Husi Hareketi'nden Nasreddin Amir: İsrail'e Uyguladığımız Abluka Başarıya Ulaştı

İsrail’e yönelik saldırılarda kullanılan füzelerin yerel üretim olduğunu savunarak İran bağlantısı iddialarını reddeden Husi Hareketi'nin Enformasyon Bakan Yardımcısı Nasreddin Amir, gelişmiş silahların İsrail’e karşı savunma amaçlı olduğunu vurguladı.
Fokus+
Husi Hareketi'nden Nasreddin Amir İsrail Katliamları Durmadan Operasyonlarımız Durmayacak
13 Kasım 2024

Husi Hareketi'nin Enformasyon Bakan Yardımcısı Nasreddin Amir, Fokus+’a özel açıklamalarda bulundu. Nasreddin Amir, ilk olarak, İran’la bağlantılı olduğu ve Yemen’den İsrail’e atılan füzelerin Yemen yapımı değil, İran yapımı olduğu yönündeki iddialara açıklık getirdi. “Bu suçlama yalnızca bize yönelik değil; aynı zamanda Hamas’a ve Filistinli kardeşlerimize de yöneltiliyor.” diyen Amir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Filistinliler, 76 yıldır işgal altında olan bir toprakları olmasına rağmen, sürekli olarak İran’a hizmet etmekle itham ediliyorlar. Filistin davasının İran İslam Cumhuriyeti veya İran devrimi öncesinde de var olduğu gerçeğini göz ardı ediyorlar. Sanki bu katliamlar, akan kan ve durmaksızın süren suçlar karşısında Filistin halkını desteklemek için hiçbir motivasyonumuz yokmuş gibi, sanki tek amacımız İran’a hizmet etmekmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.”  

Peki, Yemen’e yıllardır uygulanan ablukaya rağmen Tel Aviv’e ulaşabilen bu gelişmiş silahları nasıl temin ettiniz?


“Cevap, sorunun kendisinde gizli. Yemen’e yalnızca Birleşmiş Milletler tarafından denetlenen gemilerin girmesine izin veriliyor. Ulaşım yolları ise yalnızca Ürdün’e açık ve Ürdün de direniş çizgisinde olan bir ülke değil. Dolayısıyla, silah kaçakçılığı yapmak veya silahları Yemen’e ulaştırmak neredeyse imkansız. Bu durum, kullanılan silahların tamamen Yemen’de üretildiğine dair yeterli bir kanıttır. Silahların bazı özelliklerinin benzer olması veya tasarım açısından benzerlik göstermesi son derece doğaldır; sonuçta mevcut teknolojilerden ve çizimlerden faydalanıyoruz. Bunda bir kusur yoktur. Bizi silahsız bırakmaya çalışarak savunmasız hale getirmek isteyenlere karşı, İran veya başka ülkelerden teknoloji almaktan çekinmiyoruz. Türkiye veya başka dost ve İslam ülkelerinin yardım tekliflerini de memnuniyetle kabul ederiz, yeter ki bize düşman bir tavır sergilemesinler. Bizim için tek istisna İsrail’dir, çünkü onu bir devlet olarak değil, işgalci bir güç olarak görüyoruz.”

Kızıldeniz’deki geçişlere yönelik saldırılarınızı önlemek amacıyla uluslararası bir koalisyon kuruldu. Yemen’e yapılan saldırılara rağmen bu tür operasyonlara devam edecek misiniz? 


“Bu koalisyon baştan sona başarısız oldu. Öncelikle geniş bir ülke katılımı vaadiyle yola çıktılar ancak sonunda sadece ABD ve İngiltere kaldı, onlar da nihayetinde çekildi. Allah’a şükür, deniz ve abluka konusunda başarılı olduk; İsrail’in Ummu Raşraş (Eilat) Limanı'na uyguladığımız abluka tamamen başarılı oldu, İsrailliler bile hiçbir geminin bu limana ulaşamadığını kabul etti. Kızıldeniz kıyısındaki Müslüman ülkeler, operasyonlarımızı kınayan herhangi bir açıklama yapmadı. Bu ülkeler ya Arap ya da İslam ülkesi olarak Filistin halkının yanında durmak zorundalar. En azından operasyonlarımızda tarafsız kalmalılar.”

“Bedelini ödemeye hazırız” 

Bazıları, saldırılarınızın sadece İsrail’e değil, aynı zamanda Mısır gibi Arap kardeşlerimize de zarar verdiğini söylüyor. Örneğin Süveyş Kanalı’ndaki geçişler yüzde 60 oranında azaldı ve bu da Mısır ekonomisine zarar verdi. Buna cevabınız nedir? 


“Evet, etkilendi ancak nedenini Mısır da anlıyor. İsrail gemilerinin geçişini engellediğimizde bu gemiler Süveyş Kanalı’ndan değil, Akabe Körfezi üzerinden Eilat Limanı’na gidiyordu. Yani Süveyş Kanalı’ndan geçmiyorlardı. Önceleri bilgimizin doğruluğunu sorguluyorlardı ancak gelişmeler, limanın tamamen kapatıldığını ve hiçbir geminin geçemediğini gösterdi. Bu da bilgimizin ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. Mısır ile iletişim halindeyiz ve görüşlerimizi paylaşıyoruz. Onlar da bu durumun sebebini anlıyor; Kızıldeniz’i askeri hale getirmeye çalışan ABD ve Batı'nın, küresel ticareti aksattığını görüyorlar.”

Savaşla yorgun düşmüş Yemen, İsrail’in yapabileceği saldırılara hazır mı?  


“Bu çatışmaya girerken, Batı'nın bizi yalnız bırakacağını veya İsrail'in harekete geçmeyeceğini düşünmüyoruz. Batı, İsrail’i ‘gözde çocuğu’ olarak görüyor ve onun için harekete geçecektir. Ayrıca, İsrail'in saldırgan doğasının bölgeye saldırmak için yeterli olduğunu da biliyoruz. Biz ise dini, ahlaki, insani ve Arap kardeşliği çerçevesinde Filistin halkının yanında durmaya devam edeceğiz ve bunun bedelini ödemeye hazırız. İsrail, bize karşı harekete geçerse, bedelini ödeyecektir. Füze ve insansız hava araçlarımız hazır ve İsrail'in savunma sistemleri tarafından engellenemez.”

Kızıldeniz'de operasyonlarınız uluslararası nakliyeyi nasıl etkiliyor? 


“Biz, İsrail’e yönelmiş olmayan hiçbir gemiyi hedef almadık. Batılı diplomatlarla toplantılar yaparak onlara İsrail dışındaki hedeflere saldırmadığımızı kanıtladık. Ayrıca, Sana’daki hükümetimiz, deniz taşımacılığı şirketlerine güvence vererek kendilerini güvende hissetmelerini sağladı. Ancak bazı şirketler ABD baskısı altında oldukları için rotalarını değiştirdiler.”

Röportajın devamında Nasreddin Amir, Taiz ablukası, Hamas ile iletişimlerinin nasıl sürdüğü, Türk hükümeti ile iletişim halinde olup olmadıkları gibi bazı sorulara cevap verdi. Husi Hareketi'nin Enformasyon Bakan Yardımcısı Nasreddin Amir, Türk halkına seslendi ve aynı zamanda Filistin meselesi konusunda Türk halkını takdir ettiğini belirtti. 


Husi Hareketi'nin Enformasyon Bakan Yardımcısı Nasreddin Amir'in Fokus+ özel röportajının tamamını izlemek için YouTube kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.