Libya Devlet Yüksek Konseyi Üyesi: Libyalıların Umutlarını Yerine Getirme Konusunda Yeni Bir Anayasa Dışında İstikrar Yok
Libya Devlet Yüksek Konseyi Üyesi Amina el-Mahjoub Fokus+’a verdiği röportajda, ülkedeki mevcut manzaranın diaspora ve siyasi izolasyonun yanı sıra doğu ve batıda milislerin işgalinin, vatandaşa zarar veren, büyük zenginlik ve potansiyele sahip Libya’yı kısıtlayan talihsiz durumlarla dolu bir sahne olduğunu belirtti.
Ayrıca Mahjoub, ülkenin merkezi bir otoritenin iktidarında birleştirecek kapsamlı seçimlere doğru ilerlemesini engelleyen siyasi sahnedeki durgunluktan kurtulma ve Libyalıların umutlarını yerine getirme konusunda yeni bir anayasa dışında istikrar olmadığının altını çizdi.
Devlet kurumlarında da vizyon konusunda ayrışma yaşandığını vurgulayan Mahjoub, “Bu aynı zamanda seçimlere gitmeyi ve seçimlerin yapılmasına yönelik ortak bir mekanizma üzerinde anlaşmayı da engelliyor” şeklinde konuştu.
Seçim ikilemi
Hükümetin önemine dikkat çeken Mahjoub, tüm Libya toprakları üzerinde kontrolünü dayatabilecek birleşik bir hükümet olmadan, Libyalıların hür iradeleriyle oy kullandıkları adil seçimlerin gerçekleştirilemeyeceğini ifade etti.
Güçlü bir birleşik hükümetin, vatandaşlar üzerinde baskı ve seçim sürecine müdahalenin olmadığı adil seçimlerin tek garantisi olduğunu söyleyen Mahjoub ayrıca şu şekilde konuştu;
“Çeteler ve milisler artık özellikle ülkenin doğusunda yayılıyor ve bunların varlığı göz önüne alındığında, seçimler vatandaşların güvence altına alınması için yeterince adil olmalı.”
Seçim yasası konusundaki anlaşmazlık
Mahjoub, geçici olarak doğudaki Marj şehrinde bulunan ve kararları milislerin lideri Halife Hafter tarafından kontrol edilen Temsilciler Meclisi’nin kusurlu performansını eleştirdi.
Askeri personelin görev yapmasına, böylece emekli General Halife Hafter’in aday olabilmesine olanak sağlayan Anayasa Beyannamesi’ndeki 13. değişikliğin Temsilciler Meclisi tarafından onaylanmasına değinen Mahjoub, bu değişikliğinin yanlış prosedürlerle yapıldığını söyledi.
Libya Temsilciler Meclisi, Şubat 2023’te beklenen parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması konusunda anayasal temel olacak Anayasa Beyannamesi’ndeki 13. değişikliği Şubat 2023’te onayladı.
Bu anayasa değişikliği hükümlerine göre, siyasi sistemin niteliğine parlamenter veya yarı başkanlık sistemi yerine cumhurbaşkanlık sistemi karar veriyor. Ayrıca, cumhurbaşkanına hükümet başkanını atama ve görevden alma yetkisi de veriliyor.
Temsilciler Meclisi’nin bu anayasa değişikliklerinin onayına dayanarak oluşturduğu Seçim Komisyonu’nun seçim sürecine uygun bir yasa üretmeyi başaramadığını söyleyen Mahjoub şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü;
“Bu tür geçici anayasa değişiklikleri olumlu sonuçlara yol açamaz, ancak tek yol yeni bir anayasanın onaylanması ve Libya halkının bu anayasayı referanduma götürmesidir.”
Bu bağlamda açıklamasını sürdüren Mahjoub, “Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi üyeleri arasında yeni bir anayasa veya anayasal kurallar üzerinde sağlıklı bir şekilde anlaşmaya varılması, arzu edilen seçimlere doğru atılmış bir adım da olabilir” diye ekledi.
Devlet Yüksek Konseyi içinde bölünme
Mart 2023’te, Devlet Yüksek Konseyi tarafından onaylanan ve Seçim Komisyonu'nun ortaya çıktığı anayasal kural değişikliklerini onaylayan bir bildiri yayımlandı.
Daha sonra, çok sayıda Konsey üyesinin bu değişiklikleri reddetmesi üzerine bir anlaşmazlık ortaya çıktı.
Danıştay içindeki anlaşmazlığa vurgu yapan Mahjoub, “Konsey’in 53 üyesinden oluşan bir grup, Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan son seçim yasası siyasi anlaşmayı aştığı ve anayasaya aykırı değişiklikleri onayladığı için "kusurlu" olduğuna inanıyor. Bu nedenle onun ortaya koyduğu şeyler kabul edilemez” şeklinde konuştu.
Öte yandan Libya’daki geçiş sürecini düzenleyen anayasal belge olan, 2015 yılı sonunda imzalanan siyasi anlaşmaya göre, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi anayasa ve genel seçimlerin yapılmasına ilişkin tüm kanunlar ve bunlara ilişkin mevzuat üzerinde anlaşmak zorunda.
Devlet Yüksek Konseyi’ndeki diğer ekibin bu anayasa değişikliklerini onaylamasını “yanlış” olarak nitelendiren Mahjoub, yasanın herhangi bir anayasa değişikliğinin onaylanması için Konsey üyelerinin üçte ikisinin onayını gerektiğini, ancak bunun sağlanamadığını söyledi.
Libya’da hiçbir rasyonel kişinin, cumhurbaşkanının Temsilciler Meclisi’ni istediği zaman feshetmesine izin veren anayasa değişikliklerinin yol açtığı seçimleri kabul edemeyeceğini vurgulayan Mahjoub, şunları ekledi;
“Temsilciler Meclisi serbestçe faaliyet göstermiyor, Libya'nın doğusunu kontrol eden askeri güçten etkileniyor.”
Güçsüz hükümetler
Şu anda ülkenin batı ve doğusunda mevcut olan iki hükümetin performansına değinen Mahjoub, “Usame Hammad liderliğindeki doğudaki hükümet General Halife Hafter’in aynı bölgedeki fiili hakimiyeti nedeniyle zincire vurulmuş durumda ve mevcut koşullar altında herhangi bir hizmet sağlayamıyor. Bu nedenle hükümetin bu konuda hiçbir etkisi yoktur” şeklinde konuştu.
Mahjoub, Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti’nin de güçsüz olduğunu, Trablus ve Misrata gibi ülkenin batısındaki birkaç valiliği görüldüğünü ve geri kalan şehirlerin göz ardı edildiğini de öne sürdü.
Dibeybe’nin muhalif seslere destek vermemesini eleştiren Mahjoub, “Ben şahsen Devlet Yüksek Konseyi üyesi olarak Dibeybe ile birkaç kez görüşme talebinde bulundum ancak kabul edilmedim” dedi.
Uluslararası meşruiyet
Dibeybe’nin iktidarı seçilmiş bir hükümet dışında herhangi bir biçimde devretmeyi reddetmesi hakkında yorum yapan Mahjoub, “Aslında Dibeybe hükümeti meşru bir şekilde ve uluslararası açıdan tanınarak geldi ve bu nedenle meşru bir hükümettir” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Libyalıların arzusuna aykırı olsa bile, uluslararası toplumun Libya’nın kararına güçlü bir şekilde müdahale ettiğini dile getiren Mahjoub, “Batı, seçimler yoluyla değil de yalnızca iç diyaloglar sonucunda gelebilecek başka bir hükümeti kabul etmeyecek ve tanımayacaktır” diye konuştu.
Mahjoub, uluslararası ve ulusal çabaların, Usame Hammad başkanlığındaki Temsilciler Meclisi (doğu) tarafından atanan bir hükümet ile Libya’daki siyasi krizi çözmek için seçim yapılması yönünde çaba gösterdiğini belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Dibeybe hükümetinin de, yeni seçilmiş bir parlamento aracılığıyla gelecek hükümet dışında iktidarı devretmeyi reddettiğini sözlerine ekledi.