doğudaki “gayri meşru” hükümete milyonlarca dolar harcadığı iddia edilen Merkez Bankası Başkanı Sadık el-Kebir’i görevden alarak, yerine ekonomist Muhammed Abdul Şükrü’yü atadı.  

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Kebir’in görevden alınmasına öncülük etti ve bu kararı Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Dibeyde tarafından desteklendi.  

Bu adıma karşı öfkeli bir tepki olarak, doğudaki Tobruk şehrinde bulunan Temsilciler Meclisi, Hafter güçleri tarafından kontrol edilen sahalardan petrol akışını kapatmakla tehdit etti.  

Bu da yaşanan siyasi çatışmanın ekonomik krize dönüşeceğine ve ülkenin doğu ile batısı arasında yeniden savaş patlak vereceğine dair korkuları artırıyor.  

Öte yandan taraflar arasındaki anlaşmazlık, batıdaki hükümetin bu ay Merkez Bankası Başkanı Kebir’i görevden almak için harekete geçmesiyle daha da kötüleşti. Bu durum ise ülkenin doğusundaki tarafların petrol üretimini tamamen durdurmasına yol açtı.  

Ayrıca Merkez Bankası bağlamında yaşanan bu kriz anlık bir durum değil, Libya’daki siyasi ve kurumsal istikrarsızlık anlamında yaşanan birikimlerin bir sonucu oldu.  

Güç mücadelesi  

Libya konusunda araştırmalar yapan siyaset bilimi profesörü Hayri Ömer, Başkanlık Konseyi’nin Kebir’i görevden alma kararının, Şubat 2021’deki Cenevre toplantılarının sonuçlarına göre geçiş dönemi kurumlarını uyumlu hale getirme girişimi olarak görülebileceğini söyledi.  

Ömer, silahlı çatışmalardan kaçınma ve Libya Merkez Bankası’nın istikrarını koruma konusunda Mısır, Türkiye ve Cezayir’in pozisyonlarının yakınlaşmasına dikkat çekti.  

Doğu ve batıdaki Libya kurumlarının açık olması konusunda Türkiye-Mısır arasında mutabakatın ilerlemesine rağmen, Kahire ile Ankara arasında Ulusal Birlik Hükümeti’nin meşruluğu konusundaki anlaşmazlığın devam ettiğini ekledi.  

Ömer’e göre, Mısır, Türkiye ve Cezayir ülkede kötüleşen güvenlik durumundan ve bazı Libyalı tarafların güvence eksikliğinden giderek daha fazla endişe duyuyor.  

Öte yandan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, 11 Ağustos’ta Mısır’ın el-Alameyn kentinde, Temsilciler Meclisi tarafından atanan İstikrar Hükümeti Başkanı Usame Hammad’ı kabul etti.  

Dibeybe hükümeti ise Mısır’ın herhangi bir uluslararası tanınırlığa sahip olmayan, paralel bir gayri meşru organları resmi olarak kabul etmesini reddetti.  

Konuya ilişkin Fokus Plus’a değerlendirme yapan Libyalı siyasi analist Ahmed Mahdawi, bu krizde en büyük sorumluluğun Dibeybe’de olduğunu söyledi.  

Libya Merkez Bankası Başkanı’nı görevden alma kararının, birleşik bir hükümet kurma sürecini sekteye uğratan bir adım olduğunu vurgulayan Mahdawi, “Başkanlık Konseyi’nin attığı bu adım konseyin yetkisi dışındadır ve siyasi anlaşmanın açık ihlalidir” dedi.  

Mahdawi, Merkez Bankası Başkanı Kebir’in, Başbakan Dibeybe ile yaptığı anlaşmayı bozduğunu, mali kaynakları kestiğini ve bütçeyi birleşik bir hükümete dağıtma kararı aldığını vurgulayarak şunları ekledi;  

“Kebir’in bu kararları, Dibeybe’nin Başkanlık Konseyi ile konu hakkında koordinasyon kurmasına ve kendisini görevden alma kararını vermesine yol açtı.”  

Kebir ülkeyi terk etti  

Krizin barışçıl olmayan seviyelere tırmandığını gösteren bir adım olarak, görevden alınan Merkez Bankası Başkanı Sadık el-Kebir, silahlı milislerin tehditleri nedeniyle ülkeden kaçtığını açıkladı.  

Kebir, İngiltere merkezli Financial Times gazetesine verdiği röportajda, kendisi ve diğer üst düzey banka personelini, silahlı bir milis grubunun olası saldırılarından korumak için ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını söyledi.  

Kebir, Dibeybe’nin kendisini görevden almaya yönelik girişimlerinin yasadışı olduğunu ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından müzakere edilen, bankanın yeni başkanı konusunda doğu ve batı hükümetleri arasında mutabakatı gerektiren anlaşmalara uymadığını söyledi.  

Libya için tırmanan güç mücadelesinin ciddi riskler oluşturduğunu dile getiren Kebir açıklamasını şöyle sürdürdü;  

“Pek çok tehlike var. Petrol kesintisi ekonomi ve dinarın değeri üzerinde olumsuz bir etki yaratacak. Ayrıca, Trablus’ta beni görevden alma kararını destekleyen ve buna karşı çıkan güçler arasında gerginlikler var. Bu yüzden bunun çatışmaya yol açabileceğinden korkuyorum.”  

Ülkede sık sık yaşanan adam kaçırma ve suikast tehditleri, yetkilileri görevlerinden vazgeçmeye zorlayan bir eğilim gibi görünüyor.  

Şu ana kadar bir Merkez Bankası çalışanı kaçırılırken, bir Yüksek Devlet Konseyi üyesine de kaçırma girişiminde bulunuldu.  

Bu durum ülkenin istikrarını engellemeye devam ederken, komşu ülkeler için endişe kaynağı oluşturuyor.  

Libya savaşın eşiğinde  

Ömer’e göre genel olarak Libya’daki mevcut “yasal çerçeve” anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi için gereken asgari düzeyin sağlanmasına yardımcı olmuyor.  

Yetkilerin belirsizliğine ek olarak kurumlar, kendi hukuki anlatılarını tanıtmalarını sağlayacak yasalar çıkarmak için rekabet ediyor.  

Son dönemdeki bu hamlelerle birlikte Libya kurumları arasında süregelen mücadelenin merkezinde para sistemi yer alıyor ve bu konu devletin bekasını tehdit eden son durağı oluşturuyor.  

Para otoritesi konusundaki çatışmaların devam etmesi, uluslararası finansal borsalarda tüzel kişiliğin kaybolmasına neden oluyor.  

Bu da, diğer ülkelerdeki merkez bankalarıyla yapılan işlemlerin dondurulmasına ve bunun sonucunda da yurt dışı gelir transferlerinin durdurulmasına neden olabilir.  

Libya'da hukuki ve askeri otoritelerin bulunmadığı, güç ve nüfuzun dağıldığı bu ortamda, savaşların çıkma ihtimali, petrol zengini bu Kuzey Afrika ülkesinde siyasi uzlaşma sağlama arzusuna göre daha yüksek.