Afrika'da Darbeler ve Burkina Faso'da 2. Bağımsızlık Dönemi

Uzun yıllar Fransa'nın etkisinde kalan ve tam bağımsız bir ülke olamayan Burkina Faso'da gerçekleşen darbenin üzerinden 2 yıl geçti. Rusya merkezli bir dış politika benimseyen Traore’nin ülkenin geleceğine yön verecek olan ekonomi ve güvenliğe dair sorunları çözüme kavuşturup kavuşturamayacağı ise henüz netlik kazanmadı.
AA
Afrika'da Darbeler ve Burkina Faso'da 2. Bağımsızlık Dönemi
9 Temmuz 2024

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Akdeniz Havzası ve Afrika Medeniyetleri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Yunus Turhan, Burkina Faso'nun darbelerle dolu tarihinde halktan desteğini alan Sankara ve Traore'yi ve mevcut Traore döneminde Batılı ülkelerin etkisinden kurtulma politikalarını AA Analiz için kaleme aldı.

"N'an laara, an Saara- Uyursak, ölürüz." Tarihçi Joseph Ki-Zerbo’nun kendi ismiyle de anılan Vagadugu Üniversitesinin merkez binasında yazılı olan bu veciz sözü, Burkina Faso’nun tarihsel serencamına ışık tutarken, eğitim alan 60 bin öğrenciye geçmişten gelen sorumluluklarını hatırlatıyor. Nitekim, 8 asır boyunca Mossi krallığına ev sahipliği yapan Burkina Faso, 1896'da Fransızlar tarafından sömürgeleştirilmesinden 64 yıl sonra bağımsızlığını kazandı. 1984’te ülkenin ismi Yukarı Volta’dan Burkina Faso’ya onurlu, dürüst insanlar diyarı olarak değiştirildi. Burkina Faso, yeni bir uyanış için bilişsel, siyasi, askeri ve ekonomik bir mücadele verdi.

Halk için veya halka rağmen darbe

Burkina Faso, 2022’de gerçekleşen darbeler silsilesi sonrası başta Fransa ve Rusya olmak üzere bugün bölgesel aktörlerin de yakından takip ettiği bir dış politika jeopolitiğinin merkezine yerleşti. 1960-2022 tarihleri arasında 10 başarılı ve 10 başarısız darbeyi tecrübe eden ülke, bu manada Sudan ve Burundi’den sonra en fazla darbeye maruz kalan Afrika ülkesidir. Başarılı darbe sayısı referans alındığında ise Burkina Faso listenin en üst sırasında yer alıyor.

Doğası gereği sevilmeyen, halk tarafından da desteklenmeyen darbelerden Thomas Sankara'nın 1983, İbrahim Traore’nin 2022 darbeleri özelinde incelendiğinde; toplumsal sahiplenme, nitelik, ideoloji, çıktı ve aktörler bağlamında çok önemli nüanslar gözlemleyebiliyoruz.

Birinci nüans darbenin temel nedeni ile alakalıdır. En genel manada Afrika’da askeri darbeler 2 temel nedenle yapılıyor: halk için veya halka rağmen. Bağımsızlık mücadelesinin bir siyasi-askeri adımı olan 1960 dönemi darbeleri halk için ve Batı emperyalizmine karşı özgürlük motivasyonuyla yapıldı. Bu süreçte darbeler, yönetimi ele geçirmenin bir yolu olduğu gibi, Batı tahakkümüne karşı Pan-Afrikanizm fikrinin bir “kimlik” eylemine de dönüştü. Ancak sonraki süreçte, iktidardaki konfor alanının romantizmine kapılan Afrikalı liderler, güçlerini birleştirmek adına “tek parti rejimleri” ve onun militarist yansıması olan “otoriter askeri yönetimler” inşa etti.

Sankara ve Traore'yi birleştiren ortak noktalar

Sankara ve Traore’nin darbeleri ise halk için yapılan toplumsal bir eylem olarak kabul gördü. Nitekim darbeden sonra sokaklara inen halkın destek gösterileri, her 2 liderin karizmatik şahsiyetlerinin yanında esasında tam bağımsızlığa giden süreçte “kurtarıcı” olarak görülmesinden kaynaklandı. Bu manada darbeciler ile halk arasındaki müspet ilişkiyi anlamak adına Sankara ve Traore’nin dönemi önemli bir referanstır.

Sankara ve Traore’yi buluşturan diğer bir ortak nokta, Batı karşıtlığı üzerine inşa edilmiş ve merkezine genç milliyetçileri alan bakış açısıdır. Meşruiyetin kaynağını halk arasında arama girişimi ve iktidarlarını genç milliyetçiler üzerinden temerküz etme politikası her 2 lideri özdeşleştiriyor. Traore’nin 2022 darbesinin hemen akabinde, kendilerini “Gönüllü Gençlik” (Jeunes Benevoles) diye tanımlayan genç milliyetçiler, her akşam Burkina Faso’nun belli bölgelerinde “gönüllü sivil nöbeti” tutarak Traore'ye yönelik olası karşıt müdahaleye hazırlandı.

Sivil inisiyatiften oluşan bu yapı, bu sayede hem kendilerini iktidarın bir parçası olarak görüyor hem de dış destekli olası yeni bir darbe girişimine karşı vatandaşlık görevi ifa ettiklerini ifade ediyorlar. Bu tarz bir sivil yapılanmanın diğer Afrika ülkelerinde olup olmadığı tartışıladursun, Burkina Faso’nun tarihsel hafızasında Sankara’nın şüpheli ölümüne benzer bir sona karşı genç milliyetçilerin, Traore’nin yanında olduklarını göstermesi önemlidir.

Rusya merkezli dış politika

Sankara ile Traore’yi buluşturan bir diğer ortak nokta, Rusya gerçeğidir. Afrika'nın Che Guevara'sı olarak da tanınan karizmatik lider Thomas Sankara, 1983 yılında 33 yaşındayken sol tandaslı bir darbe gerçekleştirdi. Sankara, antiemperyalizm vizyonu çerçevesinde, Afrika dayanışma ilkelerine dayanan daha demokratik ve katılımcı bir sosyalizm vizyonu kurma yolunda Sovyetlerdeki taban hareketleriyle iş birliği yaptı. Lakin, Sankara’nın halk seferberliği fikri, iktidara gelmesinden 4 yıl sonra bir suikast ile hayatını kaybetmesiyle sona erdi. 2022’de iktidara gelen Traore, Sankara’nın mirasını devam ettirmek istercesine Rusya ile yeni bir süreç başlattı.

Bu sefer daha kurumsal ve radikal adımlarla Rusya’ya alan açan Traore, nükleer santral kurma projesinden savunma sanayi iş birliğine kadar Rusya ile özel bir ilişki modeline girdi. Vagadugu sokaklarında her 200 metrede bir dalgalanan Rusya bayrağı ile adeta Fransa ve Batılı aktörlere meydan okuyan Traore’nin yeni dış politika yöneliminde yörüngesinde Fransa’nın olmadığı aşikardır. Anayasa'dan Fransızcanın kaldırılması, Fransa ile tüm askeri iş birliğinin sonlandırılması ve Fransızlara yönelik vize yaptırımı bunun muayyen uygulamalarıdır.

Sonuç olarak, Burkina Faso bugün uzun yıllar Fransa'nın etkisinde kalmanın ortaya çıkarttığı dilsel bağa, para biriminin CFA frangı olmasına ve entelektüel kitle üzerinde devam eden Fransız etkisine rağmen, genç neslin protest örgütlenmesiyle Rusya’nın şemsiyesi altında gelecek arama gayretinde. Büyük bir yol ayrımında olan Burkina Faso’nun geleceğine ekonomi ve güvenlik yön verecektir. Batı merkezli şirketlerin ülkeyi terk etmesi, vergilerin yükseltilmesi, ülkeye yönelik döviz akışının çok ciddi kesintiye uğraması, bankalarda yabancı paraların üzerindeki kontrollerin artırılması tam bağımsızlığa giden süreçteki sancılara işaret ediyor. Bu süreçte, güvenlik ile ekonomi arasındaki ilişkiyi çözüme kavuşturamayan Sankara’nın boşluğunu Traore’nin uygulamalarının doldurup dolduramayacağı ancak bir nesil sonra anlaşılacaktır.