Rusya Savunma Bakanlığı’nda Değişim Ne Anlama Geliyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, savunma bakanı Sergey Şoygu'yu görevden alarak büyük bir kabine değişikliğine gitti. Yeni atamalar, Rusya'nın savunma politikalarında ve savaş ekonomisinde önemli değişikliklerin sinyalini veriyor. Rusya’nın stratejik hamleleri ve Ukrayna savaşının getirdiği mali zorluklarla başa çıkma çabalarını Prof. Dr. Salih Yılmaz Fokus+ için kaleme aldı.
Salih Yılmaz
Rusya’da Savunma Bakanlığında Değişim Ne Anlama Geliyor Salih Yılmaz.jpg
24 Mayıs 2024

Şoygu değişimi neden yapıldı?  

Rusya’da beşinci dönem için yemin eden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Savunma Bakanı Şoygu’yu görevden alarak Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliğine atadı. Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve eski Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patrushev'in yeni görevleri aslında bir değişimden çok Putin’in askeri anlamda yeni politikasının da göstergesidir.  

Rus lider Putin'in yeniden seçildikten sonraki ilk adımının seferberlik olması bekleniyordu. Rus lider bunun yerine Başbakan Yardımcısı ve uzun süredir ekonomi danışmanı olan Andrey Belousov'u savunma bakanı olarak atadı. 

Rusya’da savunma ve güvenlik kurumlarındaki son değişiklik, Putin'in son 15 yıldaki en büyük hükümet değişikliği oldu. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi, Rusya ve Putin açısından risklerin çok yüksek olduğu bir dönemde Rus ekonomisinin verimli bir şekilde işlemesini sağlama ihtiyacı oluştu. İkincisi ise Sergey Şoygu liderliğindeki ordunun Ukrayna'da gerçekleştirdiği savaşta beklenen sonuçları elde edememesidir. Şu anki atanma fiili bir görevden alma anlamına geliyor. 

Rus ekonomisi, savaş ekonomisine uyum sağlamak mı istiyor? 

Rusya’da yeni atamalar dünya kamuoyunda Rusya'nın Ukrayna'daki savaşın artan maliyetlerini azaltma girişimi olarak görülüyor. Rusya, yalnızca 2024 yılı için Ukrayna’daki savaşa 117 milyar dolar ayırdı. Savaş ekonomisi, Rusya’yı zorluyor. Uluslararası araştırmalara göre Rusya'nın GSYİH'sının %7,5'inin askeri-endüstriyel harcalamalara gittiğini gösteriyor. Resmi Kremlin tahminleri bu rakamın %6,7 olduğunu gösteriyor. Bu oranlar Rusya’nın silah sanayisi ve savaş ekonomisini dizginlemesi ve denetlemesi anlamına da geliyor.  Yevgeny Prigozhin liderliğindeki Wagner grubu kurulduğunda her ne kadar para kazanıyormuş gibi gözükse de zamanla paralı askerler de Rus ekonomisine büyük yükler getirmeye başladı. Bu para savaşında Prigozhin'in Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov'a yönelik doğrudan suçlamaları basında sıkça yer aldı. 

Prigozhin'in suçlamaları ve Ukrayna’da yeterli ilerleme olmaması sonrası oklar Savunma Bakanına ve Genelkurmay Başkanına döndü diyebiliriz. Savunma Bakanlığı içerisinde birçok general ve asker, yolsuzlukları ihbar etmeye veya birbirini şikâyet etmeye başladılar. Timur Ivanov'un da bulunduğu bazı generaller veya bakan yardımcılarının tutuklanması da aslında bu ihbarlar üzerine gerçekleşti. Kısa bir süre sonra, diğer iki savunma bakan yardımcısı da istifa etti. 

Belousov’dan ne bekleniyor? 

Rusya’da savunma bakanlığı pozisyonuna Belousov gibi bir ekonomistin atanması, Putin'in savaşa uzun vadeli hazırlandığını gösteriyor. Bu hazırlanma Rusya’nın bunu istediğinden çok ABD-İngiltere öncülüğündeki Batı koalisyonunun Ukrayna’daki savaşı uzun süre devam ettireceklerine yönelik öngörüden kaynaklanmaktadır. Rusya’ya göre Ukrayna'daki çatışma meşakkatli bir yıpratma savaşına dönüştü. Avrupa'nın Kiev'e yönelik ortak askeri destek stratejisi 2025 ortasına kadar sonuç vermeyecek olsa da Almanya ve Fransa liderliğinde askeri yardımlarının planlı hale getirileceği öngörüsü var. Amerikan yardımı muhtemelen Ukrayna'nın ayakta kalmasına yardımcı olsa da zafer getirmeyecek, Rusya’yı askeri anlamda yıpratacaktır. Rusya, GSYİH'nın %7,5'inin askeri ihtiyaçlara ayırmasına rağmen Ukrayna’da kesin bir zafer elde edemedi. Rusya’nın Harkov cephesini açmasının en büyük nedenlerinden birisi de Donbas ve çevresinde ilerlemenin durmasına bağlı Rusya’da eleştirileri azaltmaktır. 

Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov şimdilik görevinde kaldı. Ancak ekonomist bir savunma bakanıyla ne kadar süre birlikte çalışabileceği bilinmiyor. Rusya'nın yeni savunma bakanı Belousov, askere alındığında bile hiçbir zaman orduda görev yapmadı. Eleştiriler ve yorumlara rağmen Savunma Bakanının görevi bütçe konularını ve orduya kesintisiz silah tedarikini denetlemek olduğundan bu bir dezavantaj olarak değerlendirilemez. Savunma Bakanlığına askeri lojistiği yöneten bir ekonomistin atanması mevcut askeri ekonominin verimliliğini en üst düzeye çıkarmak istenildiğinin bir işaretidir.  

Belousov'un savunma bakanı olarak atanmasında Rusya'nın askeri bütçesini fonlarken oynadığı rol etkili oldu. Belousov bunu çeşitli vergilendirme programları aracılığıyla yaptı. En büyük başarısı, daha önce büyük ölçüde İran ithalatına dayanan Rusya'nın insansız hava aracı programını teşvik etmesiydi. Bu program, büyük oranda başarılı oldu. Bu başarı Putin'in Batı ile silahlanma yarışını kazanmaya öncelik vermeye karar vermesinde etkili oldu. 

Rusya, Sovyet usulü savaş ekonomisine mi dönüyor? 

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya'nın savunma bakanlığına bir ekonomistin atanması, Rusya'nın bir kez daha Sovyet dönemindeki askeri harcama seviyelerine yaklaşma yolunda ilerlediği yönündeki politikalara dikkat çekti. Sovyetler Birliği'nin Batı ile silah yarışına girerek ekonomisini bu endüstriye yönlendirmesi SSCB’nin dağılması ile sonuçlanmıştı. Belousov gibi bir sivil ve ekonomisti savunma bakanı olarak atamak, Rusya'nın kontrolden çıkan askeri harcamaların ve yaygın yolsuzluğun giderek tehlikeli hale geldiğini de düşündürüyor. Bu atamalar, zamanında yapılmış bir hareket olarak nitelendirilse de sonuçlarını görmeden bu konuda kesin yargıya varmak mümkün olmayacak. Rus ekonomisinin tıpkı SSCB’de olduğu gibi savaş ekonomisine yönlendirilmesi kolay olmayacağı gibi yıllardır Şoygu ile çalışan askeri bürokrasinin bu sürece direnmesi de mümkündür. 

Rusya’nın savaş ekonomisine yönelmesi Batı’nın da Ukrayna’daki savaşta yeni taktikler üretmesine neden oluyor. Ukrayna ordusu son dönemde Rus ekonomisini besleyen petrol rafinerileri, doğalgaz santralleri gibi stratejik tesisleri vuruyor. Son 1 aylık saldırılarda Rus enerji altyapısının %14’ü zarar gördü. Bu saldırılar şimdilik küçük gibi görünse de eğer Ukrayna saldırılarını artırırsa Rusya açısından hem ekonomik hem de toplumsal bir kaosa neden olabilir.  

Dünyaya petrol ve doğalgaz satan Rusya’nın kendi insanına veya şehirlerine bile petrol-gaz veremeyecek duruma gelmesi iç kargaşayı tetikleyecektir. Ayrıca ekonominin büyük çoğunluğu petrol-gaz satışına bağımlıdır. Rusya’ya ait Karadeniz, Baltık, Arktik bölgelerindeki petrol-doğalgaz santrallerini vurulması demek Rusya’dan bu ürünü almak isteyen ülkeleri de diğer alternatiflere yönlendirecektir. Rusya’nın Karadeniz üzerinden petrol ihracatının durması Kazakistan gibi Rusya ile ortak petrol satan ülkelerin başka alternatiflere yönelmesine neden olacaktır. Rusya’ya doğalgaz satan Türkmenistan veya Özbekistan gibi ülkeler kendi gazlarını başka yollar üzerinden satacaktır. Bu durum Rusya’nın SSCB dağıldıktan sonra kurduğu yeni enerji politikasının işlememesi anlamına gelir.  

Rusya, Ukrayna’daki savaşta Ukrayna’ya ait ağır sanayi fabrikalarını, elektrik santrallerini vurdu. Bu durum Ukrayna’yı Batı’ya bağımlı hale getirdi. Ukrayna ise Rusya’ya ait enerji santralleri ve ağır sanayiyi vuramadı. Çünkü Batı’nın sağladığı silah desteği bunları vurabilecek kapasitede değildi. Ancak şimdilerde Rus enerji santrallerine yapılan Ukrayna saldırılarının önemli etkileri olduğu görülüyor. Her ne kadar bu saldırılar İHA saldırıları gibi küçük zararlar veren yöntemlerle yapılsa da zamanla güçlenirse etkileri ekonomik olarak hissedilebilir. Rus enerji santralleri ve silah fabrikalarının uzun menzilli füzelerle vurulması Rusya açısından ağır sonuçlar doğurabilir. Ukrayna saldırılarının zamanla Rus merkezi altyapı sistemlerini de hedef alacağına dair son dönemde söylentiler var. Rusya’da alt yapı SSCB’den kalma düzen nedeniyle merkezi sistem üzerinden yürütülmektedir. Yani sıcak su, ısınma, elektrik vb. düzen tek merkezi sistemle kurgulanmıştır. Ukrayna saldırıları Moskova, Petersburg, Rostov gibi büyük şehirlerin bu merkezi istemini hedef alması halinde krizin etkilerinin halk tarafından da hissedilmesi mümkün olur ki bu durum Rusya içerisinde de Ukrayna savaşının tartışılmasına neden olacaktır. 

Çin, Ukrayna’daki savaştan yararlanıyor mu? 

Rusya, Batı pazarlarından ve teknolojilerinden daha da izole oldukça kendisini Çin’e yakın hissetmeye başladı. Bu yakınlaşmada Çin’den askeri teknoloji transferi yapma isteğinin de bir etkisi var. Fakat Çin, Rusya’nın izole durumunu avantaja çevirerek başta doğalgaz olmak üzere Rusya’nın sahip olduğu doğal kaynakları 1/3 fiyatına almaya çalışıyor. Çin bunu yaparken Rusya’ya ait askeri teknolojileri de kopyalamayı amaçlıyor. Rusya-Çin arasında Ukrayna’daki savaş nedeniyle zorunlu bir iş birliği doğmuşsa da arka planda bir rekabet ve strateji de işliyor. 

Rusya-Çin arasındaki zorunlu iş birliği bölgede Hindistan ve Japonya açısından da kritik bir süreci tetikleyebilir. Hindistan açısından Rusya-Çin ortaklığının doğuşu tehdittir. Japonya ise Rusya ile ilişkiler açısından Ukrayna’daki savaş nedeniyle hem ekonomik kayıp yaşıyor hem de Rusya’dan tehditlere karşı savunmasız durumdadır. 

Hindistan’ın temel ekonomik ve teknolojik çıkarları Batı'nınkilerle daha fazla örtüşse de çok vektörlü bir dünya sistemini savunarak ayakta kalmayı amaçlıyor. Rusya her zaman Hindistan'ın tarihi ortağı olmuştur. Ancak Rusya-Çin ortaklığı Rusya-Hindistan iş birliğini de olumsuz etkileyebilecek potansiyele sahiptir.  

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.