Sudan Eski Enformasyon Bakanı: Sudan Hükümetinin, Afrika Kıtasında Büyük Öneme Sahip Türkiye ile İletişimini Artırması Gerek

Sudan eski Enformasyon Bakanı olan siyasi analist Hasan İsmail, ordunun isyanın liderlerine karşı kahramanca savaştığını söyledi. İsmail, Fokus+’a verdiği röportajda Sudan’da yaşananların, uluslararası tarafların dahil olduğu bir komplo olduğunu vurguladı.  Ayrıca Sudan hükümetinin, Afrika kıtasında büyük öneme sahip bir ülke olan Türkiye ile iletişimini artırması gerektiğinin altını çizdi.
F_IKON
Sudan Eski Enformasyon Bakanı
19 Temmuz 2024

Sudan’daki savaşın bölgesel bir savaşa dönüştüğünü dile getiren İsmail, “Bu her ne kadar bir iç savaş olsa da dış güçlerin müdahalesi, onu bugünkü harabeye sürükledi” dedi. Söz konusu durumun, “kapsamlı ekipmanlara ve hedefe yönelik medya planlamasına sahip bölgesel ve uluslararası bir komplo” olduğunu da belirtti.

İsmail, Orgeneral Abdulfettah Burhan liderliğindeki ordunun yiğitçe ve cesurca savaştığını ve uluslararası bir komployla karşı karşıya olduğunu ifade etti. Buna ek olarak ordunun, Hızlı Destek Kuvvetleri liderlerinin iktidarı ele geçirmesi, ordu liderlerinin tutuklanması ve Birleşmiş Milletler (BM) Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes’in projesine göre, Sudan’da yönetimin ilan edilmesini öngören ilk planı, başarılı bir şekilde bozmayı başardığını söyledi. Ordunun, isyancı güçlerin yeteneklerini tüketmeye devam ettiğini de ekledi.

Öte yandan, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah Burhan, Mayıs 2023’te Perthes başkanlığındaki BM misyonunu sona erdirdi. 

Burhan, BM’ye yazdığı bir mektupla Perthes’i istenmeyen adam olarak nitelendirerek, “Perthes, BM Genel Sekreteri’ne sunduğu raporlarda açıkça aldatma ve kandırmaca yapıyor” ifadelerini kullandı. 

İsyanın sona erdirilmesine yönelik ısrar 

İsmail Fokus+’a verdiği röportajda, Burhan’ın isyancı liderlerle müzakere masasına oturmama konusundaki kararlı tutumunun güçlü bir duruş olduğunu ve bunun Sudan halkının onlara teslim olmama konusundaki ısrarından kaynaklandığını söyledi.

Üç aşama 

İsmail, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin savaşta bu noktaya gelebilmesi için üç aşamadan geçtiğini söyleyerek şu ifadelerle devam etti; 

“İlk aşama, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin Darfur’da coğrafi olarak belirli bölgelerde yürütülen savaşta orduyu destekleyen sınırlı bir askeri güç olarak kurulma aşamasıdır. Bu eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir dönemindeydi. O dönemde bu kuvvetler sınırlıydı ve Harekat Otoritesi ve Halk Savunması gibi diğer yardımcı kuvvetler gibi Silahlı Kuvvetler Kanunu’na göre yönetiliyordu.” 

Sonrasında, İkinci aşamaya değinen İsmail, bunun Beşir rejiminin devrilmesinden sonraki devrim aşaması olduğunu belirtti. 

İsmail, bölgesel güçlerin bu süreçte siyasi ortak olarak Hızlı Destek Kuvvetleri’ni dayattığını bildirerek, açıklamasını şöyle sürdürdü; 

“Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), kuvvetlerin bütçesinin katlanarak arttığı ve militan sayısının 150 bini aştığı bir aşamada, geniş nüfuz ve yetkilerle iktidar sisteminin ikinci adamı haline geldi.” 

Siyasi analist konuya devam ederek, “Üçüncü aşama ise bu savaşa ve Sudan’ın bugün yaşadığı büyük insani kayıplara yol açan, devletin birlik ve bütünlüğüne karşı Hızlı Destek Kuvvetleri’nin komplo güçleri olarak kullanılma aşamasıdır” diye konuştu. 

Hızlı Destek Kuvvetleri, sonuncusu Hartum yakınlarındaki Sennar eyaleti olmak üzere çeşitli bölgelerde kontrolü ele geçirdi. Ayrıca İsmail, binlerce Sudanlının, orduyla omuz omuza savaşmak üzere gönüllü olarak yazıldığı bilgisini verdi. Bu durumun aynı zamanda Kordofan, Kuzey Darfur, Nil Nehri ve diğer eyaletlerde de yaşandığını belirterek, halkın bu adımının ordu güçlerine büyük maddi ve manevi destek sağladığını ifade etti. 

Türkiye’nin desteği şart 

İsmail, Türkiye’nin Sudan ve halkıyla tarihsel olarak iyi ilişkileri göz önüne alındığında, ordu ve halkın hala Türkiye’nin olumlu bir rol oynamasını sabırsızlıkla beklediğini vurguladı. Türkiye’nin artan olumlu rolünü hala sabırsızlıkla beklediklerini dile getiren İsmail, “Egemenlik Konseyi tarafından temsil edilen resmi Sudan tarafının Türk devleti ile gerekli iletişimde başarısız olduğunu kabul ediyoruz. Türkiye, Afrika alanında ağırlığı olan bir ülkedir.” 

Afrika ülkelerinin oynadığı role ilişkin de güçlü eleştirisini dile getiren İsmail, Afrika Birliği’nin (AfB) rolünün “komplocu ve utanç verici” olduğunu, Afrika kıtasında yanan birçok yangının söndürülmesinde bu rolün güçsüz kaldığını belirtti. 

Sudanlıların dayanışması 

Ülkedeki insani trajedinin ciddiyetine değinen İsmail, “Çarpıcı olan şey, insani durumun ağırlaşmasına rağmen, geleneksel anlamda yerinden edilmiş insanlara yönelik kampların olmaması, bunun yerine Sudanlı dayanışmasının bir biçimi olan barınma kamplarının yaygınlaşmasıdır” dedi. 

Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi buna katkıda bulunan birçok dost ülkenin bulunduğunu vurgulayan İsmail, uluslararası yardım konusunun “Sudan halkına sızma ve şantaj kozu” olarak kullanmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. 

İsmail açıklamasının sonunda, “İsyanı destekleyenlerin, darbe projeleri ve siyasi kontrollerinin başarısız olduğuna ikna edilmeleri ya da uluslararası toplumun isyanın destekçilerine bundan vazgeçmeleri yönünde baskı yapma konusunda olumlu bir rol oynaması dışında bu savaşın bitmesinin hiçbir yolu yok” diye de ekledi. 

Sudan, 15 Nisan 2023’ten bu yana Burhan liderliğindeki ordu ile ülkenin büyük bölümünü kapsayan Hamideti liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalara sahne oluyor. 

Öte yandan ülkedeki insanlık dramı da öyle bir boyuta ulaştı ki, bu savaş sona ermezse milyonlarca insan açlıktan ölebilir.