Mısır’da Mültecilerin Statüsünü Düzenleyen Yasa Tasarısı ile Ne Hedefleniyor?
Mısır Temsilciler Meclisi, bölgesel çatışmalar nedeniyle artan mülteci akınıyla başa çıkmak için kapsamlı bir yasal çerçeve oluşturma amacıyla, ülkedeki mültecilerin statüsünü düzenleyen yeni yasa tasarısını tartıştı.
Mültecilerin statüsünü belirleyen yasa
Söz konusu yasa tasarısı, iltica başvurularını düzenleyen ve başvuru için uygun kategorileri tanımlayan maddelerin yanı sıra Mısır’daki mülteci işlerini yönetmek ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile koordinasyonu sağlamak üzere uzman bir ulusal organ kurulmasını içeriyor.
Yasaya göre, sığınmacılarla ilgilenen organ Mülteci İşleri Daimi Komitesi, yasa geçer geçmez sığınma taleplerini işleme koymaya başlayacak.
Komite, sığınmacının ülkeye yasal yollardan girmiş olması halinde, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren altı ay içinde iltica başvurusu hakkında karar verecek.
Ülkeye yasadışı giriş durumunda ise, başvurunun karara bağlanma süresi başvuru tarihinden itibaren bir yıl sonrasını bulabilecek.
Talebin reddedilmesi halinde komite, yetkili bakanlıktan sığınmacının ülke dışına sınır dışı edilmesini talep edecek.
Yasa aynı zamanda komitenin, yetkili uluslararası makamlarla koordinasyon içinde, bir mülteciyi ayrıldığı ülkeden başka bir ülkeye yerleştirebilmesini de öngörüyor.
Yasa tasarısının, Mısır’ın sınırlarında yaşanan zorlukların arttığı bir dönemde görüşülmesi, mültecilerin statüsünü belirleyen yasaya güvenlik ve insani açıdan başka bir boyut kazandırıyor.
Ülkenin Gazze Şeridi ile olan doğu sınırında, İsrail’in Filistinlilere yönelik devam eden saldırıları nedeniyle, Mısır, Refah Sınır Kapısı’ndan çok sayıda Filistinlinin ülkeye girme ihtimaliyle karşı karşıya kaldı.
Bu durum da, mülteci akışının düzenlenmesi ve ulusal güvenliğin korunması için yasal bir çerçeve gerektirdi.
Öte yandan ülkenin güney sınırında bulunan Sudan’da devam eden çatışma yüzbinlerce kişinin Mısır’a göç etmesine yol açtı.
Anayasa ve uluslararası yükümlülüklerin ihlali
Yasa tasarısı, yerel ve uluslararası insan hakları örgütleri arasında geniş çaplı tartışmalara yol açtı.
Mısır Mülteciler Platformu İcra Direktörü Nour Halil, Temsilciler Meclisi’nde görüşülmekte olan yasa tasarısını eleştirdi.
Al-Araby Al-Jadeed gazetesine konuşan Halil, tasarıyı Mısır anayasası ve 1951 tarihli Mülteci Sözleşmesi kapsamındaki uluslararası yükümlülüklerinin ihlali olarak nitelendirdi.
Halil, yasanın yüz binlerce mültecinin hayatını tehdit ettiğini ve anayasaya aykırı bir yasal kılıf altında yaygın ihlalleri meşrulaştırdığını vurguladı.
Bu yasa için yapılan baskının Avrupa’nın açık bir çıkarını yansıttığını söyleyen Halil, Avrupa Birliği’nin (AB), Mısır’ı, Filistinliler de dahil olmak üzere “mültecilerin geri gönderilebileceği” güvenli bir ülke haline getirmeye çalıştığını dile getirdi.
Halil, “Bu, Mısır’ın uzun zamandır güvenlik gerekçesiyle reddettiği bir teklifti, ancak şimdi açıklanmayan bir baskı altında onaylandı” dedi.
Siyasi aktivist Rami Shaath ise, Mısır hükümetinin halkı galeyana getirmek için mülteci sayısını şişirdiğini ve onlara karşı düşmanca duyguları körüklediğini, bunun da kendisine yurtdışından, özellikle de Batı ve Avrupa ülkelerinden fon elde etmek için bir bahane sağladığını söyledi.
Konuya ilişkin Al-Araby Al-Jadeed gazetesine görüş bildiren Shaath, “Hükümet, Avrupa’ya yönelik mülteci akınına karşı ‘ilk savunma hattı’ olduğu fikrini destekliyor ve kendisini, Avrupa’ya deniz yoluyla göç etmelerine izin vermek yerine onları absorbe eden bir ülke olarak sunuyor” şeklinde konuştuı.
Ayrıca Shaath, İsrail’in yayılmacı planının bir parçası olarak bu bölgelerin kontrolünü tamamen ele geçirmesini sağlamak amacıyla Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilerin Mısır gibi ülkelere sürülmesine yönelik bir “İsrail-ABD arzusu” olduğu yönündeki korkularını da dile getirdi.
Mülteci konusu güvenlik mi ekonomik mi?
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Danışmanı Amr Haşim Rabie de, Mısır’ın mülteci meselesinde karşı karşıya olduğu ana krizin güvenlik değil, öncelikle olarak ekonomik olduğunu söyledi.
Al-Araby Al-Jadeed gazetesine konuşan Rabie, vatandaşların yanı sıra mültecilerin de devlet sübvansiyonları ve kamu hizmetlerinden faydalanmasının devletin genel bütçesini zorladığını ifade etti.
Rabie, Birleşmiş Milletler (BM) veya UNHCR’den alacağı her türlü desteğin mülteciler için bir hak olduğunu, ancak ekonomik yükü hafifletmeye yeterli olmadığını vurguladı.
Mısır’daki mülteci meselesinin, ulusal çıkarlar ile mültecilerin hakları arasında bir denge sağlamak için milliyetlerle ilgili konuları daha dikkatli bir şekilde ele alınırken, insani ve ekonomik boyutu dikkate alan kapsamlı bir yasal ve siyasi düzenleme gerektirdiğini de ekledi.
Mısır hükümetinin yanıtı
Mısır hükümeti, yasanın uluslararası standartlara bağlı kalarak mültecilerin haklarının korunması ile ulusal güvenliğin sağlanması arasında bir denge kurmayı amaçladığını vurguladı.
Ayrıca, bu yasanın Mısır'ın bölgesel krizler nedeniyle karşı karşıya kaldığı artan zorlukları ele almak üzere net bir yasal çerçeve sunduğunu belirtti.
Mısır Reform ve Kalkınma Partisi Lideri olan eski Milletvekili Muhammed Enver es-Sadat ise, yasa tasarısının daha fazla açıklığa kavuşturulması gereken bazı yasal boşluklar içerdiğini belirtti.
Sadat, Al-Araby Al-Jadeed gazetesine verdiği demeçte, yasada siyasi sığınmacılara nasıl muamele edileceğinin tam olarak belirtilmediğine ve bunun çok önemli olduğuna dikkat çekerek şunları ekledi;
“Mülteciler arasında yasal statülerine ya da geldikleri koşullara göre hiçbir ayrım yapılmamalıdır. Bu hayati bir konudur.”
Sadat, yasada mülteci konusunun yönetilmesine ilişkin açık mekanizmaların bulunmamasından, özellikle de mültecilerin statüleri ve bu statülerin nasıl yasallaştırılacağı ile ilgilenecek uzman bir birim ya da kuruluşun oluşturulmamasından duyduğu endişeyi dile getirdi.
UNHCR’nin son istatistiklerine göre Mısır’daki mülteci ve sığınmacı sayısının resmi olarak kayıtlı yaklaşık 300 bin kişi olduğu tahmin ediliyor.
Mısırlı yetkililer ise bu sayının 6 ila 9 milyon arasında olduğunu ifade ediyor.
Bu rakamlar düzenli ya da düzensiz yollarla Mısır’a gelen farklı milletlerden insanları içeriyor.
Mülteci sayısına ilişkin tahminler kayıtlı mültecilerle sınırlı değil, aynı zamanda ülkelerindeki çatışmalar veya zor ekonomik koşullardan kaçan kişileri de içeriyor.