Hizbullah’ın İsrail’in Kuzeyine Yönelik Saldırıları “Savaş Çemberini” Genişletir Mi?

Son günlerde İsrail’in kuzeyindeki Akka ve Nehariya bölgelerinde artan siren ve patlama sesleri duyuluyor. Öte yandan, Hizbullah’ın saldırıları sonucu çıkan yangınlar, işgal altındaki Suriye Golanı ve Celile bölgelerinde de yayıldı.
Fokus+
Hizbullah’ın İsrail’in Kuzeyine Yönelik Saldırıları “Savaş Çemberini” Genişletir Mi
4 Haziran 2024

İşgal altındaki Filistin topraklarının kuzeyinde yer alan Akka ve Nehariya bölgelerinde, son üç gündür sürekli siren veya patlama sesleri duyuluyor. 

Bu, Lübnan’ın güneyinde Hizbullah ile İsrail işgal ordusu arasındaki savaşta bir değişime, çatışma sahasının genişlemesine ya da en azından ilerlemenin hızlanmasına ve hedeflerin daha fazla çeşitlenmesine işaret ediyor olabilir. 

Her ne kadar, İsrail’in kuzeyindeki bu bölgeler daha önce de Lübnan topraklarından fırlatılan füzeler ve silahlı insansız hava araçları (SİHA) tarafından hedef alınıyor olsa da, saldırılar bu kadar yoğun değildi. 

Hizbullah’ın saldırısı sırasında ortaya çıktığı söylenen yangınlar da, son iki günde işgal altındaki Suriye Golan’ı ve Celile’deki bölgelerde de geniş çapta yayıldı. 

Tüm bunlar yaşanırken, İsrail işgal ordusu, özellikle de hava kuvvetleri Lübnan’daki çeşitli bölgeleri şiddetli bombardımanla hedef aldı. 

“Yavaş yavaş genişleme” stratejisi

Lübnan’ın güneyinde, İsrail işgal ordusu ile karşılıklı çatışmalar sekiz aydır sürerken, Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyindeki Akka ve Nehariya bölgelerine yoğun saldırılarla odaklanması, grubun “yavaş yavaş genişleme” stratejisini yansıtıyor. 

İsrail işgal ordusunun geçtiğimiz günlerde, 66 bin İsraillinin yaşadığı Nehariye’ye savaşın başlangıcından bu yana ilk kez SİHA düştüğünü duyurmasından önce, şehir sakinleri birden fazla kez sığınaklara akın etti. 

SİHA’yı engellemeye yönelik çok sayıda başarısız girişimde bulunduğunu itiraf eden İsrail işgal ordusu, Nehariya’daki yangınların önleyici anti-balistik füze parçalarının sonucu değil, SİHA’nın düşmesi nedeniyle çıktığını da kabul etti. 

Yaklaşık 52 bin İsrail vatandaşının yaşadığı, Nehariya’nın güneyinde yer alan Akka şehrinde de dün üç kez siren duyuldu. 

Şehrin semalarında görülen SİHA’lar da durduruldu. 

Pratikte bu, söz konusu iki şehrin Hizbullah’ın saldırı menziline eskisinden daha büyük ölçekte girdiği anlamına geliyor. 

Kuzey bölgesindeki güvenlik sorunlarıyla ilgilenen, İsrail merkezli Alma Araştırma ve Eğitim Enstitüsü, Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyindeki birçok bölgeye yönelik saldırılarında önemli artış olduğuna dikkat çekti. 

Enstitünün verilerine göre geçtiğimiz mayıs ayında İsrail hedeflerine yönelik, günde ortalama 10 saldırı olmak üzere 325 saldırı düzenlendi. 

Bir önceki ay, yani Nisan ayında ise günde ortalama 7,8 saldırıyla toplamda 238 saldırı kaydedilmişti. 

İsrail işgal ordusunun saldırdığı hedefler ve Hizbullah’ın bunlara tepkisi, şu ana kadar çözüm çabalarının başarısızlıkla sonuçlanması ve Hizbullah’ın “Lübnan’ın güney cephesindeki sakinliği Gazze’deki sakinliğe bağlama” konusundaki ısrarı ışığında genişliyor. 

Tatbikatlar ve iç gerilimin artması 

İsrail işgal ordusunun, Lübnan sınırı yakınlarındaki savaş tatbikatları sürerken, İsrailliler Hizbullah’la savaşı genişletip genişletmeme konusunda tereddüt etmeye devam ediyor. 

Bu tatbikatlardan en sonuncusu geçtiğimiz pazar günü gerçekleşti. İsrail işgal ordusu “kuzeyde savaş senaryosu” kapsamında tatbikat yaptı. 

Ordudaki geniş bir kesim, İsrail’in Hizbullah’a karşı askeri bir girişimde bulunmasının durumu değiştireceğine inanıyor ancak siyasi düzeyde henüz bir karar verilmiş değil. 

İsrail’in kuzey bölgelerindeki yerleşim birimi liderleri ve yerel yetkililer, özellikle mevcut savaşın başlamasından bu yana yerinden edilmiş on binlerce İsraillinin hâlâ evleri ve bölgelerinin dışında olması nedeniyle duruma yönelik radikal çözümler uygulanmasını talep ediyor. 

Kontrol kaybı 

İsrailli askeri uzman ve analist Amos Harel, Haaretz gazetesi için dün kaleme aldığı makalede, Tel Aviv’in Gazze Şeridi’ndeki “ilerleme eksikliğinin”, İsrail’in kontrolü kaybetmeye yakın olduğu kuzey sınırına da yansıdığını vurguladı. 

Hizbullah’ın ağır kayıplar verdiğine dikkat çeken Harel, “Hizbullah’ın Lübnan tarafındaki kayıpları, İsrail’in kuzeyine doğru yoğun bombardımanla karşılık verdiği için önemli ölçüde daha yüksek” diye yazdı. 

Askeri uzman söz konusu makalesine şu ifadelerle devam etti:  

“İsrail hükümetinin harekete geçmesi yönündeki kamuoyu baskısı artarken, çok daha büyük bir yıkım vaat eden topyekün bir savaş potansiyeli ufukta beliriyor.” 

Bu durumun, İsrail bilincini de etkilediğine inanan Harel, pek çok İsraillinin, devletin kuzey sınırını terk edip Hizbullah’a bıraktığına inandığını belirtti. 

Meselenin artık bu bölgelerde yaşayan yaklaşık 60 bin kişinin tahliyesi ile sınırlı olmadığının altını çizen Harel, Hizbullah’ın saldırıları sürdürdüğüne dikkat çekti. 

Askeri uzman, son günlerde Akka, Yukarı Celile, Batı Celile ve Golan Tepeleri’nde sürekli sirenler duyulduğunu bildirerek, “İsrail ordusunun yaptığı hiçbir şey Hizbullah’ı caydıramayacak gibi görünüyor” diye ekledi. 

Hizbullah’ın yoğun füze saldırılarının, İsrail işgal ordusunun Lübnan’ın güneyindeki vatandaşları öldürmesine yönelik bir tepki olduğunu ifade eden Harel, “Genel olarak her iki taraf da vatandaşlara zarar vermemeye ve saldırılarını askeri güçlere odaklamaya çalışıyor ancak bu her zaman başarılı olmuyor” diye yazdı. 

Harel, kapsamlı topyekün bir savaş halinde bu durumun devam etmeyeceğini ve yıkımın çok daha büyük olacağını da vurguladı. 

Bu baskılara rağmen, “işgalci devletin işgal altındaki Filistin topraklarında kuruluşundan bu yana sürdürdüğü en uzun savaşın devam etmesi nedeniyle bu kuvvetlerin tükendiği” yönündeki söylentilerin ortasında, İsrail işgal ordusundaki düzenli ve yedek kuvvetler büyük bir baskıyla karşı karşıya. 

İsrail aynı zamanda, Hizbullah’a karşı daha geniş çaplı bir savaşın "piknik” olmayacağının ve Lübnan sınırına yakın yerleşim birimlerinde beklenen geniş çaplı yıkıma ek olarak askeri ve ekonomik krizi derinleştireceğinin de farkında. 

İşgalci devlet aynı zamanda, daha geniş bir savaşın kaçınılmaz olarak Hayfa ve Tel Aviv bölgelerini de etkileyeceğinden korkuyor.