Suudi Arabistan Yemen Savaşını Sona Erdirip 2030 Vizyonuna Odaklanmak İstiyor
Suudi Arabistan ile Husi grubu (Ensarullah) arasında Yemen’deki savaşın sona erdirilmesine yönelik görüşmeler devam ediyor. Mart 2023’te gerçekleşen Suudi-İran mutabakatının ardından Nisan 2023’ten bu yana Husi heyeti ile Suudi heyeti arasında Umman’ın arabuluculuğunda birçok karşılıklı ziyaret gerçekleşti.
İki taraf heyetlerinin ziyaretleri, Nisan 2023’te 1400 Husi ve meşru hükümet mahkumunun takas edilmesine ilişkin anlaşma ve sekiz yıllık savaşın ardından Husi grubundan bir heyetin Umre yapmasına izin verilmesi gibi bazı gelişmelerin ortaya çıkmasıyla sonuçlandı.
Üç aşamalı barış anlaşması
12 Aralık 2023 tarihinde Başkanlık Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Birleşmiş Milletler temsilcisinden Yemen krizinin çözümüne yönelik bir yol haritası taslağı aldı. Yol haritası üç aşamadan oluşan bir planı içeriyor. Güven tesis etme aşaması adı verilen ve 6 ay süre tanınan ilk aşama, kapsamlı bir ateşkes. Öte yandan Husi grubunun Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği saldırıların durdurulması ile başlayacak, ardından taraflar esirlerin ve tutukluların serbest bırakılmasını içeren bir takas anlaşması yapacak.
Bu aşama aynı zamanda 2014 yılında durdurulan memur maaşlarının Suudi Arabistan tarafından ödenmesini, Sana havaalanının tamamen açılmasını, havaalanına giden ve havaalanından gelen varış noktalarının sayısının arttırılmasını, Hudeyde limanları üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını, petrolün yeniden üretilip ihraç edilmesini, petrol gelirlerinden çalışanların maaşlarının ödenmesini ve Husi grubunun savaşın başından bu yana kuşatma altında tuttuğu Taiz vilayetindeki gibi kapalı yollar üzerindeki ablukanın kaldırılmasını da içeriyor.
İlk aşamanın sona ermesinin ardından, meşru hükümet ile Husi grubu arasındaki müzakereleri içeren ikinci aşama başlayacak ve üçüncü aşamada belirlenecek Yemen devletinin şekli konusunda bir anlaşmaya varılacak.
Suudi Arabistan arabulucu rolü oynuyor
Suudi Arabistan’ın 2015 yılında meşru hükümeti yeniden tesis etmek üzere kurulan Arap koalisyonu aracılığıyla parçası olduğu Yemen’deki savaşı sona erdirme çabaları kapsamında Suudi yönetimi, 2014 yılında iktidarı deviren Husiler ile uluslararası alanda tanınan meşru hükümet arasında arabuluculuk rolünü üstlendiğini açıkladı.
Bu bağlamda, Suudi Arabistan 2021 yılında Yemen krizini çözmek için Riyad Girişimi’ni ilan etti ve 2023 yılında Husi grubuyla Yemen’de çözümün taslak yol haritasıyla sonuçlanan çeşitli toplantılar yapıldı.
Savaşın Suudi Arabistan’a maliyeti yüksek
Yemen’deki savaşın uzaması, Arap koalisyonuna liderlik eden, Yemen savaşını yöneten ve Husiler tarafından sınırlarına ve petrol kaynaklarına doğrudan darbeler alan Suudi Arabistan için ağır bir finansal maliyete yol açtı. Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan bir makaleye göre, savaşın 2022 yılına kadar Suudi Arabistan’a maliyeti yaklaşık 350 milyar doları buldu. Bu nedenle Suudi Arabistan uzayan ve maliyeti artan savaşı sona erdirip iç işlerine odaklanmak istiyor.
Araştırmacı ve ekonomist Hossam al-Saidi’ye göre Suudi Arabistan arabulucu rolünü benimseyerek Yemen’deki ağır maliyeti düşürmeyi, böylece yeniden inşa maliyetlerinden ve savaşın ekonomik sonuçlarından kurtulmayı amaçlıyor. Öte yandan Suudi Arabistan Yemen’deki ekonomik projelerini de gerçekleştiremedi. Örneğin, Suudi Arabistan’dan Umman Denizi’ne uzanan bir boru hattı projesinden söz ediliyor, ancak bu proje henüz gerçekleştirilemedi.
Suudi Arabistan, çatışmanın bir parçası olarak doğrudan sahada varlık göstererek yaptığı savaş harcamaları nedeniyle çok ciddi bir finansal kayba uğradığı halde sahada da başarı sağlayamadı. Diğer taraflar ise önemli çıkarlar sağladı. Dolayısıyla Suudi Arabistan, üzerindeki ekonomik yükü azaltmak üzere arabuluculuk yoluyla Yemen’deki çıkarlarını korumaya çalışıyor.
Suudi Arabistan’ın vizyon 2030’a odaklanma arzusu
Petrol dışı sektörleri geliştirerek ekonomisinin petrole olan bağımlılığını azaltmayı, yabancı yatırımcıları çekmek için güvenli bir ortam yaratmayı amaçlıyor. Ayrıca Suudi Arabistan’ı Dubai ile rekabet eden, uluslararası şirketleri teşvik eden ve dünya çapında birçok şirketin hisselerini satın alan büyük bir bölgesel ekonomik merkeze dönüştürmeyi amaçlayan Suudi Vizyon 2030 Krallık için büyük önem taşıyor.
Geçtiğimiz yıllarda Suudi Arabistan, projelerini doğrudan etkileyen olaylar yaşadı; bunların başında uluslararası itibarını zedeleyen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ve Husi grubunun Suudi Arabistan’a yönelik tekrarlanan saldırıları geldi. Bu saldırılar Suudi Arabistan’ın iş ve yatırım için uygun olmayan güvensiz bir bölge olduğu imajına neden oldu. Ayrıca Suudi Arabistan’a çok pahalıya mal oldu. Böylelikle Suudi Arabistan çıkarlarına ve projelerine yönelik Husi tehdidini azaltmak üzere siyasi çözümler aramaya yöneldi.
Suudi Arabistan, Çin’in arabuluculuğunda İran ile anlaşma arayışına girerek Husi tehdidini azaltmaya çalıştı ve Mart 2023’te anlaşmaya varılır varılmaz Suudi Arabistan ile Husiler arasında Husi grubunun otoritesinin zımnen tanınması anlamına gelen müzakereler başladı.
Ardından Suudi Arabistan, savaşın bir tarafı olmaktan arabuluculuk pozisyonuna geçerek ve Husilere uzun vadede bölgede istikrarı güvence altına alacak tavizler vererek Yemen savaşını sona erdirme arzusunu açıkladı. Bu sayede yabancı şirketleri çekmeye katkıda bulunacak ve Suudi Arabistan’ın dünyadaki yaşam ve çalışma ortamına uygun en güvenli şehirler endeksindeki sıralamasını yükseltecek bir istikrar atmosferi hazırlamayı amaçlıyor.
Husilerin Kızıldeniz’deki hamleleri Suudilerin endişesini arttırıyor
7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından Husi grubu, bir yandan İsrail’le bağlantılı gemileri ele geçirmeye başladı, diğer yandan Suudi topraklarından geçerek İsrail’in Eilat bölgesine füze ve insansız hava araçları fırlattı. Bu gelişmeler, Yemen krizini kontrol altına almak ve Yemen’deki savaşı sona erdirmek için yoğun çaba sarf eden Suudi Arabistan’ın bölgede çatışmaların yeniden başlayacağı yönündeki endişelerini bir kez daha arttırdı.
Reuters’ın haberine göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin Husi grubunun Kızıldeniz’de yürüttüğü korsanlık operasyonlarının Yemen krizinin çözüm yolunu engelleyeceğini açıkladığı bir dönemde Suudi Arabistan, ABD’nin bölgedeki Husi hareketlerine karşılık verirken itidalli davranmasını isteyerek Husi grubuna yaptırım uygulanmasının doğrudan müdahaleye dönüşebileceğine ve Kızıldeniz’de seyrüseferin korunması için uluslararası ittifaklar kurulmasına neden olabileceğine atıfta bulundu.
Gazze’deki savaşın bölgeye ve projelerine yansımalarını kontrol altına almak, Yemen meselesini kapatmak ve küresel bir ekonomik merkez olma arzusuyla uyumlu ve güvenli bir ortam yaratmak için var gücüyle çabalayan Suudi Arabistan’ın hiç de istemediği bir şey bu.