Türkiye’nin Yerli Silahlar İçin Motor Üretme İnadı

Doç. Dr. İbrahim Karataş, Türk savunma sanayisi tarafından son yıllarda geliştirilen uçak ve helikopter motorlarının gelişimini, özelliklerini ve motor üretiminin önemini Fokus+ için kaleme aldı.
İbrahim Karatas.jpg
Türkiye’nin Yerli Silahlar İçin Motor Üretme İnadı
5 Eylül 2024

Dünyada üretimi en zor ürün büyük hacimli ve çok güç üreten motorlardır. Çok güç üreten motordan kastımız jet ve yolcu uçağı motorlarıyla minimum 1000 beygir gücündeki kara, deniz ve hava taşıtlarına güç veren motorlardır. Daha da özelleştirmek gerekirse jette en az F-16 motoru, yolcu uçağında Boeing 737 motoru veya 1000 beygir gücündeki bir Obüs motoru çok güç üreten motorlardandır.

Adı geçen motorlar ve daha büyüklerini üretebilen bir ülkenin üretemeyeceği başka bir ürün yoktur diyebiliriz. Bilhassa jet motoru üretmek çok ama çok zordur. TEI Genel Müdürü Mahmut Akşit’in de ifade ettiği üzere bir (jet) motor üretmek atom bombası üretmekten daha zordur. Öyle ki Avrupa’da İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya bir araya gelip Tornado jetinin motorunu üretmek istediğinde bunun 17 yıl süreceğini muhtemelen tahmin etmemişlerdi.  

Günümüzde bir jet motorunu tek başına ABD, İngiltere, Rusya ve Fransa üretebiliyor. Fransa’nın sürecin başında diğer Avrupa ülkeleriyle işbirliği yaparak üretim yaptığını hatırlatalım. Öte yandan Almanya ve Japonya’nın üretim kapasitesi ve potansiyelinin olduğunu eklemek gerekiyor. Ancak süper güç adayı olarak adı geçen Çin ve Hindistan’ın henüz jet motoru üretemediğini, Çin’in Rusya ve Ukrayna’nın desteğiyle üretmeye çalıştığını, Hindistan’ınsa başarısız olup motor üretmekten vazgeçtiğini hatırlatalım. 

İşte Türkiye böyle üretimi zor, teknolojinin zirvesi olan jet motorlarını üretmek için amansızca çalışıyor. Son yıllarda vuku bulan iç ve dış olaylarla müttefiklerin sebep olduğu hayal kırıklığı, Türkiye’nin girdiği bu yoldan dönmemesi gerektiğini ve dönmeyeceğini gösteriyor. Peki Türk savunma sanayisi özelde jet motorları ve genel olarak askeri araç motorlarında bugüne kadar neler yaptı?  

 

Türkiye motor üretiminde hangi aşamada?  

Türk savunma sanayisi şu ana kadar bazı motorları envantere sokarken diğer bazılarını test ediyor veya geliştirme aşamasında. Bunlara tek tek bakalım.

Envantere alınan motorlar:

  • TUNA: BMC Power tarafından üretilen bu motor aynı firmanın VURAN ve KİRPİ gibi zırhlı araçlarında kullanılıyor. 
  • PD170: TUSAŞ’ın yan kuruluşu olan TEI tarafından üretildi. ANKA, AKSUNGUR ve BAYRAKTAR TB3 araçlarında kullanılmaya başlayan söz konusu motor, adı geçen SİHA’ların motor bağlamında dışa bağımlılığını tamamen bitirmiştir. 
  • PG50: TEI tarafından üretildi. KARGI SİHA’larında kullanılıyor.
  • KTJ3200: Özel bir şirket olan KALE AR-GE tarafından üretildi. 280+ km menzilli ATMACA ve SOM füzelerinde kullanılmaya başlanmıştır.
  • KTJ1750: Bu motor da KALE AR-GE tarafından üretilmekte olup 150+ km menzilli, güdümlü ÇAKIR füzesinde kullanılıyor.
  • KTJ3700: KALE AR-GE tarafından üretilen motorla geçtiğimiz günlerde KARA ATMACA füzesinin ilk test atışı yapıldı. Motorla Pakistan’ın da ilgilendiği biliniyor.
  • TS1400: TEI tarafından üretildi. GÖKBEY helikopterinde test amaçlı olarak kullanılmaya başlandı. Birkaç yıl içinde gerekli sertifikaları alıp envantere girmesi bekleniyor. TUSAŞ’ın bu sayede en az 500 adet Gökbey sivil helikopteri satması bekleniyor ki bu adetin parasal getirisinin 15 milyar dolara yakın olması bekleniyor. Ayrıca aynı motor Atak helikopterine de monte edileceği için yurtdışına daha fazla Atak satılması bekleniyor. Örneğin Pakitan’ın istediği 30 adet helikopter sırf Amerikan hükümeti izin vermediği için satılamadı. Oysaki motor Amerikan yapımı yerine yerli olsaydı en az 1,5. milyar dolarlık gelir elde edilecekti.  

 

Geliştirmesi veya testleri devam eden motorlar:

  • UTKU: BMC Power tarafından geliştirilen motor yeni nesil hafif zırhlı paletli araçlarda ve FIRTINA obüsünde kullanılacak. Mezkûr obüs, Almanya’nın motor satmaması yüzünden Suudi Arabistan gibi yabancı müşterilere satılamamıştı.  
  • BATU: BMC Power tarafından transmisyonuyla birlikte geliştiriliyor. İlk Türk milli tank olacak olan ALTAY tarafından kullanılacak. Motorun testleri devam ediyor. Türkiye yerli tanka Alman MTU firmasının ürettiği motor ve transmisyonla güç vermeyi planlıyordu. Ancak Almanların motor satışına ambargo koyması nedeniyle üretim gecikti. Üretici firma BMC, ara çare olarak motoru ve transmisyonu Güney Kore’den aldı. Mezkûr motorla 250 adet tank üretildikten sonra 2026 yılından itibaren 1500 beygir güçlük BATU motoru ve transmisyonu ALTAY tanklarına takılacak.  
  • PD222: TEI tarafından geliştiriliyor. ANKA, AKSUNGUR ve BAYRAKTAR TB3 araçlarında kullanılması planlanıyor.  
  • AZRA: BMC Power tarafından geliştiriliyor. Tank taşıyıcı araç, yük ve personel araçları, yeni nesil tekerlekli 6x6 ve 8x8 aracında kullanılması planlanıyor.
  • LEVEND: BMC Power tarafından geliştirilen motor insansız deniz aracı MARLIN’de kullanılacak.
  • MAVİ BATU: BMC Power tarafından geliştirilen motor MİLGEM ve SG600 tipi savaş gemilerinde kullanılacak.
  • X7 Serisi: TÜMOSAN tarafından geliştirilen motor tekerlekli zırhlı araçlarda kullanılacak.
  • MARİN X7: TÜMOSAN tarafından geliştirilen motor insansız deniz aracı ULAQ’ta kullanılacak.
  • TF6000: TEI tarafından ilk prototip üretilen turbo-prop motor ANKA-3 SİHA’sında kullanılacak.
  • TF10000: TF6000’in art yakıcılı versiyonu olan motor, KIZILELMA SİHA’sında kullanılacak.
  • KAAN Motoru: TEI ve TR MOTOR tarafından şimdilik tasarımı tamamlanan motor ilk yerli savaş jeti olan KAAN’da kullanılacak.  
  • BM100: Baykar Tech tarafından geliştirilen motor BAYRAKTAR TB SİHA’larında kullanılacak. 
  • ARAT: KALE ARGE tarafından geliştirilen motor 1000 km menzilli GEZGİN güdümlü füzelerinden kullanılacak. KALE ARGE ayrıca iş jetlerinde kullanılması planlanan Turbofan motorlar üzerinde de çalışma yaptığını bildirdi. 

Yerli motor neden önemli?  

Gerek 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü gerekse de Türkiye’nin yurtdışındaki terör operasyonları gösterdi ki Batılı müttefikler bırakın silah üretimi için parça satışını, ücreti mukabilinde silah satmaya bile yanaşmıyorlar. Örneğin ABD, F-35 jetlerini ve Patriot füzelerini çeşitli bahanelerle satmadı. 15 Temmuz’da darbecilerin kullandığı F-16’lara karşı kullanılacak bir tane bile hava savunma füzesi yoktu.

 

Öte yandan, Batılı ülkelerin öne sürdüğü bahaneler artık olmamasına rağmen açıktan ve gizli ambargolar devam ediyor. Mesela Almanya Eurofighter jetlerinin satışına izin vermiyor. ABD her ne kadar F-16 satışına onay verdiyse de teslim günü geldiğinde nasıl bir tavır sergileyeceği belli değil. Ayrıca TUSAŞ ve GE Aerospace firması Hürjet ve Kaan’a yerli motorlar üretilinceye kadar bu uçaklara güç verecek F404 ve F110 motorları için anlaşma imzaladılar ve fakat Amerikan Senatosu’nun bu anlaşmaya onay verip vermeyeceği meçhul.  

Satışlarla ilgili yukarıdaki belirsizlikler devam ederken Yunanistan ABD’den F-35 almak için anlaşma imzaladı. Yunanlılar aynı zamanda Fransa’dan Rafale uçaklarını satın aldılar. Ayrıca Türkiye’ye karşı düşmanca tavırlar sergileyen İsrail’in F-35 dahil çok sayıda Amerikan yapımı jeti var. Maalesef bu iki ülke Türkiye’ye karşı hava üstünlüğünü ele geçirmek üzere.  

Öte yandan, yerli silahlar dışa bağımlılığı azaltmasının yanı sıra para da kazandırıyor.  Türkiye ihraç ettiği normal ürünlerden kilo başına ortalama 1,57 dolar kazanıyor. Jet, SİHA, füze ve motor gibi savunma sanayi ürünlerinin kilogram değeri ise 10.000 dolar ile 15.000 dolar arasında değişiyor. Diğer bir deyişle gelişmiş silahların ağırlık bağlamında değeri 10 bin kata kadar çıkabiliyor.  

Şayet Türk silah sanayisi beklendiği gibi yerlileşirse ekonomik olarak iki şekilde fayda sağlayacak. Birincisi, artık silah ithal etmeyeceği için dışarıya sermaye çıkışı olmayacak. Böylelikle milyarlarca dolarlık bir para ülkenin kasasında kalacak, yerli firmalar kazanacak, istihdam artacak, üretimde tecrübe kazanılacak ve cari açık düşecek. İkincisi, Türk silahlarının üretimini sadece Türkiye için değil, dost ve müttefik ülkeler de bekliyor. Mevcut durumda üretilen SİHA’lar, zırhlı araçlar, mühimmat ve füzelerden yıllık 5,5 milyar dolar ihracat geliri elde ediliyor. Eğer pahada yüksek savaş uçakları ve tanklar da satılmaya başlanırsa ihracatta geometrik bir artış olacak.  

Dolayısıyla tüm şartlar yaşamsal tehditleri bertaraf etmek için motor üretimini zorunlu kılıyor. Tahminlere göre 10 yıl içinde Türkiye’nin yolcu uçağı motorları hariç üretmeyeceği hiçbir motor kalmayacak. Bakalım Türkiye’nin motor üretimindeki inadı başarı ile sonuçlanacak mı?  

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fokus+'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.