Netanyahu Sonu Gelmeyen Müzakerelerle Gazze Savaşını Uzatmak Mı İstiyor?
İsrail’in Filistin direnişiyle sırf “müzakere yapmış olmak” için müzakereleri sürdürmesi, Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirmeye yönelik yapılan ateşkes görüşmelerinin en belirgin özelliği haline geldi.
İşgal hükümetinin Başbakanı Binyamin Netanyahu, her müzakere turunda yeni koşullar sunmaya ve gerek kendileri, gerekse ABD yönetimi tarafından arabuluculara verilen daha önceki vaatlerden geri adım atmaya devam ediyor.
10 ayı aşkın süredir devam eden Gazze savaşını sona erdirmeye yönelik mevcut müzakere yönteminin, ateşkesi sağlayacak bir anlaşmaya varılmaksızın, aylardır boş yere sürdürüldüğü açıktır.
Öte yandan, işgal hükümeti ile Filistin direnişi arasında Katar, Mısır ve ABD’nin arabuluculuğuyla başlayan müzakereler sürüyor.
Ancak İsrail’i savaşı durdurmanın yanı sıra rehine ve tutuklu takasına ilişkin bir anlaşmaya varmaya zorlayacak gerçek bir baskı olmadığı sürece, Gazze Şeridi’ndeki savaşın farklı şekillerde de olsa devam edeceği görülüyor.
Filistinli grupların ise ellerindeki İsrailli rehineler dışında pek bir baskı araçları yok.
Ancak bu baskı kartının gücü de, Netanyahu’nun rehineleri canlı olarak geri alma konusundaki açık ilgisizliği, askeri operasyonlarda aşırıya kaçması, kendine yönelik iç baskıları, İsrailli rehinelerin ailelerini ve onların bir takas anlaşmasına varılması yönünde tekrarlanan taleplerini göz ardı etmesi ışığında zayıfladı.
Gazze savaşını sürdürmek amacıyla erteleme
Al-Araby Al-Jadeed gazetesinin haberine habere göre, müzakereleri takip eden Filistinli kaynaklar, Netanyahu’nun bir müzakere turundan diğerine sürekli tutumunu değiştirmeye devam etmesi ve zaman zaman “herhangi bir Filistinli tarafından kabul edilemeyecek” koşullar koyması durumunda ateşkes anlaşmasına hiçbir zaman “ulaşılamayacağını” söyledi.
Söz konusu kaynaklar, Netanyahu’nun “Filistinlilerin İsrail iradesine tamamen teslim olmasını” istediğini ve bunun Gazze savaşının yol açtığı trajedilerin büyüklüğüne rağmen gerçekleşemeyeceğini belirtti.
Ayrıca kaynaklar, Netanyahu’nun, ciddi olmayan bir takas anlaşması istediğini, bunun da kabul edilemez koşullar belirlediği ve Filistin direnişinin talep ettiği birçok mahkumun serbest bırakılmasını reddettiği bir anlaşma anlamına geldiğini ekledi.
Aynı kaynakların görüşüne göre Netanyahu, uluslararası toplum ve hatta yakınlarından savaşın sona ermesi yönünde kendisine gerçek bir baskı gelmemesinden memnun görünüyor.
Filistinli kaynaklara göre bütün direniş güçleri ve Gazzeli gruplar, Hamas’ın 2 Temmuz’da ABD Başkanı Joe Biden’ın önerisiyle ilgili arabuluculara yanıt vererek sunduğu, “kalıcı ateşkesin sağlanması ve İsrail’in Gazze Şeridi’nin tamamından çekilme zorunluluğu” da dahil alınan karar üzerinde hemfikir.
Netanyahu’nun siyasi geleceği
Hamas Sözcüsü Cihad Taha konuya ilişkin Al-Araby Al-Jadeed gazetesine yaptığı açıklamada bu konu hakkında şunları söyledi;
“İsrail’in saldırıları durdurmak ve kalıcı bir ateşkes tesis etmek amacıyla müzakere yolunda izlediği erteleme, kaçınma, oyalama ve hatta engelleme politikası, bugün artık İsrail kamuoyuna, uluslararası topluma ve herkese açık bir hale geldi.”
Saldırı sırasındalar gerçekleşen her müzakere turunda, Siyonist tarafın gerçekleştirdiği engelleme politikasının açık olduğunu vurgulayan Taha, “Asıl amaç halkımıza yönelik saldırıyı sürdürmek ve daha fazla katliam yapmaktır” dedi.
İsrail’in devam eden müzakereleri savaşın sürmesi ve tüm ağır suçların işlenmesi için bir kılıf olarak kullanmak istediğini söyleyen Taha açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Netanyahu’nun her müzakere turunda sunduğu koşulların, aşırı sağın hükümetten çekilme tehdidi ışığında siyasi geleceğini korumak için saldırılara devam etmek ve aynı zamanda İsrailli rehinelerin iyiliği için müzakerelere devam ettiği mesajını iletmek gibi çeşitli hedeflere ulaşmayı amaçladığının çok iyi farkındayız.”
Taha, Hamas hareketinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını ve Biden’ın Mayıs ayı sonunda sunduğu öneriyi ele alırken gösterdiği esneklik ve pozitifliğin ardından, Netanyahu’nun “çözüme ulaşmakla ilgilenmediğini ve gerçekleşen tüm müzakere turlarında engelleme politikası” uyguladığını söyledi.
Filistin direnişi taleplerini sürdürüyor
Katar’ın başkenti Doha’da Hamas’ın katılımı olmadan gerçekleştirilen son müzakere turuna değinen Taha, “Hamas ve Filistin direnişinin istediği şey, temmuz ayında üzerinde mutabakata varılan uygulama mekanizmalarıdır. Yeni müzakere turlarına ihtiyacımız yok” dedi.
Arabulucular tarafından yürütülen çabaların devam ettiğini belirten Taha, “Kendisinden beklenen rolü oynamayan ABD yönetiminin işgalci hükümete baskı yapması ve onu 2 Temmuz tarihinde yaptığı öneriyi kabul etmeye zorlaması gerekiyor” diye ekledi.
Taha, sahada direnişin mevcut olduğunu ve Filistin halkını mümkün olan her yola başvurarak savunmanın ve İsrail’in cinayet ve suç politikasına karşı koymanın ahlaki ve ulusal görevleri olduğunu vurguladı.
Ayrıca, Arap ve İslam ülkeleri ile bölgedeki direniş hareketlerinin, Filistinlilere karşı suçlarını sürdüren Siyonist sömürge projesine karşı, sahip oldukları tüm imkanlarla desteklerini artırmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.
ABD bölgesel bir savaştan kaçınmak için iyimserlik yayıyor
İsrail’de de Netanyahu’nun her zamanki gibi sadece “müzakere yapmış olmak” amacıyla müzakere politikasını sürdürdüğü yönünde birçok tartışma yapılıyor.
Ancak üzerindeki iç ve dış baskılar, Netanyahu’yu bu politikadan vazgeçmesi ve bir anlaşmaya varması konusunda henüz ikna edemedi.
İsrail meseleleri konusunda uzman olan araştırmacı Antoine Shalhat, Al-Araby Al-Jadeed’e yaptığı açıklamada, “Netanyahu bir anlaşmaya varmakla ilgilenmiyor ve anlaşmanın ilk aşamada başlasa bile savaşın sona ermesine yol açacağına inanıyor” dedi.
Shalhat ABD’nin ise savaşı durdurmakla ilgilendiğini ancak son müzakere turlarındaki tutumunda İsrail’in pozisyonunu tam olarak ifade eder hale geldiğini belirtti.
ABD’nin bu müzakerelerden kaygı duyduğunu vurgulayan Shalhat, “Gazze’deki savaşın bölgesel bir savaşa dönüşmesini engellemek amacıyla iyimser bir hava yayıyor” dedi.
İsrail’e baskı yapılması gerekiyor
Shalhat, söz konusu müzakerelerin, gerilimi önlemenin yanı sıra bölgeyi, önümüzdeki Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimleri nedeniyle ABD’nin istemediği bölgesel bir savaşa sürüklememenin garantisi olduğunun altını çizdi.
Netanyahu’nun her müzakere turunda yeni koşullar eklediğine dikkat çeken Shalhat, “Çünkü şu anda yapılanlar sadece müzakere yapmış olmak için yapılan müzakerelerdir. Aynı zamanda Filistinlilere yönelik savaş ve katliamlar devam ederken, sahada açlık ve gerginlik tırmanıyor” dedi.
Son dönemde yapılan müzakerelerin Gazze savaşının bir özeti olduğuna dikkat çeken Shalhat, “Durumun çok saçma olduğu doğrudur. Kimse işlerin nereye varacağını tahmin edemiyor” diye konuştu.
Uluslararası tarafların ABD ve İsrail hükümeti üzerinde daha fazla baskı kurması gerektiğini vurgulayan Shalhat, “Çünkü İsrail’e baskı yapması için ABD’ye veya İsrail muhalefetine güvenmenin faydasız olduğu ortaya çıktı” diye ekledi.