Bölgesel Konjonktür Türk-Mısır Yakınlaşmasını Gösteriyor

Türkiye ve Mısır cumhurbaşkanları arasındaki görüşme masasında Sudan ve Libya krizi gibi bir dizi ortak bölgesel dosyanın yanı sıra her iki taraf için de büyük önem taşıyan Doğu Akdeniz dosyası ve Gazze'deki savaşı durdurmak için ne gibi ortak önlemler alabilecekleri bulunuyor.
F_IKON
Türk-Mısır-İlişkisi.jpg
13 Şubat 2024

İletişim Başkanlığı, Türkiye-Mısır ilişkilerinde kayda değer bir gelişme olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 12-14 Şubat tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ı ziyaret edeceği tur kapsamında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi'nin davetlisi olarak 14 Şubat'ta Mısır'ı ziyaret edeceğini açıkladı. 

Ziyaret, İsrail'in yaklaşık bir buçuk milyon Filistinlinin yaşadığı Refah bölgesini bombalayarak Gazze'ye yönelik saldırılarını artırdığı bir döneme denk geliyor. Erdoğan ve Sisi'nin gerilimi azaltma mekanizmasını ele almaları planlanıyor. 

Türkiye ve Mısır cumhurbaşkanları arasındaki görüşme masasında Sudan ve Libya krizi gibi bir dizi ortak bölgesel dosyanın yanı sıra her iki taraf için de büyük önem taşıyan Doğu Akdeniz dosyası ve Gazze'deki savaşı durdurmak için ne gibi ortak önlemler alabilecekleri bulunuyor. 

Ortak bir vizyona ulaşılması halinde, bir dizi ortak bölgesel dosya üzerinde koordinasyon yoluyla iki ülke yeniden stratejik bir ortaklık oluşturma fırsatına sahip olabilir. 

Gazze soykırımı karşısında ortak pozisyon 

SETA dış politika araştırmacısı Dr. Bilgehan Öztürk söz konusu ziyaret hakkında Fokus+’a verdiği röportajda “Cumhurbaşkanı Erdoğan Kahire’yi, içinde Dubai’nin de bulunduğu bölgesel bir tur kapsamında ziyaret ediyor. İki ziyaretin de ana gündem maddesi ve önceliği elbette Refah’ta artık son noktada bulunan Gazzeli sivillerin nasıl korunabileceği üzerine kafa yormak.” ifadelerini kullandı. 

Öztürk, İsrail’in özellikle Refah’a da saldırmaya başlamasının kaçınılmaz şekilde Gazzeli sivilleri Mısır sınırına doğru ittiğini, Mısır’ın ise ya bu baskıya boyun eğip Gazzeli sivilleri Sina’ya çekmek ya da sınırını korumak pahasına Gazzeli sivillere yönelik sert tedbirler almak şeklinde iki zor seçeneğinin bulunduğunu belirttikten sonra şunları ekledi: “Erdoğan’ın ziyareti, Mısır’ın içinde bulunduğu zor durumu göz önünde bulundurarak Mısır ile dayanışma gösterme ve Mısır’a destek olma amacı taşıyor.” 

Ortak bölgesel roller 

SETA’da araştırmacı olan Can Acun ise konu hakkında Fokus+’a görüşlerini aktarırken “Türkiye ile Mısır arasında devam eden normalleşme süreci Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kahire ziyareti ile tamamlanarak bundan sonra iki ülkenin yeniden stratejik ortak olmasına yönelik bir süreç söz konusu olacaktır. İki ülkenin bölgesel ortak çıkarları varken, aynı zamanda bölgesel meydan okumalar ve tehditler de birlikte hareket etmeyi gerektirmekte.” ifadelerini kullandı. 

“Mısır'ın Etiyopya ile yaşadığı Nahda Barajı krizi de dahil olmak üzere ilgili sorunlar bağlamında Türkiye'nin arabuluculuğunda bir rahatlama sağlanabilir, keza Sudan'da yaşanan iç çatışmaların bir an önce bitirilmesi bağlamında da Türkiye ile Mısır'ın pozisyonu benzer.” diyerek devam etti: “Libya'da da taraflar uzun bir süre karşı karşıya gelmiş olmasına rağmen şu an suhulet sağlanmış durumda, burada olası bir siyasi istikrar için tarafların pozisyonu büyük önem taşıyor.” 

Araştırmacı Can Acun Fokus+’a verdiği röportajı “Keza yine Doğu Akdeniz ve buradaki enerji kaynaklarının kazan kazan anlayışıyla kullanılması hususunda da ortak çıkarlar olduğunu düşünüyorum. İki ülke ihtilaf yaşadığı dönemlerde Mısır, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'la Türkiye'ye karşı ittifak yapmıştı. Bu pozisyon Mısır'ın çıkarlarıyla örtüşmüyordu ve şimdi yeni denklemde Türkiye ve Mısır iki kıyıdaş ülke olarak birlikte hareket etme potansiyeline sahip.” ifadeleriyle sonlandırdı. 

Araştırmacı Acun’un bu görüşlerine katılan Dr. Bilgehan Öztürk ise konuya dair açıklamalarına devam etti:  

“Uzun yılların ardından gerçekleşen bu ziyaret kapsamında hem Türkiye hem de Mısır için önem arz eden Libya ve Sudan gibi ülke ya da konuların görüşülmesi de son derece muhtemeldir.  

Mısır için istikrarı önemli olan Sudan’da Türkiye de toprak bütünlüğü ve istikrarı önemsiyor, darbe ve iç çatışmadan önce imzaladığı anlaşmalar ve ulusal çıkarları için mevcut çatışmayı bir tehdit olarak görüyor.  

Libya’da ise şimdiye kadar rakip konumlarda bulunan Türkiye ile Mısır arasında yeni bir uzlaşı için bir nevi zemin oluşuyor. Türkiye’nin Bingazi’de konsolosluğunu yakın zamanda açacak olması ve Barka/Sirenayka bölgesiyle de ilişki geliştiriyor olması, Mısır’ın öteden beri yeni bir geçiş hükümeti teşkil edilmesi yönündeki ısrarına Türkiye’nin rıza gösterme ihtimalini artırıyor.” 

Somali krizi için ortak vizyon 

Etiyopya'nın "Somaliland" devletiyle yaptığı ve Etiyopya'ya Somali'de deniz üssü kurma hakkı tanıyan anlaşmaya karşı Somali'nin pozisyon almasının ardından kısa bir süre önce Türkiye ve Mısır cumhurbaşkanları Somali devletini destekleyen ortak bir pozisyon aldılar. 

Mısır'ın Etiyopya ile Somaliland arasında imzalanan mutabakat zaptını reddettiğini açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da Somali'nin toprak bütünlüğü hakkına Türkiye’nin desteğini teyit etti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye'nin Somali'yi terörle mücadelesinde desteklediğini ve iki ülke arasındaki iş birliğinin artarak devam edeceğini" ifade etmesi, Afrika'da istikrar ve güvenliğin sağlanmasında Mısır ile iş birliği yapılabileceğine işaret ediyor. 

Türkiye Akdeniz’deki gaz hakkında mısır ile ortak bir vizyon ortaya koymayı başarabilecek mi? 

Araştırmacı Halid Fuad, Fokus+'a verdiği yorumda özellikle Gazze, Libya ve Doğu Akdeniz'deki gaz başta olmak üzere iki taraf arasında gündeme gelen ortak konular açısından ziyaretin önemine dikkat çekti.  

Enerji ve uluslararası ilişkiler konularında uzman olan araştırmacı, Türkiye'nin yıllardır Mısır, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin de dahil olduğu Doğu Akdeniz Gaz Forumu ülkeleri tarafından bölgede kendisine uygulanan izolasyona karşı koymaya çalışan bir strateji izlediğini de ifade etti.  

Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'deki krizin geniş bir bölgesel ittifakla değil sadece Yunanistan'la sınırlı kalması için çalıştığını ve bu nedenle son yıllarda Doğu Akdeniz ülkeleriyle, özellikle de Mısır'la ilişkilerini yeniden düzenlemeye çalıştığına odaklandığını belirtti.  

Türkiye ve Mısır arasında Doğu Akdeniz'de yapılacak herhangi bir iş birliğinin şüphesiz Türkiye'nin hedeflerine hizmet edeceğini söyleyen Fuad, her iki ülkenin farklı vizyonları nedeniyle sınır belirleme konusunda hala var olan zorluklara işaret etti.  

Fuad, Türkiye ve Yunanistan’ın deniz sınırı vizyonları arasındaki farkın büyük olduğunu ve bunun hem Kıbrıs hem de Yunanistan ile sınırların belirlenmesi için iki anlaşma yapmış olan Mısır'a yansıyacağını, Mısır'ın bu sınırları korumak istediğini ve bu nedenle Türkiye ile sınırların belirlenmesi durumunda da bunun tam bir uzlaşı değil kısmi bir çözüm olacağını belirtti.