İsrail Mısır’a Siyasi Şantaj Yapmak İçin Doğal Gazını Mı Kesti?

İsrail'in Mısır'a doğal gaz tedarikini azaltması, iki ülke arasında diplomatik gerilimlere ve enerji krizine yol açtı. Uzmanlar, bu kararı Mısır'ın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı davasına müdahil olmaktan vazgeçmesine yönelik bir siyasi şantaj olarak değerlendiriyor.
Fokus+
İsrail Mısır’a Siyasi Şantaj Yapmak İçin Doğal Gazını Mı Kesti
14 Haziran 2024

Doğal gaz konusu, pek çok kişi için ikna edici bir cevabı olmayan çeşitli soruları gündeme getiren gizemli konulardan biri.  

Mısır, 10 yılı aşkın bir süre İsrail’in doğal gaz ihtiyacını karşıladı. İkmal hatlarının vurulması, Mısır’ın mali cezalarla karşı karşıya kalmasına neden oldu.   

Daha sonra bu durum birdenbire değişti ve Mısır, gazı sıvılaştırma ve yeniden ihraç etme konusunda iş birliği yapma bahanesiyle İsrail doğal gazının ithalatçısı haline geldi.   

Mısır’ın doğal gaz üretimi azalıp küçüldü ve bu da Mısır’ı, bu konudaki ihtiyacını karşılamak için İsrail gazına güvenmek zorunda bıraktı.  

Mısırlı uzman ve politikacılar, Mısır’ın Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e açtığı davaya müdahil olmaktan vazgeçtiği yönündeki iddiayı, İsrail’in mayıs sonunda Kahire’ye yapılması planlanan gaz sevkiyatını aksatarak cezai işlem yapma kararıyla ilişkilendirdi.   

İsrail’in Mısır’a yönelik aldığı bu karar, enerji arzı krizini şiddetlendirerek, ülkedeki elektrik kesintisi krizini ikiye katladı.  

Uzmanların bu iki konuda bağlantı kurmasının nedeni, Mısır’ın İsrail’in Gazze Şeridi’nde soykırım yapmakla suçlandığı Lahey’deki davayı destekleyecek pratik adımları atmamasıydı.   

İsrail’in Mısır’a gaz tedariki  

İsrail’in Mısır’a yönelik doğal gaz arzı rakamları, geçtiğimiz mayıs ayında yüzde 26’dan fazla net bir düşüş kaydetti.  

Mısırlı bir kaynak Al-Araby Al-Jadeed gazetesine yaptığı açıklamada, İsrail’in bu kararı, Tel Aviv ile Kahire arasında imzalanan gaz sözleşmelerinde, “güvenlik durumunun zorlaşması halinde, cezai şart veya para cezası olmaksızın arzı durdurma” olasılığına ilişkin bir maddeye dayandırdığını söyledi.  

Kaynak, “İsrail’in bu kararının etkisini artıran şey ise, Suudi Arabistan’da aynı zamanda planlanan ve Mısır’ın ayrımcı fiyatlar ve kolay ödeme sistemiyle elde ettiği petrol malzemelerinin sevkiyatındaki yavaşlama oldu” diye konuştu.  

Mısır’ın arzdaki düşüş için tazminat alma garantisi olmadan, İsrail’in Ocak 2011 devriminden sonraki dönemde arzdaki düşüş nedeniyle 1,7 milyar dolar tazminat alması gibi, İsrail ile değişken fiyatlarla gaz tedariki elde etmek için uzun vadeli sözleşmeler imzalamanın fizibilitesine ilişkin tartışmalar yeniden ortaya çıktı.  

Bu durum, İsrail’in mevcut hassas dönemde Mısır’a yönelik gaz arzını azaltma nedenleri, bunun siyasi veya teknik gerekçeler içerip içermediği, Tel Aviv’in bu konuyu Kahire’ye gazla şantaj yapmak için kullanıp kullanmadığı ve Mısır’ın bunlarla başa çıkmak için alternatiflerinin olup olmadığı gibi soruları gündeme getirdi. 

Doğal gaz ihracatını durdurmanın ardındaki siyasi nedenler  

Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktör Yardımcısı Amr Hashem Rabie, Al-Araby Al-Jadeed’e konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İsrail’in Mısır’a gaz tedarikini azaltma kararı tamamen siyasidir” dedi.  

Rabie, Tel Aviv’in Kahire’ye siyasi tavizler vermesi yönünde baskı yapmaya çalıştığını söyleyerek, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:  

Aynı zamanda, İsrail’in Refah Sınır Kapısı ve Selahaddin Koridoru’nu (Philadelphia) yönelik işgalini reddetmesi ve Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye yardım girişini kolaylaştırma konusunda İsrail ile koordinasyon kurmayı kabul etmemesi de dahil olmak üzere, Mısır’ın bir dizi yaklaşımı nedeniyle onu cezalandırmak istiyor.”  

Merkezin Direktör Yardımcısı, Tel Aviv’in Refah Sınır Kapısı’nın işletilmesine ilişkin anlaşmaya taraf olduğu göz önüne alındığında, bu durumun İsrail için uluslararası toplum önünde ciddi bir utanç teşkil ettiğini vurguladı.  

Hashem Rabie, İsrail’in, Kahire’nin en sonuncusu “Nuseyrat katliamı” olan, “Tel Aviv’in Filistinli sivillere yönelik katliamlarını kınaması ve Güney Afrikanın Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davasına müdahil olacağını duyurmasından son derece rahatsız olduğunu belirtti.  

Rabie’ye göre Mısır’ın bu adımları, İsrailli yetkililerin IŞİD’le mücadelede Kahire’nin yanında olduklarını, barış anlaşmasının ihlaline ve fazla sayıda Mısırlı güç ve aracın girişine izin verdiklerini hatırlatmalarına neden oldu.  

Direktör Yardımcısı, “Bir bakıma Mısır’ın, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına göz yumması gerektiğine inanıyorlar” diye konuştu.  

Tel Aviv’in Kahire’ye şantaj girişimini, “Mısır’daki karar vericilere karşı kamuoyu oluşturma ve hükümeti elektrik krizi karşısında çaresiz gösterme çabası” olarak değerlendiren Rabie, açıklamasında ayrıca şu ifadeleri de kullandı:  

Mısır’ın doğal gaz ihtiyacını karşılamak için Katar ve Cezayir’e yönelmek de dahil pek çok alternatifi var. Katar’ın dünyadaki çok sayıda ülkeye doğal gaz ihracatı konusunda sözleşmelere ve cezai şartlara bağlı olduğu göz önüne alındığında, Cezayir en uygun ülke gibi görünüyor.”  

Ekonomik nedenler 

Öte yandan, Mısır’ın Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Masum Marzuk, İsrail’in Mısır’a yönelik doğal gaz tedarikindeki düşüşün ardındaki siyasi nedenlerin önemini küçümsedi.  

Fokus+’ın Al-Araby Al-Jadeed gazetesinden aktardığına göre Marzuk, “Mısır’ın İsrail’den gaz ithal etmesinin ekonomik nedenleri var. Zira İsrail’den bu gazı birim başına iki dolara satın alıyor, sıvılaştırıyor ve birim başına dört dolara Avrupa’ya satıyor. Bu da Mısır’ın ödemeler dengesine destek sağlıyor” diye ekledi.  

Marzuk, Mısır’daki sorunun, kötüleşen krizi ışığında Kahire üzerindeki ekonomik baskıyı artıran küresel doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki artış olduğunu dile getirdi.  

Buna ek olarak, Filistin halkı ve direnişini desteklemenin bir ulusal güvenlik meselesi ve aşılamaz bir kırmızı çizgi olduğunu göz önünde bulundurarak, Mısır’ın Gazze’deki savaşa ilişkin siyasi tutumunun etkilendiğine dair iddiaları da reddetti. 

Doğal gaz konusu Mısır ve İsrail’i aşmış durumda  

Al-Araby Al-Jadeed’e konuya dair görüş bildiren bir diğer uzman olan, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Essam Abduşşafi de İsrail’in, Mısır’ın Güney Afrika’nın davasına müdahil olma niyetine yanıt olarak, doğal gaz tedarikini durdurduğu yönündeki haberlerin dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.  

Bu bağlamda, doğal gaz meselesinin artık bir İsrail-Mısır konusu olmadığının altını çizen Abduşşafi, ABD ve Avrupa’nın bu konuya güçlü bir şekilde müdahil olduğunu belirtti.  

Abduşşafi, Haziran 2022’de Ukrayna krizinin yansımaları karşısında Mısır, İsrail ve Avrupa Birliği (AB) arasında gaz konusunda üçlü bir anlaşma imzalandığını hatırlattı.  

Bu konudaki bir diğer etkene değinen Profesör Abduşşafi, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:  

Özellikle Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkilerinin büyük bir kısmını dondurması ve artık Tel Aviv’in ihtiyaç duyduğu temel malzemelerin sevkiyatını, Mısır’daki rejim ve Ürdün üzerinden ya da stratejik müttefikleri aracılığıyla deniz yoluyla iletilmesi dışında gerçekleştirebilecek stratejik alternatiflerinin kalmamasından sonra, Mısır ile İsrail arasındaki ticaretin devam ettiğini doğrulayan çok sayıda kanıt var.”  

Abduşşafi, dolayısıyla bu “kartı sallamanın” İsrail’e hizmet etmediği gibi, Mısır rejimiyle olan stratejik ilişkilerin doğasıyla da bağdaşmadığını vurguladı.   

ABD’nin gaz meselesine müdahalesinin bugün yeni bir durum olmadığını, ancak Doğu Akdeniz’deki büyük keşiflerden bu yana “belirleyici” olduğunu dile getiren Abduşşafi, şunları ekledi:  

ABD, Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun sponsorlarından biriydi ve ayrıca Lübnan ile işgal altındaki Filistin toprakları arasındaki deniz sınırlarının çizilmesi konusunda güçlü bir şekilde yer aldı. Gazze Şeridi açıklarındaki yüzer iskele fikri de yalnızca ABD’nin gaz konusunda doğrudan var olabilmesi içindi.”  

İç konular  

Mısır’da bulunan Zagazig Üniversitesi’nde Enerji Mühendisliği Profesörü olan Hafız Salmavi ise, İsrail’in Mısır’a gaz arzını azaltmasının teknik nedenler ve Gazze’deki savaşta yaşanan gelişmeler ile Lübnan sınırındaki gerginliklerden kaynaklanabileceğini söyledi.  

Salmavi, bu durumun, Tel Aviv’in doğal gaz ihracatından daha fazla bir miktarı savaş çabalarına yönlendirilmesine ve İsrail içinde artan gaz talebinin telafi edilmesine olanak tanıyacağını belirtti.  

Al-Araby Al-Jadeed’e konuya ilişkin görüş bildiren Samavi, Gazze’nin kuzeyindeki Aşdod’da bulunan gaz sahaları ve ihracat limanının, Filistin direnişi ve Hizbullah’ın saldırılarının hedefi olabileceğine dikkat çekti.  

Bu bağlamda, büyük miktarlarda İsrail gazının ham olarak ithal edildiğini ve Dimyat’ta (Mısır) sıvılaştırılarak Avrupa’ya ihraç edildiğini söyleyen Samavi, bahsi geçen alanların hedef alınmasının Mısır için bir kayıp olabileceğini söyledi.  

Samavi, “Alternatifin, gemiler aracılığıyla gaz elde etmek olabileceğini ve bunun da maliyeti iki katına çıkarabileceğinden bahsetmiyorum bile” dedi.  

Profesör Samavi, “Son aşamada Mısır’ın gaz üretiminde yüzde 15’lik bir düşüş yaşanması, devletin yükü hafifletme süresinin uzamasına ve Mısır valiliklerinde elektriğin kesilmesine neden oldu” ifadeleriyle açıklamasını noktaladı.