Brüksel Zirvesi, Rus Saldırıları Karşısında Zayıf Düşen Ukrayna’ya Destek Verebilecek mi?
Üçüncü yıldönümü yaklaşan Ukrayna-Rus savaşı kritik bir süreçten geçiyor. Savaşın her alanında artan Rus saldırılarına karşı Ukrayna, yeterli savunma silahlarından ise yoksun bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in, Batı’nın Ukrayna’ya verdiği desteğe karşı direnme stratejisinin sürdürebilir olduğu kanıtlandı. Önümüzdeki aylarda savaşın gidişatı tamamen Rusya’nın lehine dönebilir.
Amerika Kongresi’nde cumhuriyetçiler ile demokratlar arasında Kiev ve İsrail’e verilen destekler konusunda yaşanan tartışma sebebiyle, Ukrayna’ya gönderilmesi planlanan ek yardım paketi henüz onaylanmadı. Bu ve benzeri sebepler dolayısıyla Ukrayna, cephane ve savaşmaya hazır asker eksikliği çekiyor.
Geçtiğimiz iki yıl boyunca Rusya aleyhine yaptırım uygulayan Avrupa Birliği, savaştan kazanan taraf olarak çıkma konusunda ısrar eden Vladimir Putin’e karşı başarılı olamadı.
17-18 Nisan’da Brüksel’de bir araya gelen Avrupalı liderler, Rusya’nın hava saldırılarını kınarken Ukrayna’ya verdikleri desteğin devam edeceğini vurguladılar.
Öte yandan Avrupalı liderler, Ukrayna hava sahasını korumak için daha fazla destek verilmesi yönünde baskı ile karşı karşıyalar. Söz konusu baskılar, Cumhurbaşkanı Zelenski’nin, Batılı müttefikleri “zayıf bir siyasi irade” olarak nitelemesinden sonra artarak devam ediyor.
Ukrayna’yı odakta tutmak
Avrupalı liderleri Brüksel’de bir araya getiren zirve öncesinde Litvanya Cumhurbaşkanı Gaitanas Noseda, Kiev’e verilmesi vadedilen silahların henüz ulaşmamış olmasını eleştirerek şu ifadelere yer verdi: “Ukrayna’nın odağımızdan çıkmaya başlamasını endişe ile karşılıyorum.”
Noseda, sözlerine şöyle devam etti: “Silah gönderilmesine karar verildiğinde değil, silahlar ulaştırıldığında sevinmeliyiz. Nitekim bazen destek kararı ile silahların ulaştırılması arasında birkaç aydan fazla bir süre geçiyor.”
Avrupa Birliği, Ukrayna’ya 1 sene içinde 1 milyon mermi desteği sağlama hedefini gerçekleştiremedi. Bunun üzerine Ukrayna’daki cephane açığını kapatmak için kampanya başlatan Çek Cumhuriyeti, 800 bin topçu mermisi sağladı. Birçok Avrupa ülkesi ise Çek Cumhuriyeti’nin kampanyasına mali destek verdi.
Güvenli bir hava sahası, Ukrayna’nın hakkı
Cumhurbaşkanı Zelenski, Batılı müttefiklerin kendi uçaklarını kullanarak İsrail semasını füzelerden koruduğunu ancak bu ciddi desteğin bir benzerinin Ukrayna’ya verilmediğini ifade ederek eleştiride bulundu.
Zelenski, Avrupalı liderlerin önünde yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Birkaç gün önce Orta Doğu’ya verilen hava savunma desteğini ne yazık ki Avrupa toprağı olan Ukrayna’da göremiyoruz... Ukrayna ve komşularımız aynı güvenliği hak ediyor.”
Avrupa liderlerine seslenen Estonya Başbakanı Kaja Kallas ise şu ifadelerde bulundu: “İsrail’in, İran saldırısını engelleme başarısı, müttefikleri ile arasındaki güçlü iş birliği ve yardımlaşmayı gösteriyor. Bu durum, Ukrayna’ya yardım meselesini de aklımıza getirmeli.
Avrupalı müttefikler Ukrayna’ya, Rus saldırılarını engelleme yetisinde olan radarlar, komuta kontrol teknolojileri ve füze imha sistemleri vermişti. Ancak söz konusu sistemler, Rus saldırılarında hızlıca imha edildi. Kısa bir süre önce Almanya, Ukrayna’ya Patriot tarzı hava savunma sistemi sağlayacağını duyurdu.
Başrol Amerika Birleşik Devletleri
Moskova Ekonomi Yüksekokulu, Oryantalizm bölümünde eğitim veren Doktor Rami El Kalyubi, Fokus Plus’a verdiği demeçte şu ifadelerde bulundu: “Geçen iki sene ardından Avrupa Birliği’nin, Rusya’yı önemli bir ölçüde engelleyemediğini ve Rusya gibi güçlü bir devletin engellenmesinin çok zor olduğunu söyleyebiliriz.”
Bununla beraber Avrupa’nın, Rus petrolü ve Rus gazına uyguladığı boykot ile Rusya’ya ekonomik darbeler vurduğunu belirten Rami, Rusya’nın Hindistan ve Çin gibi alternatif pazarlara yönelmek zorunda kaldığını ifade etti.
Ukrayna’nın içinde bulunduğu krize değinen Rami, Avrupa’nın denklemi değiştirecek bir şey yapamayacağını, nitekim bu savaştaki başrolün, şu an İsrail’in Gazze’deki savaşıyla meşgul olan ABD olduğunu belirtti.
Amerika’nın, yaklaşan seçimlerle meşgul olmasını önemli bir etken olarak gören Rami, Trump’ın kazanması halinde Ukrayna’ya verilen desteğin azaltılacağını ifade etti. Ayrıca her halükârda bu savaştaki esas etkenin Avrupa değil, Amerika olduğunu yineledi.
Rusya’nın çok yavaş ilerlediği ve birçok personel ve teçhizat kaybı yaşadığı biliniyor. Ukrayna bu yıl sonuna kadar dayanıp kuvvetlerini yenileyebilirse tükenmiş bir düşmana karşı saldırılara başlayabilir.
Ancak Amerika’nın önümüzdeki süreçte izleyeceği politikadaki belirsizlik ile Avrupalı müttefiklerin, daha güçlü ve hızlı bir destek girişiminde bulunamadığı bir denklemde Ukrayna’nın savaşı kazanma ihtimali gittikçe azalıyor.