Cezayir-Fransa İlişkilerinde Batı Sahra Krizi: Büyükelçi Geri Çağrıldı
Fransız hükümeti, tartışmalı bir bölge olan Batı Sahra ihtilafını çözme bağlamında, Fas’ın Rabat’ın egemenliği altında özerklik temelli çözüm planına destek verdiğini açıkladı. Cezayir ise buna yanıt olarak, Paris Büyükelçisi Said Moussi’nin derhal geri çekildiğini duyurdu.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı tarafından 31 Temmuz tarihinde yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Cezayir hükümeti, Fransa’daki büyükelçisini derhal geçerli olmak üzere geri çekme kararı aldı. Fransa’daki Cezayir diplomatik temsilciliğinin sorumluluğu bundan böyle maslahatgüzar tarafından üstlenilecektir.”
Bu da, Cezayir’in Paris’teki diplomatik temsilciliğinin minimum seviyeye indirilmesi anlamına geliyor.
Söz konusu açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi;
“Fransız hükümeti, Batı Sahra topraklarında dayatılan sömürge gerçekliğine açık destek verdiğini duyurdu. Daha önceki hiçbir Fransız hükümeti tarafından atılmayan bu adım, mevcut hükümet tarafından büyük bir ihmal ve pervasızlıkla, sonuçlarına ilişkin herhangi bir anlayışlı değerlendirme yapılmadan atılmıştır.”
Cezayir Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında ayrıca, “Fas’ın özerklik planını, iddia edilen Fas egemenliği çerçevesinde Batı Sahra ihtilafını çözmenin tek temeli olarak kabul ederek, Fransız hükümeti uluslararası meşruiyeti ihlal ediyor ve Sahra halkının kendi kaderini tayin hakkını reddediyor” denildi.
Bakanlık, bu adımların, Birleşmiş Milletler’in (BM) Batı Sahra’daki sömürgecilikten kurtulma sürecini tamamlamaya yönelik sürekli çabalarıyla çeliştiğini de belirtti.
Öte yandan, Fransa’nın BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) daimi üyeliğin getirdiği özel sorumluluklardan kaçındığını da ekledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz günlerde Fas’ın Batı Sahra bölgesinde, Rabat’ın egemenliği altında özerklik temelli çözüm planına destek verdiğini duyurdu.
Bu açıklama, iki ülke arasındaki ilişkiler ve 49 yıldan fazla süren bir anlaşmazlığın çözüm sürecinde dikkat çekici bir diplomatik değişime yol açtı.
Fas Kralı 6. Muhammed ise, Fransa’nın duyurusuna yanıt olarak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Fransa Cumhurbaşkanı, Kral 6. Muhammed’e hitaben yazdığı bir mektupta, Batı Sahra’nın bugünü ve geleceğinin Fas egemenliği çerçevesinde olduğuna dair düşüncesini resmen duyurdu.”
Macron, tahta çıkışının 25. yılı münasebetiyle Kral 6. Muhammed’e yazdığı mektupta, Fransa’nın Fas’ın ulusal güvenliğiyle ilgili bu konudaki tutumunun sabit olduğunu ve ülkesinin ulusal ve uluslararası düzeyde bu tutumla uyum içinde hareket etme niyetinde olduğunu belirtti.
İlişkilerde benzeri görülmemiş bir gerileme
Daha önceki krizlerin büyükelçiyi göreve çağırmak gibi daha küçük bir diplomatik adımla sınırlı kalmasından sonra, Cezayir ile Fransa arasındaki ilişkilerde ilk kez, Cezayir’in Paris’teki diplomatik temsilciliği maslahatgüzar düzeyine indirildi.
Cezayir hükümetinin durumla ilgili gelişmeler bağlamında, iki yıl önce aynı nedenle İspanya ile ilişkiler konusunda attığım adımların benzeri olan siyasi ve ekonomik boyutlu bir dizi adım atması da bekleniyor.
Ayrıca Said Moussi, Cezayir ile İspanya arasında siyasi kriz çıktığında Cezayir’in Madrid Büyükelçisiydi ve geri çağrılmıştı.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı’nın da daha önce yaptığı bir açıklama, daha sonra atılması beklenen adımların önünü açmıştı.
Zira bu açıklamada, Fransız hükümetinin yeni tutumunu resmi kanallardan Cezayir tarafına bildirdiği belirtildi.
Ayrıca Fransa’nın bu konudaki kararının “beklenmedik, başarısız ve işe yaramaz” olduğu ifade edilerek, bu kararından doğacak sonuçlardan tamamen Fransa hükümeti sorumlu tutuldu.
Birçok olasılık
Cezayir Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Tawfiq Bouqada konuya ilişkin açıklamasında, “Bu kriz pek çok olasılığa açık, büyükelçiyi istişare için çağırmak, Cezayir’in Fransa’nın kararına ilişkin tutumunu ifade etmesinin ilk adımı olabilir” ifadelerine yer verdi.
Bouqada, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un Eylül sonu veya Ekim başında gerçekleşmesi beklenen Paris ziyaretinin bu gelişmeler ışığında artık mümkün olmadığını da söyledi.
Cezayir ile Paris arasındaki siyasi krizin etkilerinin, Fransız şirketlerinin Cezayir pazarındaki varlığının yanı sıra anlaşmalara ve hayati sektörlere katılım hacminin azalması gibi ekonomik sektörlere de yayılması bekleniyor.
Özellikle Cezayir, ulusal üretimi koruma çerçevesine bunu da dahil edebildiği için, Avrupa Birliği (AB) ile olan ortaklık anlaşmasını dondurup gözden geçirme niyetinde olduğunu açıklamıştı.
Ayrıca Sahra bölgesi meselesi, 1975 yılında İspanya’nın bölgedeki varlığının sona ermesiyle başlamıştı.
Fas ile Batı Sahra’nın bağımsızlığı için mücadele eden Polisario Cephesi arasındaki savaş 1991 yılında BM nezaretinde imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sona ermişti.
Öte yandan Fas, kendi egemenliği altındaki Sahra bölgesinde özerkliğin genişletilmesini öneriyor.
Polisario Cephesi ise kendi kaderini tayin etme konusunda referandum çağrısında bulunurken, bu öneri bölgeden gelen mültecilere ev sahipliği yapan Cezayir tarafından da destekleniyor.
BM ise, bölgeyle ilgili anlaşmazlığa nihai bir çözüm bulmak amacıyla Fas, Cezayir, Moritanya ve Polisario Cephesi’nin katılımıyla mutabakata varılmasını istiyor.