Bangladeş'te Kota Reformu Protestoları: En az 70 Kişi Hayatını Kaybetti
Rangpur Begum Rokeya Üniversitesi'nden bir öğrenci, devlet işlerinde kota reformu talebiyle düzenlenen protestolar sırasında polis ve Bangladeş Chhatra Ligi üyeleriyle yaşanan çatışmada hayatını kaybetti. 22 yaşındaki Abu Saeed, İngilizce Bölümü 12. sınıf öğrencisi, protestolar sırasında ağır yaralanarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Polis, protestocuları dağıtmak için plastik mermi ile göz yaşartıcı gaz kullandı ve birçok öğrenci yaralandı.
Bu trajik olaylar, Bangladeş'te kota sistemine karşı çıkan öğrenciler ile polis arasındaki çatışmaların şiddetlenmesi sonucu en az 70 kişinin hayatını kaybetti, 5.000 kişi de (3.000 silahlı yaralama) yaralandı. Öğrenciler, hükümetin görüşme teklifini reddederek "tam kapanma" çağrısında bulundu ve eylemlerine devam etme kararlılığını gösterdi. Öte yanda, şiddet olaylarının kontrol altına alınması amacıyla polis sert müdahalelerde bulundu ve ölü ve yaralı sayısının artabileceğinden endişe edildiği belirtildi.
Kota Reformu ve Protestoların Arka Planına bakıldığında; Bangladeş'te kamu hizmeti işe alım politikalarına karşı haftalardır süren gösteriler, birçok öğrencinin ölümüyle sonuçlanmış ve bunun ardından hükümet, ülke genelindeki okul ve üniversitelerin süresiz olarak kapatılmasını emretti. Protestolar sırasında göstericiler ve hükümet yanlısı öğrenci grupları arasında tuğla ve bambu çubuklarla saldırılar yaşanmış, polis göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiler kullanıldı. Ayrıca Chittagong'da üç kişi kurşun yaralarıyla, Dakka'da iki kişi ise kafa travması ve diğer yaralanmalarla hayatını kaybetti. Rangpur'da da bir öğrenci öldürüldü. Şiddetli olayların ardından, yetkililer bazı büyük şehirlerde paramiliter Sınır Muhafızları Bangladeş (BGB) gücünü devreye soktu. Bazı şehir ve bölgelerde halen çatışmalar devam ediyor.
25’ten fazla gazeteci saldırıya uğradı
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, hükümete barışçıl göstericileri koruma çağrısında bulundu. Uluslararası Af Örgütü ve ABD Dışişleri Bakanlığı da protestoculara yönelik şiddeti kınadı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ise protestoları takip eden gazetecilerin de hedef alındığını açıkladı, 25'ten fazla gazetecinin saldırıya uğradığını ve yaralandığını bildirdi. RSF ise yetkililere gazetecilerin korunması ve bilgi edinme hakkının güvence altına alınması çağrısında bulundu.
Eğitim Bakanlığı, "öğrencilerin güvenliği" için ülke genelindeki tüm lise, üniversite ve ilahiyat fakültelerinin bir sonraki duyuruya kadar kapalı kalmasını emretti. Ayrıca başkent ve diğer büyük şehirlerde devam eden çatışmalarda silah sesleri, ses bombaları ve patlama sesleri duyulmaya devam ediyor. Öğrenciler ise güvenlik güçlerinin müdahalesine rağmen alanlardan ayrılmayı reddediyor.
Adalet talepleri karşılanmazsa protestolar şiddetlenecek
Öte yandan protestocular, çatışmalarda öldürülen insanların hesabının verilmesini talep etti ve polis ile hükümet yanlısı öğrenci gruplarının yargılanmasını istedi. Öğrenciler, kota sisteminin sadece bir başlangıç olduğunu, artık adalet talep ettiklerini ve bu talepler yerine getirilmeden hükümetle masaya oturmayacaklarını ifade etti. Bu talepler karşılanmadığı sürece, protestoların daha da yayılması ve şiddetin artmasından endişe ediliyor.
Sonuç olarak, Bangladeş'te, iş kotası sistemine karşı süregelen protestolar, öğrencilerin daha adil bir kamu hizmeti sistemi talebiyle yoğun bir şekilde devam ediyor. Ayrıca şiddet olaylarının artması ve ölümlerin yaşanması, hükümetin ve güvenlik güçlerinin tutumunu yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Ulusal ve uluslararası kamuoyu ise Bangladeş hükümetinin bu taleplere nasıl yanıt vereceğini merakla beklemektedir.
Öğrencilerin kararlı duruşu, ülkenin geleceği için önemli bir dönüm noktası olabilir. Bangladeş'teki kota reformu protestolarının sona erdirilmesi için, hükümet ve öğrenciler arasında yapıcı bir diyalog süreci başlatılmalı ve güven artırıcı adımlar atılmalıdır. Bağımsız komisyonlar, hem şiddet olaylarını hem de kota sistemini gözden geçirmelidir. Ayrıca, adil ve şeffaf reformlar gerçekleştirilerek eğitim ve iş piyasası adaleti sağlanmalıdır. Uluslararası gözlemciler ve kuruluşlar süreci desteklemeli ve toplumda bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Bu adımlar, çatışmaların barışçıl bir şekilde sona erdirilmesine ve toplumsal barışın sağlanmasına katkıda bulunabilir.