Doha Büyükelçisi Dr. M. Mustafa Göksu: Türkiye ve Katar, Bölge İstikrarı İçin Çalışıyor

Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesi, iki ülkenin ilişkilerini derinleştirerek bölgesel istikrar ve küresel işbirliğini güçlendiriyor. Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Dr. M. Mustafa Göksu, konuya ilişkin Fokus+'a verdiği röportajda, 10. toplantıda imzalanacak yeni anlaşmalarla ekonomik, kültürel ve savunma alanlarında önemli adımlar atılacağını vurguladı. Öte yandan, Türkiye ve Katar’ın bölgesel barış ve güvenliğin desteklenmesindeki rollerine dikkat çeken Göksu, Gazze’de onlarca yıldır kanayan yaraları iyileştirmenin tek yolunun, çocukların geleceklerini özgürce hayal edebilecekleri, iki devletli çözüme dayalı bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olduğunun altını çizdi.
F_IKON
Doha Büyükelçisi Dr. M. Mustafa Göksu: Türkiye ve Katar, Bölge İstikrarı İçin Çalışıyor
13 Kasım 2024

Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesi iki kardeş ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve geliştirilmesine nasıl katkıda bulundu? 


“Türkiye ve Katar arasında 2014 yılında kurulan Yüksek Stratejik Komite, etkili ve sonuç odaklı işbirliği için kapsamlı bir kurumsal çerçeve sağlayarak, ilişkilerimizin temel taşını oluşturuyor.  

İki ülke arasında en üst düzeyde koordinasyon ve işbirliğini sağlayan komite, siyaset, ekonomi, ticaret, savunma, güvenlik, eğitim ve kültür de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda ikili ilişkileri güçlendirmeyi amaçlıyor. 

Bu eşsiz mekanizma, Türkiye ve Katar’ın çok sayıda ortak girişim, tarihi bağlar, karşılıklı destek ve çeşitli alanlarda koordineli politikalar yoluyla kardeşlik bağlarını güçlendirip yolunu açarken, kardeşlik ilişkilerini derinleştirmek için de doğrudan bir kanal sağlıyor. 

Yüksek Stratejik Komitesi’nin önceki toplantılarında nasıl başarılar elde edildi? 


“Komite, yıllar içinde siyasi, ticari, ekonomik ve askeri alanlar da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde imzalanan ve kabul edilen 108 ortak anlaşma/bildiriyle önemli başarılara imza attı. 

Komitenin kuruluşundan bu yana imzalanan anlaşmalar sayesinde ikili ilişkiler tüm alanlarda hızla gelişti, karşılıklı güven ve güçlü anlaşma temellerine dayalı stratejik bir nitelik kazandı.  

Her iki ülkenin de ekonomik anlamda işbirliği ile ticaret ve yatırımda önemli ilerlemeler kaydettik. İki ülke arasındaki ticaret hacmi son 10 yılda beş kat arttı.  

Şu anda Katar’da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren binden fazla Türk şirketi ve Türkiye’de çeşitli alanlarda faaliyet gösteren yaklaşık 200 Katarlı şirket bulunuyor.  

Katar’ın Türkiye’deki, ticaret, turizm, tarım, konaklama, emlak ve gıda sektörleri de dahil olmak üzere birçok sektöre yönelik doğrudan yatırımları önemli ölçüde arttı.  

Öte yandan, Türk inşaat şirketleri tarafından Katar’da bugüne kadar gerçekleştirilen işlerin değeri 20,16 milyar dolara ulaştı.  

Katar’ın Türkiye’deki yatırımları güvenli, müreffeh ve başarılı olarak değerlendiriliyor ve bu da Katarlı yatırımcıların Türkiye’ye ve yatırım ortamına olan güvenini yansıtıyor.  

Savunma konusundaki iş birliğimiz ise, yalnızca ülkede değil tüm bölgede güvenliği ve istikrarı artırmak için çalışan Katar’daki ortak üssün somutlaştırdığı dikkate değer bir büyümeye tanık oldu.

Bu yıl Katar Türk Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığı bünyesinde, Hava Unsur Komutanlığı ve Deniz Unsur Komutanlığı tesis ederek bu konudaki işbirliğimizi genişlettik.  

Enerji, sağlık, kültür ve eğitim alanlarındaki kayda değer başarılar da ortaklığımızın kapsamlı niteliğini yansıtıyor ve birbirimizin kalkınmasını destekleme konusunda karşılıklı olan kararlılığımızı vurguluyor.  

Türkiye’yi en sık ziyaret eden turistler arasında Katarlılar yer alıyor ve sadece 2023 yılında Katarlı turistlerin sayısı 70 bini aştı. Ayrıca birçok Katar vatandaşının Türkiye’de daimi ikameti bulunuyor.  

Aynı zamanda, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 8. Toplantısı’nda kuruluş sözleşmesi imzalanan Doha’daki Yunus Emre Türk Kültür Merkezi, Türkçe öğrenmek ve merkezin çeşitli etkinliklerine katılmak isteyen çok sayıda vatandaş ve bölge sakininin ilgisini çekmesi nedeniyle halklarımız arasındaki kültürel ilişkilerin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.  

Türkiye Maarif Vakfı ise, kültürel bağları güçlendirmek amacıyla Katar’da eğitim gören Türk öğrencilere tam burs sağlamak üzere Katar Üniversitesi ve Lusail Üniversitesi ile anlaşmalar imzaladı.  

Ayrıca Türkiye’deki Arapça öğretmenlerinin dil becerilerini geliştirmek üzere Katar’da eğitim almaları için ortak bir girişim başlattık.  

Bu kapsamda 15 öğretmenden oluşan ilk grup, Katar Eğitim ve Yüksek Öğrenim Bakanlığı ile birlikte eğitimlerine başlamak üzere bu hafta başında Katar’a geldi.  

Güvenlik ve askeri sektörlerde de uzmanlık paylaşımı ve deneyimlerden faydalanmaya odaklanan ortak eğitim programlarımız mevcut.  

Bu konulardaki başarılar güven, ortak değerler ve derin bir dayanışma duygusu üzerine inşa edilen kardeşlik ilişkilerinin somut sonuçlarıdır.” 

Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesi'nin 10. Toplantısında hangi konular ele alınacak?


“Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komitesi’nin 10. Toplantısı, bu yıl 14 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek. 

Toplantıda savunma, ekonomi, gençlik, kültür ve insani konular gibi alanlarda birçok anlaşmanın imzalanması bekleniyor.  

Komite ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani arasındaki ikili görüşmeye de tanıklık edecek.  

Komitenin 10. toplantısında ortak kalkınma ve istikrar vizyonumuzu yansıtan öncelikli alanlar da ele alınacak.  

Görüşmeler ikili ticaretin arttırılması ve ortak yatırım projelerinin teşvik edilmesinin yanı sıra savunma, enerji ve çevresel sürdürülebilirlik alanlarında işbirliğinin geliştirilmesine odaklanacak.  

Güçlü kardeşlik ilişkileri üzerine kurulu ortaklığımıza yönelik kapsamlı yaklaşımımızı yansıtan kültürel alışverişler, eğitim girişimleri ve sağlık konusundaki işbirliği de gündemde olacak.  

Komite, bölgesel ve uluslararası işbirliği için bir model haline gelen Türk-Katar ilişkilerinin son yıllarda giderek geliştiği bir zeminde kuruldu.  

Bu uzun soluklu işbirliği, gelişen bölgesel ve küresel ortamın gerekliliklerini karşılamak üzere ilişkilerimizi daha yüksek bir seviyeye çıkarma arzumuzu yansıtıyor.  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani’nin liderliğinde ikili ilişkilerimizin stratejik ve sürdürülebilir derinlikte yeni zirvelere ulaştığını gurur ve güvenle söyleyebilirim.  

Türkiye ve Katar, iki ülkenin, bölgenin ve bir bütün olarak insanlığın güvenlik ve istikrarı için birbirlerinin yanında duran, zorluklar ve refahta birlikte mücadele eden bir dayanışma modeli oldu ve olmaya devam edecektir.”  

Orta Doğu ve dünyadaki mevcut koşullar ışığında bu toplantının önemi hakkında neler söylersiniz?


 “İki ülkenin liderleri, daha önce görülmemiş bir hızda gerçekleşen bölgesel ve uluslararası değişimlerin ışığında bir araya gelecek. Dolayısıyla mevcut uluslararası atmosfer, gelişmeleri tartışmak, mevcut krizlere karşı pozisyonları koordine etmek ve ortak zorluklarla yüzleşmek üzere ikili işbirliğini geliştirmek için paha biçilmez bir fırsat sunması bakımından bu toplantıyı özellikle önemli kılıyor.  

Bu yılki toplantıda yapılacak tartışmalar insani destek, bölgesel istikrar ve ekonomik dayanıklılık gibi alanlarda esneklik, işbirliği ve proaktif katılıma odaklanacak. 

Aynı zamanda toplantı, bölge ve ötesindeki karmaşık dinamikler, gerginlik ve gerilimler göz önüne alındığında özellikle önemlidir.  

Bölgesel durum, özellikle Türkiye ve Katar gibi barış, istikrar ve refah vizyonunu paylaşan ülkeler arasındaki sağlam ortaklıkların değerini ortaya koyuyor.

Bölgesel barış ve güvenliğin desteklenmesindeki rollerinin bilincinde olan Türkiye ve Katar, diyalog ve anlayışı destekleyen ve çeşitli taraflar arasında uzlaşıyı teşvik eden tutumlarıyla krizlerin çözümüne yönelik aktif bir şekilde katkıda bulunuyor.  

Bu rol, Filistin halkının insani acılarını hafifletmek, meşru haklarını desteklemek ve bağımsız bir Filistin devleti kurma arzularını karşılayacak adil ve kapsamlı bir çözüm bulmak için çalıştıkları, Gazze’deki krizi ele almaya yönelik devam eden çabalarında açıkça görülüyor.  

Bölgemizde onlarca yıldır kanayan yaraları iyileştirmenin tek yolu, Filistinli çocukların geleceklerini özgürce hayal edebilecekleri, iki devletli çözüme dayalı bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır.  

Mevcut küresel zorluklar ortaklığımızı sadece faydalı değil aynı zamanda gerekli kılıyor. Bu da, Türkiye ve Katar’ın bölge ve dünya için daha istikrarlı ve müreffeh bir gelecek için birlikte çalışma kararlılığını güçlendiriyor.”