Haritalar, Oryantalizm ve Siyonizm

Oryantalistler tarafından Siyonist emellerle oluşturulan haritaların kolonizasyon sürecindeki rolünü, araştırmacı Ahmet Faruk Asa, Fokus+ için kaleme aldı.
Ahmet-Faruk-Asa.jpg
Haritalar, Oryantalizm ve Siyonizm
26 Haziran 2024

Haritalar, yalnızca coğrafi bilgileri değil, aynı zamanda ideolojik ve politik değerleri de ifade eder. Ulusal ve yerel duygu ve beklentilerin somut çıktıları olan haritalar, siyasi ve sosyal normlar tarafından şekillendirilir ve bilgi üretirler. Bu nedenle, özellikle çatışma bölgelerinde stratejik bir öneme sahiptir ve bir halkın varlığını haritalardan silmek, tarih sahnesinden silmek için bir araç olarak kullanılabilir. Haritalar onu oluşturanın niyetlerini ve değerlerini gösteren yorumsal bir eylemdir. Haritalama politikası ise yalnızca neyin haritalandığında değil, aynı zamanda nasıl haritalandığında yatar. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmada haritaların nasıl kullanıldığını, oryantalist düşüncenin bu haritaları nasıl şekillendirdiğini ve Siyonist hareketin bu haritaları nasıl değerlendirdiğini anlamak için bu konuya daha yakından bakmak gerekmektedir. 

Herhangi bir harita, bize ideolojiler hakkında pek çok şey söyleyebilir. Konu Filistin-İsrail olduğunda ise haritalar tek bir zemin üzerinde işgal sürecini gözlemleyebildiğimiz pek çok alan, işaret barındırır. 

Sömürgecilik ve haritalar 

Sömürge idarecileri, haritaları sömürge bölgelerini yönetmek ve halkı gözetlemek amacıyla kullanmışlardır. Bu haritalar, bölgeleri kategorize ederek kontrol etmeyi amaçlayan sömürgeci düşüncenin bir tezahürüdür. Haritalar, doğal kaynakların keşfi ve stratejik yerleşimlerin planlanması gibi amaçlar için de kullanılmıştır. Parmak izi alma, nüfus sayımı ve kameralarla gözetleme gibi yöntemler, sömürgecilik ile kayıt altına alma arasındaki ilişkiyi gösterir. Modern zamanlarda ise, İsrail'in Filistinliler üzerindeki politikaları, bu tür gözetim yöntemlerinin bir devamı olarak görülebilir. İsrail'in Filistinlilere yönelik politikalarında da görüldüğü gibi, kayıt altında tutma ve gözetim, modern kolonizasyonun temel unsurlarıdır. 

 

Sömürgeciler, haritaları kullanarak yerel halkı ve uluslararası toplumu, sömürgeciliğin meşruiyetini ve haklılığını savunmada bir araç olarak kullanmışlardır. Haritalar ile sömürgecilik arasındaki ilişkinin çok yönlü olduğunu belirtmekte fayda var. Sömürge haritaları, keşfedilen toprakların coğrafi özelliklerini kaydetmek, yerleşim bölgelerini kaydetmek ve kaynakları tanımlamak için kullanılıyor. Bu sayede, kolonilerin stratejik yerleşimleri planlanıyor ve kaynakların kontrolü sağlanıyor. Sömürgeciler bu haritalar ile toprakları nasıl idare edeceklerini ve sınırları nasıl çizeceklerini belirliyor. 

Sömürgecilerin haritaları kendi çıkarları bağlamında değerlendirmesinin önemli bir tezahürü de kültürel ve ideolojik etkidir. Haritalar, kendi kültürel ve ideolojik bakış açılarını yansıtmak ve yerel halkın coğrafi bilgilerini ve kültürel kimliğini değiştirmek veya bastırmak için de kullanılmıştır. 

Sadece Filistin değil, oryantalistlerin hedefindeki Hindistan ve Afrika da bu projeksiyondan nasibini almıştır. Hindistan’ın manda idaresi altında yönetilmesinin ve koloni haline gelmesinde bölgeye dair yapılan kayıt alma faaliyetlerinden biri olan haritalama ve nüfus bilgileri, İngiltere için coğrafyayı gözetim altında tutmanın araçları olmuştur. Sömürgecilik ve yerleşimci sömürgeciliği üzerine yazılar, İngiliz sömürgecilerinin Afrika'nın sömürgeleştirilmesini kolaylaştırmak için ilk Afrika haritasının nasıl oluştuğunu gözler önüne seriyor. 

Oryantalistlerin Filistin haritaları 

19. yüzyılda, oryantalistler Filistin’de harita çalışmalarına yoğunlaşmışlardır. Edward Robinson (1794-1863), Carl Ritter (1779-1859), Heinrich Kiepert (1818-1899), Conrad Schick (1822-1901), Titus Tobler (1806-1877), Victor Guerin (1821-1891), Claude Conder (1848-1910), Charles Warren (1840-1927), Herbert Kitchener (1850-1916) gibi isimler, başta Kudüs tarihi ve coğrafyası olmak üzere bölge üzerine geniş çaplı çalışmalar yapmış ve haritalar hazırlamışlardır. Bu haritalarda antik alanların, harabelerin, köylerin, kuyuların, türbelerin, pınarların, kalelerin ve nehirlerin ayrıntılı bir coğrafi araştırmasının karşılıklarını görüyoruz. Bu haritalar, sadece entelektüel zenginlik için değil, aynı zamanda Siyonist hareketin Filistin bölgelerinin Arapça isimlerini Kitab-ı Mukaddes’teki isimlerle değiştirilmesinin önünü açmak için de kullanılmıştır. 

Herbert Kitchener ve Claude Conder'in hazırladığı Filistin haritası 

 

Mezkur isimlerin hazırlamış olduğu haritalar ve diğer çalışmaların birbiriyle oldukça yakın tarih aralığında özellikle de 1850 ile 1880 arasında yoğunlaştığını görüyoruz. Bu tarih aralığı aynı zamanda Yahudilerin Filistin’e kitlesel göçünün çok kısa bir zaman öncesine tesadüf ediyor. Oryantalizmin ve Siyonizmin dirsek teması çok kısa zamanda bölgede Yahudiler adına kolonileşmeyi de beraberinde getirecektir. 

Conrad Schick'in hazırladığı Kudüs haritası

 

Victor Guerin tarafından hazırlanan Filistin haritası 

 

Filistin Keşif Fonu (Palestine Exploration Fund) 

İngiltere'nin Filistin Keşif Fonu (Palestine Exploration Fund), 19. yüzyıl boyunca Filistin’de keşif ve araştırma çalışmaları yapmış, bölgenin coğrafi, arkeolojik ve tarihî yapılarını incelemiş ve belgelemiştir. Bu belgeler, Siyonistlerin askeri stratejilerinde önemli kaynaklar olmuştur. Siyonistler, keşif fonunun misyonunu genişleterek devam ettirmiş, arkeolojik bulguları çarpıtarak Yahudi varlığını güçlendirmek için kullanmışlardır. Filistin Araştırma Fonu’nun ilk sayısında yer alan “İncil’i Açıklamak Amacıyla Kutsal Toprakların Gelenek ve Görenekleri” başlığı, 1869 yılında yayın hayatına başlayan derginin ilk sayfasının kapağını süslüyordu. Oldukça açıklayıcı olan bu başlık, Oryantalistlerin bu araştırmaları yaparken motivasyonlarının neler olduğunu da gözler önüne sermiştir. 

Siyonizmin oryantalist haritaları kullanma biçimi 

Filistin Araştırma Fonu'nun haritaları sayesinde Siyonist hareket, bir yandan Filistin coğrafyası ve tarihine ilişkin büyük bir araştırma ve kazı yapma, bir yandan da yer isimlerini değiştirmek gibi radikal adımlar için zemin bulmaya başlamıştı. Siyonist hareket, Filistin'in coğrafyası ve tarihine ilişkin kapsamlı araştırmalar yaparak ve yer isimlerini değiştirerek, bölgenin kolonileşmesini kolaylaştırmış oldu. Hazırlanan haritalar ise, Yahudi yerleşimcilerin yerleşim yerleri seçme ve planlama süreçlerinde rehber oldu. Bu haritalar, ayrıca Siyonistlerin İsrail’e giden yolda propaganda ve uluslararası lobi faaliyetlerinde aktif biçimde kullanılmıştır. Siyonist gruplar, Filistin'deki etnik temizliği ve yerleşimci politikalarını güçlendirmek için oryantalist haritaları da askeri teçhizatlar gibi işgal aparatı olarak değerlendirmiştir. 

Oryantalist haritaların bir diğer kullanım amacı da yerleşim ve güvenlik stratejilerinin belirlenmesi olmuştur. Sahadaki coğrafi ve demografik gerçekleri değiştirmeyi, toprakları kontrol etmeyi, Filistinlileri oradan sürmeyi, geri dönüşlerini engellemeyi ve Filistinlilerin kaldığı bölgeleri Yahudileştirmeyi amaçlayan politikalar için bu haritalar kılavuzluk vazifesi görmüştür. 

Yahudi Ulusal Fonu (Jewish National Fund) 

Yahudi Ulusal Fonu, Filistin topraklarını ele geçirmek ve satın almak amacıyla kurulmuş ve Filistin'deki tüm şehirlerin, köylerin ve bölgelerin ayrıntılı bir kaydını oluşturmuştur. Bu kayıtlar, köylerin coğrafi konumu, nüfusu, doğal kaynakları ve sosyal yapısını içeren dosyalarda toplanmıştır. Bu detaylı bilgiler, Siyonist grupların köylere yönelik stratejik planlamalarında etkili olmuştur. Köylere ve kasabalara dair ayrıntılı bilgilerin varlığı, Siyonist grupların köylere yönelik uygulamalarına da yansımıştır. Yüzlerce köy, 1940’lı yıllarda Dalet Planı kapsamında ortadan kaldırılırken, köylerin coğrafi detayları işgal kuvvetlerinin stratejilerine yön vermiştir. 

Haritalara yönelik yeniden artan ilgi 

1970’li yıllar itibarıyla İsrail’in haritalara yönelik ilgisi yeniden hararetlenmiştir. Altı Gün Savaşları’nın ardından İsrail’in Yahudi yerleşim alanlarının çoğaltılması ve geniş alanlara yayılmasına dair politikaları, haritaların kullanımını da oldukça artırmıştır. Siyonist idareciler, coğrafyanın bu denli değişime uğrayacağı bir süreç için toprak ve nüfus üzerinde mutlak bir otorite inşa etmeleri gerektiğini düşündüler. Yahudi Ulusal Fonu’nun ilk çalışmalarında olduğu gibi mezkur yıllarda haritaların üzerine yeniden bir yoğunlaşma oldu. 

Yeni güvenlik denklemi, yerleşimler ve doğal kaynaklar dediğimizde esas olarak İsrail için yeni bir ekonomik gelişim süreci ve altyapı faaliyetlerine olan ihtiyaç artmıştır. Bu süreçte, yeni sanayi bölgeleri, ulaşım ağları ve enerji projelerinin planlanması için detaylı haritalar kullanılmıştır. Haritalar, altyapı yatırımlarının yer seçimi, planlama ve uygulama aşamalarında kritik bir rol oynamıştır. Bu sebeplerden ötürü, İsrail'in 1970'lerden sonra haritalara olan ilgisi artmış ve haritalar stratejik, güvenlik, ekonomik ve çevresel kararların alınmasında önemli bir araç haline gelmiştir. Bilhassa “İsrail Haritalama Merkezi”nin faaliyetleri İsrail’in son 50 yılındaki harita çalışmalarına yön vermiş ve politikalarına etki etmiştir. 

Oslo Anlaşmalarına haritaların etkisi 

Filistin-İsrail meselesinin son yıllardaki en büyük kırılma alanlarından biri olan Oslo Anlaşmaları da harita politikalarının müşahede edildiği başlıklardan biridir. Batı Şeria’nın A, B, C olarak bölgelere ayrılması İsrail Haritalama Merkezi’nin çizdiği sınırlar içinde karara bağlanmıştır. Oslo Anlaşmaları sırasında ve sonrasında, İsrail Haritalama Merkezi’nin sağladığı coğrafi veriler, İsrail'in güvenlik ihtiyaçlarının ve stratejik hedeflerinin belirlenmesinde yardımcı olma niteliği taşımıştı. 

 

Özellikle Batı Şeria'daki askeri ve sivil kontrol bölgelerinin planlanmasında bu verilerden faydalanılmıştır. Sonuç olarak İsrail Haritalama Merkezi, Oslo Anlaşmaları sürecinde sağladığı ayrıntılı ve hassas haritalar ve coğrafi verilerle, müzakerelerin teknik ve lojistik temelini oluşturdu. İsrail Haritalama Merkezi’nin haritaları, Filistinlileri doğal kaynaklarından yoksun coğrafi bir izolasyonla karşı karşıya bıraktı. Haritaların sömürgeleştirmedeki değerlendirilmeleri geçmişte kalmış gibi gözükse de Oslo Anlaşmaları sürecindeki İsrail politikalarından da görüyoruz ki, günümüze değin ulaşan bir sömürge aracı olarak kullanılmaya devam ediyor. 

Sonuç – Haritalar Siyonist emeller için kullanıldı 

Haritalar, oryantalizm ve Siyonizm bağlamında stratejik bir araç olarak kullanılmış, Filistin topraklarında kolonizasyon sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Haritaların bu amaçlarla kullanımı, bir halkın varlığını ve kültürel kimliğini yok sayarak, bölgenin tarihsel ve coğrafi yapısını değiştirmeyi amaçlamıştır. Bu süreç, İsrail-Filistin çatışmasının temel dinamiklerinden biri olarak günümüzde de devam etmektedir.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.