Libya'da Siyasi Kriz: Taraflar Seçimleri Yürütmeyi Başarabilecek mi?  

Libya, 17 Şubat 2011 devriminden bu yana yaşadığı siyasi karışıklıklarla mücadele ederken, son dönemdeki seçim belirsizliği ve dış müdahaleler krizi derinleştiriyor.
F_IKON
Libya'da Siyasi Kriz Taraflar Seçimleri Yürütmeyi Başarabilecek mi  
31 Ocak 2024

17 Şubat 2011 devriminin patlak vermesinden bu yana yaşanan siyasi olaylar ve keskin bölünmelerden geçerek bugüne gelen Libya, otoriteyi Doğu ve Batı güçleri arasında bölen; Libya’nın tamamı için iktidarı tek bir yönetime teslim etmek üzere demokratik seçimlere gidilmesine ilişkin ortak bir formüle varılmasını engelleyen ciddi siyasi dönüm noktalarından geçiyor.  

Genellikle bozulan ve amaçlarına ulaşamayan siyasi girişimler ve anlaşmalar sonrasında, Libya’da siyaset ile yargı arasında bir tartışma baş gösterdi. Siyasi taraflar arasındaki hiçbir girişim ve anlaşma, Libya halkı tarafından seçilmiş bir iktidar yönetiminde birleşik bir devlet oluşturmayı başaramadı.  

Skhirat ve Cenevre anlaşmaları: Bitmemiş fırsatlar  

Libya'daki siyasi kriz, yıllardır devam eden otorite bölünmüşlüğünü sona erdirmek amacıyla birleşik bir yönetim altında kapsayıcı seçimlere ulaşmak üzere çeşitli aşamalardan geçti. Bunların en önemlisi, herhangi bir tarafın devlet kurumlarına tahakküm etmesini engelleyecek bir çerçeve oluşturmaya çalışan 2015 tarihli Skhirat Anlaşması’ydı.   

Anlaşma, Libya Temsilciler Meclisi ile devletin yürütme organları arasında, özellikle Libya’daki krizin yapısını etkileyen kritik konularda çıkan anlaşmazlık sonucu kısa sürede çiğnenmiş oldu.  

Temsilciler Meclisi 2018 yılında, Askeri Yatırım Otoritesi'ni kurmaya karar vererek, bu otoriteyi Temsilciler Meclisi tarafından ordunun başkomutanı olarak atanan Halife Hafter'e bağlı hale getirdi. Bu pozisyon hem devlet kurumlarının hem de Libya ordusunun bir parçası olarak ortaya çıktı. 

Temsilciler Meclisi tarafından "ordu komutanı" Halife Hafter'e tanınan ve Skhirat anlaşmasıyla çelişen bu meşruiyet, Temsilciler Meclisi ve Halife Hafter'e bağlı siyasi partilerin 2019'da Trablus'a savaş açarak Skhirat  anlaşmasındaki tüm taahhütlerinden vazgeçmesiyle Trablus'a yönelik savaşın başlangıcı oldu.  

Cenevre Anlaşması 

Halife Hafter'e bağlı güçlerin Trablus'a saldırısının, büyük ölçüde Türk müdahalesinin sonucu olarak başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, Birleşmiş Milletler'in arabuluculuk yapması ve sözde "Cenevre Anlaşması"nın yürütülmesi amacıyla müzakere dili yeniden masaya döndü.   

Cenevre Anlaşması, BM Güvenlik Konseyi'nin Ocak 2020'de düzenlenen Berlin Konferansı'nın sonuçlarını onaylayan 2510 (2020) sayılı kararına dayanıyordu. Bu kararda "bir başkanlık konseyi kurulması ve geçiş döneminin özgür, adil ve güvenilir parlamento ve başkanlık seçimleriyle sona erdirilmesinin yolunu açacak şekilde tek ve etkili bir ulusal birlik hükümeti kurulması" çağrısında bulunuluyordu.   

Engellenen 2021 seçimleri 

2021'in sonunda seçim takvimi yaklaşırken, doğu kampına bağlı Libya Temsilciler Meclisi, nihayetinde seçimlerin iptaline yol açan ve siyasi krizi karmaşıklaştıran bir dizi adım attı.   

Bu önlemlerden en öne çıkanı, özellikle çifte vatandaşların ve askeri personelin seçimlere aday olarak katılmasına izin verilmesine ilişkin bazı maddeler nedeniyle seçimler üzerinde bir bölünme durumu yaratan, 2021 yılı 2 sayılı kanunun çıkarılmasıydı.  

Bir diğeri de seçilmiş anayasa hazırlama komitesi tarafından hazırlanan anayasa maddelerini değiştirmeye çalışan 12 sayılı anayasa değişikliğinin çıkarılmasıydı. Bu durum, Temsilciler Meclisi'nin siyasi sahneyi ele geçirmek ve tek taraflı bir sistem kurmak istediğini düşünen komite ile meclis arasında gerginlik yarattı.   

Ayrıca 2021 yılı sonunda parlamento, Yüksek Mahkeme başkanı ve yardımcısının değiştirilmesi yönünde kararlar aldı. Yüksek Mahkeme'ye 45 yeni danışman atadı. Temsilciler Meclisi tarafından atanacak 13 üyeli, Bingazi merkezli bir anayasa mahkemesi kurulması ve anayasa dairesinin yetkilerinin oraya devredilmesine yönelik bir yasa tasarısı sundu.  

Tüm bu kararlar, Temsilciler Meclisi'ne muhalif partiler tarafından yargıyı kontrol etme girişimi olarak değerlendirildi.  

Yeni bir çatışma döngüsüne yol açan bu hamle, Libya parlamentosunun, 2021 yılı sonunda meşruiyeti sona erdiği gerekçesiyle ulusal birlik hükümetine alternatif yeni bir hükümet atamasına neden oldu.  

Birlik Hükümetinin Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, iktidarın devrini ancak seçimler yoluyla kabul edeceğini açıkladı. O zamandan beri ülkenin doğusunda ve batısında iki hükümet hüküm sürüyor.   

2023 seçimlerinde yinelenen anlaşmazlık  

Seçimleri düzenleyen yasalar üzerindeki anlaşmazlık, Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi’nin teşkil ettiği ortak bir komite olan “6+6” Komitesi tarafından hazırlanan bu yasaların son halinin Ekim 2023 başında Libya parlamentosunca onaylamasıyla yeniden alevlendi.  

6 Haziran 2023 tarihinde Libya Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi tarafından oluşturulan "6+6" Komitesi, yaklaşan seçimlerin temelini oluşturan yasaları çıkarmıştı ancak bazı taraflar bu hükümlere karşı çıkmıştı.   

 

Devlet Yüksek Konseyi, parlamento tarafından onaylanan nihai nüshasını reddetti. Haziran 2023'te Fas'ın Bouznika kentinde imzalanan nüshasında, komitenin çalışmalarının çıktılarında daha sonra herhangi bir değişiklik yapılmasına karşı koydu.   

Libya'daki Bingazi Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Ahmed Mahdawi Fokus Plus'a verdiği demeçte seçimlerin tamamlanmasını engelleyen pek çok neden olduğunu ancak en önemli nedenin yasalar üzerindeki anlaşmazlık değil güvenlik sorunu olduğunu söyledi.  

Silahların yayılması, milislerin çoğalması ve silahların tek bir otoritenin elinde toplanmasına yönelik net bir vizyonun olmaması nedeniyle vatandaşların güvenlik duygusunun yitirdiğini, bu nedenle silahların ve silahlı grupların gölgesinde yürütülecek bir seçim sürecinin başarılı olamayacağını da sözlerine ekledi.  

Seçim yasasına ilişkin BM girişimi  

BM Libya Özel Temsilcisi Abdoulaye Bathily, ertelenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini düzenleyen yasalar konusunda ülkenin "beş ana partisi" arasında uzlaşmaya yönelik girişimine destek toplamaya çalışıyor.  

Bathily, Kasım 2023'te başlattığı girişiminde Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Ulusal Ordu Başkomutanı Halife Hafter, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Geçici Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekala veya temsilcilerini bir müzakere diyalog masası etrafında bir araya getirmeyi hedefliyor.  

Fokus Plus'a demeç veren Dr. Ahmed el-Mehdi, BM temsilcisinin girişiminin tarafları bir araya getirmede başarılı olacağına inanmadığını, çünkü girişimin tarafları eşit olmayan beşli bir masada bir araya getirmeyi amaçladığını, çağrısında eşitlik ilkesini benimsemediği ve siyasi çıkarı olan tarafların, varlıklarını sona erdirecek siyasi bir çözüm bulmalarını esas aldığı için er ya da geç başarısızlığa mahkum olacağını ve bunun gerçekleşmesinin pek olası olmadığını söyledi.  

Yine Focus Plus’a konuşan Dr. Salah Baccouche de bu görüşe katılıyor. Libya'da seçimlere doğru ilerleme sürecini engelleyen en önemli nedenin, Genel Sekreter'in Özel Temsilcisi Abdoulaye Bathily'nin girişiminin tüm seçim sürecini, Savaş Lordu Halife Hafter, Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekala ve Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’den oluşan beşli taraf arasındaki uzlaşmaya rehin bırakması olduğunu belirtti.  

Baccouche, -BM eski Libya Temsilcisi Ghassan Salame'nin de dediği gibi- bu beşli taraf açısından seçimlerin ne pahasına olursa olsun direnmeleri gereken bir tehdit olduğunu söyledi.   

“Son dokuz yıldaki utanç verici performansı” 

Baccouche Focus Plus ile yaptığı söyleşide, seçimlerin bu tarafların siyasi kaderleri üzerindeki etkilerine bakıldığında Bathily girişiminin zayıf ufuklarının ortaya çıktığını, çünkü seçim yasalarının tek bir Temsilciler Meclisi, tek bir Senato ve tek bir Devlet Başkanı teşkil etmesi nedeniyle seçimlerin hem Devlet Yüksek Konseyi'nin hem de Başkanlık Konseyi'nin varlığını ilga edeceğini belirtiyor. Öte yandan kamuoyu yoklamalarının mevcut Temsilciler Meclisi üyelerinin ezici çoğunluğunun son dokuz yıldaki utanç verici performansı nedeniyle koltuklarını ve büyük ayrıcalıklarını koruyamayacaklarını gösterdiğini vurguladı.  

Yeni bir parlamentonun ortaya çıkmasıyla birlikte mevcut birlik hükümetinin sahneden çekileceğini ve yerini yeni bir hükümete bırakacağını, yeni seçim meşruiyetiyle birlikte birleştirilmiş yasama ve yürütme yetkilerinin Hafter'in manevra yapma ve siyasi bölünmeyi kendi lehine kullanma kabiliyetini sınırlayacağını söyledi. Dolayısıyla seçimlerin beş taraftan hiçbirinin çıkarına olmadığı açıkça ortaya çıkıyor.  

Konuşmasının sonunda Mısır'ın Libya'daki rolüne değinerek, "Unutmamalıyız ki ülkenin doğusundaki ana bölgesel aktör olan Mısır açısından seçimler artık onun siyasi örtüsü olan Temsilciler Meclisi ve başkanı olan Akile Salih ile doğudaki ‘jandarması’ olan Hafter’i riske atıyor. “ 

Son olarak, pek çok kesimin beklediği gibi 2024'ün Libya'da seçim yılı olup olmayacağı ya da karmaşık siyasi krizin bu seçimlerin yapılmasının önünde bir engel olarak kalıp kalmayacağı belirsizliğini koruyor.   

Bu bağlamda, Libyalı yazar Juma Boukleib bir makalesinde şöyle diyor: 

"Libya'daki kriz dünyanın diğer bölgelerinde yaşananlar kadar ciddi olmayabilir, ancak Akdeniz'in güney kıyısındaki bu coğrafi noktada olup bitenleri takip edenler, daha önceki deneyimlerinden ve uzmanlıklarından Libya'da tanımlanan krizin tamamen Libya'ya ait olmadığını, daha ziyade birkaç dış tarafın bulunduğu bir ahtapot gibi olduğunu ve bu tarafların mevcut durumdan büyük fayda sağladığını ve seçimlerin kendi çıkarları ve yerel ajanlarının çıkarları için gerçek bir tehdit oluşturduğunu bilirler. Seçimlerin yapılmaması ve durumun krizde kalması için 'tekerlerine çomak sokmaya' devam etmeleri onlar için faydalı ve önemlidir.”