Uzmanlar: Sosyal Medyanın Asıl Amacı İfade Özgürlüğü Değil, Para Kazanmak
"Sosyal medya şirketleri ülke egemenlikleriyle çatışıyor" başlıklı dosya haberin beşinci bölümünde, uzmanların, sosyal medya platformlarının işleyişi, amaçları ve hükümetlerin platformları nasıl yönetmesi gerektiği konularındaki görüşlerine yer verildi.
Teknolojinin hızlı gelişimi, iletişim ve bilgi paylaşım biçimlerini kökten değiştirerek, sosyal medya kullanımını dünya genelinde yaygın hale getirdi.
Bugün 5 milyardan fazla kişinin kullandığı anlık ve küresel bilgi akışı sunan sosyal medya platformları, ulusal yasalar ve egemenlik hakları gibi konularla hükümetlerle çatışma halinde olması nedeniyle eleştirilere de hedef oluyor.
Kuzey Karolina Üniversitesinden Lorcan Neill yaptığı açıklamada, sosyal medya platformlarında yapılacak düzenlemelerin gündemde olan çetrefilli sorunlardan bir tanesi olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği (AB) tarafından kabul edilen Dijital Hizmetler Yasası'nı örnek gösteren Neill, bu yasanın, sosyal medya platformlarını, algoritmalarının nasıl çalıştığını ve kullanıcılara nasıl farklı içerikleri gösterdikleri konusunda şeffaf davranmaya zorladığını belirtti.
Neill, "Platformların asıl amaçları gelir elde ederek para kazanmak, iddia ettikleri gibi küresel olarak ifade özgürlüğünü sağlamak değil" dedi.
Bu durumun benzer bir örneğinin Brezilya'da yaşandığını söyleyen Neill, Amerikalı milyarder Elon Musk'ın Brezilya'da hükümete karşı çıktığını hatırlattı.
Nihayetinde Musk'ın "ticari amaçlar doğrultusunda" geri adım atarak, Brezilya mahkemesinin taleplerini yerine getirdiğini söyleyen Neill, bu sayede ülkede X'in yeniden kullanıma açıldığını belirtti.
Neill ayrıca bu platformların özel şirketler olduğu için reklam ve gelir elde etmeye dayalı algoritmalar kullandığını söyledi.
Ekonomik kaygı güden özel şirketler
İsveç'in Malmö kentindeki Lund Üniversitesinden Siyaset ve Veri Bilimci Michael Bossetta ise sosyal medya platformlarının özel şirketler olduğunun altını çizerek, "Bu platformlar, yasaları çiğnemediği sürece para kazanmak için elinden geleni yapacaktır" dedi.
Bossetta, platformların faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki yasalara uyma zorunlulukları olduğunu belirterek, "Aynı durum AB için de geçerli. AB düzenlemeleri belirler, şirketler bunlara uymazlarsa para cezasına çarptırılır. Her türlü özel işletmede hukuk bu şekilde işler" diye konuştu.
"Sessiz güç"
Sosyal medya platformlarını "sessiz güç" olarak tanımlayan Bossetta, "Bu platformlar hem görünmez hem de aynı zamanda çok etkilidir. Görünmezler çünkü, kullanıcılara ulaşan içerikleri filtreleme yöntemlerini anlamak çok zor. Ancak aynı zamanda çok da etkililer çünkü bir içeriği belki de milyonlarca kişiye gösterebilirler" yorumunu yaptı.
Bossetta, "Her şeye algoritmalar karar veriyor ve bunlar birbiri üzerine inşa ediliyor. Bu yüzden bir kullanıcıdan o içeriği gören son kullanıcıya kadar net bir çizgi görmek zor" dedi.
Bu platformların kamuoyunu etkilemesi konusunda ise Bossetta, bunun somut olmadığını ve bu nedenle "ölçülemeyeceğini" söyledi.
Sosyal medya platformlarına düzenlemeler
Bossetta, sosyal medya platformlarının "düzenlenmesinin zor" olduğuna dikkati çekerek, "Pek çok hükümet yetkilisi teknolojiyi anlamıyor. Birçok akademisyen bile teknolojiyi anlamıyor. O halde neyi, nasıl düzenleyeceğiz ve bunun olması gerektiğine karar versek bile bunu nasıl yapacağız?" diye konuştu.
Öte yandan ABD'deki Syracuse Üniversitesinden sosyal medya uzmanı Jennifer Stromer-Galley de sosyal medya platformlarının hükümetler eliyle düzenlenmesinden yana olduğunu ifade ederek, "Sağlıklı bir toplumsal ortamın oluşmasına yardımcı olmak için, (sosyal medya platformlarının) hükümet düzenlemelerine ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Demokrasimizin geleceği için bu gerekli" dedi.
Sosyal medya platformlarının seçimlere etkisi
Stromer-Galley, X sosyal medya platformunun Elon Musk tarafından satın alındıktan sonraki dönemini de değerlendirdi.
Musk’ın, X’i satın aldıktan sonra platformun içerik denetleme politikalarının sorumlu ekibi kovduğunu belirten Stromer-Galley, Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump'ı açık bir şekilde destekleyen Musk'ın "seçimleri etkileme niyeti" olduğunu öne sürdü.
Stromer-Galley, medya şirketlerinin ve yöneticilerinin daha önceden de siyasi kampanyalara karıştığını, lobicilik ve kampanya faaliyetlerinin "perde arkasında yürütüldüğünü" kaydetti.
Bu durumun ABD'de yasal olduğunu ifade eden Stromer-Galley, Musk'ın diğerler sosyal medya yöneticilerinden farklı olarak açık ve net bir şekilde siyasi faaliyetlerini yürüttüğünü belirtti.