Mısır ve Türkiye’nin Somali’ye Desteği Bir Fırsat Mı, Yoksa Bir Zorluk Mu?
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’da görüşmesi sonucu yaşanan Türkiye-Mısır yakınlaşması, iki ülkenin desteğini alan ve onlarla stratejik ilişkilere sahip olan Somali için farklı türden bir zorluk oluşturuyor.
Çünkü Somali, Etiyopya’nın bölgedeki nüfuzunun genişlemesi karşısında, iki büyük ülke olan Türkiye ve Mısır ile ortaklığını dengelemek zorunda.
Öte yandan, Doğu Afrika’da önemli bir stratejik konuma sahip olan Somali, eşi benzeri görülmemiş bir gerginlik yaşıyor.
Somali’nin, özellikle Etiyopya ile Somaliland bölgesi arasında varılan, Somali’nin egemenliğini ihlal eden ve ulusal güvenliğini tehdit eden son anlaşmanın ardından, Etiyopya’nın artan nüfuzuna karşı koymak için Mısır ve Türkiye’nin desteğine ihtiyacı var.
Ayrıca Etiyopya, 1991’de Somali'den ayrılarak tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Somaliland ile İkili İşbirliği Protokolü imzaladı. Protokol, Etiyopya’nın Somaliland’ın Berbera Limanı’nı kullanmasını öngörüyor.
Somalili araştırmacı Shafi Abtidon bu konuya ilişkin Fokus Plus’a yaptığı açıklamada, Somali’de bu rollerin çakışması konusunda bazı iç çekinceler olabileceğini söyledi.
Abtidon, “Bazı taraflar, Somali’nin kendi egemenlik kararlarını verirken bağımsızlığını koruması ve hiçbir ülkenin burayı bölgesel çatışmalar için bir arena olarak kullanmasına izin vermemesi gerektiğini düşünebilir” dedi.
Araştırmacı, “Ancak, ülkenin herhangi bir dış baskıya maruz kalmaması veya Etiyopya gibi komşu ülkelerle ilişkilerinin zarar görmemesi için her iki ülkeyle (Mısır-Türkiye) işbirliğinin dikkatli yapılması gerektiğini düşünenler de var” diye ekledi.
(Türk ve Mısır Dışişleri Bakanları 79. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çerçevesinde New York’ta yaptıkları görüşmeden.)
Mısır’ın uzmanlığı ve siyasi desteğinden yararlanmak için Kahire ile ilişkileri güçlendirme yönünde arzu olduğuna vurgu yapan Abtidon “Ancak bu rolün, özellikle Mısır-Etiyopya çatışması konusunda daha geniş bölgesel gündemlerle çakışacağı konusunda da bir ihtiyat var” diye konuştu.
Somalili araştırmacı, ülkesinin Mısır’la ilişkilerini, kendi iç istikrarını veya Etiyopya ile ilişkilerini etkileyebilecek çatışmalara sürüklenmeden sürdürmek istediğini de belirtti.
Kahire’nin Somali’yi destekleme konusundaki son adımı, askeri teçhizat ve heyetlerini Mogadişu’ya göndermek oldu.
Etiyopya bu adımı “doğrudan bir tehdit olarak” görürken, Mısır bunun sadece kardeş bir Arap ve Afrika ülkesi ile işbirliği çerçevesinde gerçekleştiğini ifade etti.
Abtidon’a göre Mısır ayrıca, Etiyopya’nın Kızıldeniz’de bir su çıkışına erişimi ve Somali sularında bir Etiyopya askeri üssü inşa etmesinin de su çıkarlarını tehdit ettiğine inanıyor.
Dolayısıyla Kızıldeniz’in güney kıyılarını yönetme oyununun kurallarındaki herhangi bir değişiklik, bölgede Mısır’ın istemediği yeni denklem ve dengeler dayatıyor.
Türkiye’nin rolü daha dengeli
Bölgesel bir çatışmadan kaçınmak için Mısır’ın rolüne büyük bir dikkatle yaklaşılması gerektiğine dikkat çeken Abtidon, “Somali, bölgesel oyuncular arasında kendisini hassas bir konumda buluyor” dedi.
Abtidon’a göre kalkınma ve doğrudan yardıma odaklanan Türkiye’nin rolü, özellikle Nil suları konusundaki anlaşmazlık bağlamında, Mısır’ın kısmen daha büyük jeopolitik kaygılardan kaynaklanabilecek rolüyle tezat oluşturuyor.
Somalili araştırmacı, Türkiye’nin Somali için stratejik bir ortak olarak görüldüğünü ve ülkede altyapı, eğitim ve güvenlik gibi birçok alanda önemli bir varlığa sahip olduğunu ekledi.
Öte yandan Türkiye, Mogadişu’daki kalkınma projelerine büyük yatırım yaptı ve ülkenin en büyük hastane ve limanlarından birini işletiyor.
Ayrıca Türkiye, Somali güçlerini eğitmek amacıyla askeri üs kurarak, Somali ile askeri ilişkisini güçlendirdi.
Somalililer, Türkiye’yi kalkınma ve güvenlik açısından yakın bir ortak olarak görüyor.
Ülkede istikrarın önemli bir destekçisi olarak görülen Türkiye’nin verdiği koşulsuz destek, gelişime ve kurumsal yapılanmaya odaklanıyor.
Bu da Türkiye’yi, Somali’nin altyapısının onarılması ve güvenlik konusundaki bağımsızlığının artırılmasında kilit bir aktör haline getiriyor.
Türkiye’nin bu bağlamdaki rolü, Mısır’ın Somali’deki hareketleri nedeniyle güven duymayan Etiyopya tarafından da memnuniyetle karşılandı.
Etiyopyalı gazeteci Abdulşekur Abdussamed, taraflar arasında yaşanan ihtilafı arabuluculuk yoluyla çözmeyi amaçlayan Türkiye’nin, Etiyopya ve Somali konusundaki tutumunun olumlu olduğunu söyledi.
Bu bağlamda, Türkiye’de Etiyopya-Somali arasında iki tur müzakere yapıldı.
Türkiye’nin Somali ile Etiyopya arasında yürüttüğü arabuluculuk sonucunda gerçekleşen müzakerelerin ilk turu Temmuz 2024, ikincisi ise Ağustos ayında yapıldı.
Ancak Somali, Etiyopya ile 17 Eylül’de yapılması planlanan üçüncü müzakereye katılmayacağını bildirdi.
Analistler, Somali’nin “Etiyopya’nın eylemlerinden bıkmış” olması nedeniyle müzakerenin gerçekleşmediğini söylerken, Türk hükümeti ise her iki tarafla görüşmelere devam ettiğini duyurdu.
Somali ile Etiyopya arasında yaşanan bu gerginlik, birçok bölgesel krizle karşı karşıya kalan Türkiye-Mısır ilişkilerinde son dönemde yaşanan düzelmenin test edilmesi için yeni bir kapı açıyor.
Aynı zamanda bu gerginlik, Somali’nin “iç çıkarları” ile “Etiyopya ile doğrudan bir kriz içerisinde olan Mısır gibi bölgesel bir ülkeye karşı hesaplanmamış bir önyargı durumunda çatışmaya yol açabilecek dış adımları” arasında büyük bir denge kurma becerisini de test edecek.