AB-KİK Zirvesi’nin Gündemi: Yıkıcı Savaşlar ve Ekonomik Konular
Avrupa Birliği (AB) ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasındaki ilk zirve Çarşamba 16 Ekim Brüksel’de gerçekleştirilecek.
AB-KİK arasında ilk kez düzenlenecek zirveye, 27 AB üyesi ülkenin lideri ile Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Umman ve Kuveyt’in liderleri katılacak.
Söz konusu zirvede bir dizi siyasi, ekonomik ve güvenlik meselesi ele alınacak.
AB-KİK Zirvesi’nin gündemi
Zirvede, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik savaşı ve bu savaşın Lübnan’a doğru genişlemesine ek olarak, İran ve İsrail arasında tırmanan gerilim, Sudan ve Kızıldeniz’de yaşananlar ve Rusya-Ukrayna savaşıyla bağlantılı zorluklar ele alınacak.
AB-KİK Zirvesi’nin gündeminde, ticaret ve yatırımla ilgili konuların yanı sıra iklim ve yeşil enerjiye geçiş ve özellikle dijital sektördeki teknolojik gelişmeler ile KİK vatandaşları için vize muafiyeti gibi diğer önemli konular da yer alacak.
Körfez bölgesinden diplomatik kaynaklara göre zirvenin gündeminde, AB-KİK Serbest Ticaret Anlaşması’nın yer alması da bekleniyor.
Katar’ın başkenti Doha’da Eylül ayında düzenlenen 13. AB-KİK diyalogunda ekonomik güçlükler ve politika öncelikleri ele alınmıştı.
Diyalog toplantısı sırasında KİK Siyasi İşler ve Müzakerelerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Abdulaziz Al Awayiş ekonomik görünüm, bölgesel ve uluslararası risklerin yanı sıra Gazze savaşının bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrar üzerindeki etkilerine ilişkin bir sunum yapmıştı.
AB Uluslararası Ekonomik ve Mali İlişkiler ve Küresel Yönetişim Direktörü Annika Eriksgaard ve AB Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürlüğü Başkan Yardımcısı Renata Hruzova ise güvenlik ve istikrarla ilgili bölgesel ve uluslararası riskler ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın AB ekonomileri üzerindeki etkisini içeren bir sunum gerçekleştirmişti.
Planlanan AB-KİK Zirvesi’ne yönelik hazırlıklarda, Aralık 2008’de, başlatılmasından neredeyse 20 sonra KİK ülkeleri tarafından askıya alınan serbest ticaret anlaşmasına ilişkin bir tutum ortaya çıkmadı.
Söz konusu anlaşmaya ilişkin müzakereler 1991 yılında başladı, ancak o dönemde yaşanan bazı engeller nedeniyle düzenli bir şekilde ilerleyemedi.
Gümrük Birliği’nin kurulması ve KİK ülkeleri için tarifelerin birleştirilmesinin ardından müzakereler yoğunlaştırıldı.
Birçok konunun sonuçlandırıldığı birkaç tur gerçekleştirilirken, üzerinde anlaşılmayan bazı konular üzerinde görüşmeler devam etti.
Ancak müzakerelerde herhangi bir ilerleme kaydedilmemesi ve Avrupa’nın bazı noktalarda tavır değiştirmemesi, KİK ülkelerinin Aralık 2008’de müzakereleri askıya almasına yol açtı.
Aynı zamanda KİK ülkeleri, Avrupa’nın müzakerelerin yeniden başlaması için ortak bir zemin bulunana kadar, iki taraf arasında istişarelerin sürdürülmesi yönündeki talebini kabul etti.
Taraflar arasındaki ticaretin artması
AB, 2022 yılında Çin’den sonra Körfez ülkelerinin ikinci ticaret ortağı oldu ve KİK’in toplam ticaretinin yüzde 15,8’ini oluşturdu.
AB’nin Körfez ülkeleri ile ticaretinin oranı ise yaklaşık yüzde 12,3 olarak kaydedildi.
Rusya-Ukrayna savaşı, iki taraf arasında 2021’de 124 milyar dolar olan ticaret değerinin, 2022’de 186 milyar dolara ulaşmasına katkıda bulundu.
KİK Genel Sekreteri Cassim el-Budeyvi, geçtiğimiz Ağustos ayında Brüksel’de AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile KİK-AB zirvesi için yapılan son hazırlıkları görüştü.
KİK Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamaya göre taraflar, AB-KİK Zirvesi’nin, taraflar arasındaki seçkin ilişkileri, ortak çıkarlarının gerçekleştirilmesine katkıda bulunacak şekilde güçlendirme arzusunun doruk noktası olduğunu vurguladı.
İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırılarının sonuçları
Katar merkezli Al-Sharq gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Jaber Al-Harami, Al-Araby Al-Jadeed’e verdiği demeçte, söz konusu zirvenin özellikle siyasi düzeyde ve İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırısı ve savaşın Lübnan’ı da içine alacak şekilde genişlemesi gibi son derece önemli koşullarda gerçekleştirildiğine dikkat çekti.
Harami, İsrail’in yürüttüğü bu savaşların sonuçlarının, çoğu Tel Aviv’i destekleyen Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere her ülkeye ulaşabileceğini söyledi.
Çatışma çemberinin İran, Yemen ve Kızıldeniz’e ulaştığının altını çizen Harami, bu durumun küresel tedarik zincirlerini etkilediğini de belirtti.
Harami ayrıca, KİK ülkeleri ile AB arasındaki stratejik ilişki ve büyük ortaklığın, bu çatışma ve yansımalarından sadece siyasi olarak değil, aynı zamanda ekonomik ve ticaret alanında da olumsuz etkileneceğini ifade etti.
Al-Sharq gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni açıklamasının sonunda, “Avrupa ülkeleri bu konuda aktif bir rol oynamalı ve İsrail’e Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırım savaşını durdurması için baskı yapmalıdır” diye ekledi.