TCG Kınalıada Korveti Katar'a Ulaştı

Japonya'dan dönen TCG Kınalıada Korveti, Katar'ın başkenti Doha’ya liman ziyareti gerçekleştirdi. TCG Kınalıada Korvetini Doha Büyükelçisi Dr. Mustafa Göksu, Tümgeneral Ertunç Ertufanlı, Katar Deniz Kuvvetleri Donanma Komutanı Tuğgeneral Hamad Al Saleh ve Katar Deniz Kuvvetleri Harekat Başkanı Tuğgeneral Ali Al Kahtani ile karşıladı.
Doha Limanı'na Demir Atan TCG Kınalıada'yı Büyükelçi Dr. Mustafa Göksu Karşıladı
23 Temmuz 2024

Türkiye Cumhuriyeti Doha Büyükelçiliği, TCG Kınalıada Korveti'nin Katar'ın Doha Limanı'na gelişi üzerine sosyal medya hesaplarından paylaşımda bulundu. Doha Büyükelçiliği, X (Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, "Büyükelçi Dr. M. Mustafa Göksu, 'Türkiye ile Japonya Arasındaki Diplomatik İlişkilerin Tesisi’nin 100’üncü Yıl Dönümü' ve 'Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya Seyri’nin 134’üncü Yıl Dönümü' kapsamında Japonya’dan dönüşünde Doha’ya liman ziyareti gerçekleştiren TCG Kınalıada (F-514) Korvetimizi Tümgeneral Ertunç Ertufanlı ve Katar Deniz Kuvvetleri Donanma Komutanı Tuğg. (Deniz) Hamad Al Saleh ve Katar Deniz Kuvvetleri Harekat Başkanı Tuğg. (Deniz) Ali Al Kahtani ile birlikte karşıladı" ifadesine yer verdi. 

Bugün Doha'ya varan TCG Kınalıada limanda 2 gün kalacak ve 25 Temmuz'da ayrılacak.

TCG Kınalıada 20 ülkeyi ziyaret edecek

14 Temmuz 1889'da, Ertuğrul Fırkateyni son yolculuğuna - Japonya'ya bir dostluk yolculuğuna - çıkmıştır. 19 Eylül 1890'da Japonya açıklarında bir tayfuna yakalanmış ve 500'den fazla denizci ve subayın kaybıyla sonuçlanan bir kazada batmıştır; 69 kişi kurtulmuştur. Bu trajedi, Türkiye ve Japonya arasındaki dostluğun bir dönüm noktası olarak anılmaktadır. Bu yıl aynı zamanda Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümünü de işaret etmektedir.

 

Bu nedenle, Türkiye'nin MİLGEM projesi kapsamında üretilen dördüncü gemi olan Ada Sınıfı Korvet TCG Kınalıada, İzmir'den Japonya'ya giden Osmanlı fırkateyni Ertuğrul'un yola çıkışının 134. yıl dönümünü ve Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin 100. yıl dönümünü anmak üzere Nisan ayında yola çıktı. Görevin amacı, Türk Deniz Kuvvetleri'nin görünürlüğünü artırmak, ulusal platformları tanıtmak ve 4,5 aylık yolculuk boyunca ziyaret edilecek ülkelerle ikili ilişkileri güçlendirmektir.

TCG Kınalıada; Japonya, Suudi Arabistan, Cibuti, Somali, Maldivler, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Tayland, Çin, Güney Kore, Filipinler, Singapur, Sri Lanka, Hindistan, Umman, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan ve Ürdün'e liman ziyaretleri gerçekleştirecek. 

Bu bağlamda, TCG Kınalıada'nın başlıca amaçları ise şu şekilde: 20 ülkede 24 liman ziyareti gerçekleştirmek, Türk misafirperverliğini göstermek ve dostluğu pekiştirmek için gemide resepsiyonlar düzenlemek, karşılıklı anlayışı artırmak için üst düzey yetkililerle toplantılar düzenlemek, ziyaret edilen ülkelerin deniz kuvvetleriyle birlikte tatbikatlar yaparak birlikte çalışabilirliği artırmak, zaten iyi kurulmuş ikili ilişkileri daha da derinleştirerek çeşitli alanlarda, özellikle savunma sanayiinde yeni işbirliklerine zemin hazırlamak.

Türkiye ve TCG Kınalıada

Türkiye, önemli ticaret yollarının kesiştiği bir noktada yer almakta olup, bu önemli coğrafi konum, çeşitli pazarlara benzersiz erişim sağlamakta ve uluslararası ticaret yolları ve ekonomik büyümeyi kolaylaştırmaktadır. Bu benzersiz konum aynı zamanda, bölgesel ve uluslararası istikrar için bağlantıları teşvik ederek jeopolitik ve kültürel değişimlerdeki önemini vurgulamaktadır. Türkiye'nin bulunduğu bölge, dünyadaki en yoğun çatışmaların, siyasi krizlerin ve karşılaşmaların yaşandığı coğrafyadır. Rusya-Ukrayna Savaşı, Gazze'deki katliamlar, Suriye'deki kriz, Libya... Hepsi hemen yanı başımızda cereyan etmektedir.

Türkiye, yıllardır önündeki engellere rağmen tüm bu çatışmaların ortasında bir istikrar sembolü gibidir. Türkiye sadece kendi istikrarını ve iç barışını korumakla kalmayarak, aynı zamanda bölgesinde çatışmaları sona erdirmek ve bir barış ve huzur iklimi sağlamak için de çaba gösteriyor.

Doha Büyükelçiliğinin bugünkü karşılamaya ilişkin basın bülteninde ise Türk donanması şu şekilde anlatılıyor:

"Türkiye, üç büyük denizle çevrili bir ülkedir. Bu nedenle, güçlü bir donanmaya sahip olmak bizim için bir zorunluluktur. Bu bağlamda, Türkiye sadece ekonomik ve politik açıdan değil, aynı zamanda askeri ve savunma açısından da güçlü olmalıdır. Türkiye, savunma sanayiinde yerli ve milli karaktere özel bir odaklanma ile kendine yeterlilik sağlamıştır. 2000 yılında savunma sanayiinde Türkiye'nin yerli üretim oranı yüzde 20'nin altındayken, 2023'te yüzde 85'e yükselmiştir. Türkiye, gemilerin inşasını ve yapımını gerçekleştirmenin yanı sıra, bu gemilerde ihtiyaç duyulan sensörleri, faydalı yükleri, silahları ve mühimmatları da yerli olarak üretebilmektedir. Ayrıca, Türkiye son on yılda 185 ülkeye 230 farklı savunma ve havacılık ürünü ihraç etmiştir. SSB liderliğinde, Türk şirketleri son yirmi yılda özellikle deniz platformlarının tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi konusunda önemli yetenekler kazanmıştır."

Hızlı devriye botlarından korvetlere kadar çeşitli platformlarla, Türk tersaneleri tarafından tasarlanan ve inşa edilen deniz platformları, 12 farklı ülkede operasyonel olarak kullanılıyor. Büyükelçilik TCG Kınalıada hakkında da, "Aslında, TCG Kınalıada Korveti, gemi tasarımı ve yüksek kaliteli inşaat mühendisliği ile ulusal silahlar ve savaş yönetim sistemlerindeki yetkinliğimizin önemli bir örneğidir" ifadesinde bulunuyor. 

TCG Kınalıada Korveti, MİLGEM Ada Sınıfı Korvetleri arasında en yüksek yerli içerik oranına sahiptir. TCG Kınalıada Korveti'nin inşası, MİLGEM programının bir parçasıdır. MİLGEM, Türkçe 'Milli Gemi' kelimesinden türetilmiştir ve korvetlerden muhriplere kadar değişen, yerel olarak tasarlanmış, inşa edilmiş ve donatılmış yüzey muhariplerini edinmeyi amaçlayan bir programı tanımlamaktadır. Türkiye'nin MİLGEM savaş gemisi projesi, Türkiye'ye büyük onur ve prestij kazandırmıştır.

 

Türkiye ve Katar'ın savunma sektöründe işbirliği

Türk TCG Kınalıada korvetinin Katar Limanı'na gelişi, askeri bir ziyaretten çok daha fazlasını simgeliyor. Bu ziyaret, iki ülkeyi barış, güvenlik ve karşılıklı refah arayışında bir araya getirerek, derin ve kalıcı bağların ve dayanışmanın bir kanıtı olarak gösteriliyor. Türkiye ve Katar, ortak değerlere, ortak hedeflere ve bölgesel istikrara yönelik derin bir bağa sahip. Savunma sektöründeki işbirliği bu kalıcı ortaklığın parlak bir örneği olarak duruyor.

Doha Büyükelçiliği'nin bu konudaki açıklaması ise, "Kriz zamanlarında Türkiye ve Katar yan yana durarak destek ve dayanışma gösterdi. İster insani yardım, ister afet yardımı, isterse diplomatik çabalar yoluyla olsun, uluslarımız sürekli olarak birbirlerini destekleme ve daha büyük bir iyilik için birlikte çalışma isteğini ortaya koymuştur. Bu dayanışma ruhu ilişkimizin temel taşıdır ve önümüzdeki yıllarda da ortaklığımıza rehberlik etmeye devam edecektir. Türkiye ile Katar arasında denizcilik alanındaki örnek dayanışmanın örneklerinden biri de MİLGEM TCG Burgazada'nın 2 yıl önce Doha'ya yaptığı ziyaretti. TCG Burgazada, 2022 Dünya Kupası'nda Katar'ın emniyet ve güvenliğine başarıyla katkıda bulundu. Dünyada milli yeteneklerini kullanarak savaş gemisi inşa edebilen, tasarlayabilen ve bakımını yapabilen 10 ülkeden biri olan Türkiye, Katar'la savunma sanayiinde ortaklığın geliştirilmesi konusunda gerekli iradeyi paylaşıyor. Katar'la bu sektördeki işbirliğimiz son on yıldır hızla büyüyor ve gelecek vaat ediyor" şeklinde. 

Doha Uluslararası Deniz Savunma Fuarı (DIMDEX) Konferansı, Türkiye ile Katar arasındaki işbirliğini derinleştirmek için önemli bir buluşma noktası. 21-23 Mart'ta Doha'da düzenlenen son DIMDEX Konferansı'nda bir Türk tersane şirketi, Katar kıyılarını korumak için 17 adet yüksek hızlı sahil güvenlik botu inşa etmek üzere anlaşma yaparken, bir diğer şirket ise iki adet "Yüksek Hızlı Sahil Güvenlik Botu" tedariki için sözleşme imzaladı. 

Aynı şekilde, ASELSAN üretimi 2 adet 12,7 mm STAMP uzaktan silah sistemi ve MBDA Mistral-3 Kısa Menzilli Hava Savunma Füze Sistemi ile silahlandırılacak 4 adet hızlı devriye botunun teslimatı için Mutabakat Zaptı imzalandı.

 

Geçtiğimiz günlerde bir Türk firmasının, "hızlı taarruz gemisi" olarak bilinen iki adet yüksek hızlı hücum botunu Katar'a teslim ettiğine, üçünün de üretimde olduğuna tanık olduk.

Son olarak bir Türk tersane şirketi, Katar Donanması'na 4 adet Çıkarma Gemisini 22 ay içerisinde başarıyla tamamladı.

Doha Büyükelçiliği, açıklamanın sonunda ise şu ifadeleri kullandı:

"Türk korveti Doha'daki limana uğrarken, uluslarımızın korunmasında deniz güvenliğinin kritik önemini hatırlatıyoruz. Denizler ekonomilerimizin can damarı, ticaretimizin yolları ve güvenliğimizin sınırlarıdır. Türkiye ve Katar, ortak deniz tatbikatları ve operasyonları aracılığıyla sadece bu hayati su yollarını korumakla kalmıyor, aynı zamanda daha geniş bölgenin istikrar ve güvenliğine de katkıda bulunuyor. Tüm bu deneyim paylaşımı, Katar'ın bölgesel suları koruma, devriye gezme, deniz korsanlığıyla mücadele, asimetrik savaş, arama kurtarma misyonları ve afet yardım operasyonlarına katkı sağlayacak. Bu noktada Türkiye, güvenlik ve savunma yeteneklerinin artırılması konusunda her zaman Katar'ın yanında olacaktır."