Anta Diop: Afrika Medeniyetinin Filozofu
Senegalli yazar, tarihçi ve filozof Anta Diop, felsefe, matematik, antropoloji ve Mısır bilim araştırmaları gibi çeşitli alanlardaki katkılarıyla tanınıyor.
Afrika kıtasının önemi ve dünya medeniyetlerinin ortaya çıkışı ve gelişimindeki rolü hakkındaki düşünceleri, Batı-merkezcilik düşüncesi ve Afrika’nın rolünün marjinalleştirilmesine karşı direnişi, bilimsel üretimlerinin çekirdeğini oluşturdu.
Düşünceleri ve teorileri birçok düşünür ve bilim insanına ilham verdi, düşünceleri Batılı akademik çevrelerde engellenmiş olmasına rağmen araştırmacılar ve akademisyenler için epistemolojik ve felsefi bir referans olmaya devam etti.
Doğumu ve yetişmesi
Anta Diop, 29 Aralık 1923’te Senegal’in batısında başkent Dakar’a yaklaşık 150 kilometre uzaklıkta yer alan Diourbel bölgesindeki Thieytou köyünde, Wolof kabilesine mensup Müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Diop’un babası Massamba Sassoum Diop, doğumundan kısa bir süre sonra öldü ve 1984 yılında ölen annesi Magat Diop’un yanında kaldı.
Diop, 1953 yılında Fransız tarihçi ve coğrafyacı Louise Marie Maes ile evlendi ve dört çocuk sahibi oldu.
Eğitimi ve akademik kariyeri
Diop, eğitim kariyerine beş yaşındayken bölgesindeki Kur’an okulunda başladı, daha sonra Diourbel eyaletindeki kolonyal dönemin bir örgün eğitim okuluna devam ederek ilkokul diploması aldı.
Lise diplomasını felsefe ve matematik bölümünden alan Diop, daha sonra Fransa’ya giderek orada üniversiteye devam etti ve matematik hazırlık sınıfında okudu.
Afrika’nın bir tarihi olmadığını ve dünya medeniyetine hiçbir katkısı bulunmadığını ima eden sömürgeci müfredatta Afrika tarihinin ele alınış biçiminden rahatsızlık duydu.
Bu durum Diop’un Afrika tarihine ve özellikle de kendi ülkesi Senegal’e ilgi duymasına yol açtı ve lise eğitimi sırasında Afrika dillerine yönelik bir alfabe projesi hazırlamaya ve Senegal tarihi üzerine bir kitap yazmaya başladı.
Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe doktorasını tamamladı. 1948’de lisans derecesini almış, filozof Gaston Bachelard’ın danışmanlığında “Afrika Düşüncesinin Kültürel Geleceği” başlıklı doktora tezini hazırlamıştı.
Ertesi yıl, bilim adamı Gabriel Marcel’in gözetiminde “Hanedanlıktan Önce Eski Mısırlılar Kimdi?” başlıklı bir yan dal çalışmasını da yürüttü. Konusunun cüretkarlığı nedeniyle tezini tartışmak üzere bir komite toplanamasa da 1954 yılında “Siyahi Milletler ve Kültür” başlıklı kitabında yayımladı.
Beşeri bilimler eğitiminin yanı sıra kimya alanında iki derece aldı ve lise öğretmeni olarak çalıştı. 1957’de nükleer fizik alanında uzmanlık çalışmalarına başladı ve Einstein’ın görelilik kuramının bazı bölümlerini kendi anadiline çevirisini tamamladı.
Antik dönemdeki annelik ve babalık sistemleri üzerine çalıştıktan ve Avrupa ile Afrika’nın sosyal ve politik sistemlerini karşılaştırdıktan sonra 1960 yılında Devlet Sanat Doktoru unvanını aldı.
“Medeniyetin Afrikalı Kökeni” teorisi
Doktorasını tamamladıktan sonra Diop, Senegal’deki bilimsel araştırmaları teşvik etmek ve Afrika’nın ve siyahi halkların dünya medeniyetindeki rolünü yeniden canlandırmak amacıyla Senegal’e döndü.
Diop, çeşitli arkaik insan türlerinin keşfedilen yapılarına göre Afrika’nın insanlığın beşiği olduğu tezini ileri sürdü. Ayrıca, tropikal güneşin zararlarından korunmak için melanin tabakasına duyulan ihtiyaç nedeniyle insanlığın zorunlu olarak siyahi doğduğunu, insanlar daha sonra kıtadan ayrıldıkça, yeni yerlerine uyum sağlamak için renklerinde ton farkları oluştuğunu savundu.
Diop’un düşünceleri, Afrika çevrelerinde büyük bir rağbet gördü. Çünkü teorisinin temeline Afrika’nın beşeri gelişimin merkezinde olduğu tezini yerleştirdi ve Batı merkeziyetçiliğinin kuluçka makinesindeki siyahi insanlara yönelik aşağılayıcı bakışın ortadan kaldırılması için çaba harcadı.
Diop’un en önemli düşünceleri
Diop, Batı merkeziyetçiliğinin en sert eleştirmenlerinden biriydi ve Batı’yı tarihi kötü niyetle tahrif etmeye çalışmakla, kendilerini merkezileştirmekle ve diğer halkların tarihini kasıtlı olarak görmezden gelmekle suçluyordu.
Diop ayrıca, her halkın kendi tarihi olduğuna ve tarihi anlamanın ve yorumlamanın halkların geleceği için kritik önem taşıdığına inanıyordu. Çünkü halkların geleceği, tarihlerini anlama ve kendilerini tarihleriyle donatma becerilerine bağlıydı.
Diop birliği savunmuş, Afrika’nın ilerlemesi ve özgürlüğünün halklarının birliğine bağlı olduğuna inanmış ve siyahi Afrika’da federal bir devlet teorisinin temellerini atmıştı.
Görevleri ve sorumlulukları
Hem siyasi hem de bilimsel mücadeleye katılan çok dilli bir figürdü.
Siyasi faaliyetlerine Fransa’da üniversite yıllarında başladı ve Paris’teki Afrikalı Öğrenciler Derneği’nin kurucuları arasında yer alarak başkanlığını yaptı.
Afrika Demokratik Birliği’ne (RDP) katıldı ve partinin öğrenci örgütünün genel sekreteri olarak görev yaptı. Senegal’de yeni bir siyasi parti kurdu ve Başkan Léopold Sédar Senghor rejimine karşı mücadeleye katıldı.
Bilimsel alanda ise Siyahi Afrika Temel Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalıştı. “Karbon 14 Zaman Kapsamı Laboratuvarı”nın başkanlığını yaptı ve UNESCO ile birlikte Afrika tarihi üzerine ansiklopediler hazırladı.
Eğitim alanına geçtikten sonra Dakar Üniversitesi’nde profesör olarak çalıştı ve ölümüne kadar çeşitli tezlere danışmanlık yaptı.
En önemli kitapları
Diop, düşünce ve teorilerinin bir özeti niteliğinde olan birçok eser bıraktı. Bunların en önemlileri şunlardı:
- Siyahi Afrika’nın Kültürel Birliği (1959)
- Siyahi Milletler ve Kültür: Antik Siyahi Mısır’dan Günümüzün Siyahi Afrika’sının Kültürel Sorunlarına (1954).
- Sömürge Öncesi Kara Afrika: Antik Çağlardan Çağdaş Devletlerin Oluşumuna Avrupa ve Kara Afrika’daki Siyasi ve Sosyal Sistemler Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma (1960).
- Kara Afrika’da Geleceğin Federal Devletinin Kültürel, Teknik ve Endüstriyel Temelleri (1960).
Vefatı
Anta Diop 7 Şubat 1986’da Dakar’daki evinde 63 yaşında hayata gözlerini yumdu. Kendi isteğiyle memleketi Thieytou köyünde, köyün kurucusu olan büyükbabasının anıt mezarının yanına gömüldü.