Hizbullah Lideri Nasrallah’ın Ölümü: İlişkilerdeki Sarsıntı

İsrail’in hedef aldığı Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın ölümü, Lübnan'daki gerilimi artırırken, örgütün askeri kapasitesi ve geleceği üzerinde derin etkiler yaratıyor. Ayrıca Nasrallah’ın stratejik hesaplamaları, savaşın gidişatını değiştirebilir.
Fokus+
Hizbullah Lideri Nasrallah’ın Ölümü İlişkilerdeki Sarsıntı
29 Eylül 2024

New York Times’ın İstanbul Büro Şefi Ben Hubbard imzalı analizde, Hizbullah’ın İsrail’e yönelik karşılıklı hava saldırılarıyla yetindiği ve geniş çaplı bir savaşa girmekten kaçındığına dikkat çekildi. Haberde ayrıca, İsrail’in Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldüren saldırısının, grubun yanlış hesap yaptığının bir kanıtı olduğunun da altı çizildi. 

Hamas’ın geçtiğimiz yıl 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği, Gazze savaşını başlatan sürpriz saldırısından haftalar sonra, Lübnan merkezli militan grup Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, grubunun savaşa yönelik yaklaşımını ortaya koydu. 

Gizli bir yerden video bağlantısıyla açıklama yapan Nasrallah, Hizbullah’ın Hamas’ı desteklemek için “İsrail’e sınır ötesi saldırılar düzenlemek ile tam kapsamlı bir savaştan kaçınmak” arasında bir denge kurmaya çalıştığını söyledi. 

Nasrallah söz konusu açıklamasında, “Lübnan’daki bazı kişiler risk aldığımızı söylüyor. Ancak bu risk, faydalı ve doğru bir hesaplamanın parçasıdır” dedi. 

Fakat bu hesaplama, özellikle son iki haftada önemli ölçüde başarısız oldu.  

Gubun birçok üst düzey lideri de öldürüldü

İsrail, gruba yönelik şiddeti git gide artan saldırılar düzenledi. Bu saldırılarla, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla binlerce sıradan Hizbullah üyesi etkisiz hale getirildi. 

Aynı zamanda düzenlenen hava saldırılarında grubun birçok üst düzey lideri de öldürüldü. 

İsrail işgal ordusu, geçtiğimiz cuma günü Hizbullah’ın ülkenin güneyindeki kalesi Dahiye’de bulunan ana karargahına saldırarak Nasrallah’ı hedef aldı. 

Nasrallah’ın ölümü doğrulandı 

Hem İsrail hem de Hizbullah, bugün Nasrallah’ın ölümünü doğruladı. 

Beyrut merkezli Carnegie Orta Doğu Merkezi’nin Editörü Michael Young konuya ilişkin açıklamasında, “Hizbullah, İsrail ile yürüttüğü caydırma oyununda esasen eşit olduklarına inanıyordu ve İsrailliler bunun böyle olmadığını onlara gösterdi” dedi. 

Hizbullah’ı 30 yıldan fazla bir süre yöneten Nasrallah’ın ölümü, örgütü Şii Müslüman tabanında neredeyse efsanevi bir statüye sahip olan deneyimli bir liderden mahrum bıraktı.  

Söz konusu analize göre Nasrallah, Hizbullah’ı İsrail’le yeni bir savaşa sürükleme yönünde kararını vermişti. 

Aynı zamanda bu çatışmanın kontrol altına alınabileceğini ve İsrail’in Gazze’deki savaştan yorgun düşmesi ve Hizbullah füzeleri ile milislerinin İsrail’de yaratabileceği zarardan korkması nedeniyle Tel Aviv’in çok fazla bir güçle kendilerine karşılık vermekten kaçınacağını düşünmüştü. 

İsrail saldırıları hızla artırdı 

Bu strateji büyük ölçüde aylarca işe yaradı. İsrail ve Hizbullah, Lübnan-İsrail sınırında birbirlerini hedef aldılar ancak geniş çaplı saldırılardan büyük ölçüde kaçındılar. 

Fakat İsrailli liderler, ülkenin kuzeyinden kaçan on binlerce İsraillinin evlerine dönmesini sağlama konusunda son haftalarda iç baskıyla karşı karşıya kaldı.  

Bu nedenle İsrail işgal ordusu Hizbullah’a yönelik saldırılarını hızla artırdı. İsrail’in aralıksız süren güçlü saldırıları, Hizbullah içinde kargaşaya yol açtı ve grubun yanıt verme yeteneğini engelledi. 

İsrail’in Hizbullah’a karşı iki avantajı vardı. Bunlardan ilki, İsrail’deki istihbarat servislerinin Hizbullah’a derinlemesine nüfuz etmesiydi. Bu, çok sayıda orta ve üst düzey komutanın takip edilip öldürülmesine olanak sağladı. 

Carnegie Orta Doğu Merkezi’nin Editörü Young, “Hizbullah’a o kadar derinden sızmayı başardılar ki, liderlerin nerede olduğunu, nerede ve ne zaman görüştüklerini biliyor gibi görünüyorlar” diye konuştu. 

Öte yandan İsrail’in suikastları, grup liderlerinin izlendiğini açıkça ortaya koymuş olsa bile, Hizbullah daha fazla hedef alınmaktan kaçınmak için güvenlik protokollerini değiştirmemiş gibi göründü. 

İsrail geçtiğimiz hafta, Hizbullah’ın özel harekat sistemi ve elit birliği Rıdvan Gücü’nün komutanı İbrahim Akil’i diğer askeri liderlerle görüştüğü sırada öldürdü. 

Nasrallah’ın da, Hizbullah’ın ana karargahında diğer yetkilileriyle yaptığı bir toplantı sırasında hedef alındığı anlaşılıyor. 

İsrail’in Hizbullah’a karşı ikinci avantajı ise, Nasrallah’ın İsrail’in saldırılarına büyük olasılıkla savaşı genişletecek şekilde yanıt vermekten kaçındığını göstermesiydi. 

İsrail, Temmuz ayında Beyrut yakınlarında düzenlediği bir hava saldırısında Hizbullah'ın askeri sorumlusu Fuad Şükür’ü öldürdükten sonra grup buna önemli bir yanıt vermedi. 

Hizbullah, uzun zamandır İsrail’in derinliklerindeki şehirleri vurabilecek güçlü füzelere sahip olduğunu iddia ediyordu. 

Bu nedenle İsrail liderleri, Hizbullahın hassas güdümlü füzelerle hassas altyapıları vurabileceğinden veya milisleri İsrail’de saldırılar düzenlemek için gönderebileceğinden endişeleniyordu.  

Ancak grubun tüm bu askeri yetenekleri, İsrail’in saldırıları tarafından devre dışı bırakılmamışsa olsa da, büyük ölçüde kullanılmadı. 

“İsraillilerle baş edemedi”

Young konuya dair açıklamasında, “Hizbullah, aralarındaki gerilimin hiçbir aşamasında İsraillilerle baş edemedi” dedi. 

İsrail, Hizbullah liderlerine yönelik nokta atışı saldırıları artırarak, grubun ülkenin güney ve doğusundaki kalelerini yoğun bir şekilde hedef almaya devam etti. 

700’den fazla kişi hayatını kaybetti 

Bu saldırılar sonucunda, Lübnan’da geçtiğimiz hafta çoğu sivil 700’den fazla kişi öldü. 

İsrailli yetkililer, Hizbullah’ın yeteneklerine önemli ölçüde zarar verip, liderliğini ortadan kaldırarak, Lübnan’a yönelik karadan bir saldırıdan kaçınmaya çalıştıklarını söyledi. 

İsrail, Cuma günü düzenlenen saldırıyla Nasrallah’ı öldürerek, grubun saygı duyulan liderini ortadan kaldırmanın bir tür “nakavt darbesi” olacağını umuyor olabilir.