Rusya'nın Afrika'daki Yeni Paramiliter Gücü Africa Corps
Afrika kıtasında siyasi, ekonomik ve askeri angajmanlarını bölgesel ihtiyaçlara göre bir hibrit model altında toplayan Rusya için Wagner Özel Askeri Şirketin (ÖAŞ) tasfiye sürecinin ardından en etkin olduğu askeri alanı ne şekilde ve hangi aktörle dolduracağı merak konusu olmuştu. 2024 itibarıyla pek çok yerel ve uluslararası kaynak, Rusya’nın Wagner ÖAŞ’nin ardından Afrika Kolordusu (Africa Corps) adı altında teşkil edilen yeni bir oluşumla Afrika’nın çeşitli noktalarında sürdürdüğü faaliyetlerine devam edeceğini ileri sürmektedir.
Bu stratejik hamle, Batı Afrika ve Sahel bölgesinde yaşanan darbeler sonrası iktidara gelen batı karşıtı yönetimlerle ilişkileri konsolide etme, doğal kaynaklara erişim sağlama ve siyasi etki alanını koruma çabasının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Öte yandan Africa Corps'un kuruluşu, Rusya'nın "makul inkâr edilebilirlik" (plausible deniability) politikasını daha fazla sürdürmeyeceği anlamına geliyor. Öyle ki Wagner'in varlığı ve yöntemleri pek çok kez uluslararası toplumda tartışma ve eleştiri konusu olmuştu. Vladimir Putin yönetiminin bu yeni yapılanma ile hem Wagner'in mirasını devralmayı hem de Afrika'daki askeri ve ekonomik varlığını daha resmi ve kontrol edilebilir bir çerçevede sürdürmeyi amaçladığı söylenebilir.
Wagner’in görev ve faaliyet alanına paralel olarak Africa Corps'un hedefleri arasında, Burkina Faso, Libya, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC) ve Nijer gibi Rusya’nın devlet düzeyinde yakın ilişkilere sahip olduğu ülkelerde güvenlik hizmetleri sağlamak ve bu ülkelerdeki doğal kaynaklara erişim imkânları oluşturmak gibi bazı temel öncelikler bulunuyor. Ancak daha genel bir çerçeveden Rusya'nın bu hamlesi, özellikle batı etkisinin azaldığı bir dönemde, Moskova'nın Soğuk Savaş döneminden kalma nüfuzunu canlandırma ve bölgedeki stratejik derinliğini artırma girişimi olarak görülebilir.
Yeni oluşum benzer amaçlar
Wagner’in Kurucu Lideri Yevgeny Prigozhin'in ölümünün ardından, Wagner’in gerek yapısı gerekse sahadaki kazanımları itibarıyla kontrolü güç bir paramiliter oluşuma doğru ilerlemesi ve ayaklanma sürecinde yaşananlar, Rusya’nın Afrika’ya yönelik yeni güvenlik doktrininde aynı hatalardan kaçınması gerektiğini gösteren sinyaller olmuştur. Bilindiği gibi Ukrayna ile savaşın en yoğun yaşandığı dönemde patlak veren Wagner ayaklanması, Rusya’nın yalnız Afrika’daki varlığını değil Ukrayna savaşının gidişatını da riske atmıştı. Bu bakımdan Africa Corps’un kıtadaki Rusya Savunma Bakanlığı birliklerin kontrolünde olması ve çok katmanlı bir denetim mekanizmasına tabi tutulması ileriye dönük benzer senaryolara karşı alınmış önlemler olarak görülebilir.
Ekonomik açıdan Rusya'nın Africa Corps üzerinden Afrika’daki nüfuz alanını koruma stratejisi, Wagner'in geniş ticari ağını ve madencilik sektöründeki kazanımlarını kontrolü altına alma çabasıyla direkt olarak ilişkilendirilebilir. Bu noktada Rusya'nın Africa Corps aracılığıyla Wagner'in ticari ağını ve faaliyetlerini doğrudan yönetmesi bekleniyor. Wagner’in Mali, Burkina Faso, OAC ve Libya’da sunulan güvenlik hizmetleri karşılığında aldığı imtiyazlar, Rus karar vericiler nezdinde stratejik kazanımlar olarak değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan Rusya'nın Afrika'da Wagner’in ardından daha resmi bir askeri rol üstlenmesi, Kremlin’in Birleşmiş Milletler tarafından yöneltilen ve Wagner ile ilişkilendirilen savaş suçu iddialarını inkâr etme kabiliyetini zayıflatabilir. Dolayısıyla tam anlamıyla resmi bir yapıya geçiş, Rusya'nın bu tür iddialar karşısında sorumluluğu tamamen üstlenmesi gerektiği anlamına gelmektedir.
Sahel’deki dinamikler
Rusya'nın Sahel bölgesindeki genişleme ve formalizasyon hamleleri, son dönemde ABD ve Fransa gibi geleneksel güvenlik sağlayıcılarının bölgeden tam anlamıyla çekildiği bir sürece karşılık gelmektedir. Bu açıdan özellikle Fransa'nın Nijer’deki askeri varlığını sonlandırdığını açıklaması ve bu boşluktan kaynaklı ortaya çıkan istikrarsızlık atmosferi, Rus karar vericiler açısından bir fırsat penceresi olarak görüldü. Çünkü Sahel bölgesindeki askeri yönetimler için Rusya, gelinen noktada savunma ve terörle mücadele iş birlikleri noktasında en öncelikli aktör haline geldi.
Buna paralel olarak ACLED verilerine göre, 2022 ve 2023 yılında gerçekleşen askeri darbelerin ardından 2023 yılının ilk çeyreğinden itibaren El-Kaide bağlantılı Jama’at Nusrat val İslam Muslimin (JNIM) ve IŞİD Bağlantılı IŞİD Sahra Kolunun (ISGS) terör ve şiddet eylemlerinde ciddi bir artış söz konusudur. Ayrıca Fransız karşıtlığının gerek devlet gerekse halk düzeyinde üst seviyeye ulaştığı bir dönemde bu tablo, bir süredir Rusya’nın Afrika’daki varlığını genişletme adına önemli fırsatlar sunuyordu. Kısa bir süre önce açık kaynaklara yansıdığı kadarıyla aralarında eski Wagner personellerinin de bulunduğu 100 Rus askeri, İbrahim Traore liderliğindeki Burkina Faso ordusuna destek sağlamak maksadıyla ülkeye konuşlandırıldı. Wagner’in Afrika ve Ortadoğu’daki faaliyetlerinin devralınma sürecini yöneten Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunusbek Yevkurov ise 2023 Aralık ayı başında Nijer’i ziyaret etti. Yapılan görüşmeler neticesinde iki ülke arasında yeni bir savunma iş birliği anlaşmasının imzalanması ve Rus birliklerinin Nijer’e konuşlandırılması kuvvetle muhtemel görünüyor. Bununla birlikte Mali’de patlak veren Tevarık isyanları ve ülkenin çeşitli noktalarında devam eden terör eylemlerinin Mali askeri yönetimini Rusya ile geniş çaplı savunma iş birliklerine ittiği söylenebilir.
Sahel’deki Fransız askeri varlığının sırasıyla 2012 Serval ve 2013 Barkhane Operasyonlarıyla bölgedeki devlet dışı silahlı aktörlere (DDSA) daha geniş bir alan kontrolü ve toplumsal sempati kazandırdığı argümanını işleyen Rusya için Africa Corps’un kuruluşu oldukça stratejik bir adım olarak okunabilir. Bundan hareketle Wagner’in bıraktığı mirası Savunma Bakanlığı bünyesinde daha sistematik bir biçimde yürütecek olan Rusya için Sahel bölgesindeki askeri yönetimlerle başlayacak angajmanlar kıtanın farklı noktalarına yayılma potansiyelini de içinde barındırıyor.
Bu aşamada Africa Corps’un bir sonraki durağı, Libya’nın doğusundaki milis güçlerin lideri Halife Hafter’in kontrolündeki bölgeler olabilir. Geçtiğimiz yıl Wagner ÖAŞ’nin tasfiye sürecinin ardından Yevkurov’un Bingazi’ye gerçekleştirdiği ziyaretler de bu planın bir parçası olarak görülüyordu. Wagner, 2020 yılından itibaren Libya’daki önemli petrol tesislerinde ve kritik geçiş noktalarında konumlanmakta ve Hafter güçlerine hem operasyonel hem de teknik yönden önemli destekler vermekteydi. Dolayısıyla seçim belirsizliği ve yönetim krizlerinin yoğun yaşandığı Libya’da Africa Corps’un Wagner’in ilişki ağını devralması oldukça olasıdır.
Sonuç
Özetle Rusya, önem atfettiği Afrika kıtasında uzun süredir yatırım yaptığı askeri alanı korumak ve kazanımlarını sürdürülebilir hale getirmek amacıyla yeni bir yapılanmaya gitmiştir. Özellikle Batı Afrika ve Sahel’de batının sorgulanan varlığı ve somut anlamda kopan ilişkiler, Rusya’ya aradığı fırsat ve olanakları sunmuştur. Burkina Faso, Mali ve Nijer’in gerek jeopolitik önemi gerekse doğal kaynaklar açısından zengin oluşu, Rusya’nın Afrika genelinde uyguladığı hibrit modele fazlasıyla hizmet etmektedir. Bu resmi yapılanma dahilinde Rusya’nın kısa-orta vadede belli ülkelerde askeri üs edinme ajandasına sahip olduğu ifade edilebilir. Böyle bir senaryoda Rusya’nın bölgedeki çıkarlarını koruması ve yine hibrit model dahilinde kıtadaki rakiplerini dengelemesi daha elverişli hale gelebilir. Son olarak Africa Corps, Wagner’in ticari ağını yeniden canlandırması bakımından Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle yaşadığı ekonomik darboğazı görece hafifletmek ve Rusya’nın sınır ötesi angajmanlarını desteklemesi bakımından da çok boyutlu bir işleve sahiptir. Ayrıca Africa Corps ile teşkil edilen resmi yapılanma, ilerleyen dönemde Rusya’nın aktif olduğu noktalarda Kremlin’i çatışma ve sınır sorunlarının çözümünde belirleyici aktör haline getirme potansiyeline sahip olduğu gibi ilgili ülkelerdeki güvenlik kurumlarının yeniden inşasında ve güvenlik sektörü reformlarının hayata geçirilmesinde Rusya’ya söz hakkı tanıyabilir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.