Türkiye'nin Kuzey Afrika'daki Stratejik Varlığı: Sebepler, Faaliyetler ve Karşılaşılan Zorluklar
Türkiye’nin dış politikası, ekonomik, kültürel ve askeri araçları bir araya getirerek her iki tarafa da fayda sağlayan stratejik hedeflere ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede, Kuzey Afrika ülkeleriyle kardeşlik ilişkilerini geliştirme konusunda daima istekli olmuştur.
Son yıllarda Türkiye, Kuzey Afrika’daki rolünü güçlendirmek amacıyla çeşitli alanlarda adımlar atmıştır. Libya’da olduğu gibi, askeri ve güvenlik işbirliğinin yanı sıra ekonomik ilişkileri geliştirmiş, enerji kaynaklarını güvence altına almış, ticari işbirliğini derinleştirmiştir. Ayrıca, kültürel ve insani kuruluşlar aracılığıyla yumuşak gücünü benimsemiştir.
“Türkiye, Afrika’da çok önemli bir rol oynaması gereken güçlü ve yükselen bir bölgesel ülkedir. Özellikle yumuşak ve sert güç de dahil olmak üzere gerekli tüm bileşenlere sahip olduğu için Afrika kıtasındaki rakip uluslararası ve bölgesel güçlerin bir parçası olmalıdır.”
Türk varlığının sebepleri
Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan benzersiz konumu ve Doğu Akdeniz üzerinden Afrika’ya yakınlığı sayesinde Türkiye, birçok bölgede kolaylıkla etkileşime girebilen, küresel etki ve nüfuzunu artıran stratejik bir konuma sahip.
Bu jeopolitik konum, Türkiye’yi yakın coğrafi sınırlarının ötesine geçen, Kuzey Afrika gibi stratejik açıdan önemli bölgeleri hedef alan aktif bir dış politika benimsemeye sevk ediyor.
Afrika meseleleri konusunda uzman olan Libyalı araştırmacı Mussa Tehusai, “Türkiye güçlü ve bölgede yükselen bir ülke. Afrika’da çok önemli bir rol oynamalı” dedi.
Fokus+’a özel açıklamalarda bulunan Tehusai, özellikle yumuşak ve sert güç de dahil olmak üzere, bunun için gerekli tüm yeteneklere sahip olması nedeniyle, Ankara’nın Kahire’de rekabet eden uluslararası ve bölgesel güçlerin bir parçası olması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin etkili bir bölgesel güç olarak rolünü yeniden tesis etmek de dahil olmak üzere pek çok amacı olduğunu dile getiren Tehusai, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;
“Türkiye, Afrika’da kalkınma ortaklığı konusunda Batı’dan farklı bir şekilde çalışma kabiliyetine sahip. Aynı zamanda kendisini dünyada yükselen bir İslami güç olarak sunuyor. Aynı zamanda zenginliklerinin Fransızlar tarafından sömürülmesinden zarar gören Afrikalılar için uzun vadeli ve adil ortaklıklar için modeller sağlıyor.”
Tehusai, Ankara’nın Sahel bölgesindeki birçok ülkeye sattığı ucuz ve son derece etkili olan silahlı insansız hava aracı (SİHA) Bayraktar’ın oynadığı önemli rol de dahil olmak üzere, Türkiye’nin Afrikalılara hizmet sunarak Kuzey Afrika’daki yerini sağlamlaştırmak için altın bir fırsata sahip olduğunu belirtti.
Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Sudan, Mısır gibi önemli ülkeleri kapsayan Kuzey Afrika bölgesi, Akdeniz’e açılan ana kapı olduğu gibi Afrika, Asya ve Avrupa arasında bir kesişme noktası oluşturuyor.
Bu bölge, Türkiye’nin Afrika ve komşu pazarlara önemli bir giriş yapmasını sağlıyor, aynı zamanda doğal kaynaklar açısından zengin ve gelecek vaat eden pazarlara sahip Afrika kıtasına açılma stratejisi kapsamında bölge ülkeleriyle ilişkilerini güçlendiriyor.
Büyük petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olan Cezayir, Türkiye’nin dördüncü gaz tedarikçisi konumunda.
Öte yandan nüfusu 40 milyonu aşan Cezayir, Afrika’nın en geniş coğrafi alanına sahip olması nedeniyle yatırımlar ve çeşitli ürünlerin pazarlanması alanında Türkiye için önemli bir ülke olarak kabul ediliyor.
Enerji ihtiyacını petrol ve doğal gaz gibi doğal kaynaklar açısından zengin olan Libya’dan sağlamayı hedefleyen Türkiye, bölgedeki siyasi ve ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla 2021 yılında Ulusal Birlik Hükümeti ile önemli ticaret anlaşmaları imzaladı.
Ayrıca inşaat, ticaret, mobilya, gıda ve giyim alanlarında faaliyet gösteren 160’a yakın Türk şirketinin bulunduğu Fas da, çeşitli yatırım fırsatlarıyla Türk şirketlerinin ilgisini çekiyor.
Türkiye, 2004 yılında Fas ve Tunus ile serbest ticaret anlaşması imzaladı. Bu da Türkiye’nin söz konusu iki ülke ile ticaret ve yatırım alışverişini artırıyor.
Aynı şekilde Mısır da, Orta Doğu ile Kuzey Afrika arasındaki konumu nedeniyle Türkiye’nin en önde gelen büyük ticaret ortaklarından biri olarak kabul ediliyor.
Ayrıca, Ankara ve Kahire arasındaki ticaretin hacmi 2022 yılında yaklaşık 10 milyar dolara ulaştı.
Ağustos 2023’te, aralarındaki ticaret hacminin önümüzdeki beş yıl içinde 15 milyar dolara ulaşması için yol planı çizildi.
Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki varlığı, eski dönemde Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde olması nedeniyle Mağrip ülkeleriyle olan tarihi, kültürel ve dini ilişkileri yoluyla güçlü bağlara dayanıyor. Bu da, Türkiye’nin bahsi geçen ülkelerle ticaret ve ortak yatırımların artmasına katkıda bulunuyor.
Kuzey Afrika bölgesi, sahip olduğu büyük zenginliğin yanı sıra, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarını birbirine bağlaması ve dünyada önemli bir enerji koridoru olması nedeniyle ayrı bir önem taşıyor.
Stratejik araştırmalar, Kuzey Afrika bölgesinin, Avrupa ve ABD ile sürekli yaşanan gerginliklerin ardından Türkiye’nin kıtayla ilişkilerini genişletme ve alışılmadık ittifaklar kurma kapısı olarak görüldüğünü gösteriyor.
Türkiye’nin Avrupa ve ABD ile yaşadığı gerilimler, onu ekonomik ve stratejik çıkarlarını geliştirmek için Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kuruluşlarda Afrika’nın siyasi ağırlığından yararlanmak için Afrika’da yeni ortaklar aramaya sevk ediyor.
Kuzey Afrika ülkeleri
- Cezayir
- Türk şirketleri ülkede ilk sırada yer alıyor
- Cezayir’de bin 400 Türk şirketi var
- 2023’te iki ülke arasındaki ticaret 6 milyar dolar olarak kaydedildi
- 2025 yılına kadar bu ticaretin 10 milyara çıkması hedefleniyor
- Libya
- Türkiye’nin Libya’ya ihracatı (2023’te ilk 10 ayda) 2,3 milyar dolara ulaştı
- Gelecekteki ticaret hacminin 15 milyar dolara yükselmesi hedefleniyor
- İki ülke arasında enerji, yeniden yapılanma ve medya alanlarında 5 anlaşma imzalandı
- Mısır
- Türkiye’nin bölgedeki ilk ticaret ortağı
- Ülkede 790’dan fazla Türk şirketi bulunuyor
- İki ülkenin ticaret hacmi 10 milyar dolar
- Önümüzdeki 5 yılda ticaret hacminin 15 milyara ulaşması amaçlanıyor
- Tunus ve Fas
- İki ülke de Türkiye ile 2004’te serbest ticaret anlaşması imzaladı
- Tunus ve Fas, Türkiye ile çeşitli yatırım projelerine sahip
- İki ülkenin çeşitli ekonomik anlaşmaları var
- Sudan
- Sudan ve Türkiye, 20 ticaret ve yatırım anlaşması imzaladı
- Türkiye Sudan’da 1,15 milyar dolarlık havalimanı inşa etmeyi planlıyor
- Türkiye ve Sudan arasında ülkede altın ve maden aranmasına yönelik bir anlaşma da imzalandı
Türk dış politikasının dayandığı araçlar
Kuzey Afrika bölgesindeki Türk dış politikası, nüfuzunu artıran ve stratejik hedeflerine ulaşan bir dizi etkili araca dayanıyor.
Bu araçlar aktif diplomasi, ekonomik işbirliği ve askeri desteğin bir kombinasyonunu içeriyor ve Türkiye’nin “bölgesel manzarayı” çeşitli şekillerde etkilemesine olanak tanıyor.
Ankara, Kuzey Afrika ülkelerinde güçlü ve sürdürülebilir bir varlığa ulaşmak için kapsamlı resmi ziyaretler, altyapı ve enerji yatırımları, askeri teknoloji ihracatı ve ortak tatbikatlara güveniyor.
Söz konusu araçlar, ikili ilişkileri güçlendirmeyi, ticaret alışverişini artırmayı ve Türkiye’nin Afrika kıtasındaki önemli bir oyuncu olarak rolünü güçlendirerek, bölgedeki stratejik çıkarlarını güvence altına almayı amaçlıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 33 Afrika ülkesini ziyaret etmesiyle, Türkiye Afrika ve Kuzey Afrika ülkelerine diplomatik ziyaretlerini yoğunlaştırdı.
Türkiye’nin Afrika’da yeni büyükelçilikler açarak büyükelçilik sayısını 44’ün üzerine çıkarması da, Ankara’nın pek çok ekonomik ve ticari anlaşmanın imzalandığı kıtaya duyduğu büyük ilginin açık bir göstergesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kasım 2023’te Cezayir’e yaptığı ziyarette, Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarının karşılanması ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılmasına yönelik planın incelenmesi amaçlanmıştı.
Bu ziyarette, bir dizi anlaşma imzalandı. Bunlardan en önemlisi, Cezayir ulusal petrol ve doğal gaz şirketi Sonatrach ile Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) arasındaki anlaşmanın yenilenmesi oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Tunus’a iki ziyaret gerçekleştirdi.
Bunlardan ilki, bir grup anlaşmanın imzalandığı, Aralık 2017’de eski Cumhurbaşkanı Beci Caid Essebsi’nin dönemindeydi.
Erdoğan ikinci ziyareti ise 25 Aralık 2019’da Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile Libya’daki durumu görüşmek üzere yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın zamanda Libya, Fas ve Kuzey Afrika’daki diğer bazı ülkeleri ziyaret etme niyetini de ifade etti.
Öte yandan Kuzey Afrika ülkeleri, son yıllarda çok sayıda Türk yetkiliyi ağırladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısırlı mevkidaşı ile bölgesel ve ikili konularda istişarede bulunmak üzere Ekim 2023’te Mısır’ı ziyaret etti.
Çok sayıda Türk yetkili ve iş insanı da bölge ülkeleriyle ekonomik ve ticari anlaşmaların yanı sıra enerji ve tarım alanlarında anlaşmalar imzalamak üzere Kuzey Afrika ülkelerine ziyaretlerde bulundu.
Ayrıca Türkiye, “ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi” stratejisiyle Afrika ile ekonomik ilişkilerini sağlamlaştırmaya odaklanıyor.
Ankara’nın kıta ile ticaret hacmi 2003’te 5,4 milyar dolar iken, 2022’de 40,7 milyar dolara çıktı.
Yatırım hacmini artırmayı ve karşılıklı ekonomik fayda sağlamayı hedefleyen Türkiye, Cezayir, Tunus ve Libya gibi ülkelerde madencilik, bankacılık ve iletişim sektörlerine yoğun yatırım yapıyor.
Kuzey Afrika ülkeleriyle birçok askeri işbirliği anlaşması ve silah anlaşması imzalayan Türkiye, Somali’de askeri üs kurdu.
Aynı zamanda, Afrika’da terörle mücadeleye teknik ve askeri destek de sağlıyor.
2023 yılında Afrika’ya yapılan doğrudan Türk yatırımları yaklaşık 10 milyar doları bulurken, bu yatırımlar yeni iş imkanları sağlanması ve altyapının güçlenmesine katkı sağladı. Bu yatırımlar ağırlıklı olarak Cezayir, Tunus, Libya ve diğer Afrika ülkelerinde yoğunlaşıyor.
Cezayir’de yabancı yatırımlarda Türk şirketleri ilk sırayı alırken, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2023 sonu itibarıyla 6 milyar dolara ulaştı.
Yaklaşık bin 400 Türk şirketinin faaliyet gösterdiği Cezayir ile ticaretin önümüzdeki dönemde 10 milyar dolara ulaşması için aralıksız çaba gösteriliyor.
Türkiye’nin Libya’ya ihracatı ise kimya sektörü, tekstil, hazır giyim ve hububat dahil olmak üzere 2023 yılının ilk 10 ayında yüzde 3,3 artarak 2 milyar 24 milyon dolara ulaştı.
İki ülke, ticaret hacmini 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
Türkiye ile Libya arasındaki ilişkilerde 2021 yılı önemli bir dönüm noktasına sahne oldu. Taraflar 2021’de enerji, imar ve medya alanlarında beş anlaşma imzaladı.
Bu anlaşmalar, Trablus Havalimanı’na yeni bir uluslararası yolcu terminali ve bir alışveriş merkezi kurulmasının yanı sıra Aksa Enerji’nin Libya’daki elektrik üretim santralinin mühendislik, tedarik ve inşaat hizmetlerini üstlenmesini öngörüyor.
Türkiye’nin bölgedeki ilk ticaret ortağı konumunda olan Mısır’da da, birçok alanda yatırım yapan 790’ı aşkın Türk şirketi bulunuyor.
İki ülke, Ağustos 2023’te ticaret hacmini önümüzdeki 5 yıl içinde 10 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkarma konusunda anlaştı.
Ayrıca Türkiye, 2004’te Tunus ve Fas’la da serbest ticaret anlaşması imzaladı ancak bu anlaşmaların güncel gelişmelere ayak uyduracak şekilde değiştirilmesine yönelik çalışmalar sürüyor.
Kuzey Afrika’da Sudan’la da petrol, madencilik, tarım ve ticaret alanlarını kapsayan 20 ticaret ve yatırım anlaşması imzalandı.
Türk şirketi Summa İnşaat, 1 milyar 150 milyon dolar değerinde, Afrika’nın en büyüklerinden olacak, Sudan’ın başkenti Hartum’daki havalimanının inşasına başlamayı planlıyor.
Anlaşmalar aynı zamanda Hartum’da bir Türk bankasının açılmasını ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) Sudan'da altın madeni aramasını da öngörüyor.
Ancak Sudan’da devam eden savaş, tüm bu planların askıya alınmasına yol açtı.
Yumuşak güç
Türkiye’nin Kuzey Afrika’ya yönelik dış politikasında, nüfuzunu artırmak ve stratejik hedeflerine ulaşmak için kültürel, eğitimsel ve dini ilişkilerin güçlendirilmesini içeren yumuşak güç araçlarının kullanılması da göz ardı edilmiyor.
Türkiye, Kuzey Afrika ülkeleri ile kültürel ve insani bağların güçlenmesine katkıda bulunan kültür merkezleri kuruyor, burslar veriyor ve eğitim kurumlarına destek sağlıyor.
Ankara, bu stratejiler aracılığıyla vizyonunu yaymak ve bölgedeki olumlu imajını geliştirmek için medya ve kamu diplomasisine de yatırım yapıyor.
Türkiye, Kuzey Afrika’da etkili bir bölgesel güç olarak konumunu güçlendirecek, güvene ve karşılıklı işbirliğine dayalı uzun vadeli ilişkiler kurmayı amaçlıyor.
Libyalı araştırmacı Mussa Tehusai, bu konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi;
“Türkiye’nin bir diğer yumuşak gücü ise örneğin 42’den fazla Afrika ülkesinde hizmet veren Türk Hava Yolları (THY), İHH ve inşaat ve modern tarım teknolojileri alanında faaliyet gösteren Türk şirketleridir.”
Türkiye’nin Kuzey Afrika ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmesi ve güçlü ortaklıklar kurması, tarihi bağların yanı sıra Afrika ülkelerindeki binlerce öğrenciye burs sağlamak, bu ülkelerin bazılarına uygun fiyatlı krediler vermek, kıtada kalkınma ve sağlık projeleri yaratmak ve hükümete veya sivil topluma bağlı Türk kuruluşlarının yürüttüğü hayır işleri gibi insani yardımlara kadar birçok faktöre bağlı.
Tehusai, Afrika kıtasının ABD’den sonra en büyük ikinci yardım bağışçısı olan Türkiye’nin, bir yılı aşkın süredir devam eden savaşın etkilerinin yanı sıra sel ve iklim koşullarıyla mücadele için Sudan’a önemli yardımlarda bulunduğunu vurguladı.
Türk dernekleri ve yardım kuruluşları, 8 Eylül 2023’te Fas’ın çeşitli bölgelerini etkileyen depremin mağdurlarına yardım konusunda etki yarattı.
Türk Kızılayı, Cezayir’in Eylül 2022’de tanık olduğu yangınların söndürülmesine ve bu felaketten etkilenenlere yardım sağlanmasına katkı sağladı. Cezayir’in yanı sıra birçok ülkeye de yardımda bulundu.
Ayrıca Ankara, Kuzey Afrika ülkelerinde meydana gelen kriz ve afetlerle mücadele etmekle yetinmedi.
Bu ülkelerde yaşlı ve çocuk bakım merkezleri, kadın sığınma evleri, mesleki eğitim ve turizm merkezleri açarak, hizmet ve kalkınma projeleri başlattı, camileri inşa veya restore etti.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) da, Kuzey Afrika’daki Osmanlı tarihinin modernleştirilmesine yönelik projeler hayata geçirdi.
Türk medyasının Kuzey Afrika’da birçok temsilcilik açması ve bu bölgede medya ve gazeteci kadroları yetiştirmesi için çalışmalar yapması, iki taraf arasındaki karşılıklı güveni güçlendirdi.
Bu bölge, uluslararası ve bölgesel kutuplaşmanın yoğun olduğu çok sıcak bir bölge olarak kabul ediliyor.
Bu da, Türkiye’nin Fransa ve diğer Avrupalı güçlerle olan çatışması da dahil olmak üzere stratejik çıkarlarını tehdit eden büyük bir meydan okumayı temsil ediyor.
Karşılıklı önem ve zorluklar
Türkiye ile Kuzey Afrika ülkeleri arasındaki ilişkiler her iki taraf için de büyük önem taşıyor.
Türkiye, bölgesel nüfuzunu güçlendirmeyi ve bölgedeki ekonomik ve siyasi nüfuzunu artırmayı amaçlarken, Kuzey Afrika ülkeleri ise Türk yatırımları ve Ankara’nın sağladığı teknik ve teknolojik uzmanlıktan yararlanıyor.
Ancak bu ilişkiler, bölgenin istikrarını etkileyebilecek bölgesel gerilimler ve yerel çatışmalara ek olarak, diğer bölgesel ve uluslararası güçlerle yaşanan yoğun rekabet nedeniyle çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
Libyalı araştırmacı Tehusai, “Türkiye, Kuzey Afrika’yı kendisi için stratejik bir alan olarak görüyor ve oradaki güvenlik istikrarıyla ilgileniyor. Başta Libya ve Cezayir olmak üzere tüm Kuzey Afrika ülkeleri ekonomi ve uzun vadeli yatırımlar açısından da büyük önem taşıyor” dedi.
Bu bölgenin yoğun uluslararası ve bölgesel kutuplaşmanın olduğu çok sıcak bir bölge olarak kabul edildiğinin altını çizen Tehusai, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;
“Bu da, Türkiye’nin Fransa ve diğer Avrupalı güçlerle olan çatışması da dahil olmak üzere stratejik çıkarlarını tehdit eden büyük bir meydan okuma anlamına geliyor.”
Tehusai, Türkiye’nin Libya’daki nüfuz konusunda Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Orta Doğu ülkeleriyle pragmatik anlaşmalara varabileceğine de dikkat çekti.
Libyalı araştırmacı ayrıca, Kuzey Afrika bölgesinin, pek çok ülkede olmayan “kazan-kazan” ilkesine göre her konuda güvenilir ortaklıklar kurabilen güçlü bir ülke olarak Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Aynı şekilde Kuzey Afrika ülkelerinin de, uluslararası dengelerde kendini kabul ettiren ve kendi meselelerini güçlü bir şekilde savunan İslami bir güç olarak Türkiye’nin yükselişiyle ilgilendiğini ifade etti.
Libya meselesiyle ilgili olarak da Tehusai, Türkiye’nin Trablus’un devletin çökmesine yol açabilecek kaosa sürüklenmesini önlemede ve ülkenin istikrarını koruyan bir denge yaratmada oynadığı önemli role de övgüde bulundu.